BAZI BEYINSIZLERCE HADISLERE GÜVENMEME HAKKINDA ORTAYA ATILAN SÖZLERIN SACMALIGI
Birde ara$irip inceliyen büyük alimlerin yüce makamlarina dil uzatan bazi beyinsizleri görüyoruz ki, <Hakkimizda en faydali ve layik olan ve yanliz Kur´an´da toplanan ilahi hükümleri kabul etmeli vedaha ileri gitmemeliyiz.> diyorlar. Bunlarin maksatlari hadislere güvenilip onlardan hüküm cikarilmamasidir ki, bu görü$ün bozuk ve sacma oldugu büyük alimlerce pek acik ise de, bazi insanlari saptirmaya vesile edilmesi yüzünden, cürütüp reddetmeyi vazifeden sayariz.
Bilinmektedirki, biz, Kur´an ayetlerinin ve kesin olan hadislerin delaletiyle nasil Kur´an´daki ilahi hükümlere boyun egmekle memur isek, sabit olan hadislerle emir ve tavsiye buyrulan dini hükümleri de kabul etmek zorundayiz.
Bu konuda eski ve yeni alimlerin icmai bulundugu gibi sünnete sarilmak ve bütün söz ve fiillerinde Peygamber efendimize tabi olmak gerektigine delalet eden bunca ayetler vardir.
Hatta yanliz $u okuyacagimiz iki ayet bulunsa idi yine Hz. Peygamber´in sözlerine tabi olmanin vacib bulundugunda $üphe kalmazdi:
<Rahmetim dünyada her $eyi ku$atmi$tir (mü´mine de kafire de $amildir). Fakat ahirette onu, küfürden sakinanlara, zekati verenlere ve ayetlerimize iman etmi$ onlanlara has kilacagim. Onlar ki, yanlarinda bulunan Tevrat ve Incil´de ismini yazili bulduklari ümmi Peygambero Resul´e tabi olurlar; o (Resul) kendilerine iyiligi emrediyor,onlari fenaliktan alikoyuyor; onlara (nefislerine) haram ettikleritemiz $eyleri helal kiliyor, murdar $eyleri de üzerlerine haram kiliyor, onlara agir yüklerini, üzerlerindeki baglari indiriyor. Ve onlar ki, ona (Resul´e) iman edenler, kendisine tazim ederler, ona yardim ederler ve kendisine indirilene (Kur´an´a) tabi olurlar,i$te bunlar kurtulanlardir. Ayeti, ikincisi de <O hevadan (kendi nefsinden) söylemiyor. Kur´an sade bir vahydir, ancak vahy olunur.>
(Dipnot:
Filozoflarca varlik sade hayir oldugu icin her var olanin nimet derecelerinin en a$agisi olan varlikla faydalanmasi, rahmetin bütün var olanlari icine almasinda kafi görülür. Tefsircilerin pek cogu ise bu $ümulü, mükellefler icin dü$ünerek <Mü´min ve mü$rik, iyive kötü, dünyada rizik bulup her biri Allah´in nimetiyle derecelerine göre faydalanmaktadirlar.> diyorlar.
İmami Fahri Razi <Arkada$larimizca (yani e$´arilerce) bu ayet <Kendisine (padi$ahlarin muhtac oldugu) her $ey verilmi$.> (Neml süresi,ayet: 23) ayeti gibi hususi mana kasdedilen umumi ayetler kabilindendir.> diyor. Merhum Ebu´s-Suud, ba$ tarafta <Ben azabimi kullarimdan diledigime isabet ettiririm.> (Araf süresi, ayet: 156) cümlesindeki <dileme> kaydini burada da kabul ediyor. Fakat diyor ki: <Azab isabet ettirmeyi muzari(geni$ zaman) sigasi ve rahmetin kaplamasini da mazi (gecmi$ zaman)sigasi ile ifade etmede rahmetin zat geregi oldguna ve azabin ancak kullarin itaatsizlikleri sebebiyle olacagina i$aret vardir.>
Iyi bilinmelidir ki, Israil ogullari buzagiya tapmaktan tevbe etmek istediklerinde tevbelerinin kabulu, canlarini feda etmelerine baglandigindan pek cok kimseler bu yolda vucutlarini yok ettiler. Hz. Musa da bu durumlari görünce Allah´a hitab ve dua ederken <Bize,hem bu dünyada bir iyilik, hem de ahirette bir iyilik ver.> (Araf süresi, ayet: 156) diyerek ümmeti hakkinda iki cihan selameti istedi. İ$te bu ayette ona cevab olarak gelen ilahi kelimeler aciklaniyor. Hz. Musa´nin kavminin cogunlukla iki cihan selametine layik olmadiklarina i$aret buyruluyor. Cünkü onlar takva ve itaat dairesine girmiyor, farz olan zekati vermiyor ve i$lerine gelmiyen ayet ve mucizelere inanmiyorlar idi. Nitekim yerinde tafsilatiyla aciklanmi$tir.
Gelmesinden önce Incil´in icindekilerden bahsetmek aynen Peygamber efendimizle Kur´an´dan bahsetmek gibi gaybdan haber verme kabilindendir. Bunda $üphe yoktur.
Birde ara$irip inceliyen büyük alimlerin yüce makamlarina dil uzatan bazi beyinsizleri görüyoruz ki, <Hakkimizda en faydali ve layik olan ve yanliz Kur´an´da toplanan ilahi hükümleri kabul etmeli vedaha ileri gitmemeliyiz.> diyorlar. Bunlarin maksatlari hadislere güvenilip onlardan hüküm cikarilmamasidir ki, bu görü$ün bozuk ve sacma oldugu büyük alimlerce pek acik ise de, bazi insanlari saptirmaya vesile edilmesi yüzünden, cürütüp reddetmeyi vazifeden sayariz.
Bilinmektedirki, biz, Kur´an ayetlerinin ve kesin olan hadislerin delaletiyle nasil Kur´an´daki ilahi hükümlere boyun egmekle memur isek, sabit olan hadislerle emir ve tavsiye buyrulan dini hükümleri de kabul etmek zorundayiz.
Bu konuda eski ve yeni alimlerin icmai bulundugu gibi sünnete sarilmak ve bütün söz ve fiillerinde Peygamber efendimize tabi olmak gerektigine delalet eden bunca ayetler vardir.
Hatta yanliz $u okuyacagimiz iki ayet bulunsa idi yine Hz. Peygamber´in sözlerine tabi olmanin vacib bulundugunda $üphe kalmazdi:
<Rahmetim dünyada her $eyi ku$atmi$tir (mü´mine de kafire de $amildir). Fakat ahirette onu, küfürden sakinanlara, zekati verenlere ve ayetlerimize iman etmi$ onlanlara has kilacagim. Onlar ki, yanlarinda bulunan Tevrat ve Incil´de ismini yazili bulduklari ümmi Peygambero Resul´e tabi olurlar; o (Resul) kendilerine iyiligi emrediyor,onlari fenaliktan alikoyuyor; onlara (nefislerine) haram ettikleritemiz $eyleri helal kiliyor, murdar $eyleri de üzerlerine haram kiliyor, onlara agir yüklerini, üzerlerindeki baglari indiriyor. Ve onlar ki, ona (Resul´e) iman edenler, kendisine tazim ederler, ona yardim ederler ve kendisine indirilene (Kur´an´a) tabi olurlar,i$te bunlar kurtulanlardir. Ayeti, ikincisi de <O hevadan (kendi nefsinden) söylemiyor. Kur´an sade bir vahydir, ancak vahy olunur.>
(Dipnot:
Filozoflarca varlik sade hayir oldugu icin her var olanin nimet derecelerinin en a$agisi olan varlikla faydalanmasi, rahmetin bütün var olanlari icine almasinda kafi görülür. Tefsircilerin pek cogu ise bu $ümulü, mükellefler icin dü$ünerek <Mü´min ve mü$rik, iyive kötü, dünyada rizik bulup her biri Allah´in nimetiyle derecelerine göre faydalanmaktadirlar.> diyorlar.
İmami Fahri Razi <Arkada$larimizca (yani e$´arilerce) bu ayet <Kendisine (padi$ahlarin muhtac oldugu) her $ey verilmi$.> (Neml süresi,ayet: 23) ayeti gibi hususi mana kasdedilen umumi ayetler kabilindendir.> diyor. Merhum Ebu´s-Suud, ba$ tarafta <Ben azabimi kullarimdan diledigime isabet ettiririm.> (Araf süresi, ayet: 156) cümlesindeki <dileme> kaydini burada da kabul ediyor. Fakat diyor ki: <Azab isabet ettirmeyi muzari(geni$ zaman) sigasi ve rahmetin kaplamasini da mazi (gecmi$ zaman)sigasi ile ifade etmede rahmetin zat geregi oldguna ve azabin ancak kullarin itaatsizlikleri sebebiyle olacagina i$aret vardir.>
Iyi bilinmelidir ki, Israil ogullari buzagiya tapmaktan tevbe etmek istediklerinde tevbelerinin kabulu, canlarini feda etmelerine baglandigindan pek cok kimseler bu yolda vucutlarini yok ettiler. Hz. Musa da bu durumlari görünce Allah´a hitab ve dua ederken <Bize,hem bu dünyada bir iyilik, hem de ahirette bir iyilik ver.> (Araf süresi, ayet: 156) diyerek ümmeti hakkinda iki cihan selameti istedi. İ$te bu ayette ona cevab olarak gelen ilahi kelimeler aciklaniyor. Hz. Musa´nin kavminin cogunlukla iki cihan selametine layik olmadiklarina i$aret buyruluyor. Cünkü onlar takva ve itaat dairesine girmiyor, farz olan zekati vermiyor ve i$lerine gelmiyen ayet ve mucizelere inanmiyorlar idi. Nitekim yerinde tafsilatiyla aciklanmi$tir.
Gelmesinden önce Incil´in icindekilerden bahsetmek aynen Peygamber efendimizle Kur´an´dan bahsetmek gibi gaybdan haber verme kabilindendir. Bunda $üphe yoktur.