Harun Yahya

bilvanisi

Üye
Katılım
16 Eki 2006
Mesajlar
24
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
balıkesir
Harun Yahya Ya KarŞi Degİlİz Bence A.s Mi Kaldirip K.s Veya H.z Dİye Yazsaniz Daha İyİ Olur.ÇÜnkÜ A.s Peygamberler İÇİn Kullanilir K.s Veya H.z Evlİyalar İÇİn Kullanilir.hocaefendİde Dİye Bİlrsİn Fİtneye Vesİle Olmak İyİ BİŞey Degİldİr.degİŞtİr A.s Mi BaŞka BİŞey Yaz İnŞallah.
 

gumus_Tesbih

Paylaşımcı
Katılım
8 Eki 2006
Mesajlar
382
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Konum
van
(AS) denilmemeli idi Zira AS Peygamberlere ve büyük meleklere ardından söylenilen bir sözdür. yani öyle şiar görmiştür.
adnan hocayı bir peygamber olarak vasıflandırmak istiyorsanız o başka bir konu.
biraz okumak gerekli. okuyarak herşey daha iyi anlaşılır.
 

mültecii

Üye
Katılım
18 Kas 2006
Mesajlar
34
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
(a.s.) kısaltmasını (aleykum selam) olarak algılarsak problemin ortadan kalkacağını zannetmekle birlikte burada herkesin bileceği gibi bu nebilere ve meleklere saygı açısından onlara has olarak kullandığımız bir sözdür. hatırlarsınız yakın geçmişimizde üryan nezirlerde vardı:) sonuç olarak bu zat veya diğer herhangi bir insan için bu sözü kullanmak doğru olmaz. riske girmenin alemi yok:) ayrıca kendisinde bir mehdiyyet gördüğünü düşündüğüm için allah akıl fikir ihsan eylesin demekten kendimi alamıyorum. belki yüzlerce güzel işler eserlere imzasını koymuştur ama şeytanın ve nefsin en etkili savaşma yöntemlerinden biri de sağ gösterip sol vurmaktır.
 

yenibirgun

Üye
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
8
Tepkime puanı
0
Puanları
0
kim olursa olsun, islam dinine ne kadar hizmet ederse etsin ( a.s. ) denilemez bunu diyen dinden çıkmış sayılır son peygamber Hz. Muhammed s.a.v. dir, bunun aksini söyleyen cahildir. lütfen mesajı düzeltin ve kelimeyi şeadet getirerek imanınızı tazeleyin
 

yonat

Asistan
Katılım
2 Ara 2006
Mesajlar
305
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Konum
Everest
Web sitesi
www.avar.tr.cx
Selam...Adnan oktar ailesinden zengin ancak tüm bu hizmetleri yapacak kadar değil.Gönül zenginiki çevresinde toplanan varlıklı insanlarla zengin görünüyor..
 

HarunYahya

Üye
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
126
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Zuhurat
Web sitesi
www.ademyakup.net
RİSALE NUR’DA 1981- 1991 YILLARINA İŞARETLER

Bediüzzaman, hicri 1327'de Şam'daki Emevi Camii'nde on bin kişilik bir cemaate verdiği Şam hutbesinde de yine, 1371'den sonraki İslam aleminin geleceğine yönelik izahlar yapmış, ahir zamandan çeşitli tarihler vererek, İslam ahlakının mücadele ve galibiyet zamanına dikkat çekmiştir:

Evet şimdi olmasa da 30-40 SENE SONRA fen ve hakiki marifet (hüner, sanat , ilim ve fenlerle öğrenilen bilgi) ve medeniyetin mehasini (iyi ve faydalı yönlerini) o üç kuvveti tam teçhiz edip (o üç kuvvetle donatıp), cihazatını verip (gerekli ihtiyacını karşılayıp) o dokuz manileri mağlup edip (o dokuz engelleri yenip) dağıtmak için taharri-i hakikat meyelanını (gerçekleri araştırma eğilimi) ve insaf ve muhabbet-i insaniyeyi (insan sevgisini) o dokuz düşman taifesinin (sınıfının) cephesine göndermiş, inşaAllah YARIM ASIR SONRA onları darmadağın edecek. (Hutbe-i Şamiye, s. 25)
Bediüzzaman’ın Şam Hutbesi, İslam ahlakının hakimiyet zamanı ile ilgili net tarihler vermiş olması açısından son derece önemlidir.
... Evet şimdi olmasa da 30-40 SENE SONRA…

Bediüzzaman’ın vermiş olduğu bu tarih ile, bu hutbenin okunduğu tarihten 30-40 yıl sonrası, yani hicri 1401-1411 yılları kastedilmiştir. Miladi olarak ise bu tarihler “1981-1991 tarihlerine” denk gelmektedir.

Bediüzzaman'ın bu konuyu açıkladığı sözlerinden bir başkası ise şöyledir:

YETMİŞ BİRDE fecr-i sadık başladı veya başlayacak. Eğer bu, fecr-i kazib de olsa, OTUZ-KIRK SENE SONRA fecr-i sadık çıkacak.
(Hutbe-i Şamiye, s. 23)

Fecir: Tan yerinin ağarması, güneş doğmadan önceki kızıllık, sabah vakti
Fecr-i Kazib: Sabaha karşı ufukta yayılmaya başlayan birinci kızıllık.
Fecr-i Sadık: Fecr-i Kazib'den sonra yayılmaya başlayan ikinci aydınlanma
1371 + 30 = 1401 = 1981
1371 + 40 = 1411 = 1991


Bediüzzaman bu sözleriyle İslam ahlakının tüm dünyaya hakim olmasını güneşin doğuşuna benzetmiştir. Bediüzzaman bu örnekle, güneşin battıktan sonra ertesi gün yeniden doğması gibi, İslam ahlakının da dünya üzerinde tekrar doğup parlayacağına işaret etmiştir. Fecr-i Kazib ve Fecr-i Sadık ifadeleriyle bu doğuşun başlangıç yıllarına dikkat çekmiş, ve buna göre Hakkın karşısındaki batılı temsil eden düşünce olan ateizmin ve materyalist felsefenin dağıtılmaya başlamasının “1981-1991 yıllarında” gerçekleşeceğini belirtmiştir.

51) ÜÇ BÜYÜK VAZİFESİ OLACAK:

Bediüzzaman, Hz. Mehdi’nin “bir veya iki görevi değil, tam olarak ÜÇ BÜYÜK VAZİFESİ OLACAĞINI” bildirmektedir. Bediüzzaman, Hz. Mehdi'nin temsil ettiği cemaatiyle birlikte bu üç görevin üçünü birden yerine getireceğinden bahsetmiştir. Bediüzzaman bunun, Hz. Mehdi'yi kendisinden önce gelen müceddidlerden ayıran ve tanıtan en önemli alametlerinden olduğunu bildirmiştir.
Bu üç büyük sorumluluk diğer İslam alimlerinin dönemlerinde tam olarak yerine getirilmiş değildir. Bediüzzaman eserlerinde Hz. Mehdi'den önce gelen müceddidlerin, onun üç vazifesinden yalnızca birisini yerine getirdiklerini söylemiştir. Ancak ahir zamanda gelecek Hz. Mehdi'nin her üç görevi de birarada yapacağını ve bu özelliği nedeniyle de ahir zamanın “Büyük Mehdi”si ünvanını alacağını belirtmiştir.


Birincisi: FEN VE FELSEFENİN tasallutiyle
(etkisiyle) ve MADDİYYUN VE TABİİYYUN TAUNU, (materyalizm, Darwinizm ve ateizm hastalığı) beşer içine intişar etmesiyle (insanlar arasında yayılmasıyla),
herşeyden evvel FELSEFEYİ VE MADDİYYUN FİKRİNİ (materyalizm, Darwinizm ve ateizm gibi Allah’ı inkar eden dinsiz akımları) TAM SUSTURACAK TARZDA52 imanı kurtarmaktır. Ehl-i imanı dalâletten muhafaza etmek (iman edenleri sapkınlıktan korumak)...

(Emirdağ Lahikası, s. 259)



Bediüzzaman bu sözünde, Hz. Mehdi'nin üç büyük görevinden birincisini açıklamaktadır. Buna göre Hz. Mehdi'nin birinci görevi, “materyalist ve ateist felsefeleri tamamen susturacak bir şekilde insanların imanlarını kazanmasına vesile olmak”tır:

52) FELSEFEYİ VE MADDİYYUN FİKRİNİ (MATERYALİZM, DARWİNİZM VE ATEİZM GİBİ ALLAH’I İNKAR EDEN AKIMLARI) TAM SUSTURACAK TARZDA:

1-FEN VE FELSEFE:

Bediüzzaman bu sözlerinde fen ve felsefenin etkisiyle materyalizm, Darwinizm ve ateizm gibi Allah’ı inkar eden dinsiz akımların insanlar arasında yayıldığına dikkat çekmiştir. Bediüzzaman bu akımların etkisiz hale getirilerek tam olarak susturulmasının ve insanların imanının kurtarılmasının Hz. Mehdi'nin birinci görevi olduğunu belirtmiştir.
Bediüzzaman burada Hz. Mehdi'nin birinci göreviyle ilgili olarak “fen ve felsefe”nin etkisine özellikle dikkat çekmektedir. Bilim ve felsefe, iman şuuruyla yaklaşan insanların bakış açısıyla ilerlediğinde, büyük atılımlara, Allah’ın varlığının ve sıfatlarının daha iyi anlaşılmasına vesile olur. Bilimin, materyalizm savunucuları tarafından insanlar üzerinde oluşturulan yanlış yönlendirmelerini, Bediüzzaman'ın da belirttiği gibi Hz. Mehdi ortadan kaldıracaktır. Ahir zamanda teknolojinin hızla ilerlemesiyle birçok bilim dalında gelişmeler olacaktır. Allah’ın varlığının delilleri, yeryüzündeki iman hakikatleri bilimsel delilleriyle açıkça ortaya çıkacaktır. Hz. Mehdi bu gerçekleri insanlara en etkili yöntemlerle ulaştıracak ve bu konuda dünya çapında bir sonuç elde edecektir. Mesih Deccal’in ahir zaman fitnesi, ancak böyle güçlü yöntemlerle kırılacaktır.

2-MADDİYYUN VE TABİİYYUN TAUNU (MATERYALİZM, DARWİNİZM VE ATEİZM HASTALIĞI):Materyalizm ve ateizm, insanlığa büyük felaketler getiren sapkın akımlardır. Darwinizm, materyalizm ve ateizme fikri dayanak oluşturur. Darwinizm'in iddiası, kainatın ve canlılığın kör tesadüfler sonucunda kendi kendine yaşamı var ettiğidir. Son 150 yılın en büyük aldatmacası olan bu akımın fikren tam anlamıyla susturulması günümüze kadar mümkün olmamıştır. Darwinizm, modern bilimin son bulguları ve ilerleyen teknoloji vesilesiyle Hz. Mehdi döneminde tamamen ortadan kalkacaktır. İnsanlık tarihinin gördüğü bu en şiddetli fitnenin fikren susturulması Hz. Mehdi zamanında gerçekleştirilecektir.

Bediüzzaman bu sözlerinde Hz. Mehdi'nin, “FELSEFEYİ VE MADDİYYUN FİKRİNİ TAM SUSTURACAK TARZDA” bir çalışma yürüterek insanların imanlarının kurtulmasına vesile olacağını belirtmiştir. Bediüzzaman, ahir zamanda ateist felsefelerin bir tehlike oluşturacağını bildirmiş, özellikle Darwinist, materyalist felsefelerin ateizmle güç bulacaklarını ve Allah’ın varlığını inkar edecek tehlikeli bir çizgiye geleceklerini ifade etmiştir. Bu nedenle Hz. Mehdi'nin birinci vazifesinin, maddecilik fikri, yani Allah’ı inkar üzerine kurulmuş materyalist, Darwinist ve ateist felsefelerle mücadele etmek ve bu felsefelerin insanlar üzerindeki etkisini tam anlamıyla kaldırmak olacağını belirtmiştir. Bediüzzaman'ın burada kullandığı “TAM SUSTURACAK TARZDA” ifadesi son derece önemlidir. Bilindiği gibi materyalizmin hem Türkiye’de hem de dünyada kuvvet bulması Bediüzzaman zamanında devam ettiği gibi, vefatından yani 1960 yıllarından sonra da günümüze kadar devam etmiştir. Televizyon ve radyo kanallarının gelişmesiyle, yazılı basının da desteğiyle etkileri giderek artmıştır. Yani Bediüzzaman’ın vefatından sonra da materyalizm propagandası artarak 21. yy’a kadar gelmiştir.

Dolayısıyla kendisinin de ifade ettiği gibi, Bediüzzaman’ın döneminde bu konuda tam bir sonuç elde edilememiştir. Bediüzzaman bu sözünde kullandığı “TAM SUSTURACAK TARZDA” ifadesiyle bu gerçeğe dikkat çekmiştir. Materyalizm, ateizm ve Darwinizm’in çöküşüyle birlikte insanların imanını kurtarma görevi dünya çapında Hz. Mehdi'ye verilmiştir. Bediüzzaman’ın bizzat başladığı, ancak bütünüyle sona ermeyen bu akımla fikri mücadele, Hz. Mehdi ile devam edecek ve sonuca ulaştırılacaktır.

Bediüzzaman da "TAM SUSTURACAK" ifadesiyle, ancak Hz. Mehdi’nin bu mücadelede “tam bir üstünlük sağlayacağına” işaret etmektedir.


İkinci vazifesi:
HİLAFET-İ MUHAMMEDİYE (A.S.M.)
ÜNVANI İLE (Peygamberimiz (sav)'in halifesi ünvanı ile)53 ŞEAİR-İ İSLAMİYEYİ (İslam ahlakının esaslarını) İHYA ETMEKTİR (yeniden canlandırmaktır)54 ALEM-İ İSLAM’IN VAHDETİNİ (İslam aleminin birliğini) NOKTA-İ İSTİNAD EDİP (dayanak noktası yapıp)55 beşeriyeti (insanlığı) maddi ve mânevi tehlikelerden ve gadab-ı İlâhi’den (Allah'ın azabından) kurtarmaktır. Bu vazifenin, nokta-i istinadı (dayanak noktası) ve hadimleri (hizmetkarları), MİLYONLARLA EFRADI (fertleri) BULUNAN ORDULAR56 lazımdır.

(Emirdağ Lahikası, s. 259)



Bediüzzaman'ın açıklamalarına göre Hz. Mehdi, halihazırda çeşitli gruplar halinde dağınık olarak bulunan Müslümanları birleştirecek, İslam ahlak ve faziletini, Peygamberimiz (sav)'in gerçek sünnetlerini canlandıracaktır. İslam aleminin birliğini oluşturacak, bu vesileyle insanlığı maddi ve manevi tehlikelerden kurtaracak ve insanların Allah’ın gazabından sakınmalarına vesile olacaktır:

53) HİLAFET-İ MUHAMMEDİYE (A.S.M.) ÜNVANI İLE (PEYGAMBERİMİZ (SAV)'İN HALİFESİ ÜNVANI İLE) :
Bediüzzaman, “HİLAFET-İ MUHAMMEDİYE ÜNVANI İLE” sözleriyle Hz. Mehdi’nin İslam dünyasının önderi olacağını belirtmektedir. Hz. Mehdi'nin, “İSLAM TOPLUMUNUN LİDERİ VASFIYLA İslamiyet’i yeniden canlandırması, milyonları bulan bir topluluğun maddi ve manevi gücüyle hareket ederek tüm yeryüzünde İslam birliğini sağlaması” özellikleri, ne Bediüzzaman ne de ondan önceki müceddidlerin döneminde gerçekleşmemiş olaylardır. Bediüzzaman Said Nursi, yaşadığı dönem boyunca İslam dünyası ve Müslümanlar adına eşsiz hizmetlerde bulunmuş, pek çok insanın doğru yolu bulmasına, Allah’a yakınlaşmasına ve imanda derinleşmesine vesile olmuştur. Ardında halen Müslümanlar için önemli bir hidayet rehberi olan hikmet dolu eserler bırakmış, üstün ilim ve ferasetiyle tüm Müslümanlara ışık tutmuştur. Büyük mütefekkir Bediüzzaman, şüphesiz 13. asrın müceddididir. Ancak kendisinin de Peygamberimiz (sav)'in hadisleri doğrultusunda açıkladığı gibi, “TÜM MÜSLÜMANLARIN LİDERİ” vasfını taşıması söz konusu olmamıştır. Allah’ın izniyle tüm İslam alemi için büyük müjdeler içeren bu olaylar, ahir zamanda Hz. Mehdi vesilesiyle yaşanacak ve bu ünvanı da Hz. Mehdi taşıyacaktır. Bediüzzaman, bu konuyu tüm bu delilleriyle birlikte anlatarak, kendisinin ahir zaman Mehdisi olmadığını açık bir şekilde ifade etmiştir.
Bugün dünyada 1 milyarın üzerinde Müslüman yaşamaktadır. Dünya tarihinde ilk defa Müslümanlar sayıca bu kadar çokturlar. Bu büyüklükte bir kitleye önderlik tarihte kimseye nasip olmamıştır. Bediüzzaman'ın da müjdelediği gibi, bu şerefli vasfı Allah’ın izniyle ahir zamanın “Büyük Mehdisi” taşıyacaktır.


54) ŞEAİR-İ İSLAMİYEYİ (İSLAM AHLAKININ ESASLARINI) İHYA ETMEKTİR (YENİDEN CANLANDIRMAKTIR):

Bediüzzaman “ŞEAİR-İ İSLAMİYEYİ İHYA ETMEKTİR” sözleriyle, Hz. Mehdi'nin ikinci vazifesinin İslam ahlakının esaslarını yeniden canlandırmak olduğunu belirtmiştir. Bediüzzaman'ın burada kullandığı “İHYA ETMEK” kelimesi son derece önemlidir. Bu kelime “yeniden hayata kavuşturmak” anlamındadır. Hz. Mehdi İslam ahlakının dünya çapında yaşanmasına vesile olacaktır. Bediüzzaman bu konunun tohumlarını atmıştır, ancak belirttiği gibi “yeniden hayata kavuşturma şeklinde bir canlanma”, tam anlamıyla Hz. Mehdi vesilesiyle yerine getirilecektir.


55) ALEM-İ İSLAM’IN VAHDETİNİ
(İSLAM ALEMİNİN BİRLİĞİNİ) NOKTA-İ İSTİNAD EDİP (DAYANAK NOKTASI YAPIP):

Bediüzzaman bu sözleriyle Hz. Mehdi'nin, daha önce hiçbir müceddid tarafından yerine getirilmemiş olan görevlerinden birinin “İSLAM BİRLİĞİNİN SAĞLANMASI” olduğunu bildirmektedir. Bilindiği gibi bu birliktelik, dünya Müslümanlarının bir çatı altında yaşadıkları son devlet olan Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasının ardından ortadan kalkmıştı. Hz. Mehdi bu birliğin tekrar kurulmasına vesile olacak, milyonlarca Müslümanı biraraya getirecektir. Bediüzzaman Hz. Mehdi'nin, bu birliği dayanak noktası edinerek insanlığı maddi ve manevi tehlikelerden koruyacağını ve Allah’ın gazabından sakınmalarına vesile olacağını bildirmiştir. Bediüzzaman'ın da vurguladığı gibi, İslam birliğinin sağlanması ve bu birliğin liderliği ünvanının taşınması Bediüzzaman'ın döneminde, ondan önceki müceddidlerin tarihinde ve günümüzde de henüz gerçekleşmiş olaylar değildir. Bediüzzaman da bu gerçeği vurgulamış, bu olayların Hz. Mehdi'nin tanınmasında en önemli alametlerden biri olacağını hatırlatmıştır. Hz. Mehdi geldiğinde Bediüzzaman'ın da belirttiği gibi, vesile olacağı bu olaylarla Allah onu tüm insanlara tanıtacaktır.


56) MİLYONLARLA EFRADI (FERTLERİ)
BULUNAN ORDULAR:

Bediüzzaman “MİLYONLARLA EFRADI (FERTLERİ) BULUNAN ORDULAR” sözleriyle, Hz. Mehdi’nin bu birlikteliği sağlamasında, ona yardım edecek çok geniş bir kitlenin var olacağından söz etmektedir. Bediüzzaman Hz. Mehdi'nin hizmetinde, Allah’ın varlığı ve birliği konusunu, iman hakikatlerini tüm insanlığa anlatacak, geniş kapsamlı bir iman hizmeti yürütecek olan ilim ve iman toplulukları olacağını bildirmiştir.

Bediüzzaman, eserlerinde yer verdiği diğer sözlerinde kendisinin de bu ilim ordusunun, onlara önceden hazırlık yapan bir neferi yani askeri olduğunu anlatmaktadır. Yaşadığı dönemde, Bediüzzaman'ın hizmetinde
böyle geniş bir kitlenin desteği ve yardımı söz konusu olmamıştır. Bediüzzaman'ın da sözlerinde pek çok kez ifade ettiği gibi, sınırlı bir topluluk olan Nur talebeleri çok kısıtlı imkanlar içerisinde ve çok büyük fedakarlıklarla büyük bir iman hizmeti vermişlerdir. Bediüzzaman böyle büyük bir kitlenin desteğinin, ancak ahir zamanda söz konusu olacağını ve bunun da Hz. Mehdi'nin yerine getireceği bu büyük göreve nasip olacağını bildirmektedir.


Üçüncü vazifesi:
... O ZAT57 BÜTÜN EHL-İ İMANIN
(iman edenlerin) MANEVİ YARDIMLARIYLA58 ve İTTİHAD-I İSLAM’IN MUAVENETİYLE (İslam birliğinin yardımlaşmasıyla)59 ve BÜTÜN ULEMA VE EVLİYANIN (alimlerin ve velilerin)60 ve bilhassa AL-İ BEYT’İN NESLİNDEN (Peygamberimiz (sav)'in soyundan) HER ASIRDA KUVVETLİ VE KESRETLİ (çok sayıda) BULUNAN MİLYONLAR FEDAKAR SEYYİDLERİN İLTİHAKLARIYLA (Peygamber soyundan gelen fedakar kimselerin katılımlarıyla)61
O VAZİFE-İ UZMAYI (büyük görevi)
YAPMAYA ÇALIŞIR.62

(Emirdağ Lahikası, s. 260)


Bediüzzaman bu sözünde, Hz. Mehdi'nin üçüncü görevini açıklamıştır. Buna göre, Hz. Mehdi Kuran ahlakının göz ardı edildiği bir dönemde, insanların yeniden din ahlakına yönelmesine vesile olacak, İslam birliğini kuracak ve bu büyük görevlerinde kendisine destekçi olan pek çok salih insan bulunacaktır.

57) O ZAT:

Bediüzzaman, Hz. Mehdi için Risale-i Nur’un birçok yerinde olduğu gibi, bu sözlerinde de Hz. Mehdi için “O ZAT” ifadesini kullanmıştır. Bediüzzaman, hem “O” kelimesiyle hem de “ZAT” ifadesiyle Hz. Mehdi'nin bir topluluk veya manevi bir kişi değil, bir “ŞAHIS” olduğunu açıkça belirtmiştir.
Bu aynı zamanda da, Bediüzzaman'ın kitabın başından bu yana yer verilen Hz. Mehdi ile ilgili sözlerinde “3. KEZ” kullandığı “O” kelimesidir. Aynı şekilde buradaki “ZAT” kelimesi de Bediüzzaman’ın bu sözlerinde “2. KEZ” kullanılmaktadır. Yüksek ilim ve hikmet sahibi Bediüzzaman hiç kuşkusuz ki bu vurguları da belirli bir hikmetle yapmakta ve tüm Müslümanları Hz. Mehdi'nin “BİR ŞAHIS” olduğu konusunda en doğru şekilde bilgilendirmektedir.


58) BÜTÜN EHL-İ İMANIN (İMAN EDENLERİN) MANEVİ YARDIMLARIYLA:

Bediüzzaman, Hz. Mehdi'nin üçüncü görevini çok önemli ve geniş kitlelerin desteğiyle gerçekleştireceğini bildirmiştir. Bediüzzaman “BÜTÜN EHL-İ İMANIN MANEVİ YARDIMLARIYLA” sözleriyle, “TÜM MÜSLÜMANLARIN” ittifak halinde oluşturacakları birliğin Hz. Mehdi'nin bu görevdeki yardımcıları olacağını bildirmiştir.
Hz. Mehdi ve yardımcıları güçlerini Allah sevgisinden, iman coşkusundan alan cesur insanlar olacaktır. İmanlarının nuru tüm dünyanın aydınlanmasına vesile olacaktır. Tüm Müslümanların dahil olacağı böyle geniş çapta bir ittifakın desteği, Bediüzzaman'ın döneminde gerçekleşmiş değildir. Bediüzzaman'ın da müjdelediği gibi, bu geniş kitlenin manevi yardımları, ancak ahir zamanda Hz. Mehdi ile birlikte oluşacak ve onun üçüncü görevinin gerçekleştirilmesinde büyük bir rol oynayacaktır.


59) İTTİHAD-I İSLAM’IN MUAVENETİYLE
(İSLAM BİRLİĞİNİN YARDIMLAŞMASIYLA):

Bediüzzaman “İTTİHAD-I İSLAM’IN MUAVENETİYLE” sözleriyle, Hz. Mehdi'nin üçüncü görevini aynı zamanda “İSLAM BİRLİĞİNİN YARDIMLAŞMASIYLA” yerine getireceğini de bildirmiştir. Böyle bir birlik Bediüzzaman'ın yaşadığı dönemde henüz oluşmamış, dolayısıyla da böyle büyük bir ittifakın yardımı da söz konusu olmamıştır. Bediüzzaman İslam birliğinin bu yardımlaşmasının Hz. Mehdi döneminde gerçekleşeceğini ve onun üçüncü görevinde büyük bir destek sağlayacağını belirtmiştir.


60) BÜTÜN ULEMA VE EVLİYANIN (ALİMLERİN VE VELİLERİN)... İLTİHAKLARIYLA (KATILIMLARIYLA):

Bediüzzaman Hz. Mehdi'nin bu üçüncü görevindeki diğer bir desteğin de “BÜTÜN ULEMA VE EVLİYANIN KATILIMLARIYLA” gerçekleşeceğini bildirmiştir. Hz. Mehdi'nin gelişi 1400 senedir tüm İslam alimleri ve iman sahipleri tarafından büyük bir heyecanla beklenmektedir. Kuşkusuz ki bütün alimlerin ve velilerin katılımının sağlanacağı böyle büyük bir destek, Hz. Mehdi'nin mücadelesinde ve bu görevini yerine getirmesinde son derece önemli bir rol oynayacak ve büyük bir kolaylık sağlayacaktır. Dikkat edilirse Bediüzzaman burada “BÜTÜN” kelimesini özellikle belirtmiş ve Hz. Mehdi'yi “alimlerin tümünün birden” destekleyeceğini bildirmiştir. İslam alimlerinin böyle büyük bir ittifakla destek vermeleri Bediüzzaman'ın yaşadığı dönemde gerçekleşmemiştir. Bediüzzaman bu katılımın ancak Hz. Mehdi'nin yerine getireceği bu görev ile birlikte gerçekleşeceğini hatırlatmıştır.


61) A-Lİ BEYTİN NESLİNDEN (PEYGAMBERİMİZ (SAV)’İN SOYUNDAN) HER ASIRDA KUVVETLİ VE KESRETLİ (ÇOK SAYIDA) BULUNAN MİLYONLAR FEDAKAR SEYYİDLERİN İLTİHAKLARIYLA (PEYGAMBER SOYUNDAN GELEN FEDAKAR KİMSELERİN KATILIMLARIYLA):

Bediüzzaman bu sözüyle, Hz. Mehdi’nin Peygamber Efendimiz (sav)'in mübarek soyundan olacağına, ona destek verenler arasında da Ehl-i Beyt’ten yani Peygamber soyundan gelen kimselerin bulunacağına dikkat çekmiştir. Bediüzzaman, tüm Müslümanlar, İslam alimleri ve evliyalar ile birlikte “milyonlarca seyyidin de Hz. Mehdi’nin yanında yer alacağını ve bu kutlu zata destek vereceğini” bildirmiştir. Hz. Mehdi'nin üçüncü görevindeki diğer yardımcılarında olduğu gibi, böyle bir destek de daha önce ne Bediüzzaman döneminde ne de ondan önceki müceddidlerin devrinde gerçekleşmemiştir. Bediüzzaman'ın açıkladığı
gibi, “PEYGAMBERİMİZ (SAV)'İN SOYUNDAN GELEN MİLYONLARCA SEYYİDİN KATILIMI” ancak Hz. Mehdi döneminde gerçekleşecektir.


62) O VAZİFE-İ UZMAYI (BÜYÜK GÖREVİ) YAPMAYA ÇALIŞIR:

Bediüzzaman “O VAZİFE-İ UZMAYI YAPMAYA ÇALIŞIR” sözleriyle “Hz. Mehdi’nin bir şahsı manevi değil, “BİR İNSAN OLARAK İŞ BAŞINDA OLACAĞINI” ifade etmiştir. Zira bir şahsı manevinin bir görevi “yapmaya çalışması” söz konusu değildir. Böyle bir çaba ancak bir insanın gerçekleştirebileceği bir fiildir. Bediüzzaman da bu gerçeği vurgulayarak Hz. Mehdi'nin bir şahıs olduğunu ifade etmiştir.

Bediüzzaman sözlerinde ayrıca Hz. Mehdi'nin yerine getireceği hizmeti “BÜYÜK GÖREV” olarak nitelendirmiştir. Bediüzzaman'ın bu ifadesine göre Hz. Mehdi'nin yapacağı hizmetler, kendisinden önceki dönemlerde gelen müceddidlerin görevlerinden farklı, “ÇOK BÜYÜK ÇAPLI” faaliyetlerdir. Hz. Mehdi İslam ahlakını dünya çapında hakim kılacak, İslam dünyasını biraraya getirecek ve tüm Müslümanların liderliğini üstlenecektir. Bediüzzaman'ın “VAZİFE-İ UZMA” sözleriyle ifade ettiği bu olaylar Hz. Mehdi'nin tanınmasını sağlayacak en önemli alametlerinden olacaktır.


Bu kadarı yeterli sanırım detaylı bilgi için bknz:

http://www.harunyahya.org/imani/mehdiyet/altin.html

http://www.yasananahirzaman.com/site_hakkinda.html

http://www.beklenenmehdi.com/03.html


Şimdi burada fetevai kafaiyesi ile ahkam kesenler önce kendileri kelime-i şehadet getirsin sonra üstte bir kısmını aktardığım yazıyı güzelce,anlayarak okusunlar..!

Daha sonra Bediüzzaman Hz.lerinin müjdelediği Materyalizm ve Darwinizm ile Mücadele eden GÜNÜMÜZDEKİ(ki Üstad 30-40 sene sonra diyerek müjdelendiğine göre)tek,EN TESİRLİ eserler olan HARUN YAHYA KÜLLİYATINI tespit etsin;Ve bu eserlerin Hz. Mehdi (a.s) nin Birinci görevi olan:
"FEN VE FELSEFENİN tasallutiyle
(etkisiyle) ve MADDİYYUN VE TABİİYYUN TAUNU, (materyalizm, Darwinizm ve ateizm hastalığı) beşer içine intişar etmesiyle (insanlar arasında yayılmasıyla),
herşeyden evvel FELSEFEYİ VE MADDİYYUN FİKRİNİ (materyalizm, Darwinizm ve ateizm gibi Allah’ı inkar eden dinsiz akımları) TAM SUSTURACAK TARZDA52 imanı kurtarmaktır. Ehl-i imanı dalâletten muhafaza etmek (iman edenleri sapkınlıktan korumak). görevini yerine getirmek üzere hazırlanan eserler olduğunu iyice bir idrak etsinler..

Son olarak ADNAN OKTAR Mehdi(a.s) Olmadığını çeşitli röportajlarında söylüyor ve ısrarla soranlarada, yardım etme cihetinde bu görevi üstlendiğinide belirtiyor.

HARUN YAHYA (a.s) den Mehdi a.s kastedilmiştir, ADNAN HOCA! değil yanlış anlaşılmaya sebebiyet olundu ise Hakkını helal etsin yanlış anlayan kardeşlerimiz; yoo.. yukarıdaki alıntı yazıda ve verilen benzeri linklerdeki bir çok sahih kaynakla ispat tespit edilmiş olan:"HARUN YAHYA Mehdi a.s nin en muhim 1. imanı kurtarmak görevini icra etmek üzere hazırlanmış eserlerdir "kesin hükmüne rağmen halen:"biz HARUN YAHYA kim olursa olsun a.s denilmesine karşıyız" diyenler varsa onlarada ALLAH akıl fikir Hidayet nasib etsin İnşallah demekten başka birşey kalmıyor.

Vesselam MİLLİGÖRÜŞ tür Davam.!
 

hirahos

Kıdemli Üye
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
35,948
Tepkime puanı
483
Puanları
0
Yaş
55
Üstad Hazretleri eserlerini ilhamen yazdığını, hatta yazdırıldığını söylemiştir.. Görüşlerinize Üstad Hazretlerini sened olarak göstermişsiniz..

Halbuki ilham ve keşif İslam'da sadece sahibini bağlar, sahibini ilgilendirir.. Başkasına delil sened olmaz.. Başkalarını bağlamaz..

İmam Rabbani Hazretlerinin Mektubatı'nı okuduysanız orda da rastlamışsınızdır.. Orda Mektuplardan birinde:

"İlham ve keşfe akıl ve nefis karışabilir; karıştığı için de bunlarda isabet olmaya da bilir.. Oysa vahiy öyle değildir.. Vahyi, Peyhgamberlere Melekler getirir.. Melekde ise akıl ve nefisten eser olmaz.. Dolayısıyla o haberi olduğu gibi getirip iletendir.. Meleğin getirdiği haber de yanlışlık, isabetsizlik olmaz.. Fakat keşif böyle değildir.. O nedenle keşif ve ilham sadece sahibini bağlar, dinde bir delil, bir sened değildir"

Dolayısıyla bahsi geçen Şahısa bu özellikleri atfetmeniz sadece kendi zan ve ihlasınızdır.. Biz bu inancınızı takdirle karşılar, saygı gösteririz.. Fakat, başkalarını buna uymakla mecbur kılamazsınız.. Hele de sizin gibi inanmıyor diye vebal altında gösteremezsiniz..

"AS" tabiri mana olarak herkes için kullanılabilirse de, dilimize Peygamberlere salat ve selam getirmek maksadıyla yerleşmiştir.. Birinden AS diye bahsediyorsanız; siz ne derseniz deyin, başkaları ona Peygamberlik payesini layık gördüğünüzü anlarlar..

Kullanmamanızı şiddetle öneriyorum..
 
Katılım
8 Ocak 2007
Mesajlar
4
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
harun yahya eserlerinde hangi kaynakları kullanıyor onun ilmi nerden geliyor hangi şeyh veya kamili mürşidden el almış icazet almış ya bunları neden yazmıyorsunuz vallhhi bu konuyu konuşmak imanıma faydası olsaydı bir zamanlar harun yahyanın ki ben allah af etsin pek muhabbetim yoktur ona neyse gider sungur abi r.a he sorardım ki o onun kim olduğunu kime hizmet ettiğini gayet iyi biliyor.
 

yonat

Asistan
Katılım
2 Ara 2006
Mesajlar
305
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Konum
Everest
Web sitesi
www.avar.tr.cx
Arkadaşlar bilen bilgisini saklı tutmasın,varsa delilli delilsiz yazsın.Adnan hocanın yazdıgı şeylerde ne bir cemaate çatma var nede onların herangi biriyle ilgilenme.Yaptığı tek şey Kuran'a dayalı kitap çalışmaları....Vesselam
 

HÜRADAM

Paylaşımcı
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
117
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Arkadaşlar bilen bilgisini saklı tutmasın,varsa delilli delilsiz yazsın.Adnan hocanın yazdıgı şeylerde ne bir cemaate çatma var nede onların herangi biriyle ilgilenme.Yaptığı tek şey Kuran'a dayalı kitap çalışmaları....Vesselam

Kanaatimce Türkiyedeki masonları deşifre etmek için uluslarüstü bir teşkilat tarafından desteklenen birisi o ve erbakan birbirlerini çok seviyorlar acaba aynı teşkilatamı hizmet ediyorlar.
 

HÜRADAM

Paylaşımcı
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
117
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
severiz kendilerini

Anlamadım kimi seviyorsun.kişi sevdiği ile birliktedir.Erbakan bir konuşmasında,Esat Çoşan cemaatini kastederek onlar patates dinindendir demedimi.İşte o erbakanla bu adnan oktar birbirlerini çok seviyorlar.Bari mensup olduğunuz cemaate saygı duyun.
 

yonat

Asistan
Katılım
2 Ara 2006
Mesajlar
305
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Konum
Everest
Web sitesi
www.avar.tr.cx
Kanaatimce Türkiyedeki masonları deşifre etmek için uluslarüstü bir teşkilat tarafından desteklenen birisi o ve erbakan birbirlerini çok seviyorlar acaba aynı teşkilatamı hizmet ediyorlar.
Kardeşim öyle olsa bile çok güzel olmazmıydı,en büyük bela yahudiler ve masonlar değilmi,ki öyle bi yanı yok olayın adam zaten birebir kendisi kavgayı veriyor ,birilerinin koltuğunun altına niye girsin,neden neki...?
 

Ahmedihsan

Paylaşımcı
Katılım
23 Kas 2006
Mesajlar
191
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
konya
kelimelerin bir başından bir sonundan kesip alıyor sonra da risale-i nurdan alıntı yaptım diyor.kendine hüccet gösteriyor
 

HÜRADAM

Paylaşımcı
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
117
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Kardeşim öyle olsa bile çok güzel olmazmıydı,en büyük bela yahudiler ve masonlar değilmi,ki öyle bi yanı yok olayın adam zaten birebir kendisi kavgayı veriyor ,birilerinin koltuğunun altına niye girsin,neden neki...?

Kardeş,ahirzamanda yaşıyoruz.bu öyle bir devirki daha önce böyle bir dönem gelmedi,siz kendinizde görüyorsunuzdur envai tür pislikler bu devirde var. İyi kötü kötü iy gibi görünüyor.Peygamber efendimiz(SAV) bizlere bu zamanların geleceğini söylemişti ve demiştiki ahirzamanda deccalden daha beter imamlar olacak insanları dinlerinden soyup çıkaracaklar.Dikkat et bu imansız imamlar deccalden daha beter olacaklar.müslümanlar deccali tanıyıp ona uymayabilirler,çünkü deccal ilah olduğunu idda edecek,fakat bu imansız imamlar saman altından su yürütecekler.koyun postuna bürünecekler ancak gönülleri kurt gönlü gibi olacak,Allahın ayetlerini geçersiz hale getirmeye çalışacaklar,insanlardan para toplayacaklar bakın okadar çok para topladılar ki paralarını saklamak için bankalar kurdular ve siz hala daha bunlara hak yolda diyorsunuz.Halbuki Allahu teala Yasin suresinde yirminci ayeti kerimede "SİZDEN HİÇBİR ÜCRET İSTEMEYENLERE UYUN İŞTE ONLAR DOĞRU YOLDADIRLAR"demektedir.Kardeşim gördünmü asıl islam düşmanları kimlermiş,peki Adnan Oktar bunları deşifre etmişmi,yoksa o da onları tasvipmi etmiş.Kardeş kimseye şahsi olarak garezimiz yok ama kimseninde islam dininin hükümlerini bozmasına izin vermeyiz.
HAKK YOLUNUN YOLCUSUNU HAKK SEÇER
 

JUBA

Üye
Katılım
1 Şub 2007
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Kardeşim konu güzelde o konu başlığındaki (a.s) yideğiştirsen diyorum sonuçta bu insan peygamber değil ya.
 

yonat

Asistan
Katılım
2 Ara 2006
Mesajlar
305
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Konum
Everest
Web sitesi
www.avar.tr.cx
Konu değişti...ama bu başlıkta devam ediyor....

Kardeşim konu güzelde o konu başlığındaki (a.s) yideğiştirsen diyorum sonuçta bu insan peygamber değil ya.
Kardeş konu değişti zaten,son mesajlarla konu Harun Yahya hakkında söylenen şeyler üzerinde,bizde paylaşım için buradayız. Nedenide ne nedir öğremek....
 

yonat

Asistan
Katılım
2 Ara 2006
Mesajlar
305
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Konum
Everest
Web sitesi
www.avar.tr.cx
Allah gerçeği daha iyi bilir....

Kardeş,ahirzamanda yaşıyoruz.bu öyle bir devirki daha önce böyle bir dönem gelmedi,siz kendinizde görüyorsunuzdur envai tür pislikler bu devirde var. İyi kötü kötü iy gibi görünüyor.Peygamber efendimiz(SAV) bizlere bu zamanların geleceğini söylemişti ve demiştiki ahirzamanda deccalden daha beter imamlar olacak insanları dinlerinden soyup çıkaracaklar.Dikkat et bu imansız imamlar deccalden daha beter olacaklar.müslümanlar deccali tanıyıp ona uymayabilirler,çünkü deccal ilah olduğunu idda edecek,fakat bu imansız imamlar saman altından su yürütecekler.koyun postuna bürünecekler ancak gönülleri kurt gönlü gibi olacak,Allahın ayetlerini geçersiz hale getirmeye çalışacaklar,insanlardan para toplayacaklar bakın okadar çok para topladılar ki paralarını saklamak için bankalar kurdular ve siz hala daha bunlara hak yolda diyorsunuz.Halbuki Allahu teala Yasin suresinde yirminci ayeti kerimede "SİZDEN HİÇBİR ÜCRET İSTEMEYENLERE UYUN İŞTE ONLAR DOĞRU YOLDADIRLAR"demektedir.Kardeşim gördünmü asıl islam düşmanları kimlermiş,peki Adnan Oktar bunları deşifre etmişmi,yoksa o da onları tasvipmi etmiş.Kardeş kimseye şahsi olarak garezimiz yok ama kimseninde islam dininin hükümlerini bozmasına izin vermeyiz.
HAKK YOLUNUN YOLCUSUNU HAKK SEÇER
Evet kardeş yaşanan şüphesiz ahir zaman,Ama gerçegin senin anlattığın tarzda olmadığını sanıyorum.Birçok cemaat lideri ve cemaat sahipleri varki haklarında nice şeyler yazılıyor .Ama Allah razıolsun onlar islama hizmeti devam ettiriyorlar.Fethullah Gülen gibi. Harun Yahya bi şeyh değilki ona cemaatçi gözüyle bakalım.Ayrıca o kendini ne bir imam nede mehdi olarak tanımlıyor.Ücret istese tüm yazdıklarını internet sitelerinde ücretsiz sunmazdı.Belkide biz yapılan hizmetleri görmüyor,olaylara hep eleştirici bakıyoruz.Selamlar.....Allah gerçeği daha iyi bilir....
 
Üst