Gıda terörünün arkasında ne var?

mahmud enes

Doçent
Katılım
24 Nis 2010
Mesajlar
708
Tepkime puanı
42
Puanları
0
Sağlıksız ve kalitesiz gıdanın kökenleri

Birincisi, üretim aşamasında ortaya çıkıyor. Kapitalizmin yarattığı endüstriyel tarım için önemli olan birim alandan ya da hayvandan alınan miktardır. Bu amaçla bitkisel üretimde GDO’lu tohum kullanılır, kimyasal gübre ve tarımsal ilaç en yüksek miktarda öğütlenir. Hayvanlara gerekiyorsa hormon ve antibiyotik yüklenir, hiç hareket ettirilmez. Bütün bunlar gıdanın kalitesini olumsuz etkiler. Endüstriyel tarım, bir yandan toprağı, suyu ve havayı kirletir, bir yandan da köylülüğü tasfiye eder, onları işsiz bırakır. Bu onun olumsuz sosyal yanıdır.

İkincisi, üretilen ürünlerin taşınması sırasında ortaya çıkar. Ucuza kapatılan bir tarımsal ürün, kimi zamanlar binlerce kilometre taşınır. Bu sırada kalitede düşme olur. Kimi durumlarda bozulmasını engellemek amacıyla koruyucu maddeler de eklenir. Üstelik taşıma maliyeti de tüketiciye yüklenir.

Üçüncüsü, işleme sürecinde sahneye konulur. İşleme sırasında gıdalara çok yüksek ışıl işlemler uygulanır, raf ömrünü uzatmak amacıyla koruyucu maddeler konulur. Şekerleme sanayisinde, daha ucuza mal olan mısır şurubu yeğlenir, bunun kandaki şeker katsayısının doğrudan yükselteceği göz ardı edilir. Gıdaların lezzetini artırmak amacıyla kimyasal tatlandırıcılar bile eklenir.

Bu şekilde üretilen gıdaları artık uluslararası tekellerin denetimine girmiş AVM’lerden alır ve tüketiriz. Sağlıklı beslendiğimiz sanırız. Üstelik bunların fiyatları da çok ucuz değildir.

Diğer yanda, AVM’ler dışında semt pazarlarında AVM’lere göre ucuza satılan gıdalar da son derecede denetimden uzaktır. Nedeni,ilgili bakanlıkların yeterli eleman ve donatımı sahip olmamasıdır. Türkiye’de, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na kayıtlı gıda üretilen işletme sayısının 40 bin, gıda satan ve dağıtan işletme sayısının ise 500 bin olduğu, buna karşılık gıda denetçisi sayısının 5 bini bile bulmadığı belirtiliyor. Soralım, bunca teknik eleman boşta gezinirken halkın sağlığı için bakanlıklarda neden çalıştırılmaz? Yoksa ilkel kapital birikimi için sağlıksız ve kalitesiz gıda üreten firmalara göz mü yumuluyor? Hileli bal pazarlamada bunu görmedik mi?

Kısaca,gıdalarımızda varolan gıda terörü özünde kapitalizmin bir sonucudur.Türkiye gibi ülkelerde semt pazarlarında gözlemlenen durum da bunun bir yansımasıdır.

Çözüm Var Mı?

Hiç kimse günlük çözümler peşinde koşmasın. Öncelikle söyleyelim. Vurgunculuğu yaratan düzenin adı, emperyalizmin denetimli liberal düzeni ya da kapitalizmdir. Çözüm var;

• Tarımda uygulanan yeni-liberal politikalardan vazgeçilmeli.

• Endüstriyel tarım yerine küçük ve orta ölçekli köylü tarımı öne çıkarılmalı.

• Tohum, damızlık, kimyasal gübre ve ilaç gibi tarımsal girdileri üreten tarım şirketleri ile tekelci gıda şirketlerinin çiftçiler üzerindeki baskılarına son verecek düzenlemeler yapılmalı.

• Özelleştirilen ve kimileri de kapatılan Tarımsal KİT’ler yeniden açılmalı.

• Gıda üreten, dağıtan ve satan işletmeler denetimli olmalı.

• Yerel üret ve tüket konusu öne çıkarılmalı.

• Gıda üretici kooperatiflerin kentlerde pazarlama birimleri kurmaları teşvik edilmeli.

• Kesinlikle ve kesinlikle tarım ürünleri ithalatına son verilmeli.

Prof Mustafa Kaymakçı
 
Üst