HAZRET-İ NÛH aleyhisselam (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
Uzun Teblîğ Yılları -devamı- 15/04/2008 salı

Kur'ân-ı Kerîm, bu rahatsızlığı şu şekilde ifâde eder:

“Birbirlerine neyi soruyorlar? (O inanıp inanmamakta) ayrılığa düştükleri büyük haberi mi?” (en-Nebe', 1-3)

Putperest toplumlarda ise dâimâ kuvvetliler, zayıfları ezerek onları nefsânî arzûlarına göre köleleştirirler.

Zayıfın hakkını savunan bir hukuk yoktur.

Toplumda bütün menfaatler, güçlülere âittir.

Onlar, yaptıkları fiillerden dolayı âhirette bir bedel ödemeyeceklerine inanırlar.

Bu sebeple, hak dinlerdeki âhiret inancı, onları çok rahatsız eder.

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
HAZRET-İ NÛH aleyhisselam (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Hz. Nûh -aleyhisselâm- Uzun Teblîğ Yılları -devamı- 16/04/2008 çarşamba

2. Hak dinlerde disiplinli, metodlu bir ibâdet hayâtı vardır. Putperestlikte bu yoktur. Putperestler, putları menfaatleri doğrultusunda kendilerine yardımcı kabûl ederler.

Ve kendilerini koruyacaklarını zannederler. Nefsî arzuları, hak dinlerdeki disiplinli ibâdet hayatına boyun eğmek istemez.

3. Hak dinlerde peygamberler, topluma örnek şahsiyet (üsve-i hasene) olur*lar. Putperestlikte ise, böyle bir örnek endişesi yoktur.

Nefsânî arzularına göre istedikleri gibi hareket ederler. Meselâ câhiliye toplumundaki çok kocalı kadınlar buna bir örnektir.

İnsanda inanma ihtiyâcı, fıtrîdir. İnsan, Hakk'ı bulamadığı veya hak kendisine zor geldiği zaman, bâtıla meyleder. İnanç, şuuraltında kalarak gerçek kaynağa ulaşamayınca, küfür hâkim olur.

Ancak inanç, şuuraltından ilâhî vahiy istikâmetinde şuur seviyesine çıkıp kemâle erince, îmân gerçekleşmiş olur.

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
HAZRET-İ NÛH aleyhisselam (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Hz. Nûh -aleyhisselâm- Uzun Teblîğ Yılları -devamı- 16/04/2008 çarşamba

4. Putperestlerin güçlü, zengin ve ileri gelen kimseleri, toplumda sâde bir hayat yaşayan peygamberleri ve ashâbını kibirlerinden ötürü küçük görme bedbaht*lığına düşerler.

Çünkü onlar, inanan zayıf kimselerle beraber olunca, toplumda de*ğer kaybedeceklerini zannederler.

5. Putperestlerin hidâyetine mânî olan sebeplerden biri de, mal, mülk, evlâd gibi dünyevî câzibelerin onları gaflete bürüyerek acı bir aldanış içinde bırakması ve kalb gözlerini Hakk'a karşı perdelemesidir.

Âyet-i kerîmede buyrulur:

“Nefsânî arzulara, (özellikle) kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük, insanlara câzip kılındı.

Bunlar, dünyâ hayâtının geçici menfaatleridir. Hâlbuki varılacak en gü*zel yer, Allâh'ın katındadır.” (Âl-i İmrân, 14)

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
HAZRET-İ NÛH aleyhisselam (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Hz. Nûh -aleyhisselâm- Uzun Teblîğ Yılları -devamı- 16/04/2008 çarşamba

Nûh -aleyhisselâm-, putperest kavminin kötü niyetlerini ortaya döküp kendilerine meydan okuyordu:

“Bir de onlara Nûh'un kıssasını oku: Hani o bir zamanlar kavmine demişti ki: «Ey kavmim, eğer benim aranızda duruşum ve Allâh'ın âyetleriyle öğüt verişim size ağır geliyorsa,

şunu bilin ki, ben yalnızca Allâh'a tevekkül etmişimdir, artık siz ve ortaklarınız her ne yapacaksanız toplanıp bütün gücünüzle karar veriniz.

Sonra bu işiniz size dert olmasın. Sonra bana ne yapacaksanız yapın, mühlet de vermeyin.»” (Yûnus, 71)

Nûh -aleyhisselâm-'ın bu sözleri, O'nun Rabbine olan tevekkülünü göstermektedir.

http://www.nebilersilsilesi.com
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
HAZRET-İ NÛH aleyhisselam (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Hz. Nûh -aleyhisselâm- Bedbaht Kavmin Azâb Talebi 16/04/2008 çarşamba

Nûh -aleyhisselâm-'a, dâvetine başladığı ilk yıllarda îmân edenlerden başka inanan olmadı. Bunun yanında kavminin O'na ve mü'minlere yaptıkları eziyetler de had safhaya ulaştı. Hattâ câhilâne bir cesâretle azâb-ı ilâhîyi isteyecek kadar azgınlaştılar:

“Dediler ki: «Ey Nûh! Bizimle mücâdele ettin ve bize karşı mücâdelede çok ileri gittin. Eğer doğrulardan isen, kendisiyle tehdîd ettiğin (azâbı) bize getir!»” (Hûd, 32)

Bu vahiyden sonra zâlim kavmin, kendisini küçük görüp de teblîğini yalan saymaları ve, “Va'dettiğin azâbı getir!” demeleri üzerine Nûh -aleyhisselâm-, Allâh'ın irâde ve tasarrufunu onlara hatırlattı:

“ (Nûh) dedi ki: «Onu size, ancak dilerse Allâh getirir. Ve siz (Allâh'ı) âciz bırakacak değilsiniz! Eğer Allâh sizi azdırmak istiyorsa, ben size öğüt vermek istesem de öğüdüm size fayda vermez. (Çünkü) O sizin Rabbinizdir. Ve (nihâyet) O'na döndürülecek*siniz.»” (Hûd, 33-34)

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
HAZRET-İ NÛH aleyhisselam (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Hz. Nûh -aleyhisselâm- Bedbaht Kavmin Azâb Talebi -devamı- 17/05/2008 perşembe

Allâh Teâlâ, kavminin taşkınlıkları dolayısıyla Hazret-i Nûh'u tesellî sade*dinde şöyle vahyetti:

“Kavminden (şu ana kadar) îmân etmiş olanlardan başkası artık aslâ inanmayacak.

Öyle ise onların işlemekte oldukları (günahlardan) dolayı üzülme!” (Hûd, 36)

Nihâyet azâb-ı ilâhînin ilk başlangıç haberi olarak,

Cenâb-ı Hak, bu bir türlü uslanmayan azgın kavmi kırk sene yağmursuz bıraktı.

Hayvanları telef oldu.

Çocukları doğmadı.

Çâresiz kalarak Hazret-i Nûh'a mürâcaat ettiler. O da:

“–Şirkten dönün; sizin için duâ edeyim!” buyurdu.

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
HAZRET-İ NÛH aleyhisselam (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Hz. Nûh -aleyhisselâm- Bedbaht Kavmin Azâb Talebi -devamı- 17/05/2008 perşembe

“ (Sonra Nûh, Cenâb-ı Hakk'a şu şekilde ilticâ etti: «Yâ Rabbî, ben kavmime) dedim ki:

Rabbinizden mağfiret dileyin; çünkü O çok bağışlayıcıdır. (Mağfiret dileyin ki) üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin ;

mallarınızı ve oğullarınızı çoğaltsın; size bahçeler ihsân etsin; sizin için ırmaklar akıtsın!” (Nûh, 10-12)

Mukâtil bin Süleyman -rahmetullâhi aleyh- buyurur:

“Bu âyetlerden sonra, yağmur duâlarında istiğfâr okumak meşhûr oldu.”

Abdullâh bin Abbâs'tan:

“Bir kimse çok istiğfâr ederse, Allâh - celle celâluhû- onu her gamdan korur!

Her darlıktan ona çıkış nasîb eder.

Onu hiç ummadığı yerden rızıklandırır!” (Süyûtî, el-Câmiu's-Sağîr, II, 141)

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
HAZRET-İ NÛH aleyhisselam (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Hz. Nûh -aleyhisselâm- Bedbaht Kavmin Azâb Talebi -devamı- 17/05/2008 perşembe

Nûh -aleyhisselâm-, kavmini îkâz ve nasîhate şöyle devâm etti:

“Size ne oluyor ki, Allâh'a büyüklüğü yakıştıramıyorsunuz?!

Oysa, sizi türlü merhâlelerden geçirerek o yaratmıştır!

Görmediniz mi, Allâh yedi kat göğü birbiriyle âhenktâr olarak nasıl yaratmış!

Onların içinde Ay'ı bir nûr kılmış, Güneş'i de bir çerağ yapmıştır!

Allâh, sizi de yerden ot (bitirir) gibi bitirmiştir.

Sonra sizi yine oraya döndürecek ve sizi yeniden çıkaracaktır.

Allâh, onda geniş yollar edinip dolaşabilesiniz diye, yeryüzünü sizin için bir sergi yapmıştır.” (Nûh, 13-20)

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
HAZRET-İ NÛH aleyhisselam (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Hz. Nûh -aleyhisselâm- Bedbaht Kavmin Azâb Talebi -devamı- 19/04/2008 cumartesi

Ancak bu ahmak putperest kavim, hikmet dolu nasîhatlere kulak asmadılar. Böylece:

“ (Öğütlerin fayda vermemesi üzerine) Nûh: «Rabbim! dedi, doğrusu bunlar bana karşı geldiler de,

malı ve çocuğu kendi ziyânını artırmaktan başka işe yaramayan kimseye uydular.

Büyük hîleler, büyük desîseler kurdular! (Rabbim!

Onlar birbirlerine) dediler ki:

«Sakın ilâhlarınızı bırakmayın; hele Vedd'den, Süvâ'dan, Yeğûs'tan, Yeûk'dan ve Nesr'den aslâ vazgeçmeyin!»

(Böylece) onlar, gerçekten bir çoklarını saptırdılar. (Rabbim!)

Sen de bu zâlimlerin ancak şaşkınlıklarını artır!” (Nûh, 21-24)

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
HAZRET-İ NÛH aleyhisselam (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Hz. Nûh -aleyhisselâm- Bedbaht Kavmin Azâb Talebi -devamı- 19/04/2008 cumartesi

Bir baba oğluna Nûh -aleyhisselâm-'ı göstererek:

“–Bak, buna inanma!” dedi.

O da babasının elinden asâyı aldı.

Nûh -aleyhisselâm-'ın başına vurarak onu kan revân içinde bıraktı.

Nûh -aleyhisselâm- ise:

“Yâ Rabbî! Hayır dilemiş isen, hidâyete erdir!

Yoksa Sen onlara hükmedinceye kadar bana sabır ver!

Çünkü Sen hükmedenlerin en hayırlısısın!” diyordu.

Ancak eziyetler iyice arttı.

Yapacak bir iş kalmadı.

Bunun üzerine Nûh -aleyhisselâm-:

“Rabbine: « (Yâ Rabbî) mağlûb oldum; artık bana yardım et!» diyerek yalvardı.” (el-Kamer, 10)

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
HAZRET-İ NÛH aleyhisselam (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Hz. Nûh -aleyhisselâm- Bedbaht Kavmin Azâb Talebi -devamı- 19/04/2008 cumartesi

Nûh -aleyhisselâm- uzun yıllar tebliğe devam etmesine rağmen ona çok az kimse inanmıştı.

Bir nesil ölüp gidecekken kendilerinden sonra gelecek nesillerine Nûh'a îmân etmemelerini, ona muhalefet edip onunla savaşmalarını tavsiye ediyorlardı.

Babalar, yetişip akıl bâliğ olan çocuklarına:

“–Yaşadığı sürece Nûh'a aslâ inanmayacaksınız.” diye öğütlerde bulunuyorlardı.

Fıtratları tamâmen bozulmuş, îmânı ve hakka ittibâı reddedecek bir şekle bürünmüştü.

Bu sebepten, Nûh -aleyhisselâm- şikâyet bâbında şöyle demişti:

“Rabbim! Yeryüzünde hiçbir inkârcı bırakma!

Şâyet Sen onları bırakacak olursan, kullarını saptırırlar; ahlâksız ve inkârcıdan başkasını doğu*rup yetiştirmezler.

Beni , anamı, babamı, inanmış olarak evime gireni (hâne halkımdan îmân etmiş olanları) , mü'min erkek ve kadınları bağışla! Zâlimlerin ise yalnızca helâklerini artır!” (Nûh, 26-28)

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
HAZRET-İ NÛH aleyhisselam (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Hz. Nûh -aleyhisselâm- Bedbaht Kavmin Azâb Talebi -devamı- 20/04/2008 pazar

Bu ilticâdan sonra Allâh - celle celâlühû- Hazret-i Nûh'a gemi yapmasını emretti:

“Gözlerimizin önünde ve vahyimiz uyarınca gemiyi yap, fakat zâlimlerin (kurtuluşu için) Bana yalvarma! Onlar mutlakâ boğulacaklardır!” (Hûd, 37)

Kavmi, Nûh -aleyhisselâm-'ın gemi yapmasıyla da alay etti. Âyet-i kerîmelerde buyrulur:

“Nûh gemiyi yapıyor, kavminden ileri gelenler ise, yanına her uğradıkça onunla alay ediyorlardı. Dedi ki:

« Eğer bizimle alay ediyorsanız, iyi bilin ki siz nasıl alay ediyorsanız, biz de sizinle (öyle) alay edeceğiz!

Kendisini rezil edecek azâbın kime geleceğini ve sürekli bir azâbın kimin ba*şına ineceğini yakında bileceksiniz!»” (Hûd, 38-39)

Hak ve hakîkate kalbleri körelmiş halk, gece gelip gemiyi yakmak istiyorlar, yakamayınca:

“–Bu senin sihrindir!” diyorlardı. Gemiyi kirletiyorlardı. Bir müddet sonra uyuz hastalığına yakalandılar.

Tedâvî için kendi pisliklerini yüz*lerine sürmeye mecbûr kaldılar.

Cenâb-ı Hak, onları bu alâmetlerle îkâz ettiği hâlde intibâha gelmiyor, bir türlü uyanmıyorlardı.

http://www.nebilersilsilesi.com
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
HAZRET-İ NÛH aleyhisselam (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Hz. Nûh -aleyhisselâm- Gelen Azâb: Tûfân 20/04/2008 pazar

Nûh -aleyhisselâm- ve mü'minlerin inşâ ettiği gemi zor şartlara dayanıklı sert ağaçtan yapılmıştı.

Üç katlı olduğuna, iki veya dört senede tamamlandığına ve içinde ateş yakılarak buharla çalıştığına dâir rivâyetler vardır.

İbn-i Abbâs'tan rivâyete göre gemiye insanlardan sek*sen kişi bindi.

Âdem -aleyhisselâm-'ın Cebrâîl tarafından getirilen “Tâbût”u da gemiye alındı ve erkeklerle kadınlar arasına konuldu. (İbn-i Sa'd, I, 41)

Âyet-i kerîmede buyrulur:

“Nihâyet emrimiz gelip de fırın kaynadığı (fâra't-tennûr: iş kızışıp sular kabarmaya başladığı) zaman Nûh'a:

«–Her şeyden iki çifti, aleyhlerinde hüküm verdiklerimiz hâriç, âileni ve îmân edenleri gemiye bindir!» dedik. Zâten, onunla beraber îmân eden pek azdı.” (Hûd, 40)

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
HAZRET-İ NÛH aleyhisselam (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Hz. Nûh -aleyhisselâm- Gelen Azâb: Tûfân -devamı- 20/04/2008 pazar

Âyette geçen “tennûr” kelimesi, lügatte fırın demektir.

Başka mânâlara da ge*lir. Buradan hareketle bâzı âlimler,

Nûh -aleyhisselâm-'ın gemisinin ateşle kaynayan bir kazan tertibâtına sâhip, buharla çalışan bir gemi olduğunu söylerler.

Diğer bir âyet-i kerîmede gemiye binenler hakkında şu bilgi verilmektedir:

“O'na şöyle vahyettik: Gözlerimizin önünde (muhâfazamız altında) ve bildir*diğimiz şekilde gemiyi yap!

Bizim emrimiz gelip de sular coşup yükselmeye başla*yınca, her cinsten birer çifti ve bir de, içlerinden, daha önce kendisi aleyhinde hüküm verilmiş olanların dışındaki âileni gemiye al!

Zulmetmiş olanlar husûsunda Bana hiç yalvarma!

Zîrâ onlar, kesinlikle boğulacaklardır.” (el-Mü'minûn, 27)

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
HAZRET-İ NÛH aleyhisselam (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Hz. Nûh -aleyhisselâm- Gelen Azâb: Tûfân -devamı- 21/04/2008 pazartesi

Gemiye hayvanlar da alınmıştı. Rivâyete göre Nûh -aleyhisselâm-, yılan ve akrebi gemiye almak istemedi. Onlar da:

“–Senin ismini zikredenlere zarar vermeyiz!” diyerek söz verdiler.

Buna binâen buyrulmuştur ki, akrep ve yılan tehlikesiyle karşı karşıya kalan kişi:

“Bütün âlemler içinde Nûh'a selâm olsun!” (es-Sâffât, 79) âyet-i kerîmesini hâlis niyetle okursa, onların zararından korunmuş olur.

Nûh -aleyhisselâm- Allâh'ın emri istikâmetinde gemiye binecekleri bindirdikten ve gerekli hazırlıkları tamamladıktan sonra tûfanın alâmetleri görünmeye başladı.

Âyet-i kerîmede bu başlangıç şöyle tasvîr edilir:

“Bunun üzerine biz sağanak hâlinde boşalan bir su (yağmur) ile gök kapılarını açtık. Yeri de kaynaklar hâlinde fışkırttık.

Derken o sular takdîr edilmiş bir iş (tûfan âfeti) için birleşiverdi.” (el-Kamer, 11-12)

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
HAZRET-İ NÛH aleyhisselam (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Hz. Nûh -aleyhisselâm- Gelen Azâb: Tûfân -devamı- 21/04/2008 pazartesi

Nûh -aleyhisselâm-'ın oğlu Ken'an gemiye binmeyenlerdendi.

Hazret-i Nûh, son defa kendisine nasîhat ettiyse de fâide vermedi.

Kur'ân-ı Kerîm'de bu hâdise şöyle nakledilmektedir:

“...Nûh, gemiden uzakta bulunan oğluna: «Yavrucuğum! (Sen de) bizimle beraber bin; kâfirlerle beraber olma!» diye nidâ etti.

Oğlu: «Beni sudan koruyacak bir dağa sığınacağım!» dedi. (Nûh):

«Bugün Allâh'ın emrinden (azâbından) , merhamet sâhibi Allâh'tan başka koruyacak kimse yoktur!» dedi…” (Hûd, 42-43)

Oğluna yaptığı bu nasihatler fayda vermeyince Nûh -aleyhisselâm-, Rabbine yöneldi ve:

“Ey Rabbim! Şüphesiz oğlum da âilemdendir. Sen'in va'din ise elbette haktır.

Sen hâkimler hâkimisin!” (Hûd, 45) diye yalvardı.

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
HAZRET-İ NÛH aleyhisselam (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Hz. Nûh -aleyhisselâm- Gelen Azâb: Tûfân -devamı- 24/04/2008 perşembe

Nûh -aleyhisselâm-'ın, kavmine bedduâ ettikten sonra oğluna duâ etmesi, O'nun zellesi oldu. Zîrâ Allâh - celle celâlühû-, O'nu zâlimler için duâ etmekten nehyetmişti.

Bu durum karşısında câhillerden olmaması için de ilâhî îkâz geldi:

“Allâh buyurdu ki: «Ey Nûh! O aslâ senin âilenden değildir.

Çünkü onun yaptığı kötü bir iştir.

O hâlde hakkında bilgin olmayan bir şeyi Ben'den isteme!

Ben sana câhillerden olmamanı tavsiye ederim!» Nûh (yaptığı zellenin farkına vararak) dedi ki: «Ey Rabbim!

Ben Sen'den, hakkında bilgim olmayan bir şeyi istemekten yine Sana sığınırım.

Eğer beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen, hüsrâna uğrayanlardan olu*rum!»” (Hûd, 46-47)

Rivâyete göre Nûh -aleyhisselâm-, bu zellesinden dolayı çok ağlayıp gözyaşı döktüğü için kendisine “Nûh” denildi.

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
HAZRET-İ NÛH aleyhisselam (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Hz. Nûh -aleyhisselâm- Gelen Azâb: Tûfân -devamı- 24/04/2008 perşembe

Nûh -aleyhisselâm- istiğfâr ederek kusurundan hemen dönmüştü. Ama oğlu küfürden dönmedi ve sonunda:

“…Aralarına dalga girdi, oğlu da boğulanlara karıştı.” (Hûd, 43)

Yalnız Hazret-i Nûh, O'na îmân edenler ve gemiye alınan mahlûkât emniyet-i ilâhiyeye mazhardı.

Binmiş oldukları gemi, dağlar gibi dalgalar arasında yürü*yordu.

Allâh Teâlâ buyurur:

“Gemi dağlar gibi dalgalar arasında onları götürüyordu...” (Hûd, 42)

“İnkâr edilmiş olan (Nûh'a) bir mükâfât olmak üzere gemi, Bizim nezâretimizde akıp gidiyordu.

And olsun ki, onu bir ibret olarak bıraktık, ibret alan yok mudur? (Ey insanlar bakın;)

Benim azâbım ve uyarılarım nasılmış!” (el-Kamer, 14-16)

http://www.nebilersilsilesi.com
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
HAZRET-İ NÛH aleyhisselam (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Hz. Nûh -aleyhisselâm- Suların Çekilmesi 24/04/2008 perşembe

Hazret-i Nûh -aleyhisselâm-, gemiye binmeden önce kendisine öğretilen şu duâ vesîlesiyle selâmet içindeydi:

“…«Bizi zâlim milletten kurtaran Allâh'a hamd olsun! Rabbim! Beni bereketli bir yere indir!

Sen ağırlayıp ikrâm edenlerin en hayırlısısın.» de!” (el-Mü'minûn, 28-29)

Rivâyete göre tûfan, Receb ayının birinci gününde başladı ve gemi altı ay su üstünde sey*retti.

Sonra Allâh Teâlâ yere ve göğe emretti:

“Ey yer suyunu yut! Ve ey gök (suyunu) tut!..” (Hûd, 44)

Bu emr-i ilâhî üzerine sular çekildi ve gemi, 10 Muharrem Âşûra gününde Cûdî Dağı'na indi.

Sonra Nûh -aleyhisselâm-'a Cenâb-ı Hak tarafından:

“«Ey Nûh! Sana ve seninle berâber olan ümmetlere bizden selâm ve bereket*lerle (gemiden) in! Kendilerini (dünyâda) faydalandıracağımız, sonra da bizden kendilerine elem verici bir azâbın dokunacağı ümmetler de olacaktır.» denildi.” (Hûd, 48)

devamı var
 

kays

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eki 2006
Mesajlar
9,264
Tepkime puanı
38
Puanları
0
Konum
Kayseri
HAZRET-İ NÛH aleyhisselam (kuranı kerim ışığında) osman nuri topbaş

Hz. Nûh -aleyhisselâm- Suların Çekilmesi -devamı- 24/04/2008 perşembe

Hazret-i Nûh -aleyhisselâm- ve mü'minler necât bulmuşlardı. Âyet-i kerîmelerde buyrulur:

“Biz Nûh'u ve berâberindekileri dolu bir gemi içinde taşıyarak kurtardık!” (eş-Şuarâ, 119)

“...Onları ötekilerin yerine geçirdik, halîfeler yaptık! Âyetlerimizi yalanlayan*ları da (denizde) boğduk.

Bak ki uyarılanların (fakat inanmayanların) sonu nasıl oldu?!” (Yûnus, 73)

Dünyâda felâket, âhirette acıklı azâb...

Cenâb-ı Hak, zâlimlerin âkıbetini âyet-i kerîmede şu şekilde bildirir:

“Onlar günahları yüzünden suda boğuldular, ateşe sokuldular, kendilerine Allâh'tan başka yardımcı bulamadılar.” (Nûh, 25)

devamı var
 
Üst