Haram Lokma Yemedik

haramı helal saydık
"haram lokma yemedik"
sınav soruların çaldık
haram lokma yemedik

yalanı mübah bildik
davamız için dedik
haracı himmet saydık
haram lokma yemedik

yalnız kendimiz gördük
başkasına vermedik
hizmeti reklam ettik
haram lokma yemedik



Herkes burada bir dörtlük attırabilir, haram lokma yemedik diyen şakirtlere

İki sene öncesine kadar İslam Dairesinin içinde görüp, sesinizi soluğunuzu çıkarmadığınız insanlara için şimdi bu kadar neden abanıyorsunuz ?
Örnek Müslümanlık bu mu ?

fakiri' Alıntı:

İki sene öncesine kadar İslam Dairesinin içinde görüp, sesinizi soluğunuzu çıkarmadığınız insanlara için şimdi bu kadar neden abanıyorsunuz ?
Örnek Müslümanlık bu mu ?

Genişletmek için tıkla ...

2 sene veya daha öncesine kadar Fethulahçıları İslam dairesi içinde görenlerden isim vererek söylemen lazım.
Talib bunlardan biri değil.
Ben değilim
demek istediğim geneli bağlamıyor.

Aklı başında en çok eleştirenlerden biri ben idim ve kaç defa bundan dolayı uyarı, ceza aldım Şimdi bana sen nerede idin diyorlar

alıntı' Alıntı:

2 sene veya daha öncesine kadar Fethulahçıları İslam dairesi içinde görenlerden isim vererek söylemen lazım.
Talib bunlardan biri değil.
Ben değilim
demek istediğim geneli bağlamıyor.

Genişletmek için tıkla ...

İşte Buyrun , Topbaşların Cemaatinden ve ALTINOLUK DERGİSİ Başyazarı Ahmet Taşgetiren’in 05.Mart.2009 ‘da BUGÜN GAZETESİNDE yayınalan makalesi :

Bir ikindi sohbetinden notlar...Pensilvanya

Pensilvanya'da, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin ikamet ettiği dağlar arasındaki obada iki gece bir gündüz geçirdim.
Bu sürenin yoğun bir ibadet ortamı içinde geçtiğini belirtmeliyim.
Sabah, seher vaktinde hatimle kılınan teheccüdle başlayan, sonra hepsi cemaatle kılınan vakit namazları, ikindi sohbetleri ve akşam namazından sonra topluca gerçekleşen Dua Vakti...
Yemekler sırasında Hocaefendi ile özel sahbetler yapma imkanımız oldu. Seçimlerden yola çıkıp, "Türkiye'de geçmişten bu güne kimler nasıl yürüyor?" kadar uzanan değerlendirmeler...
Hocaefendi'nin hatıralar geçidinde, ilim - fikir dünyası, hizmet dünyası, siyaset dünyasına kadar uzanan gerçekten çok zengin bilgiler saklı.
Yurt dışındaki hizmetler söz konusu olduğunda, devlette etkin görevlerde iken açık çek niteliğinde referanslar veren bir devlet adamının sonraki bir zamanda "Onlar çok tehlikeli" deme
noktasına gelmesini hayretle ögreniyorsunuz.

"Arzu ederseniz sizin avukatlığınızı yapabilirim" diyen ve çok ünlü bir avukat olan bir siyasetçinin, sonraki dönüşümleri şaşırtıyor.

Hocaefendi rahmetli Sakıp Ağa için güzel şeyler söylüyor. Aydın Bolak'ı büyük muhabbetle anıyor. Peyami Safa öldüğünde, Edirne'de, iki kilometrelik yolu hıçkıra hıçkıra ağlayarak
yürüdüğünü, o günlerde, müspet bir şeyler yazanlara karşı nasıl bir şükran duygusu taşıdığının örneği olarak ifade ediyor. Medyadaki alternatif sesin etkinliği Hocaefendi'nin de sevinç
kaynağı.

Böyle kısa zamana sığan uzuuun sohbetler...

İkindi sohbeti ise, farklı bir derinlikte gerçekleşiyor.

Bugün, bir ikindi sohbetinden aldığım kısa notları sizlerle paylaşmak istiyorum.

Belki not defterinize geçeceğiniz kalıcı cümleler olur:

-Kimi telologlarımızın ağzı - gözü çok bozuldu. Rasulullah Efendimizden bahsederken müsteşrikler gibi konuşuyorlar.

-Oysa O (S.a.)'na sevgiliye hitap eder gibi "Sana kurban olayım ben" gibi coşkun bir muhabbetle hitap etmek lazım.

-Alaka (ilgi) ölçüsünde alaka (bağ) olur.

-Ninem, yanında "Muhammed" ismi geçtiğinde 24 saat ağlardı.

-Rasulullah Efendimiz, "Bir gün gelecek ismimiz güneşin doğduğu ve battığı yerlere ulaşacak" buyuruyor. Bu, O'nu sevenlerin önüne konmuş bir hedeftir aynı zamanda. Onun için her yere
nam-ı celili Muhammediyi götürmeliyiz. Bunun için planlarımız olmalı.

-Demokrasi hali hazırda değerlendirilecek bir sistem. Ama demokrasinin 50 türü var. Demokrasiye derinlik kazandıracak bir şeyler eklenebilir.

-Ben hükümeti Ehven-i şer ekseninde değerlendirilmesini doğru bulmam. Belki hayrı kasir - hayrı kalil ekseninde değerlendirmek lazım.

-Öteden beri Türkiye, milletin niyetine göre devam ettirilebilse idi çok şey olurdu.

-Anadolu, her zaman kendine düşeni yapmıştır, yapmaktadır.

Bizler de mevcut şartlar içinde kendimizi üçe beşe nasıl katlarız, bunun gayreti içinde olmalıyız.

-Bir fırsat var ve geçerse bu telafi edilemez. Onun için "keşke" diyecek bir duruma gelmemek lazım.

-Fevt edilecek zaman yok.

-Bazı insanlar adanmışlık dinamizmini değerlendirir, dünyevi hesaba girmezlerse, Birkaç zaman içinde büyük fetihler olacak inşallah.

-Dönemi fetret dönemi olmaktan çıkarmak için çalışmak gerekir.

-Avrupa ve Amerika faikiyetini kaybedebilir. Türkiye önemli bir muvazene unsuru olabilir.

-Türkiye'ye öncülük düşüyor.

-Nereden bakılırsa bakılsın, her davranışımıza Allah'ın ve Rasulünün rızasının yansıması gerekir.

-Hizmetlerde Allah'ın sonsuz lütufları ile karşilaşiyoruz. Bunlar bizim planlarımızla olacak işler değil. Bir manada ilahi avanslar var. Yorulmayalım,yorgunluk hissine kapılmayalım, diye...

Bir saati bulan soru - cevap niteliğindeki sohbetten, aldığım cümlelerin bir kısmı böyle...

Sohbetlerin bir yerinde Türkiye'ye dönüşü sorduk.

"Giran geliyor bu gurbet", dedi, hüznünü ifade etti, ileride bir göl var, 9 yıllık sürede oraya ancak üç kere gittim, dedi, ama dönüş için zaman vermedi. Kimseyi sıkıntıya sokmak istemediğini
söyledi. 9 koca yıl, gurbet, kolay değil. Ama sanki yaşanan ibadet iklimi, her şeyi daha kabullenilir kılıyor.

İkindi sohbetinin sonunda bir duada bulundu Hocaefendi, duanın birkaç kelimesi şöyleydi:

"Veşrah sudura ihvanina.... Kardeşlerimin göğsüne genişlik ver..."

Nerede?

Türkiye ve Özbekistan'da...

Bütün mazlumiyetler için amin...

O cemaati anlamak seni aşar fakiri

Ahmet Taşgetiren abi de aldananlardan ve yanılanlardan. Bak bu kadar net söylüyorum. Taşgetiren abi bunu söylerken, ben bir ilin vekili ağabeyden gülen için çook sert sözler duymuş idim. Hiç bu meseleler yokken. Yine seyyidlerden ve manevi vazifeli ağabeylerden birisinin çok net şekilde karşısında olduğunu biliyordum. Yani dediğim gibi, o cemaati anlamak seni aşar. Orada kimse kimse üzerinde fikri tahakküm kurmaz. Taşgetiren yanılanlardan idi ve bugün en güzel, en aklı başında eleştiriyi yapanlardandır.

talib' Alıntı:

O cemaati anlamak seni aşar fakiri

Ahmet Taşgetiren abi de aldananlardan ve yanılanlardan. Bak bu kadar net söylüyorum. Taşgetiren abi bunu söylerken, ben bir ilin vekili ağabeyden gülen için çook sert sözler duymuş idim. Hiç bu meseleler yokken. Yine seyyidlerden ve manevi vazifeli ağabeylerden birisinin çok net şekilde karşısında olduğunu biliyordum. Yani dediğim gibi, o cemaati anlamak seni aşar. Orada kimse kimse üzerinde fikri tahakküm kurmaz. Taşgetiren yanılanlardan idi ve bugün en güzel, en aklı başında eleştiriyi yapanlardandır.

Genişletmek için tıkla ...

Ha, sen aşar dediğine göre, aşar mı aşar ! Aşsın bize bir zararı yok ! Ama, TAŞGETİREN'den Müslüman kamuoyundan bir özür dilemesini de beklerdik! Bilmiyoruz belki dilemiştir de haberimiz yok! Netice olarak Hatem-i Veli'nin cemaatini 11 yıl geriden takip etmeniz, size daha çok cemaatleri ve şahısları aşma şansı verecektir !

Polislik Sınavında Neler Oldu?


Ana Sayfa» GÜNCEL


28.01.2015 09:57

'Paralel yapının' Polis Akademisi'ne Geçiş Sınavı soru kitapçıklarını öğrencilere ‘yemin’ karşılığında gösterdiği iddia edildi.







2012'deki komiser yardımcılığı sınavına giren İ.A, vicdan azabı çektiğini söyleyerek itirafta bulundu.

BÖLGE ABİSİ GELDİ

-Evde sisteme uygun davranmamız halinde bizi akademiye yerleştireceklerdi. Sınavdan 1 hafta önce bizi Eyüp’te bir eve çağırdılar. Cep telefonlarımızı kapatıp, başka bir odaya koydular. Abdest alıp 2 rekat namaz kılmamızı istediler. Evdeki abi ‘Kur'an okuyun şimdi Ankara’dan abi gelir. Sizi Kur'an okuyorken görsün’ dedi. Bölge abisi geldi. Çantasından yemin metni çıkardı.

YEMİN METNİ


-Kur'an-ı Kerim’e el basarak yemin metnini okuduk. Metinde, soruların gösterilmesinin gizli kalması gerektiği yazıyordu. Namus ve şeref üzerine yemin metni vardı. Yeminler edildikten sonra abi çantasından edebiyat - sosyal ve fen-matematik kitapçığı çıkardı. Yanımda bir arkadaşım daha vardi. Sadece İngilizce’yi vermediler. Sorulara bakıp cevapları ezberledik. Uzun bir süre kontrol ettikten sonra kitapçıkları geri verdik. Telefonlarımızı da geri alıp evden ayrıldık.

İ.A. sınav sorularına baktıktan sonra ‘Bu kul hakkı değil mi? diye sorduğunu söyledi. Aldığı cevabı dile getiren İ.A. “Serseriler, ateistler mi girsin akademiye. Sizin gibi namazlı temiz çocuklar girsin. Sen onu düşünme biat et yeter” diye konuştu. Sınavı kazanıp Polis Akademisi'ne asil üye olarak seçildiğini ifade eden İ.A. “Sağlık kontrolümde hastalık çıktı. O yüzden akademiye alınmadım. Bunu abilere anlatınca ‘hastanade bizden nasıl kimse olmaz, mutlaka olmalıydı’ dediler” şeklinde yaşadıklarını anlattı.

Sınav sorularını gördüğüne pişman olduğunu sözlerine ekleyen İ.A. “Bu grupla dershanelerinde tanıştım. Çevremde herkes ‘bu abiler iyidir’ diyerek benim bu grupla devam etmemi destekledi. Bunu nasıl kabul ettik bilmiyorum. Sadece büyük bir psikolojik baskı altındayım onu hatırlıyorum" dedi.

SAVCI BELGELERİ İSTEDİ

Polis Akademisi’nde, 2012'de yapılan komiser yardımcılığı sınavının sorularının önceden elde edildiğine dair iddialarla ilgili Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, sınava giren 687 kişinin eğitim dönemlerine ait not dokümanları üç kurumdan talep edildi. Bin 949 kişinin başvurduğu sınavda 687 kişi yazılı sınava katılmaya hak kazanmıştı. Yazılı sınava girenlerden 200 asil 200 yedek 400 kişi sınavı kazanmıştı. Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesinde komiserlik sınavını kazanan 200 kişiden 188’inin, 80 ila 100 arası puan aldığı belirtildi. Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığı 16 Ocak'ta soruşturma başlatmıştı.

350 ADAYDAN 150’Sİ FEM’Lİ

ÖSYM ve YÖK’ten de bilgi isteyen Savcı Dalgalı, 2010 yılı KPSS'de 120 net yapan 350 adayı mercek altına almıştı. Soruşturma kapsamında adrese dayalı kayıt sisteminden 120 net yapan adayların aynı dershane ve okullarda öğretmen olduğu tespit edilmiş, 120 net yapan 350 adaydan 150’sinin FEM Dershaneleri 100’ünün de cemaat okullarında öğretmenlik yaptıkları saptanmıştı.

Yeni Şafak

bir insan ben haram lokma yemedim diyorsa bu büyük bir istir.
Ya her lokmanin hesabini yapmistir yada bol kepceden atiyordu.
ben bu iddia da bulunamam dogrusu, bilip bilmeden gecmis olabilir.