HANGİ ALİM PEYGAMBERİN VARİSİDİR ? (Ey millet! Buna çok dikkat edelim çok ! Ortalık müsvedde kaynıyor !)

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
HANGİ ALİM PEYGAMBERİN VARİSİDİR ? (Ey millet! Buna çok dikkat edelim çok ! Ortalık müsvedde kaynıyor !)

HANGİ ALİM PEYGAMBERİN VARİSİDİR ?

(Ey millet! Buna çok dikkat edelim çok !Ortalık müsvedde kaynıyor !)


“Âlimler peygamberlerin vârisleridir.” buyurmuşlardır. (Buharî)
Şeyh Es’ad Efendi -kuddise sırruh- Hazretleri bu Hadis-i şerif hakkında şöyle buyurmuşlardır:
Ulema vâris-i nebidir.” denilmek caiz olduğu gibi, “Kim vâris-i nebi ise ancak âlim odur.” diye mânâ vermek de caizdir.
Bu itibarla Hadis-i şerif’e ikinci mânâyı vermek uygun olur. Çünkü Cenâb-ı Hakk’ı bilmeyen ve tanımayan, Cenâb-ı Hakk’tan korkmayıpmasiyet işleyen kimseye âlim denilmesi caiz olmaz.
Âlim billâh olan, halkı hiç bir ücret ve menfaat mukabili olmayarak liveçhillah Hakk’a, şeriat-ı mutahhara’nın emirlerine davet eder.
Bunlar için büyük bir müjde vardır:

“Siz beşeriyet için meydana çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten vazgeçirmeye çalışırsınız ve Allah’ainanırsınız.” buyurmaktadır. (Âl-i imran: 110)
Hiç bir peygamberin ümmeti vâris-i enbiya mertebesine nail olmamıştır. Yani hiç bir peygamberin ümmetine “Emr-i bil-ma’ruf ve nehy-i anil-münker” vazifesi verilmemiş, ancak bu vazife ümmet-i Muhammed’e tevdi ve ihsan buyurulmuştur.
Bu vazifeyi ifaya memur olan ümmetin hayırlısından murad; ulemâ-i rüsûm denilen zâhir ulemâsına peygamber varisi denilemez. Çünkü
“İrs” tabiri bir pederden evlada bilâ-kesb intikal eden şeye denir. Ulemâ-i zâhirin ilmi ise irsî değil, kesbîdir. Medreselerde tahsil edilir, vehbî değildir. Vehbî olmayan ve kesbî bir ilme irs tabiri sahih olamaz. Ulemâ-i zâhire, vâris-i enbiyâdır demek asla doğru olamaz.
Âyet-i kerime’de:
“Kulları içinde Allah’tan en çok korkanlar âlimlerdir.” buyuruluyor. (Fâtır: 28)
Zira Allah-u Teâlâ’yı en çok bilen en çok korkar.





 

Ahmet

Çöl Aslanı
Katılım
26 Ağu 2006
Mesajlar
2,764
Tepkime puanı
224
Puanları
0
Yaş
38
Varisler mirası nasıl kullandılarsa, İslam aleminin durumu ortada..
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir

Yani hiç bir peygamberin ümmetine “Emr-i bil-ma’ruf ve nehy-i anil-münker” vazifesi verilmemiş, ancak bu vazife ümmet-i Muhammed’e tevdi ve ihsan buyurulmuştur.





İsa as. ın havarileri ne iş yapıyordu?

Yukardaki bilgilerin kaynağı ne?
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Varisler mirası nasıl kullandılarsa, İslam aleminin durumu ortada..

Ahmet efendi,
Siz bu forumda admin yapmış olabilirler. Bu size bir rüçhaniyet vermez. Müslümanlara bilmedikleri ko0nular hakkında konuşmama emri verilmiştir. (Bakınız; İsra Sûresi 36. ayet)
Ahir zamanda yani, kıyamete yakın bu dünyanın hercümerc ve kaos içinde olacağı, savaşalrın, afatların ve zulmün yaşanacağı yaetlerde bidlrilmiştir. (İsterseniz bu konuda da size detaylı bilgiler verebiliriz.) Siz ise, kalkmış neden bahsediyorsunuz ? İslâm Dünyasının hâli ortada imiş! Evet, ortada ! Ne var bunda ? 72 bozuk ve sapık fırka gemi azıya almış "herkes yol benim yolum!" diyor ve büyük bir kaos yaşanıyor. Bu kıyamete yakın gerçekleşecek olan bir durumdur ve gerek ayet-i kerimelerde ve gerekse hadis-i şeriflerde bize bildirilmiştir. Sen ise, kalkmış bu durumu eleştiri konusu yapmaya çalışıyrosun ! Ne olacaktı ? Herkes birbini kucaklayıp, saadet içinde mi olunacaktı ? Kıyamet böyle bir ahvalde mi kopacaktı ? Kusura bakma ama, sizin bu konularda çok büyük eksiklikleriniz var ! Bu yukarıdaki sorunuzdan dahi kolaylıkla anlaşılıyor ...

İsa as. ın havarileri ne iş yapıyordu?
Yukardaki bilgilerin kaynağı ne?

Sana gelince bay masalcı echel lafonten !
Bu bilgiyi sana ve senin giblere vermem ve yazık etmem !
Git, peşinde olduğun mollalara sor, onlar sana öğretsinler.
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
fakiri, Vehbi ilim (batini-ledun-Allah'in bilgiyi seyhin kalbine ilka etmesi) denen seye inaniyor musun?

i9703 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
fakiri, Vehbi ilim (batini-ledun-Allah'in bilgiyi seyhin kalbine ilka etmesi) denen seye inaniyor musun?i9703 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi


Şu hâle-komediye bakın ya ! :)
Adamın biri bir toplulıuğa Arzu ile Kamberin hikâyesini anlatıyormuş...Aradan saatler geçmiş ve nihâyet hikâyeyi bitirmiş...Hikâye bittikten sonra, geri zekâlının biri gelmiş hikâyeyi anlatan adama demiş ki;" "Acaba" demiş , "Hikâyenin kahramanlarından erkek olan Arzu muydu, Kamber miydi?" demiş !..
İşte Red, senin yukarıdaki sorun da buna benzedi !
Biz bu forumda 7 senedir bir şeyler yazıyoruz Red! kendine gel !
Sanırım anlamışsındır...
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Hikayeyi yani yaziyi okumadim ki

i9703 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
lafons7275 Nickli Üyeden Alıntı
İsa as. ın havarileri ne iş yapıyordu?
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Okudum ve begenmedim.

i9703 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir

hiç bir peygamberin ümmetine “Emr-i bil-ma’ruf ve nehy-i anil-münker” vazifesi verilmemiş,





Düzeltme:


“Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten sakındır. Başına gelenlere sabret, çünkü bunlar, azmi gerektiren işlerdendir.”( Lokman:17)


Yukarda fakiri forumdakilere yanlış bilgi veriyor. Fakat Kuranın Lokman suresinde görüyoruz ki Lokman as. oğluna verdiği nasihatlerden biri de iyiliği emretmesi ve kötülükten sakındırmasıdır.

Lokman as. Muhammed as. ümmetinden olmadığına göre fakirinin bize verdiği bilgi yanlıştır. Kendisini uyarmama rağmen kulak asmamış, yanlışını düzeltip özür dilememiştir. Kibiri buna engel olmuştur.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Düzeltme:
“Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten sakındır. Başına gelenlere sabret, çünkü bunlar, azmi gerektiren işlerdendir.”( Lokman:17)
Yukarda fakiri forumdakilere yanlış bilgi veriyor. Fakat Kuranın Lokman suresinde görüyoruz ki Lokman as. oğluna verdiği nasihatlerden biri de iyiliği emretmesi ve kötülükten sakındırmasıdır.
Lokman as. Muhammed as. ümmetinden olmadığına göre fakirinin bize verdiği bilgi yanlıştır. Kendisini uyarmama rağmen kulak asmamış, yanlışını düzeltip özür dilememiştir. Kibiri buna engel olmuştur.


Öküzlerin bir dini yoktur ve onlar dini konulardan asla anlamazlar !



Ali İmran Sûresi Ayet :110

"Kuntum hayra ummetin uhricet lin nâsi te’murûne bil ma’rûfi ve tenhevne anil munkeri ve tu’minûne billâh(billâhi), ve lev âmene ehlul kitâbi le kâne hayran lehum, minhumul mu’minûne ve ekseruhumul fâsikûn(fâsikûne)."


Ayetin Meâl-i Alisi:


"Siz beşeriyet için meydana çıkartılmış en hayırlı bir ümmetsiniz. İyiliği emreder kötülükten vazgeçirmeye çalışırsınız ve Allah'a inanırsınız. Ehl-i kitap da inansaydı, elbette bu kendileri için daha hayırlı olurdu. İçlerinde iman edenler olmakla birlikte, çoğu yoldan çıkmış fâsıklardır."
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Öküzlerin bir dini yoktur ve onlar dini konulardan asla anlamazlar !






Ayetin Meâl-i Alisi:


"Siz beşeriyet için meydana çıkartılmış en hayırlı bir ümmetsiniz. İyiliği emreder kötülükten vazgeçirmeye çalışırsınız ve Allah'a inanırsınız. Ehl-i kitap da inansaydı, elbette bu kendileri için daha hayırlı olurdu. İçlerinde iman edenler olmakla birlikte, çoğu yoldan çıkmış fâsıklardır."

Cehaletinde ısrar etmeni anlıyorum. Yanılmışım demek senin gibi bir ihtiyara zor geliyor. Allah'ın kitabından haddini aşarak olmadık manalar çıkartarak kendini ateşe sürüklüyorsun.

"Siz beşeriyet için meydana çıkartılmış en hayırlı bir ümmetsiniz. İyiliği emreder kötülükten vazgeçirmeye çalışırsınız ve Allah'a inanırsınız.


Sen bu ayetten emri bil maruf sadece ümmeti muhammede verilmiş bir görevdir dersen hemen devamında ve Allah'a inanırsınız. kısmından da sadece ümmeti muhammedin Allaha inandığını söylemek zorunda kalırsın.


Gel inadından vaz geç. Allahtan kork. Her bilenin üstünde bir bilen vardır.

Hiçbir tefsirde yazmayan birşeyi söyleyerek kendini ateşe atma.
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
“Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten sakındır. Başına gelenlere sabret, çünkü bunlar, azmi gerektiren işlerdendir.”( Lokman:17)


Lokman as. Muhammed as. ümmetinden olmadığına göre fakirinin bize verdiği bilgi yanlıştır. Kendisini uyarmama rağmen kulak asmamış, yanlışını düzeltip özür dilememiştir. Kibiri buna engel olmuştur. Üstelik bana öküz diyebilecek kadar iğrençleşmiştir.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Cehaletinde ısrar etmeni anlıyorum. Yanılmışım demek senin gibi bir ihtiyara zor geliyor. Allah'ın kitabından haddini aşarak olmadık manalar çıkartarak kendini ateşe sürüklüyorsun.

"Siz beşeriyet için meydana çıkartılmış en hayırlı bir ümmetsiniz. İyiliği emreder kötülükten vazgeçirmeye çalışırsınız ve Allah'a inanırsınız.
Sen bu ayetten emri bil maruf sadece ümmeti muhammede verilmiş bir görevdir dersen hemen devamında ve Allah'a inanırsınız. kısmından da sadece ümmeti muhammedin Allaha inandığını söylemek zorunda kalırsın.
Gel inadından vaz geç. Allahtan kork. Her bilenin üstünde bir bilen vardır.
Hiçbir tefsirde yazmayan birşeyi söyleyerek kendini ateşe atma.

Öküzleri trene de bindirseniz yine de bakışları değişmez, aynı bakışlarını sürdürmeye devam ederler :


İşte bu ayetin en büyük Büyük Kuran Tefsiri olan Hulasatul Beyandaki tefsiri:




[Ey ümmet-i Muhammedi Siz nasa ihraç olunan ümmetlerin hayırlısısınız. Zira; siz emr-i bilma'ruf ve nehy-i anilmünker eder ve Allah'a iman edersiniz.]


Yani; ey ümmet-i Muhammedi Siz her zaman nâsı ıslah için izhar olunan ümmetlerin hayırlısı oldunuz. Zira; siz nâsa iman ve tevhidle emir ve itâat-i ilâhiyeye davet ve nâsı küfürden ve bilumum haram olan şeylerden nehyedersiniz ve siz Allah-u Tealâ'nın vücuduna, vahdaniyetine ve cemi-i sıfatı kemâliye sahibi olduğuna iman edersiniz ve Yehûd ve Nasârâ Muhammed (S.A.)'e ve kitabına iman ve hakkaa nebî olduğunu tasdik etmiş olsalardı onlar için Yehûd ve Nasârâ olmaktan daha hayırlı olurdu ve ehl-i kitabdan (Abdullah b. Selâm) ve onun yârenleri gibi Yahudilerden ve Habeş Meliki Necaşi ve onun eshabı gibi Nasârâ'dan mü'min olanlar vardır. Lâkin ehl-i kitabın ekserisi fâsıklardır. Yani küfrü irtikâp 694 ettikleri gibi adaletleri dahi yoktur. Zira; kendi dinlerinin ahkâmından hariçlerdir. Çünkü; Tevrat ve İncil âhir zaman nebisine imanı emrettiği halde iman etmedikleri cihetle kendi dinlerinin ahkamından çıktılar, binaenaleyh; fâsıklardır. Fâsık olduklarını beyanla adem-i imanları temerrüd ve inatlarından ileri geldiğine işaret olunmuştur.
Bu ümmetin sair ümmetlerden hayırlı olmasının sebebi; emr-i bilma'ruf ve nehy-i anilmünker olduğundan emr-i bilma'ruf iman üzerine takdim olunmuştur. Zira; her ne kadar iman, mertebede cemi-i ibâdâttan mukaddemse de iman; ümmetlerin cemiisinde müşterek bir ameldir. Gerçi emr-i bilma'ruf ümem-i sâlifede var idiyse de bu ümmette olan ilâ-yı kelimetullah için mücahedeyle emr-i bilma'ruf ümem-i sâlifede yoktur. Şu halde bu ümmetin hayırlı olmasının sebebi; öyle bir emr-i bilma'ruf'tur ki o emr-i bilma'ruf ümem-i sâlifede olmayan bir emr-i bilma'ruftur. İşte o da, din-i ilâhiyi neşir ve i'lâ etmek için insanlar arasında en kıymetli olan hayatını fedaya hazır olmakla din-i İslâmı halka kabul ettirmek hususunda canını esirgememektir. Bu mânâca emr-i bilma'ruf geçmiş ümmetlerde olmamıştır! Evet! Ümem-i sâlifede dahi muharebeler vuku bulurdu. Fakat bu muharebeler neşr-i din ve ilâ-yı kelimetullah için olmamıştır. Çünkü; edyan-ı sabıkada umumiyet olmayıp şeriatler nebinin ba's olunduğu milletlere mahsus olduğundan telkin-i dvin ve tebliğ-i ahkâm için mücahedeye ihtiyaç yoktu. Binaenaleyh; milletler arasında cereyan eden muharebelerin sebepleri dinin gayrı şeylerdi. Amma bu ümmette mücahedenin esas meşruiyeti, i'lâ-yı kelimetullah için olduğundan mücahede efdal-i ibadet olduğu gibi, ümmetin hayırlı olmasına dahî sebebolmuştur. Çünkü; gayrın menfaatine olan imanı, gayra telkin etmek için nefsini silâh karşısına arzetmenin büyük fedakârlık olduğunda şüphe yoktur.
Bu âyette ümmet-i Muhammed'in emr-i bilma'rufla beraber yalnız Allah-u Tealâ'yâ iman ettikleri zikrolunmuştur. Çünkü Beyzavi'nin beyanı veçhile Allah-u Tealâ'ya iman; iman edilmesi lâzım olan meleklere ve enbiyaya ve ahval-i âhirete imanı müstelzim olduğundan diğerleri zikrolunmamıştır. Zira Allah'a iman mü'menün bih, yani iman edilmesi lâzım olan herşeye imanla beraber muteberdir. 695 Binaenaleyh; bazılarına iman edip bazılarına imanı terk etmek asla iman etmemiş gibil olduğundanAllah’a iman etmelerini beyan; cümlesine iman ettiklerini beyandır.
Bu âyette ü m m e t l e murad; davet-i nebeviyeye icabet eden ümmetlerdir. Yoksa davete icabet etmeyen ümmeti davet murad değildir. Zira; davete icabet etmeyenler hayırla tavsif olunamaz. Âyette hitap: ashab-ı Resûlullah'a ise de, ümmetin cemiisine şâmildir. Gerçi ümmetin her ferdi ashap mertebesinde, gerek i'lâ-yı kelimetullah suretiyle gerek emr-i bilma'rufun sair suretleriyle olamazlarsa da, yukarıda beyan olunduğu veçhile emr-i bilma'ruf farz-ı kifâye olduğundan bazılarının emr-i bilma'rufla meşgul olmasıyla diğerlerinden farz sakıt olduğu cihetle cümlesinin hayırdan nasibi vardır. Binaenaleyh; hitapta umumu dahildir.
Âyette (كنتم) efal-i nâkısadan olup zaman-ı maziye delâlet ettiğinden ümmet-i Muhammed'in ezelde ilm-i ilâhide ve Levh-i Mahfuz'da hayırlı bir ümmet oldukları sabit olduğuna delâlet eder. Hattâ ümem-i sâlife indinde dahî bu ümmetin hayırlı olduğu sabit olmuştur. Çünkü; enbiya-yı sabıka bu ümmetin hayırlı olduğunu ümmetlerine haber vermişlerdir. Binaenaleyh, bu ümmetin icma'ı; hüccet-i şer'iye olmuştur ki edille-i şer'iyeden birisi de icmâ-ı ümmettir.
Din-i Muhammediye iman edenlerin herbirinde bu hayır hasıl olacağına işaret için «Eğer ehl-i kitap iman etselerdi, onlar için de bu hayrın hasıl olacağını» beyan etmek; iman edenlerin cümlesinde hayrın hasıl olduğunu beyan etmektir. Bu âyetin sebeb-i nüzulü; Yehûddan bazılarının eshab-ı Resûlullah'a «Bizim dinimiz sizin dininizden ve biz de sizden efdaliz» demeleri olduğu mervidir.
Hulâsa; nâsı ıslah için ihraç olunan ümmetlerin hayırlısı ümmet-i Muhammed olduğu ve ümmet-i Muhammed'in hayırlı olmasına sebep; emr-i bilma'ruf ve nehy-i anilmünkerle meşgul olup mü'min olmaları bulunduğu ve ehli kitap imanetmiş olsalar, da haklarında hayır olacağı ve ehl-i kitaptan bazılarının mümin ve ekserisinin fâsık olduğu bu âyetten müstefad olan fevaid cümlesindendir. 696


Ve işte bir başka Elmalılı Hamdi Yazır'ın tefsiri:


Burada ümmet-i Muhammed'in esas mümeyyiz (ayırıcı) özelliği, tevhid imanı ile iyiliği emir ve kötülükten alıkoyma olduğu ve bilhassa bu vasıf altında insanlar için en hayırlı bir ümmet oldukları ve bu vazife esas itibariyle yalnız ulu'l-emr (müslümanların yetkili amirlerin)e ait olmayıp bütün müminlerin bizzat veya bilvasıta (aracı ile) bununla ilgili olmaları gerekeceği ve bir ümmetin hayırlı oluşu da çoğunluğunun iyiliğiyle olabileceği ve nitekim diğer kitap ehlinin bu haslete sahip olamamaları, içlerinde Allah'a itaattan çıkmış sapıkların çoğunluğu oluşturmalarından doğduğu ve müslümanların çoğunluğu bu seçkin hasleti muhafaza ettikçe kendilerine diğer kâfirlerin, sapıkların netice itibariyle bir eziyetten başka zararları dokunamayacağı hatırlatılıyor ki, burada "ancak Allah'ın ipine ve insanların ahdine sığınanlar hariç" kısmı da dikkate değerdir.

Not: Trene şaşı bakan behaimden olduğunu şimdi anlamışsındır herhalde ! Yok, yok yine de anlamamışsındır ! Mooooooooooooooooooooooooooo!!!!!
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
Ve işte bir başka Elmalılı Hamdi Yazır'ın tefsiri:


Burada ümmet-i Muhammed'in esas mümeyyiz (ayırıcı) özelliği, tevhid imanı ile iyiliği emir ve kötülükten alıkoyma olduğu ve bilhassa bu vasıf altında insanlar için en hayırlı bir ümmet oldukları ve bu vazife esas itibariyle yalnız ulu'l-emr (müslümanların yetkili amirlerin)e ait olmayıp bütün müminlerin bizzat veya bilvasıta (aracı ile) bununla ilgili olmaları gerekeceği ve bir ümmetin hayırlı oluşu da çoğunluğunun iyiliğiyle olabileceği ve nitekim diğer kitap ehlinin bu haslete sahip olamamaları,


Yani Allah Kitap ehline de emri bil marufu emretmiş ama onlar bu görevi yapmamıştır.

Ama sen Allah'a iftira ederek Ehli kitaba Allah emri bil maruf yapın emrini vermemiştir dedin.

Allah'a iftira ettin.

fakiri Nickli Üyeden Alıntı
hiç bir peygamberin ümmetine “Emr-i bil-ma’ruf ve nehy-i anil-münker” vazifesi verilmemiş,
 

lafons7275

Kıdemli Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
21,533
Tepkime puanı
342
Puanları
0
Konum
İzmir
.onlar, (İsrailoğulları) birbirlerine hiçbir münkeri yasaklamadılar. Yemin ederiz ki yapmakta oldukları şey çok kötü idi(el-Mâide, 5/78-79).
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Evet, trene bakan yaratık olarak cinsinin de MONTOFON olduğu da anlaşılmıştır.
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Peygamberimizin varisi olan alimler öyle alimlerdir ki, herhangi bir mesleyi veya konuyu (ayeti-haidsi) unuttuklarında cahil olmazlar ve kalmazlar; onlar ve her hâl ve ahvâlde Allahtan ilim alan kimselerdir. İlimleri çok çalışmaya ve ezbere dayanmaz vehbidir. Satırlardan değil, sadırlarda öğrenilir. Makamları otel lobilerinde değil, Rabbimizin huzurunda verilir.
 
Üst