Bak bu çok güzel bir söz...
Bu meyil sende de olabilir mi?
Ya da bir insan kendisinde böyle bir meyilin olup olmadığını nasıl anlar?
Tabi ki anlar.
Taassubun tanımı budur zaten.
İnsan inandığını söylediği şeye, hak, gerçek olduğu için değil atalarını taklit, içinde bulunduğu grubu, cemaati devam ettirme gibi nedenlerle inandığını söylüyor, ya da zaten hiç huccetini araştırmayıp sadece duyduğunu tekrar ediyorsa, ne imanı ne savunduğu şeye yakınen inanmış değildir.
Gönülden boyun eğerek inanmak körü körübe delilsiz, boslama inanmak değil ne dediğine neye inandığına, tezat görüşleri iç dünyasında berteraf ederek, tıpkı kelime i tevhid gibi, önce sıfır, yani "La ilahe" ilah yoktur, "il Allah" ama biliyorum iman ettim ki, rab ve ilah olarak sadece Allah vardır.
yokluluğu kavramadan, varlığı tüm unsurlarıyla kavrayamaz insan.
İnsanların büyük çoğunluğu hazırcı ve içinde bulundduğu toplumu taklit ile yetinirler. Dünya üzerinde bakın dinler açısından çok kozmopolit bir yapı yoktur, Abd kıtası Yahudi-hristiyan, avrupa hristiyan, doğu budist ve ülkelere göre paganis dinlere mensupturlar. Neden hakkı bulamıyorlar çünkü insanın genlerinde yer alan taklitçilik hasleti tüm insanlarda vardır. Herkes içinde bulunduğu toplumu taklit ediyor. Marjinal duygular ve başkaldırılar haricinde kahir ekseriyet böyle. Kimi de insanın içinde bulunan gizli övücülük, ulu varlıklar karşısında kendini aciz görme ki, hamdetme oluyor bu, duyguları ile siyasi, ya da dinsel bir romantizm yaşıyor. Komünister tarihsel liderleri ile övünür, hristiyanlar aziz ve keşişleri, tarikat ehli büyükleri ile, hanedanlıklar geçmiş büyükleri ile, bunlar hep Allah tan başka övülecek rab aramanın yansımalarıdır.
MB860 cihazımdan Tapatalk 2 ile gönderildi