Hızır AS ile Görüşen Celali Baba'ya Ne oldu?

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Bazılarına böyle yaşanmış olaylar MASAL gelir.

:)
 

abla

Doçent
Katılım
21 Kas 2006
Mesajlar
694
Tepkime puanı
16
Puanları
0
kuteybe kardeşim, hafaza melekleri veya hızır aleyhisselam ne farkeder.Önemli olan Rabbımızın biz farkında olmasakta bi takım tehlikelerden bizi nasıl muhafaza ettiğinin yaşanmış olmasıdır.Kimin eliyle yardım edeceğini kendi bilir.
kaldıki hızır a.s. ile görüşen bir insan tanıyorum.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Hızır Aleyhisselâm'ın günde EN AZ bir vakit kesin olarak İSTANBUL BEYAZID CAMİİNDE namaz kıldığı mervidir.
Biliyor muydunuz ?
 

KuTeYBe

Doçent
Katılım
21 Nis 2007
Mesajlar
637
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Arz mesciddir..
Hızır ölmüştür, naklî ve aklî deliller onun öldüğü konusunda kesinlik gösteriyor. Allah bize de onun bilgisi gibi bilgi versin inşaAllah.

"abla" rumuzlu zâtın ilk mesajında; "inanan,inanmayan hayattadır,değildir diyen v.s.burda bunları tartışmak değil maksadım" demiş ya. Biz de tartışmak istemiyoruz. Onun hakkında gelen haberler mevzudur. İmam Nevevi "taziye" hadisini kullandığı için tenkide uğramıştır. Amacım tartışmak değil.

Ancak müşarunileyhâ'nın ikinci mesajındaki bir yer önemli. Demiş ki "Kimin eliyle yardım edeceğini kendi bilir." İşte Hızır'ın hâlâ yaşıyor olduğu gibi safsatalar Hafaza meleklerini insanlara unutturuyor, oysa sahih haberlerde bize gelen Hafaza melekleridir. Öteki türlü olunca nasıl her bid'a bir sünneti öldürüyorsa her safsata bir gerçeği örtbas ediyor (küfrediyor)

Biz, Ebu'l -Ferec İbnu'l-Cevzî gibi düşünüyoruz. O der ki; "Eğer Buhari'deki onunla ilgili hadis olmasaydı, böyle bir insanın yaşadığına bile inanmazdım."

En doğrusunu Allah bilir, bizse ancak O'nun bildirdiği kadar bilebiliriz.
 

zebih

Kıdemli Üye
Katılım
22 Ara 2006
Mesajlar
4,033
Tepkime puanı
100
Puanları
63
Konum
kayseri
Allah'ın yeryüzünde müslümanlara hizmet etmek için gezinen kulları her daim vardır. melekler ruhaniler v.s. onların müslümanlara -Allah'ın izni ve görevlendirmesi dairesinde- çeşitli hizmetleri söz konusu olabilir. buı manada birimizin hızır'ı diğerimiz dahi olabilir.

bu hizmetleri görenlerin ortak adı tarih boyunca hızır, yeşil sarıklı v.s ile anılmıştır.

dolayısıyla hızır ismi daha çok bir nevi vazife sıfatı kabilinden anılagelmektedir.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
çeşitli alıntılar:
buna çok güldüm...
Hızır ölmüştür,
:confused1::blink:

Ben size dememişmiydim, bazilarina bunlar MASAL gelir diye !..

:(
 

hafsa

SABIR DOSTU
Katılım
19 Nis 2007
Mesajlar
3,057
Tepkime puanı
335
Puanları
0
Yaş
42
Konum
KOCAELİ
hem maddi hem manevi alemde yaradılana yaradandan ötürü şefkat,merhamet duyan,yardım eli uzatan gani gönüllü insanlardan Allah razı olsun.onları Alemimizden eksik etmesin.manevi hastalıklarımızada yangın çıkmadan yetiştirsin rabbim hızır gibi kullarını (amin)


amin .


Anlayana çok güzel bi msj..allah razı olsun abla paylaşımın için.
 

Arifane

Profesör
Katılım
27 Kas 2006
Mesajlar
843
Tepkime puanı
15
Puanları
0
Yaş
56
Konum
Bursa
hızır as. hazır olana gelir, demekki! sn. abla kendisiyle karşılaşmaya
hazır ve kamil bir durumdaymış, her önüne gelene gelmez hızır hu.......
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Hızır AS.'ın Nebi mi Veli mi? Sağ mı? Değil mi? olduğu konusunda alimler ihtilaf etmişlerdir.. Kehf Suresinde, Musa AS.'ın ilm-i Ledün öğrendiği, ALLAH katından ilme sahip kulun Hızır AS. olduğu Hadis-i Şerifler ile bildirilmiştir..

Tasavvuf inkarcıları, Musa AS.'a kalb ilmini öğreten Hızır AS.'ın Hızır olmadığı iddia ederler.. Bazıları ona Nebi diyerek işin içinden çıkmak isterler.. Bazıları da o ilim öğretene Melek diyerek işi aslından saptırmaya kalkmışlardır.. Çünkü Hızır'ın Hızır olmadığı Nebi olduğu ya da Veli olmadığı kabul edilirse rahatlayacaklar.. Çünkü içinde bulundukları inkarın "doğru" çıkması için böyle anlaşılması gerekir, böyle olması istekleridir..

Peki, gerçekten bunların ileri sürdükleri konularda Alimler ittifak etmiş midirler? İşte bu başlıkta geniş bir şekilde bu konuları ele alacağız inşALLAH:
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Kehf 60. Bir vakit Musa, genç adamına (Yuşa AS.'a) demişti ki: “Durup dinlenmeyeceğim; tâ iki denizin birleştiği yere kadar varacağım, yahut senelerce yürüyeceğim.”

Kehf 65. Derken, kullarımızdan bir kul buldular ki ona katımızdan bir Rahmet vermiş, yine ona tarafımızdan bir ilim öğretmiştik.

Kehf 66. Musa ona: “Sana öğretilenden, bana, doğruyu bulmama yardım edecek bir bilgi öğretmen için sana tâbi olayım mı?” dedi.




'Musa Aleyhisselam'ın Hızır Aleyhisselâm'la Buluşma İsteği' İle İlgili Rivayetler:


274. Buhari, Hızır Aleyhisselâm'ın Musa Aleyhisselâm ile buluşmasıyla ilgili hadisi C.4, s.154'de vermiştir:

Aliyyu'bnu Abdillah, Süfyan'dan, o, Amru'bnu Dinar'dan, o, Sa'îdu'bnu Cubeyr'den rivayet etmiştir, Sa'îdu'bnu Cubeyr der ki:

"ibnu Abbas RadıyALLAHü Anh'a, 'Nefv el-Bikâlî, Hızır ile buluşan Musa'nın Beni israil'e gönderilen Musa olmadığını, Onun başka bir Musa olduğunu sanıyor' diye söyledim. Ibnu Abbas şöyle söyledi: 'ALLAH'ın düşmanı yalan söylüyor, Übeyyu'bnu Kaab'ın Resulullah Aleyhisselam'dan bize rivayet ettiğine göre Musa Aleyhisselâm bir gün Benî israil içinde bir konuşma yapmaya durdu, ona: 'İnsanların içinde en bilgilisi kimdir?' diye soruldu. O da: 'Benim' dedi. Yüce ALLAH, asıl ilim sahibinin Hakk Teala olduğunu zikretmediği için onu azarladı ve ona: 'Hayır,iki denizin buluştuğu yerde benim bir kulum vardır, o senden daha bilgilidir' diye buyurdu. Musa Aleyhisselâm: 'Ey Rabbim, beni ona kim ulaştırabilir?' diye sordu.

Hadisin ravilerinden Süfyan der ki:

"Ben ona nasıl ulaşabilirim?" diye söylemiş de olabilir-

Yüce ALLAH: 'Bir balık alırsın, onu bir zenbile koyarsın, nerede balığı kaybedersen bil ki orası onun yeridir' diye buyurdu. Musa Aleyhisselâm zenbilin içine balığı koydu. Sonra adamı Yuşa bin Nun ile birlikte yola koyuldular. Bir kayaya geldiklerinde, başlarını o kayaya koyup dinlendiler...

Hadisin devamı hayli uzundur..

----

274., 275. ve 276. No'lu Hadisler tamamen bu konuya aittir..

el-Kastallanî Rahmetullahi Aleyh C.7,s.221'de Kehf Suresi ile ilgili bölümde: Bu hadis Kitabu'l-îlm'de geçti, müellif Rahmetullahi Aleyh bu hadisi, kitabı el-Cami'de (yani el-Cami'u's-Sahih'de) ondan fazla yerde zikretmektedir, diye kaydetmektedir.

--------------------------

Yukarıdaki "İnsanların içinde" ifadesine hassaten dikkat ediniz efendim..
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Hızır AS. ile ilgili başka bilgiler mesela Müslim'in "Fitne ve Kıyamet Alametleri" bölümünde de rivayet edilmiştir, bununla ilgili olarak:

2938. Nolu Hadis-i Şefif "Deccal gelecek, fakat kendisine Medine'nin yollarına girmek haram edilecektir. ... " diye başlamaktadır.. Devamında: "Müteakiben kendisine o günün en hayırlı insanı yahut en hayırlı insanlarından bir adam çıkacak ..." diye rivayet devam ediyor..

Ebû İshak dedi kî: «Bu zâtın Hızır Aleyhisselam olduğu söylenir.»

***

«Bu zât Hızır Aleyhisselâm'dır» diyen Ebû îshak, İmam Müslim'in kitabını rivayet eden İbrahim b. Süfyan'dır. Bu sözü hadîs râvilerinden Ma'mer de aynen Ebû îshak'ın yaptığı gibi hadîsin arkasında zikretmiştir. Mezkûr kavil Hızır Aleyhisselâm'ın sağ olduğunun delillerindendir. Bu mes'eleyi Kitabu'l-Menâkıb'de görmüştük.»

-------------


Yukarıdaki "En hayırlı insanı" ifadesine hassaten dikkat ediniz efendim..
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Yine Müslim'in "Emirlik" bahsinde 1861. nolu Hadis-i Şerifte Rıdvân denilen Hudeybiye bey'atında Sahabe Efendilerimizle beraber Hızır AS'ın da hazır olduğunu, onlarla birlikte bulunduğunu haber verenler olmuştur..

Mübarek Resulullah Efendimiz, bu beyat hakkında Câbir RadiyALLAHu anh hadîsinde:

«Bugün siz, yeryüzü halkının en hayırlısısınız »

buyurmuştur.. Bu Hadise dayanarak Şiiler bu bey'atta yer almayan Hz. Osman Efendimizle ilgili olarak "Beyatta hazır bulunan Hz. Ali Efendimiz Hz. Osman'dan üstündür" demişlerse de bu tenkid edilmiştir..

Yine bu haberlere dayanarak Hızır AS.'ın bir Peygamber değil, Beni İsrailin Velilerinden olduğuna kanaat getirenler olmuştur.. Gerçekten de eğer bey'atta hazır bulunan Hızır AS. eğer Peygamber olsa idi, O da o anda yer yüzünde bulunduğundan, yine bey'atta hazır bulunan Sahabe Efendilerimizin bir Peygamberden daha üstün olduğu manası çıkardı ki bu yanlış olurdu.. Bununla ilgili ifadeler şunlardır:

" Yine bu hadîsle bâzıları Hızır (Hadır) Aleyhisselâm'ın peygamber olmadığına istidlal etmiş ve: 'Peygamber olarak sağ bulunsa idi, Ashabın bir peygamberden üstün olmaları lâzım gelirdi; bu gösterir ki o zaman Hızır Aleyhisselâm sağ değildi.' demişlerse de sağ ve peygamber olduğunu söyleyenler buna cevap vermiş; 'Onun peygamberliğine delâlet eden âyetleri hatırlattıktan sonra o gün Ashabla birlikte Hızır Aleyhisselâm'ın da orada bulunduğunu söylemişlerdir. "


***

Sözün kısası Peygamber Efendimiz zamanında Hudeybiye Bey'atinde Ashab Efendilerimizle beraber Hızır AS'ın da o ağaç altında birlikte bulundukları haber verilmiştir.. Bu haber Hızır AS'ın var ve sağ olduğuna delil olarak gösterilmektedir..
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Demek ki:

1- Kehf Suresinde verilen "ALLAH katından ilim sahibi kimse" ile Musa AS.'ın macerası Sahih Hadis kaynaklarında da geçmekte ve orada ismi zikredilmeyen zatın Hızır AS. olduğu bildirilmektedir..

2- Kıyamete yakın olması haber verilen hadiseler içinde Hızır AS. ile ilgili rivayetler de muteber kaynaklarda yer almaktadır.. Bu haber de tek başına Hızır AS.'ın sağ olduğunu, bir efsane olmadığını göstermektedir..

3- Rıdvan Bey'atinde Ashabla beraber Hızır AS'ın da beraber bulunduğu rivayet olunmuş yine muteber kaynaklarda bu rivayetler yer almıştır.. Bu haberler de Hızır AS. var ve sağ olduğunun delillerindendir..
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Yine Buhari'de, "Kitabu'l Enbiya" da, Hızır AS. Musa AS. macerasının uzun ayrıntılarının peşine, Hızır AS'ın ayağının bastığı yerin yeşermesi haberi yer almaktadır:

"76-.......Bize İbnu'l-Mubârek, Ma'mer'den; o da Hemmâm ibn Münebbih'ten; o da Ebû Hureyre (Ra)'den haber verdi ki, Peygamber Efendimiz:

"Hızır'a Hızır (Hadır) denilmesinin sebebi şudur: Hızır otsuz kuru bir yere oturduğu zaman ansızın o otsuz yer Hızır'ın arkasından yeşillenip dalgalanırdı"

buyurmuştur..
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Müslim'in "Faziletler" bölümünde Hızır AS. ile ilgili haberler yine ayrıntılarıyla yer almıştır.. Abdulvahid Metin'in Hadis Ansiklopedisinde bu bölüm arkasına Hızır AS. ile ilgili ayrıca şu bilgiler / nakiller verilmektedir:

"Hızır yahut Hazır Belya b. Melkân ismindeki zattır. Künyesi Ebû'l-Abbâs'dır, İsminin Kelyân yahut Ahmed olduğunu söyleyenler de vardır.

Kendisine Hızr denilmesinin sebebi sahih rivayetlere göre beyaz bir postekinin üzerine oturup postekinin arkadan yemyeşil olarak sallanmaya başlamasıdır. Bu postekiden murad yeryüzüdür.

Bâzılarına göre Hızr denilmesine sebep yüzünün güzelliği ve parlaklığıdır. Ulemâdan bazıları onun Nûh Aleyhisselâm’ın sülâlesinden geldiğini, bir takımları da İshak Aleyhisselâm'ın torunlarından olduğunu söylerler.

İbni Abbâs'dan bir rivayete göre Hızr Aleyhisselâm’ın Hz. Âdem'in oğlu olduğu, eceli te'hir edilerek Deccal'in yalancılığını meydana çıkarıncaya kadar kendisine Ömür verildiği rivayet olunmuştur. Fakat bu hadîs de munkatı ve garibdir.

Rivayete göre Hızr Aleyhisselâm Hayat Suyu denilen sudan içmiş, onun için kendisine uzun ömür verilmiştir. Buhari'nin bir rivayetinde bu suyun bir ağacın dibinden kaynadığı, içine düşen her şeyin canlandığı, Hz. Musa'nın balığına da ondan isabet ettiği için dirildiği bildirilmektedir.

Hızr Aleyhisselâm'ın Peygamber mi, yoksa Velî mi olduğu ve halen yaşayıp yaşamadığı ulemâ arasında ihtilaflıdır. Peygamberliğine kail olanlar, çocuğu öldürdüğü zaman : «Ben bu işi kendiliğimden yapmadım...» demesiyle istidlal ederler. Çünkü kendiliğinden yapmaması onu ALLAH'ın emriyle öldürmüş olmasını iktiza eder. Bu da onun vahye mazhar bir Peygamber olduğunu, hattâ Hz. Musa'dan daha âlim bulunduğunu gösterir. Zira velî olsa Musa Aleyhisselâm'dan daha âlim olması mümkün sayılamazdı.

Velî olduğunu iddia edenler Hızr'a bu emrin o zamanın Peygamberi tarafından verilmiş olması caizdir, demişlerdir.

Müfessirlerden Salebî'ye göre Hızr Aleyhisselâm uzun ömürlü bir Peygamberdir. İnsanların ekserisine görünmez. Âhir zamana, yâni Kur'ân-ı Kerîm'in kaldırılmasına kadar yaşayacağı söylenir. Yine Salebi'nin beyânına göre Hızr Aleyhisselâm Hz. İbrahim zamanında yaşamıştır. Bu husustaki üç kavilden biri budur. Diğer bir kavle göre onun zamanından az sonra dünyaya gelmiş; üçüncü kavle göre Hz. İbrahim 'den çok zaman sonra doğmuştur.

Nevevî diyor ki: «Cumhûr-u ulemâya göre Hızr Aleyhisselâm sağdır; aramızda bulunmaktadır. Bu cihet Safiyye ile Salah ve Marifet erbabına göre ittifakdır. Onu gördüğünü söyleyenler ve onunla buluşarak kendisinden ilim aldığını, aralarında sualli cevaplı muhavere geçtiğini söyleyenler, şerefli ve hayırlı yerlerde bulunduğunu nakledenler sayılmayacak kadar çok; gizlenmeyecek kadar meşhurdur.»

Ebû Amr îbni Salah: «Cumhûr-u ulemâ ile sulehaya göre Hızr sağdır. Avam tabakaları da bu hususta beraberdir; onu inkâr hususunda yalnız bazı hadîs imamları şüzûz göstermişlerdir. O bir Peygamberdir.» diyor.

Kuşeyrî ile ulemâdan birçoklarına göre Hızr Aleyhisselâm Peygamber değil, Velidir. Ma'rûdi bu hususta üç kavil olduğunu söylemiştir. Bunlardan birinciye göre Hızr Aleyhisselâm Peygamber, ikinciye göre velî, üçüncüye göre melekdir. Nevevî bu üçüncü kavlin garib ve bâtıl bir söz olduğunu söylemiştir.

Buhârî, İbrâhimi Harbî, İbni Münâvî, îbni Cevzî ve diğer bir takım ulemâ Hızr Aleyhisselâm'ın vefat ettiğine kânidirler.

Ubey RadiyALLAHu anh: «Musa, ilmine mağrur oldu. ALLAH da onu Hızr'dan gördüğü şeylerle muaheze eyledi» demiştir. Ulemâ Hz. Musa ile Hızr görüşmesini Mûsa Aleyhisselâm için bir tenbih, ondan sonra gelecekler için, kendilerini temize çekerek büyüklenmesinler diye bir ta'lim kabul etmişlerdir."
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
-----------

Bir önceki mesajdaki bu cümleye özellikle dikkat edilmesini istirham ederim:

Bunlardan birinciye göre Hızr Aleyhisselâm Peygamber, ikinciye göre velî, üçüncüye göre melekdir. Nevevî bu üçüncü kavlin garib ve bâtıl bir söz olduğunu söylemiştir.

Demek ki Melek diyenlerin sözleri batıldır.. Zaten Melek olsaydı hatta Nebi olsaydı Ayet-i Kerimede bu hususiyeti bildirilir, en azından ismi verilirdi..


(Peş peşe mesajlar için değerli yönetimden anlayışlarını rica ederim.. Zira bir mesajdaki uzun yazıların, takibi güç oluyor)

Devam edecek inşallah..
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Son iletinin neticesi şudur:

Hızır AS.ın sağ olup olmadığı, Peygamber mi Veli mi olduğu konusunda alimler ihtilaf etmişler; ancak ulemanın çoğunluğu Hızır AS.'ın halen sağ ve Nebi olduğuna; Tasavvuf ulemasının çoğunluğu da sağ ve Veli olduğuna kail olmuşlardır..

Buna göre, Beni İsrailin Velilerinden olan Hızır AS., çok uzun vakitlerdir yaşamaktadır ve Kıyametten önce ahir zamanın sonlarına kadar yaşayacağı da bildirilmiştir..

Safiyye, Salah ve Marifet erbabı Hızır AS.'ın sağ olduğuna dair ittifak etmişlerdir. Zira, Onu gördüğünü söyleyenler ve onunla buluşarak kendisinden ilim aldığını, aralarında sualli cevaplı muhavere geçtiğini söyleyenler, şerefli ve hayırlı yerlerde bulunduğunu nakledenler sayılmayacak kadar çok; gizlenmeyecek kadar meşhurdur.
 

İsr@

hizmet erbabı
Katılım
4 Kas 2006
Mesajlar
3,080
Tepkime puanı
62
Puanları
0
Yaş
44
Konum
KOCAELİ
hiraros abi Allah razı olsun emeklerinize sağlık Rabbim inşallah biz aciz kullarının yanından hızır a.s mı eksik etmesin....
 
Üst