Hatırlatmalar

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Sâdık Dânâ
2006 - Nisan, Sayı: 242, Sayfa: 031​

Sohbetimiz kulluk mes’uliyetimizin ciddiyeti üzerine olacak.

Cenab-ı Hak bizi elhamdülillah kendine kul yapmış, Habîb-i Edîbine ümmet yapmış, bizi bu güzel ve âlî yola sevketmiş. Bundan büyük bir seadet de mevzu bahis olamaz. Tekrar elhamdülillah...

Bize düşen vazife bu yolun icabı ne ise onu yerli yerinde isti’mal etmeye gayret etmektir. Yoksa biz dünyaya başıboş olarak gelmedik. Gelişimizin sebebi var. Cenab-ı Hakk’ın biz müslümanları böyle âli yola sevketmesinin kıymetini bilmemiz lazımdır.

İnsan iki kısımdan mürekkepdir; Cesed olan ilk kısım et, kan, kemik vesaireden meydana gelmektedir. Cenab-ı Hak bu tarafa pek ehemmiyet vermemiş. Rabbımızın ehemmiyet verdiği cihet manevi hususlar yani ikinci kısım olan ruh tarafımızdır. Manevi hususlarımızı ıslah etmeğe sa’y-ü gayret edeceğiz. O da durup durduğu yerde olmaz. Bilhassa Rabbımızın izni ile Şeriat-ı Ğarrâ-yı Ahmediyye’ye dikkatli olmakla olur. Cenab-ı Hak bize neyi emretti ise seve seve yapacağız. Cenab-ı Hak neyi yasak etti ise seve seve ondan da kaçınacağız. Ashab-ı kiram hazeratının meziyetleri yüksekti. Bu hususlara dikkatli olmuşlar, şerîatın emir ve nehiylerini harfiyyen yerine getirmişlerdir. Bunun için ashab-ı kiramın derecesi en büyük velilerin derecesinden daha yüksek olmuş oluyor.

Madem Cenab-ı Hak bizi bu yola şevketti bu bizim için güzel bir fırsat. Bugün çok kimseler vardır; namazını kılar orucunu tutar fakat kabuğunu kırıp manevi yola dönemez. Namazını kılar -ama namaz da tabiî herşeyde olduğu gibi kalite kalitedir– farzını ifa etmiş olur. Fakat Cenab-ı Hakk’ın istediği şekilde bir namaz olmayabilir.

Bizler zikir dersimize ehemmiyet vereceğiz erken yatacağız, erken kalkacağız. Erken yatıldığı zaman vücud dinlenmiş olur. Akşam yemeğini hafif yiyeceğiz. Bunları yaptıktan sonra seherlerde derslerimizi zevkle ifâ edeceğiz.

Dersimizi yaparken de havâtıra fırsat vermemek lâzımdır. İnsanın dili bir taraftan “Allah Allah” der, zihni, aklı başka yerdedir. Tabii böyle bir zikir iyi netice vermez. Rabbımızdan başkasına kulluk yok. Başka hiçbirşeye zihnimizde yer vermeyeceğiz, bertaraf edeceğiz. Havâtır geldiği zaman üçbeş dakikalık kısa bir rabıta yaptıktan sonra yine kaldığımız yerden dersimize devam ederiz. Ders sırasında uyku geldiği zaman dersin geriye kalan bir kısmını sesli olarak yaparız. Seslide huzur bozulursa tekrar sessizliğe döneriz. Hülasa vazifemiz mühim bir vazifedir. Cenabı Hakka yaklaşmak istiyorsak, Cenab-ı Hakk’ın has kulu olmak istiyorsak bunu yapmaya mecburuz.

İkinci vazifemiz sohbetlere devam edeceğiz. Sohbetlere iştirak, aşk-ı ilahiyi kalpde daha ziyade eyler. Sohbetlerde ayeti kerime, ehadisi şerife, evliyaullah menakıbı, diğer eserler okunuyor. Maksat kalpdeki dünya muhabbetinin (dünya muhabbeti demek dünya sıkıntısı demektir) alınıp, Mevlâ muhabbetinin konulmasıdır. Dersimizi seve seve yaptığımız gibi sohbetlerimize de yine seve seve gideceğiz.

Bir diğer husus da ahlakî durumumuza dikkat edeceğiz. Çünkü “Siz nerede olursanız olun o sizinle beraberdir” buyuruluyor. Biz başıboş değiliz, devamlı Cenab-ı Hakk’ın murakabesi ndey iz. Rabbımızın devamlı murakabesinde, yani nazar-ı ilahisinde olan kimse her yaptığı işi ölçülü yapar. Oturması, kalkması, yemesi, içmesi hep yerli yerinde ve verimli olur.

Bu hususlara da dikkat ettikten sonra cemiyete İslâmiyete faydalı olacağız. Nasıl faydalı olacağız? Elimizden gelen vazifeyi ifa ederek. Mali vaziyetimiz müsait ise kesemizi açacağız. Eli sıkılık bilhassa Hak yolunda olanlar için makbul birşey değildir. İlmimiz varsa ehlini bulacağız ve münasip yerlerde onu neşredeceğiz. Cenab-ı Hak isterse ona o fırsatı verir. Hangi meslek erbabı isek kendi mesleğimizde her hususda cemiyete faydalı olacağız. Komşuyu ziyarete gideceğiz, hastalarımızı ziyaret edeceğiz. Cenaze teşyiinde bulunacağız. İnsan niyet ettikten sonra daha nice nice tatlı, güzel ameller işleyebilir. Rabbımız hepimizin muîni olsun.

Bu kulluk vazifelerimizi ne zamana kadar yerine getireceğiz. Ruhumuz cesedimizden ayrılıncaya kadar. “Efendim benim dersim tekâmül etti, ben şu murakabe makamına geldim” demek kâfi değildir. İnsan mektepden diploma alır, meselâ doktor olur ama ismen doktordur. Asıl doktorluk ondan sonra tekâmül eder. Çünkü seyr-ü sülûkün nihayeti yoktur. “Efendim ben muhabbete geldim, Allah’ın has kuluyum, yan gelip yatayım” denirse bu uygun değildir. Mes’üliyet artmış oluyor.

Biz herşeyimizi sallalahu aleyhi ve sellem Efendimiz’in âdabına uyduracağız. Geçenlerde Bursa’da bir sohbetimizde de söylemiştik, bir insan bütün ömrünü ibadetle geçirse, alnı secdeden ayrılmasa, her gün oruçlu olsa, bütün malını mülkünü Hak yolunda feda etse gene kâmil insan olamaz. İlle de Fahri kainat Efendimizin yolundan gitmekle mükellefiz. Onun ahlakıyla ahlâklanmaya çalışılacak” o ne yaptı ne etti ise onu muhakkak nefsimizde takbik etmeye sa’yü gayret edeceğiz. Hakiki terakkiyat bununla olacaktır. Bu hususlara da dikkat edeceğiz elhamdülillah.
 

saliha kalem

Profesör
Katılım
3 Kas 2010
Mesajlar
1,705
Tepkime puanı
125
Puanları
0
çok fayidalı bir konu paylaşmışınız teşekkür ederim.
Allah razı olsun herkesin okumasını tavsiye ederim
 

SeNoL

MUEYABYA
Katılım
16 Kas 2006
Mesajlar
4,867
Tepkime puanı
224
Puanları
0
Yaş
42
Konum
Kocaeli
Sâdık Dânâ
2006 - Nisan, Sayı: 242, Sayfa: 031​

Sohbetimiz kulluk mes’uliyetimizin ciddiyeti üzerine olacak.

Cenab-ı Hak bizi elhamdülillah kendine kul yapmış, Habîb-i Edîbine ümmet yapmış, bizi bu güzel ve âlî yola sevketmiş. Bundan büyük bir seadet de mevzu bahis olamaz. Tekrar elhamdülillah....

Bu lütuf için aldığımız her nefeste şükretsek yine az. Yahudi, hristiyan, ateist bir ailenin evladı olarak dünyaya gelsek ve islamiyetten bi haber olsak halimiz ne olurdu. Allah Muhafaza. Mevla kıymet bilip hakkıyla kulluk edebilmek nasip etsin inş.
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Elhamdulillah. Hamdından ve Şükründen aciziz, Allah Tealanın. Gece gündüz hamd olsun, şükrolsun desek bile yetmez. En küçük bir nimeti dahi karşılamaz...

Talib abi, Allah Teala sizden razı olsun, pek mübarek ve faydalı bir konu açmışsınız. Teşekkür ediyoruz.
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Estağfirullah ağabey.

Anlatan güzel, anlatılan güzel olunca; anlatan anlatılanların güzelliğini kendi şahsında kusursuz olarak gösterince, bize de okumak, örnek almak düşer.
 

_Berceste_

bir tutam delilik...
Katılım
21 Eyl 2010
Mesajlar
6,798
Tepkime puanı
1,525
Puanları
0
ALLAH razi olsun ...
 

cicek demeti

Sükut
Katılım
7 Ocak 2011
Mesajlar
11,683
Tepkime puanı
3,778
Puanları
0
Kalbimizi Allah diye attirmak icin bos ve malayani islerden uzaklasmak gerekir..Insan istedimi tum hersey ayagina gelir yeterki istesin cunku cok buyuk ozelliklere sahiptir..Rabbim zikrinden bizleri mahrum etmesin ve kalbi yanliz Kendisi icin atan kalplerden eylesin inseAllah..Rabbim sizden razi olsun...
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Rabbim cümlemizden razı olsun. Mühim hatırlatmalar, tekrar tekrar okumakta faide var.
 
Üst