Hadisler Ayetlerin Hükmünü Kaldırabilir mi?

halukgta

Asistan
Katılım
16 Ara 2011
Mesajlar
334
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Değerli din kardeşlerim. Günümüz İslam ı öyle yanlış bir yönde ilerliyor ki, adeta Kur’an a savaş açmış, onun hükümlerine sanki inat, bir iman üzerinde yaşıyoruz ama bunun ne yazık ki farkında değiliz.


Dini anlattığını söyleyen, toplumda söz sahibi öyle kişiler var ki, söylediklerini kulakları duymuyor sanki. Düşünebiliyor musunuz, kutsi yani doğruluğundan şüphe olmayan, adı verdikleri bazı hadislerin, ayetleri nesih edebileceğine inanılmaktadır. KUTSİ HADİSİN, KUR’AN A GEÇMEMİŞ, TIPKI AYET GİBİ, ALLAH EMRİ OLDUĞU SÖYLENEREK, yine Allah emri olan ayetleri nesih etmesi, yani hükmünü kaldırdığına nasıl inanırız. Bu kadar mı Kur’an ı terk ettik?


İşte Allah ın ayetlerini, birer birer silmenin, ortadan kaldırmanın dini yozlaştırmak isteyenlerin inancımıza soktukları, KUTSİ hadis silahı bu kadar tehlikeli bir inançtır. Tabi gel de bunu anlat, anlata bilirsen. Beyinler batılla yıkanınca, gözlere ve kulaklara da perde çekilmişse, birde üstüne üstlük kalpler mühürlenmişse, asla Kur’an gerçeklerini anlatamazsınız. Anlatmaya kalktığımızda da, sen peygamberimizi devre dışı bırakıyorsun, sünnet inkârcısınız damgasını vuruyorlar. Aslında farkında değiller, bunlara inandıklarında, KUR’AN İNKÂRCISI OLUYORLAR.


Dine nifak sokanlar, İslam a soktukları hurafe ve iftiraları topluma inandırmak içinde, ayetlerin anlamlarını eğip bükerek, yalan yanlış anlamlar vererek, Allah ın söylediklerini saptırmışlardır. Bakın bu iftiraya, Kur’an dan hangi ayeti delil göstermişler.


Necm 3–4: O, nefis arzusu ile konuşmaz. (Size okuduğu) Kur'an ancak kendisine bildirilen bir vahiydir. (Diyanet meali)


Allah ayetinde, elçim kendi nefsinden konuşmuyor diyor. Sizlere ilettiği, anlattığı, benim ona indirdiğim Kur’an dır diye ayette apaçık söylüyor. Ama dine nifak sokanlar, toplumun beynini bulandıranlar, kendi saltanatlarının devam etmesini isteyenler, ayetin anlamını saptırıyor ve ne diyorlar biliyor musunuz?


“Bakın ayette Allah, elçisi kendi kafasına göre konuşmuyormuş, buradan da anlıyoruz ki onun sözleri yani hadisleri de Allah ın vahyidir. Onun içinde Kur’an a geçmeyen kutsi hadisler, ayetleri nesih edebilir, yani Kur’an ayetinin hükmünü kaldırabilir.” Evet, aynen bunu söylüyorlar ve buna inanıyorlar.


Tüm bunlara inandığınızda, Kur’an ın tamamına iman etmemiş olduğumuzun, bu tolum ne yazık ki farkında değil. Allah Kur’an ayetlerinin bazılarını görmezden gelenlere, üstünü örtenlere, ya da anlamlarını değiştirenlere KÂFİR diyor hatırlatırım. Hatırlayınız Allah bizleri uyarıyor ve neler diyordu ayetlerinde.


—Yalnız Kur’an ın ipine sarılın.


—Emin olmadığınız bilgilerin ardına düşmeyiniz, hesabını sorarım. Sizleri yalnız Kur’an dan sorumlu tutuyorum.


—Peygamberimizin görev ve sorumluluklarını anlatırken de; Sen ancak bir öğüt vericisin. Senin görevin sadece tebliğ etmektir, hesap görmek bize aittir.


—Yine Allah deki onlara diyerek, kendi yetki ve sorumluluklarını nasıl anlatmasını istiyordu elçisinin: Ben sadece bana vahyedilene uyarım. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım. Ben sadece uyarıcılardanım.


Sizlere sormak isterim. Peygamberimiz bu ayetleri ümmetine tebliğ ettikten sonra, sizce bana Kur’an dışından da ayet değerinde bilgiler geldi diyerek, topluma tebliğ eder mi? Şöyle düşünün lütfen, Kur’an da olmayan kutsi hadis adını verdikleri bilgiler, acaba neden peygamberimiz devrinde yazıya geçirilmedi de ölümünden en az 200 yıl sonra rivayetler yoluyla toplanarak kayda alındı? Peygamberimiz neden bu ayetleri de Kur’an a geçirmedi diye neden sormuyoruz, bunları anlatanlara. Hâşâ peygamberimiz bunu unuttu da, birilerinin mi aklına geldi kayıt altına aldı?


Kur’an ı anlayarak ve üzerinde düşünerek okuyan bir Müslüman, asla böyle bir iftiraya inanmaz. Allah Zuhruf 44. ayetinde, sizleri Kur’an dan hesaba çekeceğim diye hükmünü verdiyse, sizce Kur’an a geçmemiş bir bilgiden sorumlu tutar mı? Nasıl olurda Kur’an dışından bizlere ulaşan bir bilginin, hiç şüphe duymadan, Allah ın ayetinin hükmünü sildiğine inanırız? Hatırlayınız Allah bir ayetinde ne diyordu? YOKSA SİZ KUR’AN IN BİR KISMINA İNANIP, BİR KISMINA İNANMIYOR MUSUNUZ? Siz bu sözlerden ne anladınız? Karar sizlerin.


Bu düşüncenin yanlışlığına örnek verecek, yüzlerce ayet var Kur’an da. Ama gönüller mühürlüyse, onlara yapacak bir şey yok demektir. Allah Elçime uyun der ve devam eder, çünkü o sizlere yalnız Kur’an ı tebliğ etti. Asla onun dışına çıkmadı. Eğer bizim söylediklerimize bir kelime ilave etseydi, onun şah damarını keserdik diyerek, bizlerin sorumlu olduğu, ipine sarılacağımız yalnız Kur’an olduğunu apaçık ayetlerinde bizlere bildirdi. Hiç unutmuyorum, beni bir siteden atmalarına neden olarak, şunu yazmışlardı.


(Dini konularda Peygamberimizi hiçe saymak, Kur'an hükümlerini çarpıtarak sunmak!)


Allah şahittir ki, ben asla peygamberimize saygısızlık yapacak, tek kelime söylemedim, zaten bunu söyleyen Müslüman değildir. Benim yaptıklarım peygamberimizin adını kullanarak, dine nifak sokanların, iftiralarını ortaya çıkarmaya çaba harcamaktır, Allah ın yardımıyla.


Hiç kimse peygamberimizi hiçe sayamaz, devre dışı bırakamaz, buna zaten gücü yetmez. AMA YİNE HİÇ KİMSE PEYGAMBERİMİZE, ALLAH IN VERMEDİĞİ YETKİ VE SORUMLULUĞU DA, KENDİ NEFSİNDE YÜKLEYEMEZ. Kur’an ayetlerini çarpıtmak kâfir olmaktır. Rabbimiz böyle bir yanlıştan korusun cümlemizi. Yazımın başında verdiğim örnek, ayetleri çarpıtarak, batıl ve hurafe inançlara delil göstermektir ki, bunun günahını düşünmek bile istemiyorum.


Ne yazık ki ayetleri, Kur’an dan yardım alarak anlamak yerine, rivayetler ışığında ayetleri anlamaya çalışıyoruz, onun içinde yanlış anlıyoruz. Böyle yaptığımız için bölünüyoruz, parçalanıyoruz, yetmiyor birbirimize düşman oluyoruz. Sizce Yaradan bizlerin, Kur’an ı rivayet ve sanı bilgiler ışığında, anlamamızı ister mi? Hani emin olmadığınız bilginin, ardına düşmeyin diyordu, unuttuk mu yoksa?


Kur’an kendisini anlatan, açıklayan nurlu eşi benzeri olmayan bir rehberdir. Lütfen ona karşı duyarlı ve saygılı olalım. Bunu yapmayan, gereken titizliği göstermeyenler, şunu asla unutmasınlar. Hesabın görüleceği o çetin gün, ardı sıra gittiği kişilerin, kendilerini Kur’an dan nasıl saptırdıklarını, fark edenlerin safında olacaklardır.


Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
http://hakyolkuran.com/
 

Kurtuluş26

Profesör
Katılım
6 Ocak 2014
Mesajlar
860
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Web sitesi
islamikonular.weebly.com
@halukgta kaç yıldır aynı şeyleri savunuyorsun.Kuraniyyun kaç kişiniz yanlız siz mi cennete gireceksiniz.Bu görüşün ne zaman ortaya çıktığınıda yazdık.
Hem kuranı hem sahih hadisleri kabul ediyoruz.Yani tümden hadisleri inkar etmeniz çok cahilce.Nasıl namaz kılıyorsun sen?Bu soruyu tüm yanlız kuran diyenlere sorduk kimse anlatamı sen anlatabilir misin?

İster kıl ister kılma diyenler var sizin aranızda.Sende onlardan mısın?

Aşağıda yazdıklarımıza cevap verebilirmisin?
Yalnız Kuran diyenler bunca ayet-i kerimeleri inkar mı ediyor?
http://www.ihvanforum.org/showthrea...ar-mı-ediyor&p=1547152&viewfull=1#post1547152
 

Kurtuluş26

Profesör
Katılım
6 Ocak 2014
Mesajlar
860
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Web sitesi
islamikonular.weebly.com


Sahih olduğunu nereden biliyorsun?
Mesele zaten buradan kaynaklanıyor.
Hadis ilmini hiç araştırdınız mı?Hadis alimleri bunları nasıl belirliyor?Şuanakadar mükemmel akıl ve zekalarıyla yaşamış olan islam alimleri hadis ilimleriyle hertülü uydurma hadisin önüne geçmeye çalışmışlardır.Tüm islam alimleri tarafından kabul edilen en sahih hadis kitapları bellidir.

Şimdi bizim ilmimiz azdır.Onların hayatları ilimdi yani çocukluktan beri birçok hocalarla eğitim görüyorlar.Şimdi ahir zamandayız televizon,film,dizi...bu fitnelerle zaman geçiriliyor.Birçok hocalar vardı alimler vardı ozamanlar.Hatta en iyi hocaları şecebiliyordun.Birde şu var eskiden para için mi öğreniliyordu yoksa Allah rızası için mi?

Şimdi bazı ahir zaman hocaları satmak için yazıyor yapıyor,öğretiyor...

Yasin Süresi
21."Sizden hiçbir ücret istemeyenlere uyunuz, onlar doğru yoldadırlar. "

Bu ayete uyacaksın.Ölçü budur.Bu kötü zamanda bile faize bulaşmayan,zekat paralarını yemeyenler var.İşte bunları bulmak gerek.
"
• Ebû Hüreyre (r.a.), rivayet ettiği 5 bin 374 hadisle ilk sırada bulunmaktadır. Kendisinden de 800 kadar zat (ravi) hadis almıştır.

• Abdullah bin Ömer (r.a.), rivayet ettiği 2 bin 630 hadisle ikinci sırayı almış*tır.

• Enes bin Mâlik (r.a.), Peygamberimizden 2 bin 286 hadis rivayet etmiştir.

• Hz. Âişe Validemiz (r.a.), Peygamber Efendimizden 2 bin 210 hadis rivayet et*miştir.

• Abdullah bin Abbas (r.a.), Peygamberimizden 1660 hadis rivayet etmiş*tir.

• Câbir bin Abdullah (r.a.), Peygamber Efendimizden 1540 hadis rivayet et*miştir.

• Ebû Said el-Hudrî (r.a.) ise Peygamber Efendimizden 1170 hadis rivayet etmiştir.
Kaynak:http://www.resulullah.org/en-cok-had...eden-sahabiler
"


Buhari, Müslim gibi sahih kabul edilen hadis kitaplarının, hiç değiştirilmeden bugüne kadar geldiğine nasıl kanaat getirebiliriz?
http://www.sorularlaislamiyet.com/a...iliyor-ayni-seyi-sunnetler-icinde-soyleyebili


Yani ilk önce araştırın öğrenin ondan sonra inkar edicekseniz ilmi olarak cevap yazın.Böyle zandan öteye gidemezler.

Kuraniyyun yanlız kuran diyenlerin şuanakadar gelmiş geçmiş alimlerin kuranı anlamadılarda bunlar mı anladı?
Kaç bin kişi bunlar binler mi?Milyarlaca müslüman geldi geçti sırf bunlar mı anladı kuranı?

Bu sünneti inkar eden görüşün ilk çıktığı tarih.

Kuraniyyun
"Ahmed Han’ın düşünceleri etrafında Abdullah Çekrâlevî tarafından Hindistan’da oluşturulan cemaat.

İslâm dünyasında “ehl-i Kur’ân” ve “Kur’âniyyûn” olarak bilinen bu ekol XIX. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkmıştır. Sünneti tamamen reddederek sadece Kur’an’ı benimseme anlayışı ilk defa II. (VIII.) yüzyılda tartışma konusu olmuş ve günümüze kadar varlığını sürdürmüştür."

 

Kurtuluş26

Profesör
Katılım
6 Ocak 2014
Mesajlar
860
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Web sitesi
islamikonular.weebly.com
"Siyer, sözlükte “davranış, hal, yol, âdet, bir kimsenin ahlâkı, seciyesi ve hayat hikâyesi” gibi anlamlara gelen sîret kelimesinin çoğuludur.
Peygamberimizin doğumundan vefatına kadar hayatını konu alan ilmin adı "siyer" dir. Tarihin belli bir bölümünden bahsettiği için tarih ilmiyle; Peygamberimiz (s.a.s.)'in söz, fiil ve takrirleriyle ilgilendiğinden dolayı da hadis ilmi ile alâkalıdır. "

Yanlız kuran diyenler Peygamber Efendimiz(s.a.v) hayatlarını bile bilmiyorlar.Tüm hadisleri inkar etmek evet büyük cahilliktir.Hadis rivayet eden sahabilere iftiralar atmak ne büyük kötülüktür.Hadis alimlerinin yüz yıllardır kabul ettikleri hadisleri inkar etmek ne kadar saçmadır.

Peygamber Efendimiz(s.a.v) hayatı hakkında eserler yazanlarda mı uydurdu?Sizin aklınız yok mu?

"Âlemlere rahmet olarak gönderilen son peygamber Hazret-i Muhammed -s.a.v- Efendimiz'in hayat-ı saâdetleri bütün safhaları ile en ince teferruatına kadar tesbit edilmiş, sağlam senetlerle günümüze kadar ulaşmıştır. "
 

Kurtuluş26

Profesör
Katılım
6 Ocak 2014
Mesajlar
860
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Web sitesi
islamikonular.weebly.com
"Bir âyet-i kerime meali: (Size, âyetlerimizi okuyacak, sizi her kötülükten arıtacak, size kitabı ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek aranızdan, bir resul gönderdik.) [Bekara 151]
İmam-ı Şafii hazretleri, (Bu âyetteki hikmetten maksat, Resulullahın sünnetidir. Önce Kur’an zikredilmiş, peşinden hikmet bildirilmiştir) buyuruyor.
Kur’an-ı kerim açıklamasız öğrenilseydi, Peygamber efendimize, (tebliğ et yeter) denilirdi, ayrıca (açıkla) denmezdi. Halbuki, açıklanması da emredilmiştir. İki ayet meali şöyledir:
(Kur’anı insanlara açıklayasın diye sana indirdik.) [Nahl 44]
(Biz bu Kitabı, hakkında ihtilafa düştükleri şeyi insanlara açıklayasın ve iman eden bir kavme de hidayet ve rahmet olsun diye sana indirdik.) [Nahl 64]
Bu âyet-i kerimeler, açıklamayı gerektiren âyetlerin bulunduğunu gösterdiği gibi, bunu açıklamaya Resulullah efendimizin yetkisi olduğunu da göstermektedir. Kur’an-ı kerimde her bilgi açık değildir. Peygamber efendimiz bunları vahiy ile öğrenmiş ve ümmetine bildirmiştir. İki hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Bana Kur’anın misli kadar daha hüküm verildi.) [İ. Ahmed]
(Cebrail aleyhisselam, Kur’an ile beraber açıklaması olan sünneti de getirdi.) [Darimi]

İmam-ı Şarani diyor ki:

Ma'lûmdur ki, Sünnet Kitâb üzere kaziyedir. Aksi değildir. Zira sünnet, Kur'ân-ı kerîmdeki icmallerin açıklanmasıdır. Müctehid imamlar, sünnetteki icmalleri bize açıklıyan âlimler olduğu gibi, onlara uyan âlimler de, onların sözlerindeki icmalleri bize açıklarlar ve bu kıyamete kadar böyle devam eder.Üstadım Aliyyülhavas'dan (rahimehullah) duydum. Buyurdu: Sünnet bize Kur'ândaki icmalleri bildirmeseydi, âlimlerden hiçbiri, fıkıhdaki sular ve abdest bahislerindeki hükümleri çıkaramaz, sabah namazının farzının iki, öğle, ikindi ve yatsının farzlarının dört, akşam namazının farzının üç olduğunu, bilemezdi. Aynı şekilde hiçbir kimse kıbleye dönüldükte yapılan düâda, iftitahda ne söyleneceğini bilemezdi. Tekbîrin nasıl olduğunu, rükû' ve sücûd tesbihlerini, ta'dili erkânı, teşehhüde oturdukta ne okunacağını bilemezdi. Aynı şekilde bayram namazlarının nasıl kılınacağını, ay ve güneş tutulması namazlarını, cenaze, yağmur duası namazları gibi daha çok şeyleri kimse bilemezdi. Bunun gibi, zekâtın nisabını, orucun ve haccın şartlarını, alış veriş, nikâh, yaralama, kadılık ve fıkhın diğer bâblarının hüküm ve esaslarını bilen olmazdı. İmrân bin Husayn'e bir kimse, bizimle yalnız Kur'ânla konuş dedikte, İmrân ona: (Sen tam ahmaksın. Kur'ân-ı kerîmde farzların rek'atlarının sayısı açık olarak var mı? Yahud bunda sesli okuyun, diğerinde sessiz deniyor mu?) buyurdu. O kimse hayır dedi. İmrân bu sözü ile onu susturdu.Yine Beyhakî Sünen'inde Müsâfir namazı bölümünde, hazreti Ömerden (radıyallahü anh) bildirir: Hazret-i Ömere yolculukta namazın kasr edilmesi, ya'nî dört rek'atlı farzları iki rek'ât olarak kılmaktan soruldu ve: «Biz, azîz kitabda korku namazını buluyoruz, fakat seferî namazı bulamıyoruz» denildi. Sorana: «Ey kardeşimin oğlu [yeğenim], Allahü teâlâ bize Muhammed aleyhisselâmı gönderdi. Biz bir şey bilmeyiz. Ancak biz, Resûlullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) yaptığını gördüğümüz şeyi yaparız. O, seferde, 4 rekatlı farzları iki kılardı. Onu teşrî' eden Resûlullahdır (sallallahü aleyhi ve sellem)» buyurdu. Bu sözü iyi düşün. Çünkü çok güzeldir.

İmam-ı Süyuti diyor ki:

"Şunu bilesiniz ki, usül ilminde maruf olan şartları taşıyan -kavlî olsun fiilî olsun- hadisler hüccetdir. Resulullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) bu hadislerini inkar eden kimse küfre girer ve İslam dairesinden çıkar, yahudilerle, hıristiyanlarla veya Allahü teâlânın murad ettiği diğer kâfir fırkalarla beraber haşrolunur." (Miftahu'l-cenne, s.18)"

“Allah katında din İslâm’dır.” (Âl-i imrân: 19)
“Bu, dimdik ayakta duran bir dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler.” (Rûm: 30)



 

AlpBilge

Yasaklı
Katılım
1 Şub 2015
Mesajlar
706
Tepkime puanı
33
Puanları
0
Hiç kuşkusuz bu Kur'an insanları en doğru yola iletir ve iyi ameller işleyen mü'minlere, kendilerini büyük bir ödülün beklediği müjdesini verir. (İsra 9)

Biz bu Kur'ân'da akıllarını başlarına almaları için türlü şekillerde (ikaz ve ihtarı) açıkladık. Fakat bu açıklamalar ancak onların nefretini arttırmıştır. (İsra 41)

Biz bu Kur'an'da her türlü örneği verdik. Yine de onların çoğu kâfirlikte direndi. (İsra 89)

Gerçek şu: Bu Kur'an sana ve toplumuna elbetteki bir hatırlatıcı/bir düşündürücü/bir şeref/bir öğüttür. Bundan (Kur'an'dan) sorumlu tutulacaksınız. (Zuhruf 44)

Allâh, size Kitabı (Kur'an'ı) açıklanmış olarak indirmişken Allah'tan başka bir hakem mi arayayım? Kendilerine Kitap verdiklerimiz, o Kuran'ın gerçekten Rabbin tarafından indirilmiş olduğunu bilirler, hiç kuşkulananlardan olma. (Enam 114)

Kendilerine okunan Kitabı (Kur'anı) sana indirmemiz onlara yetmiyor mu? Şüphesiz inanan bir toplum için bunda bir rahmet ve öğüt vardır. (Ankebut 51)

Elif, Lâm, Râ. Bu Kur'ân öyle büyük bir kitaptır ki, insanları Rablerinin izni ile karanlıklardan aydınlığa, her şeye galip ve hamde lâyık olan Allah'ın yoluna çıkarman için onu sana indirdik. (İbrahim 1)

Biz sana bu kitabı (Kur'ân'ı) sırf hakkında ihtilafa düştükleri şeyi insanlara açıklaman için ve iman edecek topluma bir hidayet, bir rahmet olsun diye indirdik. (Nahl 64)

Bu (Kur'ân) insanlar için bir açıklama, Allah'dan gereğince korkanlar için doğru yolu gösterme ve bir öğüttür. (Al-i İmran 138)

İşte biz onu (Kur'ân'ı) böylece, apaçık âyetler olarak indirdik. Şüphesiz Allah dilediğini doğru yola eriştirir. (Hac 16)

Elif-Lâm-Râ. Bu öyle bir kitaptır ki, âyetleri muhkem kılınmış, sonra da her şeyden haberdar olan hikmet sahibi Allah tarafından âyetleri ayrıntılı olarak açıklanmıştır (Hud 1)

Yemin olsun ki Biz Kur'an'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var? (Kamer 17)

Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalpleri mi kilitli? (Muhammed 24)
 
Üst