SeTTaR
Profesör
GİDİLMELİYDİ
Bu şehirden gidilmeliydi,
Kaçar gibi apar topar.
Kimse duymamalıydı,
olaki adı konmamalıydı.
Üstümde ne varsa eski püsküde olsa,
Gidilmeliydi o vakit bu şehirden.
Sabahın dar vaktide olsa,
Gecenin kör karanlığıda
Kurtulmalıydı bu beden
Kendine dar gelen bu şehirden.
Uyanmadan komşunun yaramaz bebeği,
Kıpırdamadan kapıyı tırmalayan ağaç dalı,
Ürkütmeden çalışkan karıncaları,
Havlatmadan kapı önü bekçisi çomarı
Süzülür gibi gidilmeliydi bu şehirden,
Tüm mevsimler hesaplanmadan
O an ansızın.
Karda olsa,sağnak yağmurda
Kafa tasını yaran doluda olsa
Sert rüzgardan korkmadan
Kaçar gibi mahpusta tünel kazar gibi
Sessiz sedasız gidilmeliydi bu şehirden.
Tükürerek kaldırım taşlarına,
Bakmadan beni ağlatmış böşe başlarına,
Ruhumda yanan sokak lambalarına
Kızarak ! sahipli sahipsiz neyi varsa
Tüm görkemini elimin tersiyle iterek
Ve korkmadan mülteci kimliginden,
Gidişim gurbetcesine olmaksızın
Gidilmeliydi bu şehirden.
Öfkemi hüznümü yarım kalan umudumu,
Sebebli sebebsiz tüm uykusuzluğumu,
Doldurarak ruhumun gam çıkınına
Gidilmeliydi bu şehirden
Ne sırdaşım bilmeliydi
Nede koynumda uyuyan o yar.
Belki o zaman kurtulurdu ruhum
Unutu verirdi ince sızılarını
Dönerdi belki yanlış hesap bağdattan,
Bunca yanılmış hesaplara rağmen
Belki diz çökerdi mantık,ruhun önünde,
Kimbilir çökerdi belki felsefi kuramlar
Öderdi ruhuna itiatsizliğin bedelini
O güne kadar sadece
Gidilmeliydi bu şehirden.
Fahreddin UĞUR
Bu şehirden gidilmeliydi,
Kaçar gibi apar topar.
Kimse duymamalıydı,
olaki adı konmamalıydı.
Üstümde ne varsa eski püsküde olsa,
Gidilmeliydi o vakit bu şehirden.
Sabahın dar vaktide olsa,
Gecenin kör karanlığıda
Kurtulmalıydı bu beden
Kendine dar gelen bu şehirden.
Uyanmadan komşunun yaramaz bebeği,
Kıpırdamadan kapıyı tırmalayan ağaç dalı,
Ürkütmeden çalışkan karıncaları,
Havlatmadan kapı önü bekçisi çomarı
Süzülür gibi gidilmeliydi bu şehirden,
Tüm mevsimler hesaplanmadan
O an ansızın.
Karda olsa,sağnak yağmurda
Kafa tasını yaran doluda olsa
Sert rüzgardan korkmadan
Kaçar gibi mahpusta tünel kazar gibi
Sessiz sedasız gidilmeliydi bu şehirden.
Tükürerek kaldırım taşlarına,
Bakmadan beni ağlatmış böşe başlarına,
Ruhumda yanan sokak lambalarına
Kızarak ! sahipli sahipsiz neyi varsa
Tüm görkemini elimin tersiyle iterek
Ve korkmadan mülteci kimliginden,
Gidişim gurbetcesine olmaksızın
Gidilmeliydi bu şehirden.
Öfkemi hüznümü yarım kalan umudumu,
Sebebli sebebsiz tüm uykusuzluğumu,
Doldurarak ruhumun gam çıkınına
Gidilmeliydi bu şehirden
Ne sırdaşım bilmeliydi
Nede koynumda uyuyan o yar.
Belki o zaman kurtulurdu ruhum
Unutu verirdi ince sızılarını
Dönerdi belki yanlış hesap bağdattan,
Bunca yanılmış hesaplara rağmen
Belki diz çökerdi mantık,ruhun önünde,
Kimbilir çökerdi belki felsefi kuramlar
Öderdi ruhuna itiatsizliğin bedelini
O güne kadar sadece
Gidilmeliydi bu şehirden.
Fahreddin UĞUR