Her Müslüman kendi bahçesini temizlemekten mesuldür!..

Suyun mahiyetini anlamak için susuz kalmış bir bahçeyi sulamak lazım.Elektriği anlamak için de motorlara, cihazlara, aydınlatma şebekelerine bakmak gerekir.
Allah'ın sıfatlarını öğrenmek için de "Kerim, Rahim" diye doksan dokuz Esma-i Hüsna'yı ezberlemek değil, kainat kitabını dolduran yaratıkların sayfaları arasına başımızı gömüp düşünmek ve iç ahengin baş ilmeğini bulmak şarttır. Zira Kur'an, bizi her türlü taklitten çekip alıyor ve "düşünün!" diyor.
Bu kainat kitabını, dünya üniversitesinde okutacak bir muallime ihtiyaç vardır. Elbette ki bu sınıfta kitaba ve muallime inananlar birlik ve beraberlik içinde olacaklar... Çünkü Rabb'imiz bir, Kitab'ımız bir, kıblemiz bir, Peygamber'imiz bir, gayemiz bir... Bütün bu "bir"ler içinde biz nasıl yetmiş iki oluruz? Biz de biriz. "Fırka-i necatız!"
Sadece birlik olmak da kâfi değilmiş!.. Kitab'ımız böyle buyuruyor; öyle birlik olacağız ki fitne ve münafık boşluk bulup içimize girmesin... Elmanın içine kurt düşmesin yahut kiraz gibi durdukça kurtlanmayalım...
İnsan bahçesinin faiz, yalancılık, hile, hırsızlık, hıyanet, fuhuş, içki gibi yabani otları vardır. Her Müslüman, kendi bahçesini temizlemekten mesuldür.
İslamiyet, Müslümanlara hayat, hayata gaye ve istikamettir.
Ev ev, dükkân dükkân; amelden müesseseye kadar her şeye, tek nizam İslamiyet'tir.
Gelen nesil bunu ispata memurdur. Bekleyin, görün!
Her meslek erbabından dindar kişilere ihtiyaç var. İslâmiyet'i sadece hacının, hocanın malı zannetmek büyük hata... Bu sebeple kadın, erkek, yaşlı, genç... Herkes dinini öğrenmek mecburiyetindeler ki, Müslümanların üstündeki bu gariplik kalkabilsin... Aksi halde herkes mesul olur.
Dinimizi öğrenmek için ileriye süreceğimiz maniler, şimdiden söyleyelim ki, birer safsatadan ve şeytanın hilesinden başka bir şey değildir. Bu hususta en büyük vazife erkeklere düşüyor: Erkekler eşlerini yetiştirmek için imkân ve fırsatlar hazırlayacaklar ve aynı gayreti çocukları için de gösterecekler. Erkekler gerçekten erkek olup, dirayetlerini bu mesele üzerinde gösterebilirse çoğu mesele kendiliğinden hallolacaktır. Cesaretleri kavgada ve kaba kuvvette deneyenler, aynı cesareti ulvî noktalara teksif ederlerse hem kendileri çok şey kazanırlar hem de yakınları...
Evlere kitap, evlere ahlâklı âlimlerin taşınacağı günü dört gözle bekliyoruz. Çünkü o gün, kurtuluşumuzun şafağı olacaktır.
Hekimoğlu İsmail