Hakiki Muhabbetin Alametleri

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Allahü Teâlâ’ya muhabbet, bulunmaz bir cevherdir. Muhabbet dâvâsında bulunmak kolaydır. Bir kimse kalkıp kendini âşıklardan sayabilir; fakat hakiki sevginin, bürhanları, nişanları vardır ki, insan bunları aramalıdır. Bunlar da yedidir:

1. Ölüme itibar etmez. Bu vadide hiç bir dost, dostun dîdarını mekan içinde aramaz. Dostumu öldükten sonra görürüm, aceleye lüzûm yok, diyorsa, âşık değildir. Âşıkın ölümü, bildiğimiz ölüm olmayıp, bir âlemden arzûladığı âleme intikal demek olduğundan, ölümü arzûlamak ona zor değildir.

2. Allah dostu, dostuna neyi varsa feda eder. Kendini dostuna yakın kılacak en küçük bir hareketi terk etmez ve dostu üzecek en küçük hareketten şiddetle sakınır. Bu vasıfta olmayan ve dosta götürecek vesileyi aramayan âşık değildir.

3. Dostunun zikri her an gönlünde tazedir. Bir zorluk olmadan, onun sevdâsına tutulmuştur. Dost, dostunu durmadan zikreder. Onu bir an unutursa, dostluğunda noksanı var demektir.

4. Kur’an ki dostun kelâmıdır. Rasûl ki, dostun Rasûlüdür (sallallahü aleyhi ve sellem). Kur’an’a ve Rasûle mensûb ne varsa, Dost aşkına sever, onun kullarına, onun yarattığı her şeye, O’nun aşkına şefkat gösterir.

5. Halvet ve münâcâta düşkün olur. Gece olduğu zaman, her türlü zahmeti bir tarafa bırakır ve dostuyla halvette kalmak için münâcâta koyulur. Dostu onu beklerken, gece sabaha kadar uyuyan sakın dostluktan bahsetmesin!

6. İbâdet kolay gelir, ağırlığı kalkar. Kimin dostluğu sağlam ise, hiç bir şeyde, ibâdette bulduğu zevki bulamaz. İbâdetten başka herşeyden sıkılır.

7. Dost’un kullarına mutî ve müşfik olur. Dost’una isyan edenlere ve kâfirlere karşı şiddetli olur.

Sâdık Dânâ Hazretleri (Musa Topbaş Efendi)
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ


Sadık Dânâ Efendinize selâm söyleyin ve ona deyin ki ; İsmail Bursevi(k.s.)Hz.leri Hatem-i Veli hakkında "Ve bu bir dergâhtır ki, havâss (zatlar) ona meşyen ale'l-vücuh (yüzüstü sürünerek) gelir. " buyuruyor…Siz buna ne dersiniz?
 

fakiri

Kıdemli Üye
Katılım
14 Ocak 2007
Mesajlar
15,969
Tepkime puanı
355
Puanları
83
Konum
KOCAELİ
Ve yine Sadık Dânâ Efendinize selâm söyleyin ve ona deyin ki ; Hakîm et-Tirmizî -kuddise sırruh- Hazretleri de şöyle buyuruyor:
Hâtemü'l-Evliyâ Kimdir?
Hakîm et-Tirmizî -kuddise sırruh- Hazretleri "Hatmü'l-Evliyâ'" kitabının: "Hâtemü'l-evliyâ kimdir?" sorusunun cevabını verdiği beşinci bölümünde buyurur ki:
"O (Hâtemü'l-evliyâ) onların (velîlerin) efendisidir. Nasıl ki Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- peygamberlerin efendisi ise, o da evliyânın efendisidir. Ona şefaat makâmı tâyin edilir ve o Allah-u Teâlâ'yı senâsıyla anıp, hamdiyle metheder; diğer velîler de onun 'İlm-i billâh'; yâni 'Allah-u Teâlâ'yı bilme' hususunda kendilerinden daha üstün olduğunu kabul ve tasdîk ederler." ("Hatmü'l-Evliyâ'", 5. Bölüm)
 
Üst