Gülen Cemaati İle Pkk Arasında İlginç Bir Diyalog

manifesto

Yasaklı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
0
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Konum
Kocaeli
Türkiyede bir çok cemaat ve ulema var.Hangisi bu faaliyetleri yapıyor?
Hocayı cihad emiri ilan eden cemaatleri de biliyoruz.geç bu işleri çocuk yok karşında
O siyasi parti lideriymiş itediği ile görüşürmüş istediği ile koalisyon kurabilirmiş.
O da gülen kiminle görüşeceğini size mi soracak..sizden mi icazet alacak..
Görüşmek ayrıdır hem fikir olmak ayrıdır..bozuk plak gibi avare kasnak gibi aynı şeyleri tekrar edip duruyorsunuz bilin ki bu sözlerinize itibar eden yok..Baykal geyiğini geç..gülen orada ne baykal'ı aramıştır nede geçmiş olsun dilemiştir..
sadece bir türk siyasi devlet adamının o zavallı duruma düşmesine üzüldüğünü ifade etmiştir..bu gülen'in duruşu..

Bugün pkk silahlı eylemlerinin bir işe yamadığının farkında ve yeni kurnazlıklar peşinde..
 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Öcalan ezberi bozacak yeni bir çıkışa işaret ediyor:

"Biz Gülen hareketini önemsiyoruz. Birçok ortak paydada buluşabiliriz. Kürt sorununun çözümünde onların katkısı çok önemli. Onlardan destek bekliyoruz. Kürt hareketinin Türkiyelileşmesi için de bu buluşma önemli..."
Bu sözlerin her satırı seçilmiş ama şu cümle belki de Öcalan'ın tüm mesajını özetliyor: "Kürt hareketinin Türkiyelileşmesi için de bu buluşma önemli..."

Öcalan, Kürt hareketinin içinden geçtiğimiz süreçteki en önemli ihtiyacını bu sözlerle dile getiriyor.
İşin sırrı burada... Çünkü Öcalan, şu gerçeği görüyor; BDP aklı, sol hatta "hayırcı" sol dışında bir ittifakın ötesine geçemiyor. Oysa Kürt meselesinin demokrasi içinde çözülmesinde geniş kitlelerin desteğine ihtiyaç var.

19 Ekim 2009'daki Habur sonrası olayları hatırlayın. İzmir'de Türkiye'nin kentli, laik, ulusalcı ve milliyetçi kitleleri Kürt sorununun çözümünde bir başlangıç olan Habur girişini çok kısa sürede bir kâbusa dönüştürdüler.

Gülen Hareketi ise çok farklı bir dili yakalayan, dünyayla buluşan güçlü bir sivil hareket. Abant Platformu çerçevesinde Kürt meselesini tartışma gündemine alan, konuşmaktan korkmayan nefret değil barış dili üreten bir hareket...
Kürt hareketleri Kürt meselesini konuşabilmek için mücadele ederken, o meseleyi Diyarbakır'da konuşmaya gelen Gülen Hareketi mensuplarını tehdit etmeleri ciddi bir paradokstu...

Hâlâ da Ahmet Türk'ün ağzından "misyonerlik" yapmakla uyarılmaları insanı şaşırtıyor.
Gerçek şu ki, Kürt meselesine barış ve demokrasi zemininde çözüm bulmak isteyenlerin, küresel boyutları da olan Gülen Hareketi'nin kitle tabanıyla buluşması Türkiye'deki diğer kesimlerle kıyaslandığında çok daha kolay...
Sanıyorum Öcalan geç de olsa bu gerçeği gördü ve sivil toplumu kazanmanın bir adımı olarak Gülen Hareketi'ne masaj yollamaya başladı.

Aslında silahların susması ve yeni bir toplumsal uzlaşma için devlet, hükümet, sivil toplum örgütleri ve siyasi aktörler dahil herkes bir "arayış" içinde... Öcalan'ın son çıkışı da bu arayışın bir parçası...
Bu arayışlara karşı çıkmak yerine anlamaya çalışmak .

mahmut övür
 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Gülenin Öcalana cevabı ne olabilir

Öcalan’ın bir süredir Gülen cemaatine barış eli uzatmayı tasarlamakta ve Gülerce görüşmesinden bu bağlamda istifade etmiş olduğunu düşünmemiz için pek çok nedenimiz var. Ama bunları şimdilik bir kenara bırakalım ve Gülen ve hareketinin muhtemel tepkileri üzerine kafa yoralım.

Gülen hareketinin gerçekçiliği

Öncelikle, Gülen ve onun yakın çevresi (hatta cemaatle organik bağı olan belki de herkes) Öcalan’ın kendileri hakkında söylediklerini çok önemsemiş olmalılar.


Muhtemelen onun mesajlarının birdenbire medyaya düşmesinden ve bazı yayın organlarıyla benim gibi bazı gazeteciler tarafından fazlasıyla öne çıkartılmasından rahatsız da olmuşlardır.

Çünkü esas olarak PKK’yı “terörist”, Öcalan’ı da “teröristbaşı” olarak algılayan bir kitleye hitap eden, gücünü en çok onlardan alan bir hareketten söz ediyoruz.

Dolayısıyla Öcalan’ın kendileri hakkında olumlu sözler sarf etmesi, daha da ileri giderek hem Türkiye, hem de Ortadoğu’da müttefik olmaya çağırması, bu hareketin yönetici ve fertlerini birçok alanda zor durumda bırakabilir.

Bununla birlikte Türkiye’nin en gerçekçi ve değişime açık hareketin söz ediyoruz.


Aksi takdirde 28 Şubat sürecinde generaller tarafından “ipi çekilen” bu cemaat o badireleri atlatıp askerin alanının alabildiğine daraltılması sürecinde başrol oyuncusu olamazdı.

İşte Gülen hareketinin gerçekçiliği, Öcalan’ın çağrılarının kısa vadede olmasa bile (ki bu da mümkün) orta ve uzun vadede belli bir karşılık bulabileceğini düşünmemize neden oluyor.

Şöyle ki son KCK operasyonlarının, en hafif deyimiyle “baş sponsoru” olan bu hareket, PKK çizgisi ve örgütlenmesinin baskı, sindirme vb. ile tasfiye edilemeyeceğini de çok iyi anlamış olsa gerek.

Peki ne olur? Kuşkusuz bu iki güçlü hareketin “ittifak” içine girmesi beklenemez.


Fakat bir süredir iyice tırmanan aralarındaki gerginliğin gevşeme ihtimali bile Türkiye’nin Kürt sorununun geleceğinde çok etkili olur.

Şimdilik şu kadarını söylemekle yetinelim: Kürt sorununun ilelebet çözümsüz kalması için ne zamandır bu iki gücü birbirine düşürmeye çalışan iç ve dış odaklar herhalde şu günlerde epey telaşlanmışlardır.

ruşen çakır

 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Örgüt lafına, Agbinin bu kadar tepki göstermesi anlaşılır bir şey değil! Örgüt lafının olumsuz olarak algılanması, yanlış bir algıdır.Örgüt, 'Teşkilat'' kelimesinin başka bir versiyonudur.Teşkilat ise; bir işin yürütülmesi için meydana getirilen yapı, kuruluş, organizasyon anlamlarına geliyor. (bkz.Büyük Türkçe Sözlük D.Mehmet Doğan.) Gülen Cemaatı, aynı zamanda bir örgüttür=Teşkilat.Bu kadar okul, dershane , TV, gazete, dergi, banka dernek vb...girişimler bir organizasyon değilmi? Zannediyorum Agbi'nin terminolojik kapasitesi bunları layıkıyla kavrayamıyor, bu nedenle Ummuhan ablamıza ölçüsüz tepki veriyor! Agbinin Ümmühan hanımdan özür dilemesi iktiza ediyor! Tabi Agbi bunu algılayabilirse!

Bu ilk değil kardeş siz O nun bana şimdilerde yönetimce olan bir kaç kişi ile ilk foruma gitdiğim zamanlarda yazdıklarını görseydiniz.... (ne yazık o zaman sizin gibi konuya tavır koyan çıkmadı o zamanlar kimse yokmuş demek ki !) dolayısı ile taa ozamanlardan bu yana artık muhatabım değildir ölçüsüz yazmasına sebep birazda bunu hazmedememesidir....:)

Hayranım hep çoktur alışkınım yani :D
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Aynen böyle., apoyu korku aldı, dindar kürtlerin gözüne girmek istiyor. İpin ucunu kaçırmadan belkide dindar bir profil çizerek, söylediklerine tepki almamak için, bakın ben dine karşı değilim, sadece hükümeti eleştiriyorum yaklaşımı içine girmek istiyor.


Yok aslında birbirlerinden farkları onu da göreceğiz az kaldı :)
 
Katılım
14 May 2008
Mesajlar
2,994
Tepkime puanı
93
Puanları
0
Ateistmi hak yolundadır yoksa Hiristiyan mı hak yolundadırlar ?
Bu soruya ne cevap verirdi abey.?Kendi sorunu kendin cevapla.
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Gerçekten aranıyorsunuz derler yaa.

Fehim ADAK Kimdir ?

Nurullah ERBAŞ kimdir.

Fehim ADAK hangi tarihte ABD ye gitti ?

Bu iki kişi İsmail NACAR la ne görüştü ?

HADEP genel başkanı Murat Bozlak ı Cezaevinde kimle birlikte ziyaret ettiler Ahmet TÜRK lemi ?

Devam edeyimmi ?

Madem bu kadar ERBAKAN ı ve Partilerini ve yakın arkadaşlarını biliyorsunuz SORULARIMI CEVAPLAYIN ?
 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Gerçekten aranıyorsunuz derler yaa.

Fehim ADAK Kimdir ?

Nurullah ERBAŞ kimdir.

Fehim ADAK hangi tarihte ABD ye gitti ?

Bu iki kişi İsmail NACAR la ne görüştü ?

HADEP genel başkanı Murat Bozlak ı Cezaevinde kimle birlikte ziyaret ettiler Ahmet TÜRK lemi ?

Devam edeyimmi ?

Madem bu kadar ERBAKAN ı ve Partilerini ve yakın arkadaşlarını biliyorsunuz SORULARIMI CEVAPLAYIN ?

Kim bunlar merak ettim.
 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
PKK-Cemaat yakınlaşması kime yarar kime zarar?

Öcalan, Fethullah Gülen ve cemaatiyle ilgili olumlu mesajlar iletti ve yakınlaşma niyeti belirtti.

Bu niyet henüz cemaat tarafından karşılık bulmuş değil.

Evet, cemaat içinde çok önemli bir yeri olan Hüseyin Gülerce'nin Öcalan'ın avukatlarıyla görüşmesi cemaatin kapılarının örgüte kapalı olmadığı yönünde okunabilir ancak benim tanıdığım cemaatin yaklaşımında diyalog kanallarını sonuna kadar açık tutmak vardır.

Yani karşı taraftan bir istek geldiğinde onu anlamak, dinlemek... Gülerce'nin buluşması salt bu anlama geliyor olabilir. Karşılıklı bir 'buzları eritelim' gayreti var mı? Henüz bilmiyoruz...

Ancak... Öcalan'ın cemaate karşı tavrının neden değiştiğini tahmin edebiliriz: Zamanında kendi yararı için devlet ile uzlaşma yoluna giden, 'Ergenekon beni öldürecek' diyerek korkusunu belli eden Öcalan, devam eden KCK davasında yavaşlama sağlamak için böyle bir ittifak arayışında olabilir.

Cemaati, gittikçe güçlenen bir iktidar odağı olarak görüp onunla uzlaşmaktan fayda bekleyebilir.


Böyle bir çabadan ittifak çıkmaz. İttifak cemaate büyük zarar verecektir. Gerçi bazı çevreler tam da bunu yapmak için şimdiden 'PKK-Gülen ittifakı' mesajları vermeye başladılar ama buradan çıksa çıksa uzlaşma, diyalog kanallarını açma çıkacaktır.

Şayet iki ayrı güç uzlaşabilirse Kürt sorununda önemli bir eşik aşılmış olur. Ama bunu başarmanın yolu dikkatli bir dil kullanmaktan geçiyor. PKK ve cemaati iki taraf olarak göstermek, PKK'yı yasallaştırma çabası gibi algılanıp, özellikle milliyetçi çevreleri rahatsız edebilir.Bu da cemaate zarar verir.

Sanırım o nedenle PKK'ya yakın çevreler iki gündür harıl harıl yorum yaparken cemaate yakın çevreler daha temkinli. Çünkü telaffuz edecekleri en ufak bir yanlış sözcük geri dönülmez hasar bırakabilir. Bunu önlemek için ittifak değil diyalog çabası içinde olduklarını anlatıp, devreye girmeliler. Başarabilirlerse esas Kürt açılımı işte o zaman başlar!


nagehan alçı
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Bazılarının ulusalcılardan farkı olmadığını gizlemek adına müslümanlara çamur atmasın...
Biz kimin neden farkı yok çok iyi biliriz...
(Bkz..tıp terminalojisi...Yaşlılık sendromu)


Agbisinin kardeşi muhatabım değilsin bî edep söylemlerini başka yere serdet....
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Kaynatmayalım soğukta buz tutuyor

konuyu şahsileştirmeden fikir üzerinden tartışırsanız hem sizin hem benim başım ağrımaz.
Frenlerinizi bakımdan geçirin yerler kar nedeniyle kaygan birbirinize çarpıp durmayın ya hu
zincirsiz yola çıkmayın
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
Yok aslında birbirlerinden farkları onu da göreceğiz az kaldı :)

Ummuhan Hnm.

Lütfen

Mesajlarıma gönderme yapmayınız.

Lütfen

İmaların arkasına gizlenerek mesaj bazında TAHRİK etmeyiniz.

Lütfen

Beni muhatap almayınız.



Gerçekten aranıyorsunuz derler yaa.

Fehim ADAK Kimdir ?

Nurullah ERBAŞ kimdir.

Fehim ADAK hangi tarihte ABD ye gitti ?

Bu iki kişi İsmail NACAR la ne görüştü ?

HADEP genel başkanı Murat Bozlak ı Cezaevinde kimle birlikte ziyaret ettiler Ahmet TÜRK lemi ?

Devam edeyimmi ?

Madem bu kadar ERBAKAN ı ve Partilerini ve yakın arkadaşlarını biliyorsunuz SORULARIMI CEVAPLAYIN ?

Bu sorularıma cevap verecek bir lişi yokmu bilhassa ERBAKAN a ve SP ne gönül verenler arasında.
 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Hata ettim...

Öcalan'ın avukatlarıyla Yalova'da yaptığımız görüşme, bir haftadır tartışılıyor. Benim açımdan, bir yazarın, kendisinden görüşme talep eden avukatlarla yapılmış bir konuşma iken, gördüm ki, bazı çevreler, konuyu saptırarak, çok başka yerlere çektiler/çekiyorlar.



Bazı gazete ve internet sitelerinde muhterem Fethullah Gülen'le, Öcalan'ın fotoğrafları yan yana konuluyor. İşbirliğinden söz ediliyor. Son olarak dün Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Tansel Çölaşan, Kars'ta; Gülen'e gerçek dışı beyanlarla iftira ediyor "Cumhuriyet rejimini değiştirmek isteyen bölücü ve gerici iki güç, dış destekli iktidardadır..." diyor.

Akan kan dursun, şiddet-terör sona ersin, annelerin feryadı bitsin, "herkesle konuşuyorsun, seninle görüşmek isteyen herkesle konuşuyorsun, avukatları, ne deyip geri çevireceksin? 800 bin tirajlı bir gazetenin yazarısın, sana düşen bir sorumluluk da olmalı, bu insanları da bir dinle" diye vicdanıma kulak vermiştim.

Yüz kişinin kahvaltı ettiği bir alışveriş merkezinde üç kişiyle konuştum. Köşemde yazılarımda, televizyonlarda ekranlarda dile getirdiğim görüşlerimi bir de yüz yüze ifade ettim. Konuşmalarım; kırpılmadan, cımbızlanmadan, montajlanmadan önüme konsun, yeni hiçbir şey söylemedim. Sadece sinemi açtım.

Meğer hata etmişim; iyi niyetin, hastalıklı ruhlar için bir şey ifade etmediğini unutmuşum. İnsanî yaklaşımların, birilerinin kitabında yeri olmadığını unutmuşum.

Meğer hata etmişim; birilerinin terör bitmesin diye, rant kapıları kapanmasın diye nasıl çırpındıklarını unutmuşum. Kürt sorunu çözülürse, Türkiye bölgenin parlayan yıldızı olur, bu içeride de, dışarıda da bazı odakları rahatsız eder gerçeğini unutmuş, gaflete gelip boş bulunmuşum...

Meğer hata etmişim; görüştüğüm avukatların bu konuşmayı aktarırken yanlış anlamalara gelecek beyanları olabilirdi... Ya da onu dinleyenler, sözlerime, maksadı aşan anlamlar yükleyebilirlerdi, bunu da dikkate almalıydım. Ben hayatımda hiç flu olamadım.

Bu benim en yakın dostlarımın ikazıydı. Ne yapayım; yüreğimdekini en yalın, en açık şekilde anlatmak benim karakterim. Bundan dolayı kınanacaksam, ona da razıyım. Ama ben, içi dışı bir insanım. Elimde değil, lafı eğip bükemiyorum. Kişi kişiyi kendi gibi bilir. Ben her konuştuğum insana önce "samimi olmak gerekir" diye söze başlıyor ve onları da en az kendim kadar samimi bularak konuşuyorum.

Ancak benim asıl hatam, itiraf ediyorum, avukatlarla görüşmeyi kendisine fatura edilebileceğini düşünüp Hocaefendi'ye önceden sordurtmamam oldu. Buna basiret bağlanması da diyebilirsiniz. Ben kendimi Gülen Hareketi'nin -doğrusu Gönüllüler Hareketi- hiçbir zaman sözcüsü, temsilcisi olarak görmedim. Çünkü değilim. Ben kendimi biliyorum.

Bünyedeki arkadaşlarım, Gülen Hareketi'ni biraz tanıyan herkes de bilir ki ben gerçekten sözcü falan değilim. Bunun için de hep Hüseyin Gülerce olarak yazıyor, konuşuyorum. Ama şimdi daha net görüyorum ki, birileri, benim ben olduğumu kabul etmiyor.

Daha zalimcesi, beni bahane ederek, milyonlarca fedakâr, çilekeş muhabbet fedaisinin, isimsiz kahramanın yaptığı hizmetlere, beni vesile ederek vurmak istiyorlar. Muhterem Gülen'den bin defa özür diliyorum. Hakkını helal etmesi için istirhamda bulunuyorum.

Ben zalimlerin, bu kadar da iğrenç olacaklarını düşünemedim. Bir gazeteci yazarın, üç avukatla konuşmasından "cumhuriyet düşmanları el ele" kalleşliği çıkaracaklarını unuttum. Muhterem Gülen hakkında dava açanların, ona terör örgütü lideri yaftası yapıştıranların, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun beraat kararından sonra bilendiklerini unuttum.

Kafes Eylem Planlarında, "Işık evlere silah, Alevi aleyhtarı doküman koyup, 'silahlı Fethullahçı terör örgütü davası' açmayı planladıklarını" unuttum. Onların, benim bu görüşmemi bahane ederek, bundan bir uluslararası komplo çıkaracaklarını akıl almaz senaryolarla tezvirat yapacaklarını bilmeliydim.

Tekrar özür diliyorum. Bütün hizmet arkadaşlarımdan, Kürt meselesinin barış yoluyla, demokrasi içinde, Parlamento zemininde çözülmesini isteyen herkesten özür diliyorum.
Ben şehit annelerinin, "bizim yüreğimiz yandı, başka anaların yüreği yanmasın.

Bu ateş sönsün, akan kanı durdurun" feryatlarından cesaret almıştım. Ben, "asıl fetih, gönüllerin fethidir, sevgiyle, diyalogla her kapı açılabilir, sevginin yenemeyeceği kuvvet yoktur" hakikatinden yola çıkmıştım.
Hata ettim, acele ettim, istişare etmedim. Özür diliyorum.

hüseyin gülerce
 

bakış

Kıdemli Üye
Katılım
22 Kas 2009
Mesajlar
4,717
Tepkime puanı
251
Puanları
0
Konum
İstanbul-Pendik
Aferin hüseyin gülerceye.İktidarcılık oynamıyoruz burada.kendine yakışanı yaptı ve özür diledii.

Bu tip işler yazarların değil,siyasetçilerin görevidir.
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
Aferin hüseyin gülerceye.İktidarcılık oynamıyoruz burada.kendine yakışanı yaptı ve özür diledii.

Bu tip işler yazarların değil,siyasetçilerin görevidir.

Evet bir gazetecinin haberini cemaat üzerine yamamaya çalışmak ne kadar hatalı ise gülercenin sözlerini çarpıtmak da o kadar hatalı idi...

Gelen ve haksız yapılan eleştirilere ve haset ve kin ve adavetten gelen saldırılara cevaplamak zordur..

Cemaatın ne siyasetle ne de çocuk katili canilerle işi olmadı ve olamaz..

İctimai hayata dair yapılan hizmetlere de siyaset yaftalamasını layık görenlere hatırlatırız..

Evel sene güneydoğuda 225 000 kurban hissesi dağıtıldı.. onlarca ücretsiz dershane ile o yöre çocuklarına bir şeyler anlatılmak isteniyor... yine onlarca kolej ve 2-3 üniversite ile yöre çocuklarının eğitimi destekleniyor..

Sınır dışında ise kuzey Irakda 14 okul ve bir üniversite ile hak ve hakikatler anlatılıp lisan-ı hal ile hizmet devam ediyor..

Küçük bir göller yöresindeki ilden Iğdırda 120 büyük baş himmeti toplanıp bayramdan önce kurbanlıkla o ilde alınıp pay olarak dağıtıldı.. gören gözler bazı kardeşlerimizinki gibi kör değildir..

İNSANA yapılan yatırım bilinmektedir.. sosyal ve ictima-i hizmetlere siyaset yapıyorlar diyenlerin kulağına küpe olsun..selamlarımla...
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
Fethullah Gülen'in vekili Avukat Orhan Erdemli, "Öcalan'dan Gülen'e zeytin dalı" haberleri ile ilgili açıklama yaptı.
132852.jpg

Fethullah Gülenin vekili Avukat Orhan Erdemli, 09 Aralık 2010 tarihinde "Öcalan'dan Gülene zeytin dalı" başlığıyla yayımlanan haberlerle başlayan tartışmaların basın yayın organlarında devam etmesi üzerine yazılı bir açıklama yaptı. Erdemli, bu haberlerin maksatlı yapıldığını belirterek "Bunlar Sayın Gülen aleyhinde kamuoyu oluşturmaya yönelik maksatlı yayınlar olduğu aşikârdır" dedi.

Gazeteci kimliği ile yaptı

Açıklamasına, "Öncelikle, tartışmaların başlangıcını teşkil eden görüşmeyi Sayın Hüseyin Gülerce gazeteci kimliği ile yaptığını, kendisinin bir hareketin sözcüsü olmadığını açıkça ifade etmiştir. Nitekim, Sayın Gülen'in bir temsilcisi, sözcüsü bulunmadığı tarafımızca da defaatle kamuoyuna duyurulmuştur" sözleriyle başlayan Erdemli, şöyle devam etti: "Bu görüşme sonrası bazı yayınlarda 'Terör örgütü PKK'nın lideri Öcalan, avukatları aracılığıyla Gülen cemaatine işbirliği teklif etti', 'PKK-Cemaat yakınlaşması', 'Öcalan-Gülen ittifakı' gibi ifadelere yer verilmiştir.

Büyük haksızlık teşkil ediyor

Bu tür haberlerin Sayın Gülen aleyhinde kamuoyu oluşturmaya yönelik maksatlı yayınlar olduğu aşikârdır. Bazı yayınlarda ise Apo'nun yaklaşımının değişken, taktiksel, stratejik olduğu' yönünde değerlendirmeler yapılmıştır. Bu gelişmeler nedeniyle bir kez daha vurgulamak istiyoruz: Sayın Gülen bütün ömrü boyunca sevgi, kardeşlik, birlik ve beraberlik, sulh ve adalet gibi değerlerin gönüllerde yer etmesi için çabalamıştır. Irk, dil, düşünce farklılıklarını bir zenginlik görerek ve herkesi kendi konumunda kabul ederek diyalog ve hoşgörüye davet etmiştir.

Sayın Gülen insanları yaşama değil yaşatma amacına, erdemli bireyler olmaya teşvik etmiştir. O'nun düşüncelerinin ekseninde 'insan' ve evrensel değerler çerçevesinde insanlığa hizmet yer almaktadır. Zira, Sayın Gülen 'yaratılan'ı, 'Yaradan'dan dolayı sevmekte ve 'İnsanların bir tarağın dişleri gibi eşit olduğuna inanmaktadır. Yani müvekkilimin düşünce ve faaliyetleri onun inanç dünyasından neşet etmektedir. Bu inanç sistemi dönemsel, taktiksel değil insanlığın dünya ve ukba saadeti adına ebediyet buudludur.

Sayın Gülen eserlerinde insanoğlunun kin, nefret, öfke, şiddet gibi boşluklarında bulunan tahrip duygularının, anarşi hislerinin, kargaşa anaforlarının ilahi ufuklu iyi bir terbiye ile zapt-rapt altına alınabileceğini; potansiyel insanlıktan hakiki insanlığa yükselebileceğini ifade etmektedir. Buna mukabil anarşi ve terör ise şiddetle, zulümle insanı ve insanlığı yok etmeyi hedeflemektedir. Dolayısıyla bütün hayatı bo- a yunca şiddetin, kaba kuvvetin karşısında duran Sayın Gülen'i suçlayıcı bu tür yayınlar ona karşı en büyük haksızlık teşkil etmektedir. Sağduyulu kamuoyunun takdirlerine arz ederiz."
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-
yapma kardeş, eceviti desteklemeseydi Hocan, tansunun ayağına gidip tokalaşmasaydı, son seçimlerde hep hükümet tarafında olmasaydı dediğin belki kabul edilebilirdi... bu şimdi bir gazeteci dediğin her ne zaman ergenekon davası ile ilgili bir haber olsa cemaatin sözcülüğüne soyunur. Ne zaman Fethullah Gülen e biri bir itham da bulunsa o nu savunur sözcülüğünü yapar. Ne oldu şimdi baltayı taşa vurdu, gözünüzde bir gazeteci parçasımı oldu?

Cemaati her zaman siyasetin içindedir ve çocuk değil 7 den 77 ye ırak, afganistan, sudan, bosna alına nresi geliyorsa tüm katledilen müslümanların katilleriyle gayet hoşgörülü bir şekilde diyalog(!) içindedir. İş pkk ya gelincemi birden aklınız başınıza geldi? Bırak allasen, komik olmayın yahu...

Eceviti demokrat kimliği ve askeri konularda üstü örtülü ödeneklere karşı çıktığı için..vs...vs. yanına gitmiş olabilir.. ama o kişiyi tam anlamıyla destekledi dene bilir mi..?? her düşüncesine onayladı manası çıkar mı..?? size göre çıkar tabii ki..

Bazı ehl-i müslüm kardeşlerimizin zamanında ayyaş ve fah..şe'lere tebliğ amaçlı yaklaşımından dolayı ayyaş ve kötü kadın damgası vurabilir miyiz.. elbette hayır.. Padişahın işi ne hikayesini hatırlatırım...

sizin aklınızın arkasındaki düşünceniz bu şekilde muhterem.. yani onu gitmesin buna gitmesin evinde otursun.. bir cemaat hiç bir konuda aktif olmasın.. ve yaparlarsa tuu kaka.. mantığı.. Lütfen Peygamber (SAV) ahlakıyla ahlaklanın..

Gözümüzde bir gazeteci parçası sözü size aittir ve iade ederim.. söylemediğim bir sözü üzerimie atıp iftira atmayınız.. bir görüşme teklifini gizli ve kapaklı yapmadığı ve herkezin önünde gerçekleştirdi diye yapılanı tüm cemaatı yaftalamak kimin haddine... şimdi sizleri el kaideci diye 420-425 kişiye yakını göz altına alınmanızı onaylamadığımız gibi sözlerinizi de onaylamıyoruz...

Sofi meşreb nur talebeliğiniz toplumca rağbet görmediği için önünüze geleni suçlamanıza gerek yoktur.. çamurlarınız tutmayacak ve efkar-ı umumide ve kamu vicdanında makes bulmayacaktır.. diyalog meselesini ise sulandıranlar belli.. Üstadın yolundan gidemeyen 3 - 5 şakın bu sözü kullanmasın bir zahmet..

Diyalog dediğiniz konuda Üstad (RA) Hazretlerinin hangi talebesinin tepkisi var.. kendinizce oluşturup yazdığınız kitaplar rşisaleleri mi yoksa şahsi fikirlerinizi mi anlatıyro.. risale-i nurda tecdit sizin haddinize mi kaldı da ilmi heyetinizin cemaatlere saldırması ve el kaideci olarak görülmesini sağladınız..??
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
61 mesaj olmuş... Hiç Fethullah Gülen Mehdi ya da değil diyen oldu mu?
 
Üst