gülün duası

EFSUNNUR

Üye
Katılım
8 Kas 2006
Mesajlar
60
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Gülün duası
Çiçekleri ve ağaçlarıyla ünlü bir ülke varmış. Bu ülkenin de en güzel çiçeği “gül”müş. Diğer çiçekler de güzelmiş; ama gülün ayrı bir havası varmış.



Kokusunun güzelliği de dillere destanmış. Bir bülbülün yolu bu ülkeye düşmüş. O da fark etmiş ülkenin en güzel çiçeğini. Ve gülle arkadaş olmuşlar.
Bülbülün sesi çok güzelmiş. O da kuşlar arasında sesinin güzelliğiyle ünlüymüş. Bülbül güle şarkılar söyleyip gülü eğlendirirmiş. Ülkedeki diğer çiçekler ve ağaçlar da bülbülün şarkılarıyla şenlenirmiş.

Bülbül her gün aynı saatte gelip güle, gördüğü güzel yerleri de anlatırmış. Gül yerinden kıpırdayamadığı için bunları dinlemeye bayılırmış.

Bir gün bülbül gelmemiş. Aradan günler geçmiş, yine bülbül dönmemiş. Gülle bahçedeki diğer çiçekler bülbülün artık dönmeyeceğini sanarak üzülmüşler. “Başka bir çiçek ülkesi bulmuştur.” diye konuşurken bülbül çıkagelmiş. Yorgun ve hasta bir halde gülün yanına varmış. Gül ve diğer çiçekler çok sevinmiş. Meğer bülbül daha uzak yerler görüp güle daha yeni şeyler anlatabilmek için çok uzaklaşmış. Sonra yolunu kaybetmiş. Yolda yağmura yakalanmış ve hastalanmış.

Bülbül biraz dinlendikten sonra şarkı söylemeye başlamış. Ama bu defa sesi çok kötüymüş. Bütün çiçekler ona susmasını söyleyecek olmuş. Gülün işaretiyle vazgeçmişler. Arkadaşlarını kırmamak için dinlemeye çalışmışlar. Bu sırada bülbülün sesi iyice kısılmış. Neredeyse hiç çıkmıyormuş. Zaten halsizlikten ve ateşten olduğu yere yığılıvermiş. Gül, arkadaşı için bir şey yapamamanın üzüntüsünü yaşıyormuş. Yerinden kıpırdayamadığı için ne yapacağını şaşırmış.

Aklına dua etmek gelmiş. Arkadaşının iyileşmesi için yapraklarını yukarı kaldırarak Allah’a yalvarmış. Yalvarırken goncalarından damlalar dökülüyormuş. Tam yapraklarını indirirken bir ıhlamur ağacı kendisine seslenmiş.

Ihlamur ağacının altında kuşların su içtiği bir tas varmış. İçindeki su da güneşte olduğu için ısınmış. Ihlamur şöyle bir silkelemiş dallarını. Çiçeklerinden ve yapraklarından bir kısmı tasın içine düşmüş. Ihlamur, güle, bu suyu içerse arkadaşının iyileşeceğini söylemiş. Gül sevinç içinde arkadaşını uyandırmış. Bülbüle, tastaki ıhlamur çayını içerse iyileşebileceğini söylemiş. Bülbül zorla ıhlamur çayına yaklaşmış. Birkaç yudum almış. Boğazı rahatlamış. Tadı da güzelmiş. Biraz daha içmiş. Ve birkaç gün içinde ıhlamur çayı içerek yeniden sağlığına kavuşmuş.

Bülbül iyileşir iyileşmez gördüğü yeni yerleri anlatmış güle. Yine güzel sesi ve şarkılarıyla çiçekler ülkesini şenlendirmiş.

Gül, arkadaşına yardım edebilmenin mutluluğu içindeymiş. Dualarını kabul ettiği için Allah’a teşekkür etmiş. Bundan sonra hiçbir zaman kendisini çaresiz hissetmemiş. Çünkü zorda kalınca hep Allah’a dua etmiş. Hatta dua etmeyi o kadar sevmiş ki her gün dua etmeyi alışkanlık haline getirmiş.

Filiz Güner




 
Üst