Gönüllük!

ayşirin

Şairane
Katılım
7 Şub 2007
Mesajlar
1,269
Tepkime puanı
5
Puanları
0
gönüllük kırıkkalede kolay ve minik şehir:) ben minik şehirleri çok severim inş. hep minik şehirde yaşarım hayırlıysa tabi...herkes birbirine yakın komşuluklar güzel,esnaflar candan samimi,birinin başına bişey gelse yürekler yanar öle büyük şehirlerdeki gibi kim kime dumduma değil....öle arabadan in arabana bin yok ulaşım kolay kaldırımları küçük ama bazen dertlerde büyüktür..
herşeye rağmen güzeldir kırıkkalem..geçenlerde ankaraya gittik kırıkkalemi özledim hemen,, ne öle kocamanca karışık az kalsın kayboluyorduk:(

hele kar yağınca gelinlik kıza benzedi türkiyem...çok özlemiştim karı çoookkk bu senede kavuştuk kara...
 

Enes

İhvan Forum Üye
Katılım
6 Haz 2006
Mesajlar
14,127
Tepkime puanı
1,240
Puanları
113
Konum
bâbil...
Sevgili Gönüllük:

Neden bazı insanlar kendilerini adeta bir "merkez" gibi görürler?

Neden hakları olmadığı halde başka insanlara müdahalede bulunurlar?

Ve bazı insanlar neden kendilerinin gitmesini ya da onlardan uzaklaşmayı karşıdaki insan için felaket sayar?

Neden bazı insanlar farkına varmadan Tanrılık yapmaya çalışır?

Neden?

Neden?
 

Ahver

Âsî İşgâl Kuvvetleri
Katılım
24 Tem 2007
Mesajlar
2,871
Tepkime puanı
701
Puanları
0
Gönüllük...
Hayat insanı bazı yerlerden kovalıyor,ama kaçmak yok!
Yoksa bu oyunun sonu yok...
Oyun mu?Bilmem,belki de oyun olmasını isyediğimiz şeyler.
Gerçekler mi düş olsun,düşler mi gerçek?
Sen ne dersin?

Ben mi?Ben de yanıt yok.Her ikisi de kabulümdür dersem tatminkâr olur mu?
Dışarının havasından haberim yok,gönülde meltem eşlikli ayazlar...
Üşüsün mü,yansın mı şaşırmış seninki.Şifayı kapması an meselesi.

Hayat !Kovalamaya devam et sen!
Bak sığınağımız yok değil...
 

^diyar^

susss gönlüm!!!
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
1,742
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Yaş
40
Konum
istanbul
O en öksüz köşesine sığındığımız yalnızlığın
Yalnızlığın teselli çiçekleri üstümüze
Göçen son kuşların sedef gagalarından dökülür
Şehir bir mahşer gibi içimizde ölür.

anlamak zor ...
anlatmak zor...
 

Enes

İhvan Forum Üye
Katılım
6 Haz 2006
Mesajlar
14,127
Tepkime puanı
1,240
Puanları
113
Konum
bâbil...
gönüllüğüm!

hayata katılan ömürlüğüm...

canım!

Şimdi de benisana gönderen bir melodi sesi oldu...

ne güzel söylemiş Zekai Tunca

Gözyaşımda saklısın ağlayamam ben
Düşeceksin sanırım kirpiklerimden
Damarımda kan olup Dolaşıyorken
Beni böyle bırak git! Git gidebilirsen...

Git! Mutlu olacaksan beni düşünme
Sen iyi bak kendine beni dert etme
Önce beni bir dinle... Bir bak halime
Beni böyle bırak git! Git gidebilirsen

Düşündüm de sevgili gönüllük...

kaç kişi bizi böyle bırakıp gitti...

ya da biz kaç kişiyi ardımıza bakmadan terk ettik...

Hayır yanlış anlama!

sadece yâr gözü ile bakmıyorum olaya... dostlarımız arkadaşlarımız... kaç kişi terk etti bizi.. kaç kişinin gönlüne ırak düştük...

gönüllere ırak düşmekten çok şikayetçiyiz öyle değil mi?

ya gönlümüze ırak ettiklerimiz...

ilk önce buna bir isim koymalı değil miyiz?

Sevgili gönüllük...

gönüller bomboş...

hayatlar sönük!



Bir parantez: Çok sevdiğim zekai tunca şarkısını sizler için upload ettim...
>>BURADAN İNDİR<<
 

Enes

İhvan Forum Üye
Katılım
6 Haz 2006
Mesajlar
14,127
Tepkime puanı
1,240
Puanları
113
Konum
bâbil...
Sevgili gönüllük,

biraz da dünya meşgalelerimden not düşeyim sana...

Bugün bence çok kötü bir gündü...

belki de istanbulda yaşadığım en kötü gün...

Daha sabahtan başladı uğursuzluklar...

Kuzenler bir durumdan dolayı karakola düşmüş...

Haketmedikleri muameleler ile karşılaşmışlar...

Canımız sıkıldı...

Sonra bir sürü koşturmaca... işyerinde yalnız kalmalar falan...

Çok yoğun telefon trafikleri...

Kötü bir gündü vesselam :)

Ama kötü günün akşamına doğru bir üsküdar havası alabildim...

uzun süredir gitmemiştim yüreğimin kıyısına...

yanımdaki arkadaş sessizliği bozdu ben bu duygularda iken...

"Üsküdar'ın apayrı bir havası var öyle değil mi?"

"Evet abi yönü avrupaya doğru gibi ama buram buram anadolu kokuyor üsküdar..."

sonra fısıldadığımı hatırlıyorum "canım üsküdar..."

Tam artık kötü gün geride kaldı derken başka bir sıkıntı yaşadık...

tabi günahlarımıza keffaret diye yorduk...

bir de sadakadan kısmışızdır kesin...

Allah bütün müslümanları bela ve musibetlerden korusun...

Zor bir gündü vesselam...

şimdi mi?

şimdi Dj Shantel'in dünya çapındaki romen havalarını topladığı albümünü dinliyorum... müziği güzel abe...

:)

Allah bugünümüzü aratmasın!
 

Enes

İhvan Forum Üye
Katılım
6 Haz 2006
Mesajlar
14,127
Tepkime puanı
1,240
Puanları
113
Konum
bâbil...
sevgili gönüllük...

son günler üzerimde sanki kara bir bulut var..

madden hiçbir sıkıntım ve sorunum olmadığı halde ruhumu sıkan şeyler varmış gibi oluyorum..

ama sebep arayınca da hiç birşey bulamıyorum

neden?

ruhumun düştüğü bu elem zındanından kurtulmanın bir yolu olmalı değil mi?

bana yardım eder diye düşündüğüm insanlardan birşey alamıyorum...

yani yine hata bendedir de

yaklaşım tarzımı ben de beğenmiyorum...

sevgili gönüllük...

ruhum kırık!

bir el arıyorum...
 

Enes

İhvan Forum Üye
Katılım
6 Haz 2006
Mesajlar
14,127
Tepkime puanı
1,240
Puanları
113
Konum
bâbil...
Sevgili gönüllük...

Bir insan nasıl uzun süre bilmediği bir sebepten dolayı ruh acısı çeker?

Ya da bilinmezlik diye birşey yok mudur?

Bu bir ceza olabilir mi Allah tarafından...

Kimin yüreğini bu denli incittim acep diyorum şimdi...

ben kime ne yaptım...

Ruh darlığı büyüyor...

Ruh darlığı çoğalıyor...

Bir geminin alabora olmadan önceki son çırpınışları gibiyim,

Bir fırtınaya tutulmuş ve yelkeni param parça...

Üstelik kalmamış bir tek yolcu bir tek tayfa...

Dostlarım?

Onları sorma... Ben kendi yüreğimi kanatmış kendi kendime hançeri saplamışım... Gelin siz çıkarın diyemiyorum...

Sevgili gönüllük...

Ya da sevdalarım gibi buda mı bir ütopya...

Sahi hiç dostum kaldı mı acep dünyada...

Ben herşeye rağmen seven, hatalarımla kabul eden, yanlışlarımı yüzüme vurmaktan daha fazla bir can simidi atabilecek...

bir tek dostum var mı acaba

bilmiyorum!

Gemi batmak üzere ve hala neden "tam yol ileri gittin" diye bana kızanlar var...

İlmek boynumda

Ferman koynumda...

Sevgili gönüllük

Kalemim kırık!
 

Ahver

Âsî İşgâl Kuvvetleri
Katılım
24 Tem 2007
Mesajlar
2,871
Tepkime puanı
701
Puanları
0
Mevsimlerden bilinmezlik mevsimi galiba ey dîl-i mekân.

Bir bendim sanırdım bilinmezler içinde çâresiz...
Çâre var belki ama bu bilinmezlik odan da habersiz...

Yalancı güneş diye bir şey var bilir misin?
Aldanıp da çıkarsın,yanacaksın sanırsın.
Bakmışsın ,kuru ayazda kavrulmuşsun.

Yalan tesbiti yapan bir sistemi var mı seninkinin?
Söyle gönüllük ,ne olur söyle...
Sâhi gerçek ne ki, yalan ne?
Ayazda kavruluş mu gerçek olan ,yoksa görülen ışık mı?

Bir tek gerçek var aslında.
Tek formül herkesin bildiği...
Üç harfi var ama, nelere bedelmiş ol da gör.

Ahh ahh ,biz ne biliyoruz ki gönüllük.

Hadi ,sen sana emanet olana iyi bak yeter.

Eyvallah.
 

eylül

Veled-i kalbî
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
5,223
Tepkime puanı
1,026
Puanları
0
Konum
mavera...
uzun olur gemilerin direği
ah çatal olur anaların yüreği...

buruktur hicrimden gara geceler

....
yarım yamalak sayıklıyorum işte gönül!

geçen hafta içi dayanamadım bu karda kışta bir köy yoluna düştüm... ertesi gün merkeze dönmem gerektiğini bile bile.yollar harikaydı ve ıssızdı...artı maşaallah başımda çok güzek ağrıyordu hani...gece pencere önünde uyumayı tercih ettim sabah çok kötü uyandım...çok soğuktu, kaldığım oda...


ah gönül, ben çok korkuyorum...

o kadar güzel günler yaşıyorum ki (tam bu cümlenin devamını yazacak oluyorum, diyar seni seviyorum diyor, kötü oluyorum ya, canım benim bende onu seviyroum, yüreği ayr ı birgüzel...arkasından ARzu ablamda eşlik ediyor telefonla bana, ben haksız mıyım şimdi söyle ey gönül!)


o köy yolcuğu çok zor geldi bana ama iyi ki gittim diyorum...nükseden ağrılarım olmasa daha bir tadını çıkartırdım amma böylede güzeldi be gönül...

çok duygusalım ben yine... ya ateşim yükseliyor iyice,gözlerim yarı kapalı yazıyorum. ama istirahatede çekilemiyroum işte, napayım zor geliyor...



arkadaşlarımla ayrı bir muhabbet yaşadım, onların sevgileri bambaşka...birde bir arkadaşımın telefonunu kurcaladım, beni mehlika diye kaydetmiş...çok sevindim bilirsin...
geçmişe götürdü, sunuculuğunu yaptığım bir programa.
sultanlık ordan kalmıştı bana.hani sunucuydum nihayetinde, benimle çokta alakası yokken birden bağdaştırılmıştım Mehlika Sultan'la...

hala bana mesaj yollayanların Mehlika Sultanım diye hitab etmesi, hoşuma gidiyor. artı o arkadışında beni böyle kaydettiğini görmek çok farklı bir duygu...

ya insanlar sevgilerini niye içinde saklar ki...

gerçi hoş oluyor böyle ansızın öğrenince insan ayrı bir seviniyor...

ey gönül, aslında çok tuahf geceydi, gittiğime sevindim hani ama anlatılacak şeyelri sonraya bırakalım gönül. çünkü artık kaldıramıyorum başımı...
birde şunu merak ediyorum ben kendime gelince, foruma yazdıklarımı şöyle bir göz gezdirince, ne olacak bilemiyroum...
inşaallah çok gereksiz harflere dokunmuyourmdur...
arada kendime geliyor gibi oluyorum ama yok ya bende insanım tükeniyorum işte...
ah gönüllük, gönlümden geçenlri yazdımmı bilmiyorum ama işte yazmaya çalıştım bir şeyler...
gönül ile gelenlere selam olsun
 

Enes

İhvan Forum Üye
Katılım
6 Haz 2006
Mesajlar
14,127
Tepkime puanı
1,240
Puanları
113
Konum
bâbil...
Sevgili gönüllük...

düşündüm de:

her işi senin sesini dinleyerek yapsam...

hiç mutsuz olur muyum?

cevabını yaz yüzeyine...

zira

suya yazı yazsan kalmaz...

gönle yazsan kabarır...

bu kadar..
 

eylül

Veled-i kalbî
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
5,223
Tepkime puanı
1,026
Puanları
0
Konum
mavera...
her işi senin sesini dinleyerek yapsam...

hiç mutsuz olur muyum?

gönül hassas bir terazidir...
bir parmak bal sürer, insanı mest eder.
mest olan insan teraziyi zorlamaya başlar
gönül bu sefer verdiği balı paylaşmak istemez
arkasından arının iğnesini insana, ansızın batırıverir gönül...

insan birden zehrin etkisinde kalır,
gönüle isyan başlar bu sefer...
gönül anlatamaz ki insana bu terazi hassastır diye
verilen balın tadını tatmak için
önceden dildeki farklı tatları su ile temizlemek
ve balı yeniden isterken gönülü arının eline bırakmamak gerek, diye

herdem gönüle güven olmaz ki
çünkü bizler gönülü gönül saflığında tutamıyoruz ki
o hassas teraziyi her dem koruya bilsek
o zaman gönüle rahatlıkla kulak verirdik...
ve işte o zaman gönülle yoldaş, gönül ile mutlu olurduk...
 

hasret-yolcusu

Asistan
Katılım
13 Tem 2006
Mesajlar
836
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Konum
Kayıp sehir..!
Eylülüm gönüldekileri sana dökmüs gönüllük...
Sana eylülüm diye hitap edesim var...

...

Eylülüm...
nedense sana yazasim geldi... böyle caresiz sikildigim bir anda...
seni gördügümde yüregime dokundu yine birsey... bogazima dügümlendi...
ve beni buraya getirdi...

Eylül... öyle bir bilinmeze sürüklendim ki... cikmaz sokaklara girdim...
caresizim yolumu kayip ettim... mazimde bir isik yok ki önümü aydinlatsin...
önümde ise gücsüz yüregimin asamadigi binbir engel...
ben yasayan bir ölü gibiyim eylül...yeryüzünde gezinen yorgun bedenim yalnizca...
hani zoraki gülücüklerin ardina gizledim kimsenin bilmedigi acilarimi...
kanayan yarami ne güzelde kapatiyor deli halim...
yalan eylülüm yalan !... sakliyamiyorum hic birseyi...
hic bir zamanda beceremedim zaten...
yüzüm gülsede gözlerim anlatiyor herseyi...
icimde barinan hüznü hasreti dile getiriyor gözlerim...
tükendim artik eylülüm... caresizligimin son duragindayim artik...

yasayan bir ölüden farkim yok...

 

^diyar^

susss gönlüm!!!
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
1,742
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Yaş
40
Konum
istanbul
Yine sıdaşım sen ol
ey gönül
bu defa dasen ol
yine sırdaşım...
 

Enes

İhvan Forum Üye
Katılım
6 Haz 2006
Mesajlar
14,127
Tepkime puanı
1,240
Puanları
113
Konum
bâbil...
Sevgili gönüllük...

Tuhaf bir gündü...

monoton geçen bir gündüzün ardından

tonton pamuk dedeyi hastaneye götürmek icap etti...

nur yumağı :)

ama huysuzluğu üzerinde idi ihtiyar kurdun... sabırsızlıkta cabası...

evet gerçekten yaşlılar çocuk gibi...

Yaşlılığımı düşünüp sanki ne kadar çok tonton a iyi bakarsam bana da o kadar iyi bakılacak hissine kapıldım...

Sonra eve geldik...

üzerimde gereksiz bir yılgınlık :)

ölü gibiydim resmen... dayanamayıp internetten çıktım...

Sahile inip bir hava almak fikri hiç te fena değildi ama bu sefer yengemin hasta olduğunu söylediler...

Hoppala :)

biraz suratım ekşidi ne yalan söyliim ama iş başa düşmüştü...

ailenin sağlık danışmanı olmak böyle birşey olsa gerek..

Sevgili gönüllük ben sana böyle şeyler pek yazmazdım ama dinle beni huysuzluk etme :)

Hastaneye gittik...

Bu sefer hastane ana-baba günü gibiydi... "iğne atsan yere düşmez"

tam rahatım bozuldu sahile inemedim diye surat yaparken önümden sedye üzerinde benim yaşlarımda bir genç geçti...

durup düşündüm...

"bunun gibi bir hasta ile ilgilenmek zorunda da kalabilirdim... şimdi bununla ilgilenen de olabilirdim"

işin tembellik tarafından baktım ya...

sonra kafaya dank etti...

"ya o sedyede yatanın yerinde olsaydım!"

Gidişte belki de hıncımı E-5 ten çıkarırcasına ve yolların ıslak olmasına aldırmadan hız yapan ben

Dönüşte süt dökmüş kedi gibiydim...

Hayat herşeye rağmen güzel...

insan ne kadar tuhaf bir yaratık sevgili gönüllük...

işte bir günün raporu...
 

Savm

Profesör
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
3,874
Tepkime puanı
76
Puanları
0
Eylülüm gönüldekileri sana dökmüs gönüllük...
Sana eylülüm diye hitap edesim var...

...

Eylülüm...
nedense sana yazasim geldi... böyle caresiz sikildigim bir anda...
seni gördügümde yüregime dokundu yine birsey... bogazima dügümlendi...
ve beni buraya getirdi...

Eylül... öyle bir bilinmeze sürüklendim ki... cikmaz sokaklara girdim...
caresizim yolumu kayip ettim... mazimde bir isik yok ki önümü aydinlatsin...
önümde ise gücsüz yüregimin asamadigi binbir engel...
ben yasayan bir ölü gibiyim eylül...yeryüzünde gezinen yorgun bedenim yalnizca...
hani zoraki gülücüklerin ardina gizledim kimsenin bilmedigi acilarimi...
kanayan yarami ne güzelde kapatiyor deli halim...
yalan eylülüm yalan !... sakliyamiyorum hic birseyi...
hic bir zamanda beceremedim zaten...
yüzüm gülsede gözlerim anlatiyor herseyi...
icimde barinan hüznü hasreti dile getiriyor gözlerim...
tükendim artik eylülüm... caresizligimin son duragindayim artik...

yasayan bir ölüden farkim yok...







Karanlik gece bile kara bahtimdan karanlik dilenir.
Benim kara bahtim gökte dolasmaya ciksa, altin isiklar sacan ayi karaya boyar...


Hasret Yolcusu Ablaı bu yazdıkların beni ağlattı ablası bu kadar neden yannızsın sen neden ablası kendine bu eziyeti neden yapıyorsun gurbet zordur acıtır insanın içini kalbini ama bak bizler varız duacınız ablası sen yannız değilsin sen canımızdasın kalbimizde bak düğününe de gelicem söz verdim sana gelicem ablası ne olur üzülme artık üzülme kalbimde inanılmaz bir sızı bıraktın hasret yolcusu ablası yakın olsak gel derdim sana gel konuşalım dertleşelim derdim halin halim olsun ablası kendini bu kadar hüzülere mahkum etme ne olursun ablası lütfen yapma yaşayan ölüyüm diyorsun ablası kendini Allaha teslim et bırak mevlam senin yolunu açsın hüzünleri en güzel gözler ele verir ablası hüzünler kalbe işler açıtır insanın kalbini sızlatır gönül evini fakat olgunluk katar insana her hüzün her dert sıkıntı büyütür insanı her acı insanda olğunluk sebebidir inan bana ablası senin içinde böyle olacak bir bakıcaksınki senden alındı sandıkların sende fazlasıyla duruyor ve sana kattıklarıyla sen daha güzel günlere doğru yürüyor bulacaksın kendini güzel gönüllü kardeşim benim üzme canını kalbi olarak seviyorum seni kalbii canım benim sevgilerle kal sevgileri sevilmeği en çok hakedensin sen hayatın gülen yüzü ol artık ağlayan tarafını bırak başkaları yaşasın sen yeterince ağladın gülmenin hazzını yaşamanın zamanı artık gülen yüzün solmasın ablası ...

Selam ve Dua ile...
 

Nergihan Yeşilyurt

Hüzün-Bâz
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
520
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Konum
İstanbul
Web sitesi
nergihanyesilyurt.wordpress.com
Gönüllük;
biliyor musun benim gönlüm yok aslında sana yazmam için neden yok diyebilirsin belki...
Hani olur ya bir yerlerde bir iflah olmaz gönül görürsün diye yazıyorum; burası soğuk biliyorsun; insanın içindeki boşluk soğuk da daha çok üşüyyor biliyor musun?Rüzgar mı alıyor ne? Bir odaya kapattım ki kendimi içimm boşken dolu bir gösterip cesedimi yalanlardan olmayayım diye...
Gönüllük niye demişler sana bilmem ama bir ses her geçen bir gönül attığı sadaka taşlarına benzediğinden olacak diyor...

neyse selamla kal;gidiyor bu boşluk be...gidiyor be gönlül-lük....
 

hafsa

SABIR DOSTU
Katılım
19 Nis 2007
Mesajlar
3,057
Tepkime puanı
335
Puanları
0
Yaş
42
Konum
KOCAELİ
Gönüllük ne zamandır sana bişeyler yazmak istyodum nasip bugünmüş.

Bu gün çok mutluyum gönüllük..Tam da çevre de insana kalmdı derken Rabbim beni o kadar güzel inasanlarla buluşturdu ki hepsinden Rabbim razı olsun.

Tam boğulmak üzereydim.Artık kendim kendime fazla geliyodum hata bazen yetmiyodum..Ne boştum ne dolu..İkilem içindeydim..Gülmem bile değişmişti beni gülerken görmeye alışkın insanlar yüzümdeki hüznü artık fark ediyolardı.Yapmacık bi gülüş olmuştu..Aklımca çevremdekileri kandırıyodum.

Çalışmaktan çok büyük zevk alan ben artık yorulmuş gibiydim.Bazn farkında olmadan kırıyodum birilerini..

."İnsan kendine en çok güvendiği zaman uçurumdan düşermiş "sözü ilişti gözlerime birgün.Evet ben kendime çok güvenmiştim..Ben öyle yapmam,ben böyle yapmam diye.Ama her insan gibi bizde düştük hatalara.Gün geldi ağladım,gün geldi güldüm ama hiç bir zaman ümitsizliğe düşmedim.Sığındım Rabbim'e her daim.O'dan başka sığınağım yoktu.Çaresiz kaldığım zamalarda Tek Çarem Rabbim ..Ondan hep bir çıkış kapısı istedim..Hamd olsun nasip etti.Benim çok güzel ve değerli insanlarla tanışmama vesile olak sebepler çıkardı karşıma bu veslilelerden biri İhvan Forum tabiki..


Şimdi çok güzel bi yolun başındayım.Bana her zaman destek olan İsr@,Eylül,Hasret yolcusu,Gülizar-ı İrfan Ablam ,an_gel,yüz akı Allah hepinizden razı olsun..Dualarımdasınız...Tabi ihvan forum kurucuları ve emeği geçen arkadaşlar sizlerde..

böyle işte gönüllük bu ara içim kıpır kıpır..
 
Üst