korakademik
Ordinaryus
- Katılım
- 17 Ağu 2009
- Mesajlar
- 2,236
- Tepkime puanı
- 63
- Puanları
- 0
'Gülen'e haddini bildirin'
Tedavi amacıyla ABD'ye giden Fethullah Hoca, yeni hükümet ANASOL-D 'nin kurulmasından birkaç ay sonra, ağustos ayının sonunda RP'yi hedef alan ilginç bir konuşma yaptı: ''RP davası bitmeden seçime gidilmeli. O zaman fazla oy alamazlar.''
Fethullah Gülen, ''RP'nin Anayasa Mahkemesi'nde devam eden kapatılma davası sırasında seçime gitmenin daha akıllıca olduğunu'' belirtiyordu. ''Böylece RP'ye giden oyların önü kesilir. Çünkü seçmen, kapatılma davası süren bir partiye oy vermek istemez.''
Gülen'in RP'ye yönelik bu son sözleri, RP'lileri çılgına döndürdü. ''Ülkedeki bütün güçler'' üzerine gelip, parti hakkında kapatma davası açılırken Fethullah Gülen RP ile uğraşanlarla işbirliği yapıyor, dahası ''RP'nin defterinin dürülmesi'' için akıl veriyordu. Bu durum sadece RP'lileri değil, RP'nin dışında kalan İslami çevreyi de kızdırmıştı.
RP'liler Zaman gazetesinin telefonlarını adeta kilitliyordu. Birbirinden ağır sözler, hakaretler, öfkeler, küfürler ardı ardına sıralanıyor ve Zaman gazetesi yöneticileri ile çalışanlar bu protestolar yüzünden çalışamaz duruma geliyordu.
''Siz çok iğrençsiniz, çok aşağılıksınız. Allah, Hocanızın da, hepinizin de belasını versin!..'' ''İslam adına faaliyet gösteriyorsunuz, bu mu İslamiyet?.. Siz düşmanın ordusunda İslama karşı savaş veren zavallı neferlersiniz...'' ''Bizim başımıza gelenlere sevinmeyin. Bir gün size de sıra gelecek!.. Ama biz, sizin yaptığınız hainliği yapmayacağız, size biz destek olacağız.''
Telefon açanların kimisi ağlıyor, beddua ediyor, kimileri de ana avrat sövüyordu. Zaman gazetesi mensupları birkaç gün kendine gelemedi.
Buna benzer tepkiler, RP'yi destekleyen gazetelere ve yazarlara da gösteriliyordu. ''Şu Fethullah'a saygılı davranmayı, hocaefendi filan demeyi bırakın artık. Haddini bildirin, eleştirin.'' ''Şu adam hakkında yazın artık bir şeyler. Yetti bu Fethullah'ın yaptıkları.'' ''Bize kötülükten başka bir şey yapmayan, hep kuyumuzu kazan bu adama neden sessiz kalıyorsunuz?..''
Yoğun tepkiler karşısında Zaman gazetesi, ''konuşmanın yanlış anlaşıldığı'' gerekçesiyle, Fethullah Gülen'in konuşmasının tamamını yayımladı. Ama RP ile söyledikleri sansürden geçmişti!
Bu konuda yazı yazılması talep edilen yazarların başında Yeni Şafak gazetesi başyazarı Ahmet Taşgetiren geliyordu. 2 Eylül'de ''Yoğun gündem içinden Hocaefendi'yi seçmek'' başlığıyla bir yazı yayınladı.
Taşgetiren yazısında, Fethullah Gülen'in imam-hatipler hakkında yaptığı olumsuz konuşmaya ve RP'ye yüklenmesine değiniyordu. ''Hocaefendi'nin sözlerinden Refah'lı dostların üzüldüğü muhakkak. Hocaefendi bu üzüntünün 'Türkiye'nin gerçeği' hesabına hazmedilmesi gerektiğini ifade etmek istiyor. Ama ben Hocaefendi'nin sözlerine yönelik üzüntünün, Refah'la sınırlı olmadığını biliyorum. Öyle insanların tepkilerine tanık oldum ki, Hocaefendi onları üzmek istemezdi eminim. 'Hocaefendi sisteme taktik veriyor' diye bir değerlendirme ne kadar acıdır. Nerede Refah'ın kapatılmasına ilişkin küçücük bir tepki ifadesi...
Bu yazı, Fethullah Hocaefendi'yi üzecek biliyorum. Onu sevenleri de üzecek. Belki kimi okuyucularım da, kendi yüreklerindeki tepkiye denk bulmayacaktır yazımı. Derin bir acı duyduğumu söylemeliyim.''
28 Şubat kararlarından sonra türbana gelen yasak şeriatçıları harekete geçirdi. 8 yıllık zorunlu eğitime karşı çıkan şeriatçılar devamlı gösteri yaptılar.
Tedavi amacıyla ABD'ye giden Fethullah Hoca, yeni hükümet ANASOL-D 'nin kurulmasından birkaç ay sonra, ağustos ayının sonunda RP'yi hedef alan ilginç bir konuşma yaptı: ''RP davası bitmeden seçime gidilmeli. O zaman fazla oy alamazlar.''
Fethullah Gülen, ''RP'nin Anayasa Mahkemesi'nde devam eden kapatılma davası sırasında seçime gitmenin daha akıllıca olduğunu'' belirtiyordu. ''Böylece RP'ye giden oyların önü kesilir. Çünkü seçmen, kapatılma davası süren bir partiye oy vermek istemez.''
Gülen'in RP'ye yönelik bu son sözleri, RP'lileri çılgına döndürdü. ''Ülkedeki bütün güçler'' üzerine gelip, parti hakkında kapatma davası açılırken Fethullah Gülen RP ile uğraşanlarla işbirliği yapıyor, dahası ''RP'nin defterinin dürülmesi'' için akıl veriyordu. Bu durum sadece RP'lileri değil, RP'nin dışında kalan İslami çevreyi de kızdırmıştı.
RP'liler Zaman gazetesinin telefonlarını adeta kilitliyordu. Birbirinden ağır sözler, hakaretler, öfkeler, küfürler ardı ardına sıralanıyor ve Zaman gazetesi yöneticileri ile çalışanlar bu protestolar yüzünden çalışamaz duruma geliyordu.
''Siz çok iğrençsiniz, çok aşağılıksınız. Allah, Hocanızın da, hepinizin de belasını versin!..'' ''İslam adına faaliyet gösteriyorsunuz, bu mu İslamiyet?.. Siz düşmanın ordusunda İslama karşı savaş veren zavallı neferlersiniz...'' ''Bizim başımıza gelenlere sevinmeyin. Bir gün size de sıra gelecek!.. Ama biz, sizin yaptığınız hainliği yapmayacağız, size biz destek olacağız.''
Telefon açanların kimisi ağlıyor, beddua ediyor, kimileri de ana avrat sövüyordu. Zaman gazetesi mensupları birkaç gün kendine gelemedi.
Buna benzer tepkiler, RP'yi destekleyen gazetelere ve yazarlara da gösteriliyordu. ''Şu Fethullah'a saygılı davranmayı, hocaefendi filan demeyi bırakın artık. Haddini bildirin, eleştirin.'' ''Şu adam hakkında yazın artık bir şeyler. Yetti bu Fethullah'ın yaptıkları.'' ''Bize kötülükten başka bir şey yapmayan, hep kuyumuzu kazan bu adama neden sessiz kalıyorsunuz?..''
Yoğun tepkiler karşısında Zaman gazetesi, ''konuşmanın yanlış anlaşıldığı'' gerekçesiyle, Fethullah Gülen'in konuşmasının tamamını yayımladı. Ama RP ile söyledikleri sansürden geçmişti!
Bu konuda yazı yazılması talep edilen yazarların başında Yeni Şafak gazetesi başyazarı Ahmet Taşgetiren geliyordu. 2 Eylül'de ''Yoğun gündem içinden Hocaefendi'yi seçmek'' başlığıyla bir yazı yayınladı.
Taşgetiren yazısında, Fethullah Gülen'in imam-hatipler hakkında yaptığı olumsuz konuşmaya ve RP'ye yüklenmesine değiniyordu. ''Hocaefendi'nin sözlerinden Refah'lı dostların üzüldüğü muhakkak. Hocaefendi bu üzüntünün 'Türkiye'nin gerçeği' hesabına hazmedilmesi gerektiğini ifade etmek istiyor. Ama ben Hocaefendi'nin sözlerine yönelik üzüntünün, Refah'la sınırlı olmadığını biliyorum. Öyle insanların tepkilerine tanık oldum ki, Hocaefendi onları üzmek istemezdi eminim. 'Hocaefendi sisteme taktik veriyor' diye bir değerlendirme ne kadar acıdır. Nerede Refah'ın kapatılmasına ilişkin küçücük bir tepki ifadesi...
Bu yazı, Fethullah Hocaefendi'yi üzecek biliyorum. Onu sevenleri de üzecek. Belki kimi okuyucularım da, kendi yüreklerindeki tepkiye denk bulmayacaktır yazımı. Derin bir acı duyduğumu söylemeliyim.''
28 Şubat kararlarından sonra türbana gelen yasak şeriatçıları harekete geçirdi. 8 yıllık zorunlu eğitime karşı çıkan şeriatçılar devamlı gösteri yaptılar.