Hadisleri toptan reddedenler aslında Kuran'ı da reddediyorlar. İşte Ayetler.

menzil5453

Doçent
Katılım
11 Eyl 2014
Mesajlar
579
Tepkime puanı
12
Puanları
0
Hadisleri toptan reddedenler aslında Kuran'ı da reddediyorlar. İşte Ayetler.

Resûlüne imân ve itâat olmadan Allah'a imân ve itâat olmaz. Çünkü Allahü teâlâ, kendine itâ'ati, bir çok âyette, Resûlü ile birlikte zikretmistir. Meselâ buyuruyor ki:

(Resûle itâ'at eden, Allah'a itâ'at etmis olur.) [Nisâ 80]

(Resûl, size ne verdiyse onu alin, size neyi yasakladiysa ondan sakinin!) [Hasr 7]

(De ki "Eger Allah'i seviyorsaniz bana uyun ki Allah da sizi sevsin!")*[A.0mrân 31]

[Bu âyet-i kerîme inince, münâfiklar, simdiki mürted ve zindiklar gibi, "Muhammed kendine tapilmasini istiyor" dediler. Bunun üzerine asagidaki âyet-i kerîme indi. (Sifâ-i serîf)]

(De ki, "Allah'a ve Peygambere itâ'at edin! Eger [Peygambere uymayip]*yüz çevirirlerse,*[kâfir olurlar]*Elbette Allah kâfirleri sevmez.)*[A.0mrân 32]

Allahü teâlâ, Peygamber efendimize itâati emrettigi gibi, ona muhâlefeti, isyâni da yasaklamistir:

(Kim Allah'a ve Resûlüne isyân eder ve hududullahi asarsa Allah onu, temelli kalacagi Cehenneme sokar.) [Nisâ 14][Hududullah, Allah'in emir ve yasaklari]

(Dogru yol belli olduktan sonra, Peygambere karsi geleni ve mü'minlerin yolundan baska bir yola uyani, o yolda birakir ve cehenneme sokariz.) [Nisâ 115]

Allah'a, Resûlüne isyân

(Allah ve Resûlüne karsi gelen, bilsin ki Allah'in azâbi çetindir.) [Enfal 13]

(Ey îmân edenler, sizi hayat verecek seylere [dinin emîrlerine]*da'vet edince, Allah'a ve Resûlüne icâbet edin!)*[Enfâl 24]

(Allah'a ve Resûlüne karsi gelen, apaçik bir sapikliga düsmüs olur.) [Ahzâb 36]

Sünnet-i seniyyeye uymanin farz oldugunuyukarida âyet-i kerîmelerle bildirmistik. Bu konudaki hadîs-i serîflerden birkaçi da söyle:

(Bana uyan Cennete girer, isyân eden giremez.) [Buhârî]

(Resûlün harâm kilmasi, Allah'in harâm kilmasi gibidir.) [Tirmizî]

(Allah'in kitabina, Peygamberin sünnetine sarilan sapitmaz.) [Hâkim]

(Sünnetimden yüz çeviren benden degildir.) [Müslim]

(Benden sonra ihtilâflar çikar. O zaman sünnetime ve hülefa-i râsidînin sünnetine uyun!) [Tirmizî]

Kur'ân-i kerîm, Peygamber efendimize inmistir. Muhatabi odur. Eshâb-i kirâm, Peygamber efendimize, Kur'ân-i kerîmin açiklamasini suâl ederlerdi. Açiklamayi gerektirmiyen âyetler hariç, her âyetin açiklamasini bilen yalniz odur. Resûlullah efendimizin bildirdiginden baska türlü açiklamak yanlis olmakla kalmaz, Allah'a ve Resûlüne iftirâ olur. Hiç bir kimse, Peygamber efendimizden daha iyi bildigini söyleyemez. Çünkü Allahü teâlâ buyuruyor ki:

(Size kitabi, hikmeti getiren ve bilmediklerinizi ögreten bir Peygamber gönderdik.) [Bakara 151]

Demek ki, Peygamber efendimiz, Kitabin [Kur'ân-i kerîmin] disinda, bir de hikmet getirmistir.

Ayrica, Kurân-i kerîme ragmen, insanlarin bilmedigi seyleri de ögretmistir. Allahü teâlâ, hikme ehlini de övmüstür:

(Allah, hikmeti kime dilerse ona verir. Kime de hikmet verilmisse, muhakkak ona çok hayr verilmistir.) [Bekara 269]

Hikmet, fen ma'nâsina geldigi gibi, fikih ilmi ma'nâsina da gelir. (Dürr-ül muhtâr)

Peygamber efendimiz, 0bin Abbâs hazretleri için,*(Yâ Rabbî, bunu fakîh kil, hikmet sâhibi eyle ve buna Kur'ân-i kerîmin bilgilerini ihsân eyle)*buyurdu. (Buhârî)

Kur'âni ehli olan açiklar

Peygamber efendimiz, fikh bilgilerini de eshâb-i kirâma ögretmistir. Peygamberimizin ögrettiklerine sünnet dendigi için, ögrettigi fikh ilmine de sünnet de denir.

0mâm-i Sâfiî hazretleri, (Bu âyetteki hikmet'ten maksat, Resûlullahin sünnetidir. Önce Kur'ân zikredilmis pesinden hikmet bildirilmistir) buyuruyor. (Risâle s.78)

Kurân-i kerîm açiklamasiz ögrenilseydi, Peygamber efendimize, (teblig et yeter) denilirdi, ayrica (açikla) denmezdi. Halbuki, açiklanmasi da emredilmistir:

(Kur'âni insanlara açiklayasin diye sana indirdik.) [Nahl 44]

(Biz bu Kitabi, hakkinda ihtilâfa düstükleri seyi insanlara açiklayasin ve imân eden bir kavme de hidâyet ve rahmet olsun diye sana indirdik.) [Nahl 64]

Bu âyet-i kerîmeler, açiklamayi gerektiren âyetlerin bulundugunu gösterdigi gibi, bunu açiklamaya Resûlullah efendimizin yetkisi oldugunu da göstermektedir.

Kurân-i kerîmde her bilgi vardir. Ancak açik degildir. Peygamber efendimiz bunlari vahy ile ögrenmis ve ümmetine bildirmistir. Bir âyet-i kerîme meâli:

(Onun sözleri vahydir.) [Necm 4]

Hz.Cebrâil, Peygamber efendimize gelip 5 vakit namazin her seyini bizzat tatbîkî olarak ögretmistir.

Peygamber efendimiz de*(Namazi benim kildigim gibi kiliniz)*buyurmustur. (Buhârî)

(Alıntı)

Şimdi diyecekler ki bu ayetler sahabe için indi. Biz o dönemde yaşamadığımız için bizim için geçerli değil.

Şimdi biz bu Ayetleri nasıl yerine getireceğiz. Diyeceksiniz ki Kuran'a uyun ama Kuran Peygamber kelamı değil ki Allah kelamı. Ee hadisleri de reddedersek bu Ayetleri inkar edip Allahın emrine itaatsizlik etmiş olmuyormuyuz.
 

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
Boyle uzun uzun alintilara gerek yok. Bir musluman inandigi seyleri kendi sozleriyle ifade edip ortaya koyamiyorsa inandirici olmasi mumkun degildir. Madem inaniyorsun neden bu kadar basit bir meselede dahi alinti yoluna gidiyorsun derler adama.

Biraz sert oldu belki ama bizimkisi sadecd iyi niyetli bir uyariydi
 

menzil5453

Doçent
Katılım
11 Eyl 2014
Mesajlar
579
Tepkime puanı
12
Puanları
0
Boyle uzun uzun alintilara gerek yok. Bir musluman inandigi seyleri kendi sozleriyle ifade edip ortaya koyamiyorsa inandirici olmasi mumkun degildir. Madem inaniyorsun neden bu kadar basit bir meselede dahi alinti yoluna gidiyorsun derler adama.

Biraz sert oldu belki ama bizimkisi sadecd iyi niyetli bir uyariydi

Bu şekilde görünce paylaşmak istedim. Önemli olan konunun amacına ulaşması. Siz cevap verme gereği duyduğunuza göre konu amacına ulaşmış demekki. Gereken yerlerde elbette düşüncemizi belirtiriz.

Discovery cihazımdan Tapatalk 2 ile gönderildi
 

İlim Talebesi

Yasaklı
Katılım
18 Ağu 2014
Mesajlar
1,630
Tepkime puanı
28
Puanları
0

عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ , قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : " يُوشِكُ شَبْعَانٌ مُتَكِئٌ عَلَى أَرِيكَتِهِ ، يَبْلُغُهُ الْحَدِيثُ عَنِّي فَيَقُولُ : هَذَا كِتَابُ اللَّهِ ، مَا كَانَ فِيهِ مِنْ حَلَالٍ أَحْلَلْنَاهُ ، وَمَا كَانَ فِيهِ مِنْ حَرَامٍ حَرَّمْنَاهُ ، أَلَا وَمَنْ بَلَغَهُ عَنِّي حَدِيثٌ فَكَذَّبَ بِهِ ، فَقَدْ كَذَّبَ بِثَلَاثَةٍ : كِتَابِ اللَّهِ ، وَرَسُولِهِ ، وَالَّذِي جَاءَ بِهِ " .


Cabir b. Abdullah ra anlatıyor : Resulullah sav şöyle buyurdular :

Koltuğuna doymuş ve yaslanmış bir şekilde oturup benim (hadislerimden) bir hadis kişiye ulaştığı zaman kişinin ''Allahın Kitabı burda , ondan helal olanları helal sayarız, onda haram olanları haram sayarız.'' deme zamanı yaklaşmıştır.

Bilin ki benden bir hadis kendisine ulaştığı zaman yalanlar,reddeder.

(Böyle benim hadislerimi reddettiği zaman) Üç şeyi yalanlamış olur.

1-Allahın Kitabı (Kuranı) inkar etmiş olur
2-Allahın Peygamberini yalanlamış olur
3-Ve onun getirdiği şeyleri inkar etmiş olur

 

İlim Talebesi

Yasaklı
Katılım
18 Ağu 2014
Mesajlar
1,630
Tepkime puanı
28
Puanları
0

عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ , قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : " يُوشِكُ شَبْعَانٌ مُتَكِئٌ عَلَى أَرِيكَتِهِ ، يَبْلُغُهُ الْحَدِيثُ عَنِّي فَيَقُولُ : هَذَا كِتَابُ اللَّهِ ، مَا كَانَ فِيهِ مِنْ حَلَالٍ أَحْلَلْنَاهُ ، وَمَا كَانَ فِيهِ مِنْ حَرَامٍ حَرَّمْنَاهُ ، أَلَا وَمَنْ بَلَغَهُ عَنِّي حَدِيثٌ فَكَذَّبَ بِهِ ، فَقَدْ كَذَّبَ بِثَلَاثَةٍ : كِتَابِ اللَّهِ ، وَرَسُولِهِ ، وَالَّذِي جَاءَ بِهِ " .


Cabir b. Abdullah ra anlatıyor : Resulullah sav şöyle buyurdular :

Koltuğuna doymuş ve yaslanmış bir şekilde oturup benim (hadislerimden) bir hadis kişiye ulaştığı zaman kişinin ''Allahın Kitabı burda , ondan helal olanları helal sayarız, onda haram olanları haram sayarız.'' deme zamanı yaklaşmıştır.

Bilin ki benden bir hadis kendisine ulaştığı zaman yalanlar,reddeder.

(Böyle benim hadislerimi reddettiği zaman) Üç şeyi yalanlamış olur.

1-Allahın Kitabı (Kuranı) inkar etmiş olur
2-Allahın Peygamberini yalanlamış olur
3-Ve onun getirdiği şeyleri inkar etmiş olur


Yukarıda naklettiğim rivayet sahih olmayabilir, Abdullah El-Ensarî'nin Zemmul Kelam adlı eserinde geçiyor.

Rivayetin Ravilerine kısaca bakalım :

Rivayet Peygamberimize kadar arada geçen Ravilerin durumudur:

En başta

مُحَمَّدُ بْنُ مُحَمَّدٍ، : Muhammed b. Muhammed : Saduk(Doğru sözlü,güvenilirdir)
أَحْمَدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ : Ahmed b. Abdullah : Sika (Güvenilirdir)
أَبُو الْعَبَّاسِ: الْفَضْلُ بْنُ سَهْلِ بْنِ يُونُسَ بْنِ مِهْرَانَ السَّرْخَسِيُّ : Ebul Abbas : Mechulul Hal ( Rivayette tek kalan Ravi)
مُحَمَّدُ بْنُ جَابِرٍ الْمَرُوزِيُّ : Muhammed b. Cabir : Mechulul Hal (Rivayette tek kalan Ravi)
أَبُو قُرْصَافَةَ: مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الْوَهَّابِ بْنِ مُوسَى بْنِ بَسَّامٍ الْقَيْسِيُّ : Ebu Kursafe : Mechulul Hal (Rivayette tek kalan Ravi)
آدَمُ بْنُ نَاهِيَّةَ أَبِي إِيَاسٍ الْعَسْقَلَانِيِّ : Adem b. Nahiyye : Sika (Güvenilirdir)
بَقْيَةُ : Bakiyye : Saduk (Doğru sözlü,güvenilir)
مَحْفُوظُ بْنُ مَسْوَرٍ النُّمَيْرِيُّ : Mahfuz b. Mesver : Mechul ( Rivayette tek kalan Ravi)
مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْكَدِر : Muhammed b. Münkedir : Sika (Güvenilir)
جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، : Cabir b. Abdullah : Peygamberimizin Sahabisi ra
رَسُولُ اللَّهِ : Allahın Resulu sav


Bu rivayet her ne kadar sahih olmasa da, İbn Maceden ve diğer Hadis Alimlerinden güvenilir Ravilerle nakledilen benzer metinler vardır.
 

çelebiler

Kıdemli Üye
Katılım
4 Ocak 2013
Mesajlar
7,457
Tepkime puanı
211
Puanları
0
Boyle uzun uzun alintilara gerek yok. Bir musluman inandigi seyleri kendi sozleriyle ifade edip ortaya koyamiyorsa inandirici olmasi mumkun degildir. Madem inaniyorsun neden bu kadar basit bir meselede dahi alinti yoluna gidiyorsun derler adama.

Biraz sert oldu belki ama bizimkisi sadecd iyi niyetli bir uyariydi
Niye alıntı yapıyorlar sence?
 
Üst