Dinde zorlama yok diyorlar " Dinde zorlama yok" cümlesi doğrudur. Fakat doğruyu yanlış ve batıl bir şekilde kullanmak da doğru değildir.
Dinde zormala yoktur'un manası: Bir kafire , kılıç zoruyla ' ille de gel müslüman ol diye zor kullanılmaz. çünkü zor kullanıldığı takdirde ne our? Adam münafık olacak! zahirde diyecek ki: ' Ben İslamiyeti kabul ettim.' Kalbinde inkar eder, münafık olur. Küfürden adamı kurtarmakla onu nifaka sokmuş oluyor... İşte bu islamda yoktur. Bunun için dinde zorlama yoktur.
Fakat müslüman olduktan sonra, kadın olduğuna göre örtünmeye mecburdur; veya erkek olursa onbeş yaşından itibaren aklı olduğu müddetçe namaz kılmaya mecburdur. zinadan sakınmaya mecburdur. hırsızlık yapmaktan kaçmak mecburiyetindedir. Buna zor kullanılır; "hırsızmlık yapma" yaptığı takdirde ceza verilir. " İçki içme" içtiği takdirde ceza verilir. Bu demek değildir ki; ' müslümanım' dedikten sonra, mslümanlığı tatbik etmeyen hakkında zor kullanılmaz. Böyle bir şey yoktur.
Her ne kadar bugün yer yüzünde islami olarak hüküm eden bir devlet olmasa dahi, dünyada bizim cezamız verilmese dahi, ahirette verilecektir. Afuv-u İlahiye yetişirse o müstesna.. Şefaate uğrarsa o müstesna..
"Dinde zorlama yoktur" demek; Kairi , münafık ettirmek yoktur demektir. Çünkü bir kimse zahirinde inanır, kalbinde inkar ederse münafık olur. Küfürden çıkarıp da nifaka sokmak yoktur. Ama müslümanım dedikten sonra zorlama vardır. Aksi takdirde islamiyetin bir faydası yoktur.
Yani islam dini kalbden yaşanacak bir inançtan ibaret değildir. " Dini kalbimde yaşıyorum, kalbim temizdir" diye birşey yok... Madem ki inanıyoruz inancımızı tatbik etmeye mecburuz. Mecburiyet olursa zor kullanmak vardır. Eğer dünyadaki hakimler zor kullanmazlarsa, amirler buu tatbik ettirmezlerse; ahirette yirmi kırbaç yiyecekler, biz de on kırbaç yiyeceğiz. Alaküllihal kişi müslüman olduktan sonra, günahlardan sakınmak mecburiyetindedir. sakınmadığı takdirde zor kullanmak vardır.
Allah teala Zülcelal hazretleri tüm ümmete intibah versin, bize de. tüm ümmeti ıslah ve hidayet etsin, bizi de. tüm ümmeti gavurların şerrinden korusun, bizi de. kalbler beraber olsun; zikir olsun; kendinizi sıkıntıya sokmayın
Pek sıhhatli kitaplarda görmedim ama, sıhhati az olan kitaplarda gördüm. çok ulema bunu inkar etmişler, bazıları da isbat etmişler, kesin kanaata varmadım; ama hikaye şu:
Hazreti Ömer radıyallahu anhu'nun oğullarından birisinin hakkında koğuculuk yapılmış, iftira edilmiş; bilhusus zina ile suçlamışlar. bekar olduğu için Hazreti Ömer buna had vermiş; ceza vermiştir. Habeşi bir kölenin eline kırbac veriyor; yüz tane kırbac vurmasını emrediyor:
" Yüz kırbaçtan sonra yaşarsa yaşar, ölürse ölür, doksanbeşinci kırbaçta , oğlu:
'Baba, bir yudum su...' hazreti Ömer:
'Beş kırbacın kalmış, beş kırbactan sonra sen öldüğün takdirde Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in yanına gidersen diyeceksin ki: Babam senin şeriatini benden daha fazla seviyordu.. '
Ve bu arada vefat etmiştir... Su içmeden, kırbac altında...
Bazı serseri insanlar diyorlar ki: Biz de ashab gibiyiz.. Var mıdır bizden böyle ashab gibi vladına ceza verecek!?.. namaza kalkmaz, namaz kılmaz!.. Gençtir!.. Saat onikide, bir de ve gelir!.. Gençtir!.. Kız, oğlan beraber dolaşır, görülür! Arkadaştır, sınıf arkadaşıdır!.. Bir de ashab gibidir!.. Bunlar Ehli Sünnet değildir... Bunlar Ehli sünnet değildir.. Eğer gerçek ehli Sünnet ise, dini, tefrikasız, öz evladından daha fazla sever.
Allah'ın son dini yani şeriati, fakir-zengin, amir-memur hakkında aynıdır. hatta Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem: " Vallahi eğer benim kızım Fatıma dahi hırsızlık yaparsa elini keserim." buyuruyor.
' Gençtir sonra tevbe edecektir. ' diye bir hüküm yoktur. büyük günahlardan vaz geçmeye mecburdur. Eğer bir kimse gençlikte, gençliğini Allah Teala'ya verirse ihtiyar olduktan sonra Allah onu sever....
Not: Bir sohbetten iktibastır