H.z Muvaiye Aleyhine Söz Eden Seyyidin Başına Gelen

mahmud enes

Doçent
Katılım
24 Nis 2010
Mesajlar
708
Tepkime puanı
42
Puanları
0
Muhammed Hâşim-i Keşmî şöyle anlatmıştır:

"Seyyidlerden bir genç, medresede talebe idi. Onunla arkadaşlık ederdik. Bir gün ağlayarak yanıma geldi ve başından geçen bir hâdiseyi anlattı. İmâm-ı Rabbânî Hazretleri'nin büyük bir kerâmetini görmüştü.

Dedi ki: "Hazret-i Ali'ye karşı savaşanları, hele Hazret-i Muâviye'yi sevmezdim.

Bir gece senin üstâdın İmâm-ı Rabbânî'nin Mektûbât'ını okuyordum. Okuduğum yerde; "İmâm-ı Enes b. Mâlik buyurdu ki: "Hazret-i Muâviye'yi, sevmemek onu kötülemek, Hazret-i Ebû Bekir'i ve Hazret-i Ömer'i sevmemek bunları kötülemek gibidir. Ona söğene, bunlara söğene verilen cezâyı vermek lâzımdır." yazılı idi.

Bunu okuyunca, canım sıkıldı ve yerinde olmayan bir yazıyı buraya yazmış dedim. Mektûbât'ı yere attım. Yatağıma uzandım. Uyudum. Rüyâmda, senin o büyük üstâdın öfkeli ve kızgın bir hâlde yanıma geldi. İki mübârek elleri ile kulaklarımı çekti ve;

"--Ey câhil çocuk! Sen bizim yazdığımızı beğenmiyorsun ve kitabımızı fırlatıp, yere atıyorsun. Benim yazımı okuyunca şaşaladın ve inanmadın. Ama gel, seni bir zâta götüreyim de gör! Rasûlüllah Efendimiz'in ashâbını sevmediğin için, aldandığını ondan işit." buyurdu.

Beni çekerek, bir bahçeye götürdü ve kapısında bırakıp kendisi yalnızca ilerledi. Uzak'ta görünen büyük bir odaya doğru yürüdü. Orada nûr yüzlü, büyük bir zât oturuyordu. Çekinerek ve saygı ile o zâta selâm verdi. Önünde diz çöküp oturdu.

Ona bir şeyler söylüyor, beni gösteriyordu." Uzaktan bana bakışlarından benden bahsettiği anlaşılıyordu. Biraz sonra senin o yüksek üstâdın İmâm-ı Rabbânî, kalktı. Beni çağırdı.

"--Bu oturan zât, Hazret-i Ali'dir. İyi dinle! Bak ne buyuruyor." dedi. Yanlarına gidip, selâm verdim.

"--Sakın, sakın! Rasûlüllah Efendimiz'in ashâbına karşı, kalbinde bir dargınlık bulundurma! O büyüklerden hiçbirini, aslâ kötüleme. Aramızda muhârebe şeklinde görünen işlerimizin, hangi iyi niyetlerle yapıldığını, biz ve o kardeşlerimiz biliriz!" dedi. Senin yüksek hocanın adını söyleyerek; "Bu zâtın yazılarına da sakın karşı gelme!" buyurdu.

Bu nasîhatı dinledikten sonra, kalbimi yokladım. Bu hususdaki tereddüdün ve soğukluğun, kalbimden çıkmadığını gördüm. Bu hâlimi hemen anladı. Öfkelendi. Senin yüksek hocana bakarak;

"--Bunun gönlü daha temizlenmedi. Suratına bir tokat indir!" dedi. Şeyh Hazretleri , yüzüme kuvvetli bir tokat indirdi. Tokadı yiyince, kendi kendime; "Bunu sevdiğim için onlara düşmanlık etmiştim. Hâlbuki kendisi onlara düşmanlığımdan bu kadar çok incinmektedir.

Bu hâlden vazgeçmeliyim!" dedim. Kalbimi yokladım. Düşmanlık, kırgınlık kalmamış, tertemiz buldum. O anda uyandım. Şimdi de kalbim o kinden temizlenmiştir. O rüyânın, o sözlerin tadı, beni başka hâle soktu.

Kalbimde Allah'tan başka hiçbir şeyin sevgisi kalmadı. Senin yüksek hocan İmâm-ı Rabbânî'ye ve onun yazdıklarındaki mârifete inancım iyice arttı."

Kaynak : Berakat Sahife 272
 
K

Kaçak

Guest
Benim o döneme itirazım yokta ...
Bu dönemde bu yazıları yazanlar acaba şu soruyu sormuyorlarmı kendilerine ?
O dönemde akan kanların hesabı kime sorulacak ?
Hz Ali iyi niyetli ..
Hz Muaviye iyi niyetli ...
Yüzbinler neden öldü gitti ?
Ne ugruna öldüler ?
 

mahmud enes

Doçent
Katılım
24 Nis 2010
Mesajlar
708
Tepkime puanı
42
Puanları
0
Benim o döneme itirazım yokta ...
Bu dönemde bu yazıları yazanlar acaba şu soruyu sormuyorlarmı kendilerine ?
O dönemde akan kanların hesabı kime sorulacak ?
Hz Ali iyi niyetli ..
Hz Muaviye iyi niyetli ...
Yüzbinler neden öldü gitti ?
Ne ugruna öldüler ?

abdullah ibni sebe denen melune sormanız lazım. hz muaviye ye degıl
 
K

Kaçak

Guest
Hz Muaviye taraflardan birinin komutanı degil miydi ?
 

mahmud enes

Doçent
Katılım
24 Nis 2010
Mesajlar
708
Tepkime puanı
42
Puanları
0
Hz Muaviye taraflardan birinin komutanı degil miydi ?

Abdullah İbni Sebe aslı yahudi olan münafıktır. hazreti ali'ye k.v. halifeliğine bir kaç nedenden dolayı karşı geldiği için yahudiler bunu fısrat bilip fitne sokmaya çalıştılar. bunun içinde Abdullah ibni sebe yahudisini görevlendiler. sıffın savası ve cemel vakası olayları bu yahudinin planları ile yapılmıştır. hz muaviye ve hz Ali k.v. arasında riyaset degıl bilakis halifelik için bir anlaşmazlık olmuş burda da ictihad hatasını yapan hz Muaviye olmuştur. ictihadda isabet eden 2 sevab hata eden bir sevab alır.
 
K

Kaçak

Guest
İçtihadları sormuyorum ..
Rivayetlerde farklı olsada onbinlerle ifade edilen ölen asker var ...
Şimdi bu Ölen askerler ne için öldüler ?
Bu ölen askerlerin hesabını kim verecek ?
Ölenler içinde şehit diyebiliyormuyuz ? ( bu sonradan çıktı )
 

mahmud enes

Doçent
Katılım
24 Nis 2010
Mesajlar
708
Tepkime puanı
42
Puanları
0
İçtihadları sormuyorum ..
Rivayetlerde farklı olsada onbinlerle ifade edilen ölen asker var ...
Şimdi bu Ölen askerler ne için öldüler ?
Bu ölen askerlerin hesabını kim verecek ?
Ölenler içinde şehit diyebiliyormuyuz ? ( bu sonradan çıktı )

bu konuda hükmü verecek ancak Allahtır cc. büyük bir fitne ve kargaşa çıkmış iki taraf iyi niyetli oldukları zaten bellidir. burda taraflar biat hususunda anlaşamılar. yoksa Hz Ali'de (k.v. ) Hz Muaviye'de anlamşak için gönderilen elçilere anlaşmak için olumlu yanıt vermişlerdir. bunu sezen abdullah ibni sebe kendş adamlarını iki gurubun çadırlarına göndermiş ve fitne ckartmak için karşı taarruza geçilmesini söylemiştir ve büyük bir savaş cıkmıştır. burda hala iyi niyet oldugu gözlenmekte. çünkü iki tarafın gayesi anlaşmak.yoksa orda vefaat eden sahabilere nasıl Haşa mürted denir. hepsi Allah rızası için savaşmış ve bizim görüşümüze göre ( en dogrusunu Allah cc bilir) şehid olmuştur.
 
K

Kaçak

Guest
Hz Ali ve Hz Muaviye iyi niyetli ama basiretsiz komutanlardı yani ...
Çagının mega güçleri olan İranı , Bizansı dize getiren İslam ordusuda bir alay basiretsiz insandı ...
Tek bir yahudinin kirli ayak oyunları sonucu birbirine girip , birbirlerini bogazlayacak , kanlarını akıtacak kadar gerçege hakim degildiler ...
Sizin iyimser tablodan bu çıkıyor Azizim ...
Hayırlı olsun ne diyelim ...
 
Üst