Haya Gönlün Titremesidir

dilhuba

Profesör
Katılım
27 Eki 2006
Mesajlar
2,630
Tepkime puanı
20
Puanları
0
Konum
Manisa
Web sitesi
mustafababuroglu.sitemynet.com
HAYA GÖNLÜN TİTREMESİDİR


Haya imandandır ilahi kelamı kulağımıza küpe olmalı. Haya aynı zamanda gönlün titremesidir. Şöyle ki; insan bir suç işlediğinde, lambada titreyen alev misali yüzü kızarır ve kalbi melekeleri darmadağın olur. İç dünyamızda haya ışığı sönünce karanlığa bürünürüz, kurtuluş için çıkış yolu ararız hep. İçerisine düştüğümüz kuyudan çıkmak için tek sığınacak yerimiz Allah’ın rahmeti olduğunu anlarız o an. Çünkü karanlık ışığa muhtaç, onsuz olamaz..
Hazret Muhammed Diyaüddin(k.s); Hayatta hırsızlık yapmayı aklının kenarından bile geçirmeyen tüccar, şayet birkaç günlük bile olsa hırsız kimselerle dolaşsa, onlardan bir şey kapar. O da günün birinde hırsızlık yapmaktan artık haya etmez diye buyuruyor. Bu yüzden İnsanın çevresi de çok mühim, kimlerle oturup kalktığımıza dikkat etmeli.
Şeyh Ahmed-er Rufai taleberinden Siirtli Molla Halil bir hatırasını naklediyor:
Hocam Ahmed-er Rufai ile ders görüyordum, o anda pencereden bir adam seslenerek:
-Çabuk yetiş, derhal gel diye.
-Hocam hemen yerinden doğrulup dışarı çıktı ve yaklaşık onbeş dakika sonra tekrar medreseye döndüğünde bana dedi ki:
-O gelen kimdi biliyor musun?
Cevaben;
-Efendim inan geleni tanımadım, sen bilirsin, bunun üzerine Hocam:
-O gelen Şeyh Abdülkadiri Geylani idi. Beni çağırmasının sebebi Arap şehrinde Zengin birağa vergi toplamak için maiyetindeki adamları ile bir köyde dolaşırken seyyide bir kadının kapısını çalar, kadıncağız param yok, fakirim dedi. Kadın sırtını dönüp gideceği zaman ağa asası ile eteğini kaldırdı, kadın çok haya etti utandı, kızardı, sonra yüzünü Bağdata dönerekten tükürdü ve Abdülkadir Geylaninin merkadına doğru(türbesine) şöyle seslendi:
-Eğer sende namus gayreti varsa onu kabül etmezsin diyerek uzaklaştı. O sırada
ağa ibriğini alarak abdest bozmaya gitti. Maneviyatta Gavsi Geylani’nin zahiren müdahale yetkisi olmadığı için Onun talimatıyla zahiren bu görevi üstlendik ve bizde onu kılıcımızla öldürdük.
Hocamın anlattıklarının doğru olup olmadığını, sözkonusu yere birzaman yolculuk gerçekleştiğinde ve o yöre halkına sorduğumda harfi harfine olayı anlattılar.Yöre halkı en nihayetinde Hocamın sözlerine ilaveten;
-Abdest bozmaya gittiğinde bekledik bekledik gelmedi, gidip baktığımızda ağayı
öldürmüş olduklarını gördük dediler..Böylece Hocamın söylediklerinin doğru olduğunun kesin kanaatine vardım
Sakın siz siz olunböyle şeyler olur mu demeyin, Allahü Teala dostlarının bu dünyadan göç etmiş olsalarda Şeyh Abdülkadir Geylani gibi sevdiği kullar vasıtasıyla yine onun yolunda giden hayatta yaşayan bir başka Ahmeder-Rufai gibi gönül sultanların üzerinden dara düşen, edebinden dolayı yüzü kızaranların imdadı için Hızır misali görevlendirebilir. Bunlar maneviyatta olan biten durumlar, nitekim fersah fersah uzakta gerçekleşen bu durum olayın cerayan ettiği yerdeki halka sorulduğunda hakikat olduğuda ortaya çıkıyor pekala..
Kuldan utanmayan Allah’tan haya etmez derler ya, gerçekten insana edep Allah’a edep demek sayılır, yaratılanı sev yaratandan ötürü demeli Yunus misali. İnsanı sevki necat bulasın, Rabbül Alemin’in benim huzuruma kul hakkı ile gelmede ne ile gelirsen gel uyarısı bir çok anlam taşıyor içinde çünkü.
İman yetmiş küsur şubedir. Haya da imandan bir şube.(buhari, Müslim, Ebu Davud, tirmizi, Nesai, İbni Mace)
Hayasızlık çirkinliktir. Hayatın imanla taçlandıranlar hayasıda güzel olur ve ahlakı artarda. İlk Nübüvvet sözlerinden insanlığa ulaşan öğütlerden birkaçı da şudur:
-Eğer hayan yoksa dilediğini yap!(Buhari, İbni Mace, Ahmed b. Hanbel, Taberani; İbn Hibban)
Çıplaklıktan sakının! Zira sizin yanınızda sadece helaya girdiğiniz zaman ve erkek hanımına sokulunca ayrılan Melekler vardır Onlardan haya edin, onlara karşı saygılı olun(Tirmizi)
Evet bari kuldan utanılmıyorsa Meleklerden Allah’dan haya etmeli. Haya duygusundan mahrumiyet kötülüklere kapı aralar çünkü.
Sadece ilim alanında haya olmaz derler, o da öğrenmek amacına yönelik olması dolayısıyladır. Haya nedir bilmeyenler, ne edep endişeleri taşırlar ne de hayvani içgüdülerini zapturap altına almayı. Üstelik yaptıklarına kılıf bulmak içinde cinsel özgürlük, flört hayatı deyip su yüzüne çıkarlar. Oysa bütün uğraşları nefs adına didişip durmaktan ibaret. Boş oyalanışlarla hayada neymiş deyip, şeytana bile külah çıkartırlar. Zina denen kötü fiili cılalayıp boyayıp, üstelik iffet gibi kavramların içini boşaltarak asaletsizlik sergilemeyide ihmal etmezler. Varsa yoksa zevklerinin tatmin etmek tüm bildikleri.
Onlar vahye ve sünnete kulak vermezler, çünkü haya perdeleri kalkmış, ışıksız sürüleridir.. Es kaza Kur’an tilaveti duyduklarında sesine bile tahammül etmezler ve canları sıkılır. Allahü Teala buyuruyorki; Yalnız Allah anıldığı zaman ahirete inanmayanların içlerine sıkıntı basar, ama Allah’tan başkası anıldığı zaman hemen yüzleri güler (Zümer, 45) Onlar ki gözleri, beni hatırlatan bir örtü içindeydi., (Kuran’ı) dinlemeye de tahammül edemiyorlardı(Kehf,101)
Hayasız güruh hertürlü melaneti işlemeye müsait halleri olup yaptıklarından
pişmanlık duymadıkları gibi övünürlerde ya da mazaret üretirler. Şüphesiz bu şeytanlar doğru yoldan alıkoyarlarda, onlar kendilerinin doğru yolda oldukların sanırlar(zuhruf, 37)
Birde demezlermi güzele bakmak sevaptır, tabi ki mahremiyetine bakmak manasına değil bu söz, ama güzel kavramına yanlış mana yüklemek gibi hayasızca tanımlama amacı taşıyor. Hiçbir zaman Allah’ın haram olarak bakılmasına müsaade verilmediği yerlere bakmak asla güzel olamaz. Bir yerde ilahi ferman var bu konuda, diğer yerde heva ve hevesler sözkonusu, yine bir yanda emri ilahi gereği fıkhı kaideler var, diğer yanda koyu cehalet örnekleri var. Cehaleti güzel göstermeye çabalamak yetkisi kimseye verilmediği gibi, cehaletin sergilenmesinede müsaade edilmez. Tüm ilahi uyarılara rağmen makyajlanmak, cilalanmak gırılara gidiyor, sadeliğin verdiği zerafet ayaklar altına alınıyor . Tüm hınçla haya yerlere serilmek isteniyor, doğallık çiğnenmekte adeta.
Hadi diyelim abdest namaz günahları pak ediyor, ya çıplaklığı ve hayasızlığı ne ile giderebileceğiz? Modernlik kisvesi adı altında kadını metalaştırmanın adıdır Cilali imaj devri, yontma taş devri, cilalı taş devri diye tarihi döngülerden bahsederken cilali imaj devrine rücu ettik maalesef. Ağlayasan mı gülesen mi?

ALPEREN GÜRBÜZER
 
Üst