Bu söz sana ait herahalde.. Sonuna ismini eklediğine göre.. Kardeşim bu kadar iddialı bir kimsesin.. Ehl-i Sünnet Ulemasının karşısında yer alacak kadar cesaretlisin.. Sana soruyorum öyleyse.. Lütfen lafı evirip çevirmeden, doğrudan cevap ver:
1- Sana göre, senin imanın az mıdır çok mudur?
2- Sen günah işleyen biri misin? İşlemeyen biri misin?
3- Eğer günah işliyorsan az mı işliyorsun? Yoksa Çok mu günah işliyorsun?
4- Allah göstermesin bir gün günah bataklığına boynuna kadar batarsan "imanı işe yaramaz, kesin cehennemlik bir kimseyim" diye kendini ilan edebilecek misin?
Biz Peygamber Efendimize tabi olmaktan bahsediyoruz sen bütün Peygamberleri bilmekten bahsediyorsun? Nasıl bir alaka kuruyorsun anlamak mümkün değil?!! Peygamber Efendimize tabi olmayan, Onun getirdiğine boyun eğemeyen diğer Peygamberleri nasıl bilebilir ki?
Bakara 121.'e bakalım İbn-i Kesir Meali:
[002.121] [IK] Kendilerine kitab verdiğimiz kimseler onu hakkıyla tilavet ederler. İşte buna onlar inanırlar. Kim ona küfrederse, hüsrana uğrayanlar da işte onlardır.
Hakkıyla tilavet etmek.. Evet haklısın.. Ancak eklemişsin: "açıklamak ve hatta tefsirlere göre yaşamak lazımdır" Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu.. Tefsirler, Kur'an'ı Kerimi açıklayan alimler mutlaka Hadis-i Şeriflerden yola çıkmışlardır.. Sen ise hiç bir Hadis-i Şerifi şimdiye kadar önemsediğini gösteremedin.. Hatta tek bir tefsirden dahi örnekler getirmiş değilsin! Ne burda ne başka forumlarda.. O yüzden seninki sadece lafta kalıyor..
Çelişkilerle dolu ifadelerin.. Hem meal ve tefsir okuyup bize anlatıyorsun; hem de kafandan yorumlamamış oluyorsun.. Hadi doğru sözlülerden isen buraya kendi görüşüne uyan Tefsirlerden örnekler getir bakalım!
Sana şimdiye kadar bu saydığın kelimeleri şahsım adına asla kullanmadım.. Kullanan oldu mu hatırlamıyorum.. Ancak Kur'an'a bakıp önemli meselelerde kendi reyine göre hüküm verdiğin sabit olduğu için bu suçlamalardan beri kalamayabilirsin; kendine dikkat etmelisin..
Vaktimizi öyle ve böyle evet harcıyoruz.. Sen de vaktini nelerin peşinde geçirdiğine dikkat et kardeşim o zaman..
****
78- [1:132, Hadîs No: 133]
îbni Abbas (r.a.) rivayetle Peygamberimiz (a.s.m.) şöyle buyurmuştur:
"İyice bildiklerinizin dışında benden söz nakletme konusunda Allah'tan korkun. Kim ki bile bile benim söylemediğim bir sözü söyledi diye benim adıma yalan konuşursa Cehennemdeki yerine hazırlansın. Kim ki Kur'ân hakkında kendi şahsî görüşüyle söz söylese Cehennemdeki yerine hazırlansın." (Tirmizi, Fiten: 70, Edep:13; Müsned, 1:65,70.)
1019. [2:255, Hadîs No: 1779]
Ebû Hüreyre'den (r.a.) rivayetle:
"Allah beni yanlış konuşan kılmadı. Benim için en hayırlı kelâm olan kitabı, Kur'ân'ı verdi" (Şirazi'den, Abdulvahid Metin Hadis Ansiklopedisi)
1639. [ 3:164, Hadîa No: 3021]
lrbad'dan (r.a.) rivayetle:
"Sizden biriniz koltuğuna kurularak Allah'ın şu Kur'ân'daki şeylerden başka hiçbirşeyi yasaklamadığını mı zannediyor? Dikkat edin, Allah'a yemin ederim ki ben de bazı şeyleri emretmiş, bazı öğütler vermiş ve bir kısım şeyleri de yasaklamış bulunuyorum. Bunlar Kur'ân kadar veya sayıca daha fazladır.
Yüce Allah sizin üzerlerindeki hakkınızı verdikleri zaman, izin vermeleri durumu müstesna ehl-i kitabın ne evlerine girmenizi, ne kadınlarını dövmenizi ve ne de meyvelerini yemenizi helal kılmıştır". (Ebû Davud, Imare: 33; Sünnet: 5; Timizi, İlim: 10; Müsned, 2:367,483; 4:132. 1640.13:165, Hadîs No: 3022)
2374. [4:117, Hadîs No: 4735]
Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor:
"Ümmetimin başına öyle bir zaman gelecek ki, o zamanda Kur'ân'ı güzel okuyanlar çoğalacak, fakat dinde ince anlayış sahibi âlimler azalacak, ilim ölecek, anarşi çoğalacak, sonra Öyle bir zaman gelecek ki ümmetimden öyle adamlar Kur'ân okuyacaklar ki okudukları Kur'ân gırtlaklarını geçmeyecek. Sonra öyle bir zaman gelecek ki Allah'a ortak koşanlar Allah'a inananların söylediklerine karşı deliller getirmeye çalışacaklar." (Taberânînin Evsafı ve Ebû Nuaym'ın Hılyef&nden.)
***
Şafii alimlerinin büyüklerinden İmam-ı Şarani hazretleri Mizan'da buyuruyor ki:
"Hadis-i şerifler, Kur'an-ı Kerim'i açıklar. Mezhep imamları, Hadis-i Şerifleri açıkladı. Diğer âlimler de, mezhep imamlarının sözlerini açıkladı. Namazların kaç rekat olduğunu rüku ve secdede okunacak tesbihleri, bayram ve cenaze namazlarının nasıl kılınacağını, zekat nisabını, orucun ve haccın farzlarını, hukuk bilgilerini, Peygamber Efendimizin açıklaması olmadan Kur'an-ı Kerim'den anlamak mümkün değildir."
İmran bin Husayn hazretleri, (Bize yalnız Kur'an'dan söyle!) diyene, (Ey ahmak, Kur'an-ı Kerim'den her şeyi anlamak mümkün mü? Mesela namazların kaç rekat olduğunu bulabilir miyiz?) buyurdu.
Hz. Ömer’e de, (Farzlar seferde kaç rekat kılınır? Kur'an'da bulamadık) dediler. Cevaben, "Allahü teâlâ bize Muhammed Aleyhisselamı gönderdi. Biz, Kur'an-ı Kerim'de bulamadıklarımızı, Resulullah'tan gördüğümüz gibi yapıyoruz. O, seferde dört rekatlık farzları, iki rekat olarak kılardı. Biz de öyle yaparız" buyurdu.)
***
1133- [2:331, Hadîs No: 1972]
Ebû Hüreyre'den (r.a.) rivayetle:
"Kişi uzun zaman Cennet ehlinin amelini işler, sonra ameli Cehennemliklerin işi ile noktalanır. Başka bir kişi de uzun zaman Cehennem ehlinin amelini işler, sonra ameli Cennet ehlinin işiyle noktalanır." (Müslim, Kader: 11)
1138. [2:335, Hadîs No: 1982]
Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor:
"Bir erkek veya kadın altmış sene boyunca Allah'a itaatte bulunur, Sonra da ölüm ânında yaptıkları vasiyette bazılarına zarar verirler de Cehennem ateşini hak ederler." (Ebû Davud, Vesâyâ: 3; Timizi Vesâyâ: 2.)
337. İmam Buhari Rahmetullahi Aleyh, C.9, s.146 ve sonrasında, Kitabu't-Tevhid'in 'Rabb'in Kıyamet Gününde Peygamberlerle Konuşması' başlıklı babında şöyle bir rivayete yer veriyor:
Yusuf ibnu Raşid, Ahmed ibnu Abdullah'dan, o Ebu Bekr ibni Ayyaş'dan, o Humeyd'den, o da Enes Radıyallahü Anh'den Resulullah Aleyhisselâm'ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir.
"Kıyamet günü olunca bana şefaat etme yetkisi verilir. Ben: Ey Rabb'im kalbinde bir hardal miktarınca imanı olanı cennete koy, derim. Onlar girerler. Sonra : Ey Rabbim, kalbinde en küçük bir madde miktarınca imanı olanı cennete koy, derim".
Enes Radıyallahü Anh dedi ki: "Ben âdeta Resulullah Aleyhisselâm'm parmaklarına bakıyor gibiyim"
232. Bu hadisi İmam Ebu İsa et-Tirmizî Rahmetullahi Aleyh C.2 s.99'da 'Cehennem Ehlinin Sıfatlarından' başlıklı babda rivayet etmiştir: Ebu Hureyre Radıyallahü Anh Resulutah Aleyhisselâm'ın şöyle söylediğini bildirmiştir:
"Cehenneme girenlerden iki adamın haykırışları şiddetlendi, Rabbimiz Azze ve Celle: Onları çıkarın, diye buyurdu. Çıkarıldıklarında onlara: "Neden haykırışlarınız şiddetlendi?" diye sordu. Onlar: "Bunu bize merhamet eylemen için yaptık", dediler. Hakk Teala: "Kalkıp kendinizi cehennemde daha önce bulunduğunuz yere atmanız halinde rahmetim sizinledir", buyurdu. Birisi kendini attı. Allah Teala da yerini kendisi için serin ve güvenli bir yer yaptı. Diğeri kalktı, kendini atmadı. Rabb Azze ve Celle ona: "Seni, arkadaşın gibi kendini atmaktan alıkoyan neydi?" diye sordu. O da: "Ey Rabbim, beni oradan çıkardıktan sonra tekrar oraya döndürmemeni diliyorum", dedi. Rabb Teala da ona: "Dileğin kabul edilmiştir", dedi ve her ikisi de Allah'ın rahmetiyle cennete girdiler." (Tirmizi: Cehennem: 10)
Allah sonumuzu, noktamızı hayır getirsin.. Kimse öyledir ya da böyledir diyemez.. Kimsenin elinde senedi yok.. Hidayet abim senin dahil.. Allah'ın merhametine, lutfuna sığınmaktan, Hz. Resulullah'ın şefaatini ummaktan gayri bir amanımız yoktur..
Hidayet(3) abim lütfen bu kendi reyim hikayesini bırakınız artık.. İnsanları kendi aleyhinizde şahit tutmayınız..
Tabi sorularıma cevap vermenizi rica ediyorum.. Bir de naklettiğim Hadis-i Şeriflere ne diyeceksiniz onu da bekliyorum..
Gördüğün gibi kendi reyin, Sahih Ahbar ile açık bir çelişki ve tazat içindeyken seni bu inada iten asıl saiki (nedeni) de lütfen sonuna ekler misin?