Gıda raporu - Helal Gıda

"haTTat"

Paylaşımcı
Katılım
18 Tem 2006
Mesajlar
356
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Konya-Ankara
http://www.gidaraporu.com/index.php

Yediğiniz içtiğiniz gıda maddelerinin ne kadarı helal, ne kadarı haram öğrenmek ister misiniz? Meşrubatların içindeki alkolü öğrendikten sonra sanırım öğrenmek isteyeceksiniz. Tüm katkı maddelerinin özelliklerini öğrenebilir; helal ve haram gıdalar üzerine yazılmış çeşitli makaleleri okuyabilirsiniz.
Helal ve haramın iyice birbirine karıştığı şu zamanda her müslümanın bunları okuyup öğrenmesi ve hayatına tatbik etmesi gerekir. Yenilen her lokmanın insan üzerindeki tesirlerini unutmayalım. Özellikle de insan ruhu üzerindeki..
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Gıda jelatini

Gıda jelatini hakkında bilinmesi gerekenler
Yaklaşan 'Ramazan Bayramı' nedeniyle bazı tüketiciler yoğun bir şekilde şeker ve çikolatalarla ilgili sorular yöneltmektedirler. Bu nedenle şeker ve çikolata için önemli bir ayrıntıları sizlerle paylaşıyoruz. Bir gıda maddesinde iki temel noktaya dikkat edilmelidir. Sağlıklı katkı maddeleri ile hijyen koşullarına riayet edilerek ve bayat olmayan sağlık ürün olması diğeri ise hayvansal yada hayvansal bir katkı içeriyor ise bu katkının 'helal' olup olmamasıdır. Öteyandan bazı kimselerin bazı ürünlerin ambalajlarında kullanılan jelatin ile gıda jelatinini karıştırdıkları görülmektedir.

Gıda maddelerine katılan jelatinin menşei'ni kamuoyuna açıklamak için Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı'nın değişik Gıda Kontrol Laboratuarları ile aylar önce temasa geçtik. Bu laboraturalrdan bazıları bu analizleri yapabileceklerini ancak analiz kitlerinin olmadığını belirttiler ve bizi Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü Laboratuarlar Şube Müdürlüğü'ne yönlendirdiler. Şube Müdürü ile yapılan görüşmelerde analiz için Ankara il Gıda Kontrol Laboratına yönlendirildik. 3 aydır kit beklerken bugün süpriz bir cevapla karşılaştık. "Biz gıdalara katılmamız ham madde halindeki jelatinlerin menşei analizini yapabiliriyoruz. Ancak gıdaya katılmış olanları yapamıyoruz." Bunun üzerine şube müdürlüğü ile tekrar görüşülünce aynı cevabı aldık. Bu durumun vuzuha kavuşması için hemen 4982 sayılı Bilgi Edinme Kanunundan yararlanmaya karar verdik ve aşadaki soruları Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı'na yönelttik.
İŞTE SORULAR
TARIM VE KÖY İŞLERİ BAKANLIĞI’NA
1-Gıda maddelerine katılmış olan ‘gıda jelatini’ katkı maddesinin menşei (balık, sığır, tavuk, domuz veya karışık) analizini Bakanlığınız laboratuarlarında yaptırabilir miyim?
2-Mümkün ise hangi laboratuar müdürlüğünüze müracaat etmeliyim?
3-Bakanlığınıza bağlı laboratuarlarda bu analiz yapılamıyor ise bakanlığınız laboratuar şube müdürlüğünce bu analizlerin Türkiye’de hangi laboratuarlarda yapıldığını bilgisine haiz ise bildirilmesini?
4-Birinci ve ikinci sorularımın cevapları olumsuz ise Türk Gıda Kodeksi’ne göre gıda maddelerine üretim aşamasında katılmasına izin verilen ‘gıda jelatini’nlerine yönelik yapılan denetimler sonrasında alınan numunelerin analizlerinin yapılamadığı anlamına mı gelmektedir?
Yukarıdaki sorularımıza 4982 sayılı Bilgi Edinme Kanunu Hükümlerine göre yanıtlanmasını talep ederim.
4.10.2007
Gelen sonuçları sizlerle paylaşacağız. Ancak öncesinde yoğun sorulara cevap teşkil edecek bazı bilgileri aşada bilgilerinize sunuyoruz.
J E L A T İ N N E D İ R ?
Jelatin, hayvanların deri ve kemiklerinden elde edilen bir katkı maddesidir ve protein olarak bilinir.
Jelatin üretiminde, hammaddenin temizlenip hazırlanması aşamasından sonra birbirini takip eden şu işlem basamakları vardır:
- Ön işlemler
- Extraksiyon
- Saflaştırma
- Konsantrasyon
- Kalite kontrol
- Kurutma
- Öğütme
- Eleme
- Harmanlama

Ön işlemlerde, asit uygulaması ile A tipi jelatin, baz uygulaması ile B tipi jelatin elde edilir. A tipi jelatin kemik ve domuz derisinden, B tipi jelatin kemik ve inek derisinden elde edilir.
Kullanım Alanları:- Gıda
- Kozmetik
- Eczacılık
- Fotografçılık
- Gübreler
- Kaplamalar
- Microenkapsülasyon
- Beslenme
- Yıkama ürünü
- Temizleme ürünü

Jelatinin Fonksiyonları:- Köpürmeyi sağlayıcı
- Emülgatör
- Kristalizasyonu düzenleyici
- Stabilizör
- Jelleştirme
- Bağlama
- Film oluşturucu
- Kremleştirme ajanı
- Durultma ajanı
- Koloidal yapıyı koruyucu
- Koyulaştırıcı
- Yapışma ajanı
- Diğer

Gıdaların protein açısından zenginleştirilip yağ ve karbonhidrat oranının azaltılmasında da jelatin kullanılır.
Gıdalardaki Kullanım Alanları:- Şekerlemeler
- Tatlılar
- Süt ürünleri
- Et ürünleri,
- Soslar
- Çorbalar
- İçecekler
- Fırın ürünleri

Fonksiyonel Özellikleri- Jelleşme ajanı olarak jöleli tatlılar, etler, şekerlemeler, et soslarında kullanılır.
- Yapı sağlayıcı olarak lokum, koz helvası, kremalar, sufleler, fırın ürünleri ve diğer ürünlerde kullanılır.
- Bağlama ajanı olarak rulo etler, konserve etler, şekerlemeler, peynirler, süt ürünleri ve diğer ürünlerde kullanılır.
- Durultma ajanı bira, şarap, meyve suları ve diğer ürünlerde kullanılır.
- Film oluşturucu olarak meyvelerin kaplanmasında ve etlerde kullanılır.
- Koyulaştırıcı olarak toz içecekler, et suyu, soslar, çorbalar, pudingler, jöleler, şuruplar, süt ürünleri ve diğer ürünlerde...
- İşlem yardımcısı olarak tadlandırıcılar, yağ, vitamin ve renklendiricilerin mikroenkap-sülasyonunda kullanılır.
- Emülgatör olarak çorbalar, soslar, tadlandırıcılar, et ürünleri, kremalar, şekerlemeler, süt ürünleri ve diğer ürünlerde kullanılır
- Stabilizör olarak krem peynirler, çikolatalı sütler, yoğurt, buzlandı-rılan ürünler, kremalar, don-muş tatlılar ve diğer ürünlerde...
- Yapışma ajanı olarak şekerlemeler ve et ürünlerinde kullanılır.
- Köpürmeyi sağlayıcı olarak şekerlemeler, kremalar, dondurmalarda kullanılır.
- Kristalizasyonu düzenleyici olarak dondurmalar, buzlu ürünler, donmuş tatlılarda kullanılır.
- Jelatin, kozmetik alanında saç ve cilt bakım ürünlerinin üretiminde kullanılır.
- Eczacılıkta ise en yaygın kullanım alanı, yumuşak ve katı jelatin kapsüllerin üretimidir.
- Fotoğrafçılıkta ise fotoğraf filmlerinin üretiminde kullanılır.

ŞİMDİ SORMAK LAZIM... Kullanım alanı bu kadar yaygın olan jelatinin hammaddesinin ne olduğu hususunda bir Müslüman bir tüketici olarak duyarsız kalabilir misiniz?
Jelatin üretiminde büyük oranda domuz kullanıldığını bile bile, firmaların beyanını esas alarak jelatinli ürünleri tüketmeye devam mı edeceğiz?
441 Jelatin

Önceden 485 olarak adlandırılmış
Kaynağı:
Kemik ve deri gibi hayvan yan ürünlerinden elde edilir. Bütün hayvan türlerinden üretilebilir.
Fonksiyon ve Özellikleri:
Kıvam arttırıcı ve jelleştirici özelliktedir.
Ürünler:
Birçok farklı üründe kullanılır.
Kabul edilebilir günlük alım miktarı:
Belirlenmemiştir
Yan etkileri:
Gıdalar içerisinde kullanımında bilinen herhangi bir yan etkisi yoktur.
Kullanımındaki sınırlamalar:
441; yalnızca et yemeyen vejeteryenler ve etin yanı sıra süt ve süt ürünleri de yemeyen vejeteryenler tarafından kullanılamaz. Ürünün kaynağının tam olarak bilinememesinden dolayı Müslümanlar ve Yahudiler gibi din grupları tarafından kullanımı sınırlandırılmıştır. Ne yazık ki, kaynak ile ilgili bilgi sadece üreticiden sağlanabilir. Özel helal jelatini, sığırdan elde edilerek üretilir.
E441 Gelatin (Jelatin) alerjen olabilir. Hayvanlardan elde edilmektedir. Yaygın olarak Domuz’dan elde edilir. Alerjik ve astımlılar sülfitlerden sakınmalıdır!.
BAYRAM ŞEKER VE ÇİKOLATALARI
Türkiye hemen her alanda gıda terörünün kol gezdiği bu güzden de hemen herkesin tehdit altında olduğu bir ülke. Tarım, Sağlık ve Sanayi Bakanlıklarının gerekli ve yeterli denetimleri yapmaması ve usulüne uygun üretim yapanların adeta cezalandırılıp haksız rekabetin teşvik edildiği bir ülkede Bayramlarda bolsa tüketilen şekerler ülke insanın sağlığını tehdit etmektedir.
Ramazan ve Kurban Bayramları öncesi, çikolata ve şeker ürünlerindeki artışı fırsat avcılarının iştahını kabartmaktadır. Kötü şartlarda ve kalitesiz malzeme ile üretilen ve birçoğu bozuk ve sağlıksız olan çikolatalar, ucuz fiyatla satışa sunulabilmektedir
Paranın sahtesini üreten insan için gıdanın sahtesini daha kolay üretmektedir. Paranın sahtesi ekonomik zarara neden olurken gıdanın sahtesi beden be ruh sağlığımızı tehdit etmektedir.
Çikolata, kakao ve kakao yağı içeren bir üründür. Sütlü çikolatalarda ise ilave olarak süt tozu ve süt yağı bulunur. Çikolata bileşimine giren fındık ve fıstık gibi hammaddelerin kalitesiz olması durumunda birçok hastalığa yol açabilmektedir. Çikolata üretiminde kullanılan malzemelerin sahtesinin yanında üretim yapılan ortamın gerekli hijyenik şartları taşımaması nedeniyle hastalık yapıcı bakterilerin çikolataya bulaşabilmekte ve Ramazan’da elde ettiğimiz sağlığımızı Ramazan Bayramında yediğimiz bozuk, kalitesiz çikolata ve şekerlerle yeniden bozmaktayız.
Ramazan Bayramı öncesi bazı merdiven altı üretim yapan kişiler, basiretsiz üreticiler, çikolata yapımında kakao yerine harnup, fındıkkabuğu, leblebi tozu ya da soya unu kullanarak sağlıksız ve kalitesiz çikolata üretmektedirler. Bazıları üreticiler ise son kulanı tarihi geçmiş ya da bozulmuş, bayatlamış çikolata ve şekeri yeniden işleyip piyasaya sürebilmektedir.
ÇİKOLATADA ‘LİKÖR’ ŞEKERDE ‘DOMUZ’ TEHLİKESİ
Artık moda cümle gıda ürünlerinin Türkçe ve Arapçası’na “Mamulleriz hiçbirinde domuz ve domuzdan mamul katkı yoktur” ve “Mamulleriz hiçbirinde alkol ve çözeltileri yoktur” ibarelerinin yazılması ticari bir moda olmuştur. Modadır çünkü bu ibareleri yazan firmaların birçok ürününde ‘Jelâtin’ katkısı vardır. Kimileri ise ‘Hayvansal jelâtin’ kimileri ‘sığır jelâtini’ kimileri ise yenilebilir jelâtin şeklinde yazmaktadır. Ancak bu firmaların hiçbiri Jelâtin satın aldıkları ülke ya da üreticinin adını verememektedir. Kaldı ki sığır jelâtini helaldir demek imkânsız. Sığır’ın helal olabilmesi için İslami usullere kesilmiş olması gerekir. Bu nedenle bu moda tabir mütedeyyin Müslüman ve Yahudi tüketiciler açısından hiçbir anlam ifade etmemelidir. Özellikle birçok yumuşak şekerde domuzdan mamul jelâtin yer alırken çikolatada ise bir alkol türevi olan ‘likör’ yer almaktadır.
Şekerler ve çikolatalarda bitkisel yağ yerine ucuz mutfak atığı sağlar ile domuz yağı tercih edildiği bilinmektedir. Bunun yanı sıra tatlandırıcı olarak sıvı ya da kristal gerçek şeker yerine yapay sağlıksız tatlandırıcılar kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra gıda boyası adı altında hayvansal ve sağlıksız yapay özdeş aromalar ve gıda boyaları ile âdete bayram değil zehir tüketilen günler yaşatılıyor.
İYİ VE KÖTÜ ÇİKOLATA NASIL AYIRT EDİLİR
- İyi bir çikolatayı anlamak için kutuyu açtığınızda çikolatanın kokusunda kimyasal ya da keskin şeker kokusu varsa çikolatanız kalitesiz demektir.

- Çikolatanın rengi koyu kızıldan koyu kahveye arasında bir renktir. Rengi parlak ve canlı olmayan çikolata kalitesiz demektir.

- Çikolatanın yüzeyinde küçük beyaz noktacıklar halinde oluşan çiçeksi beneklere dikkat edilmelidir. Bu durum ürünün bayat olduğunu gösterir.

- Kaliteli çikolata ağızda erir. Çünkü kakao yağı insan vücudu sıcaklığında erime özelliğine sahiptir. Ağız ısısında çikolata erimiyorsa çikolatada kakao yağı dışında sağlıksız yağ kullanılmış demektir.

- Çikolatayı kırıp çıkardığı sese kulak verin. Sağlıklı kakao yağından yapılan çikolata 'çat' diye kırılır ve ufalanıp parçaları etrafa savrulmaz.

ALTERNATİF BAYRAM İKRAMLARI
Bazı şeker ve çikolatalar içerdikleri sağlıksız katkılar ile Müslüman ve Yahudiler için domuz veya sağır jelatini ve alkol gibi haram katkılar ile gıda boyası ve suni tatlandırıclar gibi kötü malzemeler yüzünden büyük risk taşımaktadır. Bayramlarda doğala dönülüp çikolata ve şeker yerine Hurma, Badem, Fındık, Dut kurusu, Kaysı kurusu" vb sağlıklı ve besleyici yiyeceklerin ikram edilmesini tavsiye ediyoruz.
BAYRAM ŞEKER VE ÇİKOLATALARI
Türkiye hemen her alanda gıda terörünün kol gezdiği bu güzden de hemen herkesin tehdit altında olduğu bir ülke. Tarım, Sağlık ve Sanayi Bakanlıklarının gerekli ve yeterli denetimleri yapmaması ve usulüne uygun üretim yapanların adeta cezalandırılıp haksız rekabetin teşvik edildiği bir ülkede Bayramlarda bolsa tüketilen şekerler ülke insanın sağlığını tehdit etmektedir.



Ramazan ve Kurban Bayramları öncesi, çikolata ve şeker ürünlerindeki artışı fırsat avcılarının iştahını kabartmaktadır. Kötü şartlarda ve kalitesiz malzeme ile üretilen ve birçoğu bozuk ve sağlıksız olan çikolatalar, ucuz fiyatla satışa sunulabilmektedir
Paranın sahtesini üreten insan için gıdanın sahtesini daha kolay üretmektedir. Paranın sahtesi ekonomik zarara neden olurken gıdanın sahtesi beden be ruh sağlığımızı tehdit etmektedir.
Çikolata, kakao ve kakao yağı içeren bir üründür. Sütlü çikolatalarda ise ilave olarak süt tozu ve süt yağı bulunur. Çikolata bileşimine giren fındık ve fıstık gibi hammaddelerin kalitesiz olması durumunda birçok hastalığa yol açabilmektedir. Çikolata üretiminde kullanılan malzemelerin sahtesinin yanında üretim yapılan ortamın gerekli hijyenik şartları taşımaması nedeniyle hastalık yapıcı bakterilerin çikolataya bulaşabilmekte ve Ramazan’da elde ettiğimiz sağlığımızı Ramazan Bayramında yediğimiz bozuk, kalitesiz çikolata ve şekerlerle yeniden bozmaktayız.
Ramazan Bayramı öncesi bazı merdiven altı üretim yapan kişiler, basiretsiz üreticiler, çikolata yapımında kakao yerine harnup, fındıkkabuğu, leblebi tozu ya da soya unu kullanarak sağlıksız ve kalitesiz çikolata üretmektedirler. Bazıları üreticiler ise son kulanı tarihi geçmiş ya da bozulmuş, bayatlamış çikolata ve şekeri yeniden işleyip piyasaya sürebilmektedir.
ÇİKOLATADA ‘LİKÖR’ ŞEKERDE ‘DOMUZ’ TEHLİKESİ
Artık moda cümle gıda ürünlerinin Türkçe ve Arapçası’na “Mamulleriz hiçbirinde domuz ve domuzdan mamul katkı yoktur” ve “Mamulleriz hiçbirinde alkol ve çözeltileri yoktur” ibarelerinin yazılması ticari bir moda olmuştur. Modadır çünkü bu ibareleri yazan firmaların birçok ürününde ‘Jelâtin’ (Gelatine) katkısı vardır. Kimileri ise ‘Hayvansal jelâtin’ kimileri ‘sığır jelâtini’ kimileri ise yenilebilir jelâtin şeklinde yazmaktadır. Ancak bu firmaların hiçbiri Jelâtin satın aldıkları ülke ya da üreticinin adını verememektedir. Kaldı ki sığır jelâtini helaldir demek imkânsız.Sığır’ın helal olabilmesi için İslami usullere kesilmiş olması gerekir. Bu nedenle bu moda tabir mütedeyyin Müslüman ve Yahudi tüketiciler açısından hiçbir anlam ifade etmemelidir. Özellikle birçok yumuşak şekerde domuzdan mamul jelâtin yer alırken çikolatada ise bir alkol türevi olan ‘likör’ yer alabilmektedir.
Şekerler ve çikolatalarda bitkisel yağ yerine ucuz mutfak atığı sağlar ile domuz yağı tercih edildiği bilinmektedir. Bunun yanı sıra tatlandırıcı olarak sıvı ya da kristal gerçek şeker yerine yapay sağlıksız tatlandırıcılar kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra gıda boyası adı altında hayvansal ve sağlıksız yapay özdeş aromalar ve gıda boyaları ile âdete bayram değil zehir tüketilen günler yaşatılıyor.
İYİ VE KÖTÜ ÇİKOLATA NASIL AYIRT EDİLİR
- İyi bir çikolatayı anlamak için kutuyu açtığınızda çikolatanın kokusunda kimyasal ya da keskin şeker kokusu varsa çikolatanız kalitesiz demektir.

- Çikolatanın rengi koyu kızıldan koyu kahveye arasında bir renktir. Rengi parlak ve canlı olmayan çikolata kalitesiz demektir.

- Çikolatanın yüzeyinde küçük beyaz noktacıklar halinde oluşan çiçeksi beneklere dikkat edilmelidir. Bu durum ürünün bayat olduğunu gösterir.
- Kaliteli çikolata ağızda erir. Çünkü kakao yağı insan vücudu sıcaklığında erime özelliğine sahiptir. Ağız ısısında çikolata erimiyorsa çikolatada kakao yağı dışında sağlıksız yağ kullanılmış demektir.

- Çikolatayı kırıp çıkardığı sese kulak verin. Sağlıklı kakao yağından yapılan çikolata 'çat' diye kırılır ve ufalanıp parçaları etrafa savrulmaz.

ALTERNATİF BAYRAM İKRAMLARI
Bazı şeker ve çikolatalar içerdikleri sağlıksız katkılar ile Müslüman ve Yahudiler için domuz veya sağır jelatini ve alkol gibi haram katkılar ile gıda boyası ve suni tatlandırıclar gibi kötü malzemeler yüzünden büyük risk taşımaktadır. Bayramlarda doğala dönülüp çikolata ve şeker yerine Hurma, Badem, Fındık, Dut kurusu, Kaysı kurusu vb sağlıklı ve besleyici yiyeceklerin ikram edilmesini tavsiye ediyoruz.
---0---
Katkı Üreticisine SoruHej, Hvofor laver I ikke % 100 vegetabiliske vingummier. I danmark lever der mange muslimer, jøder og vegetare.Jeg finder ikke %100 vegetabiliske vingummier i danske supermarkeder. Muslimerne spiser ikke gelatine, lecitin eller E471 fra svin. Hilsen
Niçin % 100 bitkisel olan bir yumuşak şeker üretmiyorsunuz? Danimarka’da birçok Müslüman, Yahudi ve vejeteryan insan yaşıyor. Marketlerde %100 bitkisel katkılı yumuşak şeker bulamıyoruz. Müslümanlar, Domuzdan elde edilmiş gelatin, lecitin ve E 471 gibi bazı katkıları içeren gıdaları yiyemiyorlar. Selamlar H. Kayhan
Katkı Üreticisinin CevabıTak for din henvendelse. Haribo Lakrids A/S anvender en gelatine fremstillet af gris og har nogle specielle egenskaber. Den giver en bl.a. en speciel mundfornemmelse, måden den smelter i munden på, fasthed og bid. Disse egenskaber og kvalitetstegn for Haribo produkter kan vi desværre ikke opnå med vegetabilsk gelatine. Med venlig hislen Haribo Lakrids A/S Maria Meldal Laboratoriet
Basvurunuz için teşekkürler. Haribo Lakrids A/S gelatini domuzdan ve değişik kaynaklardan elde etmektedir. Bu şekilde olması özel bir ağız hissi yani ağızda parçalanabilmesi, ısırma ve çiğneme hissi vermektedir. İşte Haribo, bu özellikleri bitkisel gelatin ile elde edemiyor. Saygılarımızla Haribo Lakrids A/S Maria Meldal Laboratoriet
 

Leyl...

Profesör
Katılım
17 Eyl 2007
Mesajlar
893
Tepkime puanı
22
Puanları
0
E numaralarindan E471 in kesinlikle domuz gelatini/ yagi oldugunu biliyorum..
Özellikle bu nr'ya cok dikkat ediyorum, elime ne alsam bu nr mevcut nerdeyse..
Hatta gecenler sakiz aldim, dedim icindekilrini bi okuyayim, kalin yaziyla
soja lecithin yaziyordu dedim iyi hayvansal madde yok öyleyse, devam okuyunca domuz yaginin oldugunu gördüm, hemen cöpe attim tabi..
Cok dikkat etmemiz gerekiyor, özelliklede yurtdisindaki kardeslerimiz....
 

adalı

Profesör
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
1,907
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Web sitesi
adali81.blogcu.com
Şeker alırken nelere dikkat edilmeli?

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı mührü olan ürünleri alın. Aşırı sıcağa maruz kalmış ve beyazlaşmış üründen kaçının. Sokakta ve açık ortamda satılan şekerlerden uzak durun. Markasına yatırım yapan güvenilir ürünleri tercih edin. Dükkânın fizikî görünümüne ve temizliğine dikkat edin. Mamülün üretim ve son kullanma tarihilerini kontrol edin. Satış elemanlarının eldiven kullanmasına önem verin. Ambalajındaki içindekiler kısmını dikkatle okuyun, katkı maddeleri listesinden, mahiyetini araştırın; şüpheli katkı maddeleri içeren ürünleri almayın.

 Yılda 3000 ton civarında ithal edilen jelatinin en az 2250 tonunun domuzdan ve helal kesilmemiş sığır ve benzeri hayvanlardan üretilmiş olduğu düşünülürse, şüpheden uzak durmak için jelatinli ürünlerden kaçınılmalıdır. Etiketinde E441 veya jelatin veya gelatin yazan ürünler için ihtiyatlı olunmalıdır.

E120 Karmin boya maddesi ihtiva eden ürünler, hem bilhassa çocukların sağlığı için zararlı, hem de bit türü bir böcekten elde edilen katkı maddesi olduğu için dinen mahzurlu olduğu düşünülmelidir.

E471, E472, E473, E474, E475, E476, E477 Mono ve Digliserit ve tuzlarını içeren ürünlerde, bu katkı maddesinin hem hayvani yağlardan, hem de bitkisel yağlardan üretildiği dikkate alınmalıdır. Etikette bunun açıkça belirtilmiş olması gerekir. Eğer bitkisel olduğuna emin isek kullanabileceğimizi, aksi halde uzak durmamız gerektiğini bilmeliyiz.

E950, E951, E952 ve E954 Suni tatlandırıcılar Asesulfam, Aspartam, Sıklamik Asit ve Sakkarinleri ifade eder. Bunlar, gıdalarda ve ilaç sanayiinde tatlandırıcı olarak kullanılırlar; fırınlanmış yiyecekler, dondurulmuş tatlılar, şekerlemeler, mandıra ürünleri, pastalar, farmasotik olarak ağız hijyeni ve son zamanlarda içeceklerde kullanılmaktadır. The Center for Science in the Public Interest (CSPI) yapay tatlandırıcılar aspartam, sakarin ve asesülfam potasyumu en kötü 10 katkı maddesi listesine dahil etmiştir; bu üç tatlandırıcının da hayvanlarda kansere neden olduğu tespit edilmiştir. İnsanlarda Kanser riskini arttırabilir. Ayrıca çocuklarda ve ceninlerde beyin hasarı oluşturabilmektedir.

Bu açıklamalarımızla maalesef olay tamam olmuyor. Bir araştırma gurubunun piyasadaki şekerleme ve pasta ürünlerinde yaptıkları laboratuar çalışmalarının ortaya çıkardığı sonuçlar, durumun vahametini ortaya koymaya yetmektedir. Araştırmaya göre, 25 şekerleme örneğinin 11’inde izin verilmeyen renklendiricilere rastlanmıştır. Pasta süsleri ve şekerlemeler üzerinde yapılan çalışmalarda ise pasta süslerinin %12,5’unda izin verilen boyaların izin verilen miktarlarında, %59,4‘ünde izin verilen boyaların izin verilen miktarlarının üzerinde, %28,1’inde ise izin verilmeyen boyların kullanıldığı belirlenmiştir. Şekerlemelerde ise uygun renklendirici kullanım oranı %20,8’dir. %64,2’sinde izin verilen miktarın üzerinde, %15’inde ise yasaklanmış boyalar kullanılmıştır.

Şurası asla unutulmamalıdır: Yasaklanan renklendirici maddeler kesinlikle toksik ve kanser yapıcı maddelerdir. İzin verilen renklendiriciler de çok masum değildir; zira bunların belirlenen sınırlarının üstüne çıkıldığı zaman alerjik reaksiyonlar, deri döküntüleri, astım ve hiperaktivite olayları meydana gelebilmektedir.

Bütün bu anlatılanlar, üreticilerin ve kontrol mekanizmalarının ne kadar ciddiyetten uzak olduklarını göstermektedir.

Bütün bu olumsuzluklara ek olarak bazı ürünlerde, tüketiciye güven imajı vermek için, sahte TSE ve Tarım ve Köyişleri Bakanlığı damgalı etketlerın basıldığı bilinmektedir. Bunlara da dikkat edilmelidir.

Bu bayram da, sahtelerini bir tarafa atalım, gerçek HACCP ve İSO sertifika garantisinin çok üzerinde garanti sağlayacak “HELAL SERTİFİKA” </B>uygulamalarının başlatılamadığı bir ortamda bir basın bültenini daha yayınlama üzüntüsü içerisinde olduğumuzu bildiririz.

“Gıda Terörü”nün bütün olumsuzluklarına rağmen, ağız tadıyla, huzurlu, birlik ve beraberlik duyguları içerisinde, tüm İslam aleminin mutluluğuna vesile olacak bir BAYRAM geçirmemiz dileği ile…
 

Ercan Tekin

Kıdemli Üye
Katılım
25 Eyl 2010
Mesajlar
5,631
Tepkime puanı
266
Puanları
0
Helal damgalı sakıncalı etler!

Üzerinde "helal" damgası olan bir çok et ürününün, büyük Alman firmalarında üretildiğini ve üzerine sadece etiket vurulduğunu kaydeden Roscher, "Üretici bunu Alman firmasında ürettirmiş. Ama tüketici etikete bakıyor, 'Ha üzerinde helal yazıyor' diyerek tüketiyor. Oysa bunlar helal standardına göre üretilmiş değil. Başka şeyleri söylemek ve size kalp krizi geçirtmek istemiyorum" ifadelerini kullandı.
  • helal-damgali-bircok-et-urunu-sagliga-bile-zararli-medium-0.jpg
Uzun yıllar Almanya ve Avrupa'daki "Helal ürünler" üzerine araştırmalar yapan Alman gıda uzmanı Richard Roscher, "helal" damgası taşıyan birçok et ürününün insan sağlığına bile zararlı olduğunu iddia etti. "Helal" damgası taşıyan bir sosis dozesini gazetecilere gösteren Roscher, üzerinde "Sığır sosis" yazan dozenin "içindekiler" kısmında, üründeki sığır oranının sadece yüzde 17, tavuk oranının ise yüzde 70 olduğuna, ayrıca üründe etlerin sinir, damar gibi kısımlarının kullanıldığına işaret etti. Uzun yıllar helal araştırması yaptığını bildiren Roscher, "Helal demek öncelikle bir kalite standardı demektir. Bu ürünlerde ise bırakın helal kesim şartlarına uyulup uyulmadığını, ürünler insan sağlığını bile tehdit ediyor. Bunun önüne geçilmeli. Yaptığımız çalışmalarda, ürünlerde birçok çarpıklık gördüm" dedi. 'Helal gıda' ürünlerinde standart oluşturmak için Müslüman uzmanlarla birlikte çalıştığını ve İslami organizasyonların neredeyse tamamı ile görüştüğünü söyleyen Roscher, "Gün geçtikçe önem kazanan 'helal gıda' sektörü, kontrolsüzlük ve ortak bir standart bulunmaması yüzünden suistimale oldukça açık. Örneğin ürüne katılan ek maddeler nereden temin ediliyor? Bunlar tamamen firma sırrı diye açıklanamıyor" şeklinde ekledi.

MİLLİ GAZETE
 
K

Kaçak

Guest
Türkiyede "Helal Gıda " palazlanmaya başladıgı bir dönemde ...
Bu konudaki yetkinliği "Alman Gıda Uzmanı" olmaktan öte geçmeyen bir muhteremin açıklamalırını ciddiye almıyorum ...
Alınmasını da doğru bulmuyorum ...
Yıllarca buı konuda hevesle bekledik , helal gıda damgalı ürünler tüketmeyi ...
Konseptti , kanundu , imkandı derken yeni yeni ülkeme yerleşmeye başlayan bu uygulamayı baltalama hareketi olarak algılıyorum ...
Muhteremin derdi cidden , insan sağlığı ve helallik boyutu ise , buyursun piyasadaki binlerce ürün üzerinde de araştırma yapsın , sonra Türk Halkına ey Türk Halkı siz bunca ürünü nasıl tüketiyorsunuz desin ...
Ve tespiti gercek ise , götürsün bu konuda müslümanlar adına yetkinliğini ispat etmiş kişilere teorisini ispat etsin ve sözüne itibar edecegimiz kişiler ağzıyla bu bilgi bizlere ulaşsın , ulaştırılsın ...
Yoksa ne idüğü belirsiz kişi ve kurumların açıklamalarını yayan, yayınlayan ve dahi yagara kopartanların niyetlerinden şüphe ederim...

Selamlar ...
 

veri

Yasaklı
Katılım
8 Kas 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
661
Puanları
0
denetimin almanya kadar olmadığı ülkemizde
helal kelimesinin yanına herhangi bir kelime eklememiz mümkün değil.
bu ülkede yaşamak bile helal değil
 

ORHANCAN

Ordinaryus
Katılım
15 Ara 2006
Mesajlar
2,536
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Konum
-İSPARİT-

Bu ülkede yaşayalım... ama helal gıda olmasına da dikkat edelim...

mesela piliç veya tavuk alırken kesiminden yolunmasına kadar nasıl olduğuna dikkat ediyor muyuz..??

veya nasıl yapıldığına biliyor muyuz..?? şirketlerin açıklamaları kadar bizlerin bilinçli olması ve/veya şirketlerin güvenilir olmasını, referanslı olmasını dikkat etmeliyiz..

Bu referans etiketlerinde değil şirket sahiplerinin vicdanlarında olmalıdır.. alanlarda gönül rahatlığı ile almalıdır..
 

veri

Yasaklı
Katılım
8 Kas 2010
Mesajlar
0
Tepkime puanı
661
Puanları
0
problem zaten güvenilir büyük şirketlerde

çoğu taşeron kullanıyor
markalarını pazarlıyorlar.
gıda güvenliği sadece ülkemizde değil dünyada bence sıfır.

gıda güvenliği ve dengeli beslenme dedikleri her ne ise onu tam uygulayabilsek
sağlık sorunu kalmaz
sağlık sorunu yoksa oraya giden yatırım maaşa yansır
yükselen ekonomik hayatlar da güvenlik falan filan
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Gida Katki Maddeleri Hakkinda Bilgilendirme

Gida Katki Maddeleri Hakkinda Bilgilendirme


Son günlerde, tüketici haklarını ilgilendiren ve en çok tartışılan konuların başında hergün tükettiğimiz gıdalarda bulunan gıda katkı maddeleri gelmektedir. Günümüzde hemen hemen her gıda maddesini elimize aldığımda içindekiler listesinde bir çok E numaraları ve kimyasal terimler görmekteyiz. Bu maddelerin ne anlama geldiği, hangi kaynaklardan elde edildiği ve sağlığımıza ne gibi etkisi olduğu soruları tüketicilerin en çok cevap aradığı soruların başında gelmektedir. Dolayısıyla bu yazımızın amacı gıda katkı maddeleri hakkında genel bir bilgi vererek sizleri bilgilendirmektir.

Gıda Katkı Maddeleri Niçin Kullanılır?
Gelişen gıda sanayisi ve nüfusun artmasıyla beraber gıdaları büyük hacimde üretmek ve uzun süre dayanıklı kalmasını sağlamak ihtiyacı, gıda katkı madelerinin sayısının da hızla artmasına neden olmuştur. Gıda katkı maddeleri sayesinde bir çok gıda bozulmadan uzun süre saklanabilmekte ve çeşit çeşit gıdalar üretilebilmektedir.
Gıda katkı maddelerinin kullanılma nedenlerinden bir kaçı şunlardır:


  • Gıdanın besleyici değerini korumak, dayanıklılığını artırmak ve raf ömrünü uzatmak.
  • Gıdanın dokusal özelliklerini geliştirmek.
  • Gıdanın lezzetini ve rengini çekici hâle getirmek ve korumak.
  • Gıdanın işlenmesi sırasındaki teknolojik nedenler.
  • Gıdada hastalık yapıcı mikroorganizmaların gelişmesini ve bozulmalarını önlemek.
  • Gıdada lezzet kayıplarını önlemek ve besin değereini korumak.
  • Gıda çeşitliliği sağlamak.
Katkı Maddelerinin Tanımı
Gıda katkı maddeleri Türk Gıda Kodeksi Mevzuatı'nda şöyle tarif edilmektedir: Tek başına gıda olarak tüketilmeyen, gıda hammaddesi ve/veya yardımcı maddesi olarak kullanılmayan, tek başına besleyici değeri olan veya olmayan; seçilen teknoloji gereği kullanılan işlem sırasında kalıntı veya türevleri mamul maddede bulunabilen, gıdanın hazırlanması, tasnifi, işlenmesi, ambalajlanması, taşınması, depolanması ve dağıtımı sırasında gıda maddesinin tat, koku, görünüş, yapı ve diğer niteliklerini korumak, düzeltmek veya istenmeyen değişikliklere engel olmak amacıyla kullanılmasına izin verilen maddeler olarak ifade edilmektedir.
Katkı maddeleri gıdaların duyusal özelliklerini geliştirmek, kalitelerini korumak, hazırlanmalarına yardımcı olmak, besleyici değerlerini korumak gibi amaçlarla katılırlar. Gıda katkı maddeleri kötü kalite ve bozulmuş gıdaları maskelemek, taklit gıda yapımı, üreticiyi aldatma gibi nedenlerle kullanılamazlar.
Katkı Maddelerinin Tarihçesi
Gıda katkı maddelerinin yiyeceklerde kullanılması insalık tarihi kadar eskidir. Tuz, odun tütsüsü ve baharatlar insanoğlunun kullandığı ilk doğal katkı maddeleridir. Günümüzden 3000 yıl önce ki insanlar etleri tuzlayarak bozulmalarını önlemiş ve dayanıklığını artırmıştır. Tarihi kaynaklara ait bilgilerden Orta Asyada yaşayan Türklerin kışa hazırlık olarak çeştili şekilde tuzlanmış, kurutulmuş ve dumanlanmış et ürünü yaptıkları belirtilmektedir. Günümüzdeki teknik sistemlerin olmadığı zamanlarda tuz ve baharat kullanılarak kurutulmuş et ve balıklar uzun süre bozulmadan muhafaza edilmiştir. Yiyecek ve içecekler bitkilerdeki doğal boyalarla renklendirilmiştir. On dokuzuncu yüzyıla gelindiğinde ise insan nüfüsunun artması, tüketimde artışla beraber yeni gıdalar üretilmiş bunun paraleninde de gıda katkı maddelerinin kullanımı hızla yaygınlaşmıştır. Günümüzdeki bir çok gıda katkı maddesi gelişen teknolojiyle beraber 19 y.y. başlarında bulunmuştur. Katkı maddelerin ticari anlamda işlem görmesine dair ilk kayıt ise 1800’lerde kalsiyum fosfatlarla olmuştur.
Yasal Düzenlemeler
Katkı maddelerinin sistematik bir şekilde ilk ele alınması 1956’da WHO ve FAO tarafından, 43 dünya ülkesini kapsayan bir tarama çalışması ile gerçekleşmiştir. 1962’de FAO ve WHO kuruluşlarının bu konularda uzmanları bir araya gelerek oluşan JECFA, bugün de katkı maddesi olarak kullanılan her kimyasal madde için toksikolojik çalışmaların düzenlenmesini, yürütülmesini ve sonuçlarının değerlendirmelerini üstlenmiş uluslararası bir kurumdur.

Her ülkede gıda katkı maddelerinin kullanımını düzenleyen ulusal mevzuat ve bunu uygulayan resmi kuruluşlar bulunmaktadır. Gıda katkı maddeleri ile ilgili çalışmalar Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) oluşturduğu gıdalarla ilgili komisyonu (CAC) ve bu kuruluşun alt komitesi olan Birleşik Gıda Katkı Uzman Komitesi (JECFA) tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu kurumlar katkı maddelerinin insan sağlığı açısından güvenilirliği konusunda çalışmalar yapmakta ve belirli dozlarda kullanımında sakınca olmadığı belirlenen katkı maddeleriyle ilgili listeleri hazırlanmaktadır.
Gıda katkı maddeleri ile ilgili yasal düzenlemeleri aşağıdaki birimler yapmaktadır:

Uluslararası Gıda Kodeksi Komitesi (CAC): Gıdalarla ilgili standartları oluşturur ve düzenlemeleri yapar, konuyla ilgili dökümanları hazırlar.

Gıda katkı ve Kontaminantları Kodeksi Komitesi (CCFAC): Gıda katkıları ile ilgili sınırlamalar getirir ve bu maddelerin gıdalarda bulunmasına izin verebilecek maksimum miktarları belirler.

Birleşik Gıda Katkıları Uzman Komitesi (JECFA): Gıdalardaki toksikolojik değerlendirmeleri ve katkı maddelerinin listelerini hazırlar, gıdalarda katkı maddelerinin analizleri ile ilgili analiz yöntemleri geliştirir.
ADI (Acceptable Daily Intake) Değeri Nedir?

JECFA komisyonunda görev alan uzmanlar tarafından gerçekleştirilen uzun süreli ve ayrıntılı toksikolojik çalışmalar sonucunda, söz konusu katkı maddesinin deney hayvanlarına zarar vermeyen dozu tesbit edilir. Bu değer, insanlar için bir ömür boyu vücut ağırlığının kilogram başına mg olarak alındığında, zararlı etki yapmayacak doza (ADI- Acceptable Daily Intake) çevrilirken komisyon tarafından güvenlik faktörü olarak kabul edilen olan 100 rakamına bölünmektedir. Bu verilere dayanarak hazırlanan listelerde katkının adı ve değişik gıdalarda izin verilen maksimum miktarları belirlenir. Kısaca ADI bir katkı maddesinin kabul edilebilir günlük en yüksek tüketim miktarıdır.

Bazı katkı maddeleri için ADI değerleri geçici olarak tesbit edilir ve yeni toksikolojik araştırmalar sonunda degiştirilebilinir. ADI değerleri uluslararası boyutta olduğundan ülkeden ülkeye farklılık göstermez. Ancak katkı maddesinin söz konusu ülkede kullanılabilecek değişik gıdalardaki maksimum düzeyi, bir yetişkinin bu gıdaları günlük olarak tüketebileceği miktar dikkate alınarak ADI değerini aşmayacak şekilde ayarlanır. ADI değerleri gıda etiketlerinin üzerinde yazmaz bu değerler ilgili yasalarda belirtilmiştir ve gıdayı üreten üreticiler tarafından bilinmelidir. Sonraki çalışmalarda farklı neticelere ulaşılması halinde, katkı maddelerinin listelerdeki yerleri çıkarılabileceği gibi, günlük izin verilen miktarları da azaltılıp çoğaltılabilir.
E Kodunun Anlamı Nedir?
Avrupa Birliği ülkelerinde kullanılmasına izin verilen her gıda katkı maddesine bir "E" numarası verilmiştir. Numaranın başındaki "E" harfi Avrupa Birliği`ni simgelemektedir. E harfinin yanındaki rakam ise katkı maddesinin kimyasal adı yerine kullanılan tanıtıcı bir işarettir. Bir gıda maddesinin üretiminde kullanılan katkı maddeleri etiketin üzerindeki içindekiler listesinde yazılıdır. Ancak bu katkılar E-kodlarıyla yazılabileceği gibi, katkının açık kimyasal ismi de yazılabilmektedir.
Örneğin: Pektinin E kodu 440`dır. Eğer ürün pektin içeririyorsa etiketinde ya E 440 yada bu numaranın kimyasal ismi olan pektin yazmaktadır. Avrupa Birliği ülkelerinde kullanımına izin verilen katkı maddelerinin sayısı yaklaşık 400`e yakındır. Katkı maddelerinin sayısı ülkelere göre değişebilmektedir. Halen kullanılmakta iken zararlı etkileri ortaya çıkanlar iptal edilmekte, yeni bulunan katkı maddeleri de listeye eklenebilmektedir. Her katkı maddesinin E numarası olmayabilir mesela aromalarda olduğu gibi. Aroma maddelerinin sayısı 1700`ü geçtiği için E kodu verilmemiştir. Jelatin ise bir gıda maddesi olarak kabul edildiğinden E numarası bulunmamaktadır.

E Maddelerin Kullanımı Ülkelerin Kanunlarına Göre Değişir mi?

Evet, E maddelerinin kullanımı ülkelerin kanunlarına göre değişiklik gösterebilir. Mesela E 952 Cyclamat yapay bir tatlandırıcıdır ve Amerika Birleşik Devletlerinde 1969 yılından itibaren kullanımı yasaktır. Avrupada ise belirli bazı diyet yiyeceklerde kullanımına izin vardır.
Gıda katkı maddeleri hangi koşullarda insan sağlığını tehdit edebilir?
Gıda katkı maddelerin kullanım izni uzun araştırmalar sonucu gerçekleşsede yapılan deneyler hayvanlar üzerinde olduğundan zaman içinde insanlarda izin verilen miktar azaltılmakta hatta katkı maddesinin kullanımı yasaklanabilmektedir. Kullanımı yasak olan ve üçüncü dünya ülkelerinde kontrollerin yapılmadığından dolayı gıdalara yasal olmayan yoldan katılan katkı maddeleride vardır. Mesela Sudan kırmızı boyaları kimya sanayiinde kullanılan, gıdalara katılması yasak olan bir boya maddesidir. Fakat buna karşın Asya ülkelerinden ithal edilen ürünlerde özellikle kırmızı biber tozlarında ve bunlardan yapılan yiyeceklerde Sudan kırmızısı bulunmuştur.
Gıda katkı maddeleri aşağıdaki konulara dikkat edilmeden kullanılırsa insan sağlığına zararlı olabilir.

  • Hile amaçlı, yasak olan bir gıda katkı maddesi kullanılıyorsa.
  • Katkı maddeleri yasalarca belirlenen limitlerin üzerinde kullanılıyorsa.
  • Katkı maddeleri kullanılırken ADI değerine dikkate edilmeyip, bilinçsiz üretiliyorsa.
  • Katkı maddesi saf olmayıp kimyasal kirlilik taşıyorsa.
  • Katkı maddeleri eğitimsiz kişilerce teknolojisine uygun olmayarak yalnış kullanılıyorsa.
Tüm bu maddelerden anlaşıldığı üzere gıda üreticilerine büyük görev düşmektedir. Gıda üretiminde büyük bir sorumluluğu üstlenen üretici firmalar kullanacağı gıda katkı maddelerini iyi tanımalı ve hangi miktarlarda kullanılacağını bilmelidirler. Gıda katkı maddeleri çoğunlukla kimyasal bileşiklerdir ve izin verilen miktarlardan fazla kullanıldığında insan sağlığına zarar verebilir. Bilinçsiz gıda katkı maddelerinin kullanımı ancak üreticilerin eğitilmesi, uzman gıda mühendisleriyle çalışmaları ve ilgili makamların gıda üreticilerini düzenli olarak kontrolleriyle önlenebilir. HACCP gibi tehlike önleme sistemlerinin uygulanması, katkı maddelerinden gelebilecek tehlikeleri engellemede çok yararlı olabilir.
Gıda katkı maddelerinden E 120, E 127, kükürt dioksit gibi katkı maddeleri bazı kişilerde alerji yapabilir. Ancak doğal olarak tükettiğimiz fındık, çilek, domates ve kereviz gibi gıdalarda alerjiye neden olabilmektedir. Yapılan araştırmalarda katkı maddelerinden oluşan alerji durumlarının, doğal gıdalardan oluşan alerji durumlarından daha fazla olmadığını ortaya koymuştur. Her hangi bir katkı maddesine alerjisi olan kişi o katkı maddesini içeren gıdaları tüketmemelidir.


http://www.helal-gidalar.com/detay.php?sayfa=makaleler&makale_id=39
 

mostar

Profesör
Katılım
6 Ara 2009
Mesajlar
1,011
Tepkime puanı
244
Puanları
0
Teşekkür ederiz, Helal gıda sertifikası alan ürünleri GİMDES den takip edebilir ilgilenen arkadaşlar.Henüz prosedür açığından dolayı sertifika alan ürünler yurt içinde piyasaya sürülemiyor...Daha fazla bilince ihtiyaç var.
 

YagmuR

Üye
Katılım
18 Ağu 2006
Mesajlar
2,504
Tepkime puanı
586
Puanları
0
Yaş
35
Konum
¤´ UnuTuLu§taN `¤
Web sitesi
www.gencislam.com
Gıdayla İlgili Şikayetlerimizi Nerelere Bildirebiliriz?

GIDAYLA İLGİLİ ŞİKAYETLERİMİZİ NERELERE BİLDİREBİLİRİZ?

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Tarım il ve ilçe müdürlükleri gıdayla ilgili her türlü şikayetleri değerlendiriyor. Ancak bakanlık kamu sağlığını korumak için reformlar yapmak zorunda. Bakanlığın kamu sağlığıyla ilgilenen memur sayısı dünya standartlarının oldukça altında. İstanbul Tarım İl Müdürlüğü’nünden alınan verilere göre, İstanbul’daki denetçi sayısı 350 civarında ve denetimler genellikle yılda iki defa yapılıyor. Denetimlerde, hijyen ve ürün mevzuatlarına dikkat ediliyor. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı resmi rakamlarına göre; 2009 yılı içerisinde 58 bin 890 gıda denetimi yapıldı. Bu denetimlerin 36 bin 718’i yalnızca etiket okumayla sınırlı kalırken, 22 bin 172 numune denetimi yapıldığı görülüyor. Tarım müdürlükleri rutin kontrolleri dışında şikayetleri de değerlendiriyor, şikayet ve talepler üzerine harekete geçiyor.

ALO 174: “GÜVENİLİR GIDA SAĞLIKLI YAŞAM”

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, “Güvenilir Gıda Sağlıklı Yaşam” sloganıyla, tüketicilerin talep ve şikayetlerini karşılayacak Alo 174 Gıda Hattı’nı geçen yıllarda hizmete sundu. Peki, Alo 174 Gıda Hattı nasıl işliyor? Şikayet edeceğiniz ürünün ismini, nereden aldığınızı, adınızı, soyadınızı, T.C. kimlik numaranızı, telefon ve adresinizi vermeniz gerekiyor. Yaptığınız şikayetle ilgili size bir takip numarası veriliyor. Bu çağrı merkezi tarafından alınan ihbar ve şikayetler, web tabanlı yazılımlar sayesinde içeriğine göre ya Tarım Bakanlığı’na ya da 81 ilde belirlenen temas noktalarına değerlendirilmek üzere iletiliyor. Yapılan denetim ve değerlendirme sonucu yapılan işlemler ile ilgili bilgiler aynı web yazılımına kaydediliyor. Bu sayede tüketici, ya Alo 174’ü tekrar arayarak ya da kendisine verilen başvuru numarası ve T.C. kimlik numarasını kullanarak “www.alo174.gov.tr” internet adresi üzerinden şikayet ve talebinin sonucunu öğrenebiliyor. Tüketici 15 gün içinde ön bir bilgiyle bilgilendiriliyor.

İl ve ilçe zabıta birimleri de gıdayla ilgili her türlü denetimi sağlıyor. Rutin kontroller dışında şikayetleri de değerlendiriyorlar. Zabıta birimleri, ilgili alanlarına göre denetimlerini sürdürüyor. Örneğin İstanbul Tüketici Hakları Zabıta Birimi, etiket fiyat ile kasa fiyat farkı, etiket fiyatlarının TL olarak yazılması, indirimli ürünlerde önceki fiyatın etiketlerde yazılı olması, gramaj ve satılan ürünlerin tür ve cinslerinin yazılışlarını kontrol ediyor. Ayrıca çeşitli tüketici dernekleri de gıda ile ilgili şikayet ve istekleri değerlendirerek yetkililerle temasa geçiyor.

GÜVENLİ GIDA ALIŞVERİŞİ İÇİN BİZ NELER YAPABİLİRİZ?

Gıdalarla ilgili denetimlere bizim de katkıda bulunmamız mümkün. Tüketicilerin ilk yapması gereken etiketi sorgulamak yani ürünün içeriğine bakmak. Ürünlerin içindekiler kısmı mutlaka okunup, alışveriş ona göre yapılmalı. Gıda mühendislerinin büyük bir kısmı içeriğine bakmadan herhangi bir ürünü satın almıyorlar. Gıda mühendislerine göre, etiket içeriğinde aspartam, MSG, E120 yazan ürünler tercih edilmemeli. Bu katkı maddeleri, zeka geriliği, kanser, alzheimer gibi ciddi hastalıklara yol açabiliyor. Böcekten yapılan E120 katkı maddesi sağlığa daha zararlı.

Gıda Mühendisi Derya Özgür Öztürk, tartrazine, quinoline yellow, sunset yellow, carmoisine, ponceau, allura red gibi renklendiricileri içeren gıdaları tüketen çocuklarda davranış bozukluğu ve hiperaktivitenin artırdığını söylüyor ve bu maddelerin bulunduğu gıdaları tüketmememiz gerektiğini vurguluyor. Annelerin kurtarıcısı meyveli yoğurtlar da tercih edilmemesi gereken ürünler arasında yer alıyor. Meyveli yoğurtlarda kıvam artırıcı olarak kullanılan guar gum, bulantı, mide gazı ve kramplara sebep olabiliyor. Gıda Mühendisi Öztürk “Ayrıca ürünün meyveli mi yoksa meyve aromalı yoğurt mu olduğuna dikkat etmeliyiz. Meyveli yoğurtlarda yüzde 5 oranında da olsa meyve bulunur. Ancak meyve aromalı yoğurtlarda yapay aromalar bulunuyor. Etiketinde ‘meyveli yoğurt’ yazan ürünler tercih edilmeli” ifadelerini kullanıyor. Ayrıca ürünlerin özellikle son kullanma tarihlerine bakılmalı. İlk üretim tarihine en yakın, son kullanma tarihine de en uzak ürünler tercih edilmeli.

Ürün alırken dikkat edilecek diğer bir nokta da ürünü fiyatına bakarak değerlendirmemek. Birçoğumuzda fiyatı yüksek olan ürünün kaliteli veya sağlıklı olduğu kanısı hakimdir. Oysaki bu düşünce tamamen yanlış. Fiyatı yüksek ürünler de kalitesiz ve sağlıksız olabiliyor.

GIDA ÜRÜNLERİNDE NİÇİN HELAL LOGOSU YER ALMIYOR?

Türkiye’de gıda ürünlerinin üzerinde helal logosu yer almıyor. Etiket yönetmeliğine göre haksız rekabeti önlemek amacıyla helal damgası vurulmuyor. Türkiye’de sadece Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (GİMDES) helal gıda konusunda faal çalışmalarda bulunuyor. Dernek; gıda ve ihtiyaç maddeleri, temizlik ve kozmetik ürünleri, ilaç ve diğer sağlık malzemeleri üreticilerinin ürünlerini helal sertifikalandırma yapıyor. Dernek sertifikalandırma yaparken şu kriterlere dikkat ediyor: Ürünün içinde hiçbir katkı maddesi olmaması, üretim esnasında ve üretim sonrasında hiçbir kimyevi işleme ya da ilaçlamaya tabi tutulmamış olması, gerek ürünün hammaddesi ve/veya ürün tohumu, gerekse bizzat ürün üzerinde hiçbir hormonal işlemde bulunulmamış olması, ürün için genetik değiştirmenin yapılmamış olması, ürünün mahiyeti ve içeriği itibariyle İslami kriterlere ve insani gereklere uygun olması.



Semerkandaile
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Salam ve sucukta güvenmiyoruz ama satın alıyoruz

HELAL GIDA ÜZERİNE YAPILAN İLK ARAŞTIRMA


Bizim Market Dergisi ve Çözüm Araştırma tarafından yapılan, tüketicinin bilincini görmek ve perakende sektörünün aktörlerine bu görüşleri sunmak üzere 4 aydır yürüttüğü araştırmalarına bu ay da bir yenisini ekledi.
Bu kez gündemde olmayan ancak merak uyandıran bir konuda tüketicinin fikrini sordu Bizim Market dergisi, “Tüketicinin Helal Gıda Algısı” nedir, ne değildir?

Helal Gıda konusu uzun bir süredir gündemde olmakla birlikte tam anlamıyla konuşulmuyor. Bütün dünyada milyonlarca insanın bu sertifikayı görmeden satın alma yapmadığını düşünürsek Türkiye hala bu seçiciliğe sahip değil.
Özellikle son günlerde hayvan ve parça et ithali gündeme gelince tüketici ne biliyor/ne bilmiyor dedik bakın sonuçlar ne gösterdi:
%82 ‘Helal Sertifika’dan bihaber

Görüşmecilere, helal gıdanın ne olduğunu bilip bilmediklerini sorduğumuzda, %27’sinin bu konu hakkında herhangi bir fikir beyan etmemesi hala bilgi eksikliği olduğunu gösteriyor.
Bununla birlite %31’lik oran “Alınteri ile kazanç”, %27’si “Dine uygunluk” yanıtını veriyor ki bu da Helal Gıda’yı sadece hellalik kavramına ait bir şey olarak düşündüklerinin ispatı.

Helal Sertifikasını duydunuz mu sorusu sorulan görüşmecilerin %82’si bu soruya “Hayır” yanıtı veriyor. Durum onu gösteriyor ki, yeterince gündemde yer bulamamış bir mesele.

Helal Sertifikasını duyduğunu belirten görüşmecilere bunun ne olduğu sorduğumuzda ise, %28’i “Dine uygun üretim”, %18’i “Sağlık/kalite standardına uygun üretim”, %16’sı “Helal olan ürün”, %8’i “Rahatlıkla yiyebileceği ürün” cevabını veriyor.

Yine aynı şekilde Helal Sertifikasını duyduğunu belirten görüşmecilere daha önce üzerinde helal sertifika ifadesi olan ürünleri alıp almadığını sorduk.
Cevap verenlerin yarısı daha önce böyle bir ürün almadığını da belirtiyor. %11’i birkaç defa satın aldığını, %5’i arasıra satın aldığını belirtirken, sadece helal sertifikaya sahip ürünleri aldığını belirtenlerin oranı %1,9 olarak görülmekte.
%66 “Helal Sertifika satın alma tercihimi etkiler” dedi

Görüşülen bireylere, satın aldıkları ürünün helal sertifikaya sahip olması satın alma tercihini etkileyip etkilemeyeceği sorulduğunda, görüşülen kişilerin %66’sı böyle bir sertifikanın mevcudiyeti satın alma tercihini etkileyeceğini belirtiyor.
Bu da Helal Sertifika’nın doğru bir biçimde tüketiciye anlatılması ve bilgilendirilmesi durumunda bir talebin olacağını göstermekte.

Görüşülen kişilere, satın aldıkları ürünün üzerindeki bilgilere bakarak helal gıda olup olmadığını anlayıp anlayamadıkları sorulduğunda, bireylerin %65’i ürün üzerindeki bilgilerin o ürünün helal gıda olup olmadığı hakkında yeterince bilgi vermediğini belirtiyor.
İthal etin helalliğine güvensizlik %79

Görüşülen kişilere ithal edilen etlere helal gıda yönünden güvenip güvenmedikleri sorulduğunda, her 10 kişiden 8’i ithal etlere helal gıda yönünden güvenmediğini belirtmiştir. Bu da tüketicinin, %79 oranında ithal etleri gıda güvenliği açısından güvenilir bulmadığını gösteriyor.

Araştırmaya katılan bireylerin %35’i ürünün helal gıda olup olmadığını öğrenmek için ürün üzerini incelediğini söylüyor. Daha önceki sormuş olduğumuz bir soruyu hatırlayacak olursak, ürün üzerindeki bilgilerin helal gıda olup olmadığı yönünde bilgi veriyor mu sorusuna katılımcıların %35’i evet yanıtı vermişti.
Salam ve sucuğun helalliğine güvenmiyoruz ama satın alıyoruz

Araştırmaya katılan her 10 kişiden 7’si salam, sucuk, sosis benzeri ürünleri satın aldığını belirtiyor.
Bu sorunun akabinde kişilere bu tarz ürünleri helal gıda yönünden güvenilir bulup bulmadığı sorusuna, “bu tarz bazı ürünlerin güvenilir olduğunu” düşünen kişilerin oranı %55, “hiçbirinin helal gıda yönünden güvenilir olmadığını” belirtenlerin olarnı %37 olarak gerçekleşiyor.
“Bu tarz ürünlerin hepsine helal gıda yönünden güvendiğini” belirtenlerin oranı ise %8 seviyesinde kalmıştır.

“Salam, sucuk, sosis gibi ürünler alır mısınız?” sorusu ile “Bu tarz ürünlere helal gıda yönünden güvenir misiniz?” sorununun çapraz tablosu alındığında ise; salam, sucuk, sosis gibi ürünleri satın aldığını belirtenlerin %68’i bu gruptaki bazı ürünlerin helal gıda yönünden güvenilir olduğunu düşünüyor sonucu çıkıyor.
Salam, sucuk gibi ürünleri satın aldığını belirtenlerin %22’si “Bu tarz ürünlerin hiçbirinin helal gıda yönünden güvenilir olmadığını” belirtmekte.

Salam, sucuk, sosis gibi ürüleri almadığını belirtenlerin ise %71’i bu tarz ürünlerin hiçbirinin helal gıda yönünden güvenilir olmadığını söylüyor.
Kimyevi ürünlerin helal olmasını istiyoruz

Görüşülen kişilerin %79’u “Kozmetik, temizlik, ilaç gibi ürünlerin helal sertifikaya sahip olmasını istermisiniz?” sorusuna “Evet” yanıtı veriyor. Kozmetik, temizlik, ilaç gibi ürünlerde “helal sertifikası yoksa yine de satın alır mısınız?” sorusuna ise görüşmecilerin %62’si “Evet yine de satın alırım” yanıtını veriyor.
Bizim Market ve Çözüm Araştırma şirketi tarafından yapılan bu araştırma; İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Adana, Konya, Antalya, Diyarbakır, Erzurum ve Zonguldak il merkezlerinde yapıldı.

Araştırmada, kantitatif araştırma tekniklerinden CATI tekiniği kullanıldı ve %95 güven aralığında +-3,25 güven aralığında yaklaşık 1000 kişi ile görüşüldü.


Haber7
 

YagmuR

Üye
Katılım
18 Ağu 2006
Mesajlar
2,504
Tepkime puanı
586
Puanları
0
Yaş
35
Konum
¤´ UnuTuLu§taN `¤
Web sitesi
www.gencislam.com
Helal Gıda Nedir?

Bizim Market Dergisi'nden helal araştırması


Bizim Market Dergisi ve Çözüm Araştırma tarafından yapılan, tüketicinin bilinicini görmek ve perakende sektörünün aktörlerine bu görüşleri sunmak üzere 4 aydır yürüttüğü araştırmalara bu ay da bir yenisini ekledi.


Helal Gıda konusu uzun bir süredir gündemde olmakla birlikte tam anlamıyla konuşulmuyor. Bütün dünyada milyonlarca insanın bu sertifikayı görmeden satın alma yapmadığını düşünürsek Türkiye hala bu seçiciliğe sahip değil. Helal Gıda dediğimiz zaman birçok insanın hala tam olarak ne demek olduğunu bilmediğini bu araştırmayla da öğrenmiş bulunuyoruz.

Özellikle son günlerde hayvan ve parça et ithali gündeme gelince tüketici ne biliyor/ne bilmiyor dedik bakın sonuçlar ne gösterdi:


‘HELAL GIDA’YI DOĞRU ANLAMAMIŞIZ


Helal gıda nedir?

Görüşmecilere, helal gıdanın ne olduğunu bilip bilmediklerini sorduğumuzda, %27’sinin bu konu hakkında herhangi bir fikir beyan etmemesi hala bilgi eksikliği olduğunu gösteriyor. Bununla birlite %31’lik oran “Alınteri ile kazanç”, %27’si “Dine uygunluk” yanıtını veriyor ki bu da Helal Gıda’yı sadece hellalik kavramına ait bir şey olarak düşündüklerinin ispatı.

1helal-gida-nedir.jpg


Yüzde 82 ‘HELAL SERTİFİKA’DAN BİHABER

Helal sertifika ifadesini duydunuz mu?


Helal Sertifikasını duydunuz mu sorusu sorulan görüşmecilerin %82’si bu soruya “Hayır” yanıtı veriyor. Durum onu gösteriyor ki, yeterince gündemde yer bulamamış bir mesele. Helal Sertifikasını duyduğunu belirten görüşmecilere bunun ne olduğu sorduğumuzda ise, %28’i “Dine uygun üretim”, %18’i “Sağlık/kalite standardına uygun üretim”, %16’sı “Helal olan ürün”, %8’i “Rahatlıkla yiyebileceği ürün” cevabını veriyor.

Yine aynı şekilde Helal Sertifikasını duyduğunu belirten görüşmecilere daha önce üzerinde helal sertifika ifadesi olan ürünleri alıp almadığını sorduk. Cevap verenlerin yarısı daha önce böyle bir ürün almadığını da belirtiyor. %11’i birkaç defa satın aldığını, %5’i arasıra satın aldığını belirtirken, sadece helal sertifikaya sahip ürünleri aldığını belirtenlerin oranı %1,9 olarak görülmekte.



2-helal-sertifika.jpg


SATIN ALMA TERCİHİMİ ETKİLER


Aldığınız ürünlerin helal sertifikaya sahip olması satın alma tercihinizi etkiler mi?


Görüşülen bireylere, satın aldıkları ürünün helal sertifikaya sahip olması satın alma tercihini etkileyip etkilemeyeceği sorulduğunda, görüşülen kişilerin %66’sı böyle bir sertifikanın mevcudiyeti satın alma tercihini etkileyeceğini belirtiyor. Bu da Helal Sertifika’nın doğru bir biçimde tüketiciye anlatılması ve bilgilendirilmesi durumunda bir talebin olacağını göstermekte.


3-helal-olsun.jpg


Yüzde 65 BİLGİ VAR DİYOR

Aldığınız ürün üzerindeki bilgiler o ürünün helal gıda olup olmadığı konusunda yeterince bilgi veriyor mu?

Görüşülen kişilere, satın aldıkları ürünün üzerindeki bilgilere bakarak helal gıda olup olmadığını anlayıp anlayamadıkları sorulduğunda, bireylerin %65’i ürün üzerindeki bilgilerin o ürünün helal gıda olup olmadığı hakkında yeterince bilgi vermediğini belirtiyor.


4-bilgi-var.jpg


İTHAL ETİN HELALLİĞİNE GÜVENSİZLİK yüzde 79

İthal etlerin helal gıda yönünden güvenilir olduğunu düşünüyor musunuz?


Görüşülen kişilere ithal edilen etlere helal gıda yönünden güvenip güvenmedikleri sorulduğunda, her 10 kişiden 8’i ithal etlere helal gıda yönünden güvenmediğini belirtmiştir. Bu da tüketicinin, %79 oranında ithal etleri gıda güvenliği açısından güvenilir bulmadığını gösteriyor.

5-ithal-et.jpg


Yüzde 35 ALACAĞI ÜRÜN HELAL Mİ DİYE İNCELİYOR

Aldığınız ürünün helal gıda olup olmadığını öğrenmek için ne yaparsınız?


Araştırmaya katılan bireylerin %35’i ürünün helal gıda olup olmadığını öğrenmek için ürün üzerini incelediğini söylüyor. Daha önceki sormuş olduğumuz bir soruyu hatırlayacak olursak, ürün üzerindeki bilgilerin helal gıda olup olmadığı yönünde bilgi veriyor mu sorusuna katılımcıların %35’i evet yanıtı vermişti.

6-helal-mi.jpg


GÜVENMİYORUZ AMA SATIN ALIYORUZ


Salam-sucuk-sosis gibi ürünleri satın alır mısınız?


Araştırmaya katılan her 10 kişiden 7’si salam, sucuk, sosis benzeri ürünleri satın aldığını belirtiyor. Bu sorunun akabinde kişilere bu tarz ürünleri helal gıda yönünden güvenilir bulup bulmadığı sorusuna, “bu tarz bazı ürünlerin güvenilir olduğunu” düşünen kişilerin oranı %55, “hiçbirinin helal gıda yönünden güvenilir olmadığını” belirtenlerin olarnı %37 olarak gerçekleşiyor. “Bu tarz ürünlerin hepsine helal gıda yönünden güvendiğini” belirtenlerin oranı ise %8 seviyesinde kalmıştır.

Salam, sucuk, sosis gibi ürünler alır mısınız?” sorusu ile “Bu tarz ürünlere helal gıda yönünden güvenir misiniz?” sorununun çapraz tablosu alındığında ise; salam, sucuk, sosis gibi ürünleri satın aldığını belirtenlerin %68’i bu gruptaki bazı ürünlerin helal gıda yönünden güvenilir olduğunu düşünüyor sonucu çıkıyor. Salam, sucuk gibi ürünleri satın aldığını belirtenlerin %22’si “Bu tarz ürünlerin hiçbirinin helal gıda yönünden güvenilir olmadığını” belirtmekte.

Salam, sucuk, sosis gibi ürüleri almadığını belirtenlerin ise %71’i bu tarz ürünlerin hiçbirinin helal gıda yönünden güvenilir olmadığını söylüyor.


7-guvenmiyoruz-ama-aliyoruz.jpg


KİMYEVİ ÜRÜNLERİN HELAL OLMASINI İSTİYORUZ

Kozmetik temizlik ilaç gibi ürünlerin helal sertifikaya sahip olmasını ister misiniz?


Görüşülen kişilerin %79’u “Kozmetik, temizlik, ilaç gibi ürünlerin helal sertifikaya sahip olmasını istermisiniz?” sorusuna “Evet” yanıtı veriyor. Kozmetik, temizlik, ilaç gibi ürünlerde “helal sertifikası yoksa yine de satın alır mısınız?” sorusuna ise görüşmecilerin %62’si “Evet yine de satın alırım” yanıtını veriyor.


8-kimyevi-urunler-helal-olsun.jpg


ARAŞTIRMADAN KISA KISA

-Araştırma, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Adana, Konya, Antalya, Diyarbakır, Erzurum ve Zonguldak il merkezlerinde yapıldı.

-Araştırmada, kantitatif araştırma tekniklerinden CATI tekiniği kullanıldı.

-Araştırmada, %95 güven aralığında +-3,25 güven aralığında yaklaşık 1000 kişi ile görüşüldü.

-Her 10 kişiden 3’ü helal gıda hakkında herhangi bir fikre sahip değil. Bununla birlikte helal gıda deyince insanların aklına en çok “Alınteri ile kazanılmış olan” ve “Dine uygun” anlamları gelmekte.

-Görüşmecilerin %82’si “Helal Sertifika” ibaresini duymamış. Bu ibareyi duyduğunu belirten erkek görüşmecilerin oranı, kadın görüşmecilerden daha fazla. Helal Sertifika ibaresini duyanlar ise yoğunluğu ise bu ibarenin “Dine uygun” anlamına geldiğini belirtiyor.

-Helal Sertifika ibaresini duyduğunu belirten görüşmecilerin yarısı daha önce üzerinde Helal Sertifika ibaresi olan bir ürün satın almamış. Bununla birlikte bu ibareyi duyduğunu belirtenlerin %11’i daha önce birkaç defa bu tarz ürünleri satın almış.

-Görüşülen kişilerin %66’sı ürünler üzerindeki helal sertifikası ifadesinin satın alma tercihini etkileyeceğini belirtiyor.

-Görüşülen bireylerin %65’i ürünler üzerindeki bilgilerin o ürünün helal gıda olup olmadığı konusunda yeterince bilgi vermediğini dile getiriyor.

-Her 10 kişiden 8’i ithal etleri helal gıda yönünden güvenilir bulmuyor.

-Görüşmecilerin %35’i satın aldığı bir ürünün helal gıda olup olmadığını öğrenmek için ürün üzerindeki bilgileri okuduğunu belirtti. %28’lik bir oran ise bu konuyu öğrenmek için herhangi bir şey yapmadığını söylüyor.

-Her 10 görüşmeciden 7’si salam, sucuk, sosis gibi ürünleri satın aldığını belirtti. Bu tarz ürünlerin hepsinin helal gıda yönünden güvenilir bulduğunu söyleyenlerin oranı %8 olarak gerçekleşti. Geri kalan kısımdan büyük çoğunluğu bazı ürünlerin bu yönden güvenilir olduğunu belirtirken, diğer kısım ise hiçbirinin güvenilir olmadığını söyledi.

-Salam, sucuk, sosis gibi ürünleri satın aldığını belirtenlerin %22’si bu tarz ürünlerin hiçbirinin helal gıda yönünden güvenilir olmadığını belirtti. Salam, sucuk, sosis gibi ürün satın almayanların %71’i ise bu tarz ürünlerin hiçbirinin helal gıda yönünden güvenilir olmadığını söylüyor.

-Her 10 görüşmeciden 8’i kozmetik, temizlik, ilaç gibi ürünlerin helal sertifikasına sahip olmasını ister misiniz sorusuna “Evet” yanıtı verdi. Bununla birlikte her 10 görüşmeciden 6’sı böyle bir sertifikaya sahip olmasa bile kozmetik, temizlik, ilaç gibi ürünleri satın aldığını söyledi.



Bizim Market Dergisi Aralık 2010 sayısı
 

Alper...

MarmaranınKralı
Katılım
10 Eki 2006
Mesajlar
9,574
Tepkime puanı
452
Puanları
0
Konum
İsLamBol
Web sitesi
cennetsarayi.blogcu.com
Helal gıdada bilinmeyen gerçekler!

Helal gıdada bilinmeyen gerçekler!


'Helel Gıda' pazar hacmi 2 trilyon dolar olarak hesaplanırken, bu ticaretin yüzde 80'nin gayri müslimler tarafından yapıldığı belirlendi.

Dünya Helal Forumu tarafından yapılan en son araştırmaya göre küresel helal gıda piyasasının değeri 2009'da 632 milyar dolara ulaştı. Müslüman olmayan tüketicilerin eklenmesi durumunda bu rakamın daha da yükselmesi bekleniyor.

Helal endüstrisi uzmanları, tüm helal gıdalar ve gıda harici ürün ve hizmetlerden oluşan küresel helal piyasasının hacminin yıllık 1.2 trilyon dolar ile 2 trilyon dolar arasında değiştiğini ifade ediyor.Dünyada helal ürünlere olan talep sadece müslüman tüketicilerden gelmiyor.

Farklı ırk ve dini inanca sahip gayri müslimlerin de helal logosu taşıyan ürünleri tercih ettiği gözönünde bulundurulduğunda helal endüstrisinin çok geniş bir potansiyele sahip olduğu vurgulanıyor.Kaynaklara göre dünyadaki helal ticaretin yüzde 80'i müslüman olmayan ülkeler tarafından gerçekleştiriliyor.

Bu ülkeler helal damgasını kendi ekonomik menfaatleri için kullanarak dünyadaki en büyük helal ürün ihracatçısı haline geldi. Batıda en büyük helal tedarikçileri arasında ABD, Kanada, Brezilya, Yeni Zelanda ve Avustralya, doğuda ise Tayland, Malezya, Filipinler, Endonezya, Singapur ve Hindistan sayılıyor. Helal piyasasının bu derece büyümesinin ardında helal ürünlerin kalite garantisi sunması ve helal damgasının kaliteli ürün ile eşdeğer sayılması görülüyor.

Avrupa'daki helal gıda piyasasının değeri 17 milyar doları Fransa'ya ait olmak üzere 66 milyar doları buluyor. Sadece İngiltere'deki helal et satışı yıllık 600 milyon dolar.Bunun yanısıra ABD'deki müslümanların yıllık helal gıda tüketimi 13 milyar dolar civarında.

Körfez ülkeleri ise yılda 44 milyar dolarlık helal gıda ithal ediyor. Hindistan'daki helal gıda ticareti 21 milyar doları aşarken dünyanın en büyük müslüman ülkesi Endonezya'nın yıllık helal gıda harcaması da 70 milyar doları geçiyor.
 

Meryem

Komplike
Katılım
6 Tem 2006
Mesajlar
15,309
Tepkime puanı
759
Puanları
0
Yaş
37
Konum
İstanbul
Gayri müslimler de artık iyice öğrendi ki, müslümanlar kötü, pis şeyler yemez. Batılıların müslümanları taklit ettikleri yegane sektör helal gıda sektörü sanırım. :)
Bu konunun evrensel boyutlara ulaştığını duymak ümit verici ama inşaAllah suistimale uğramaz.
 
K

Kaçak

Guest
Bu tür haberlere çift taraflı bakmak lazım derim ...
Doğru olabilir ...
Doğruda olmayabilir ...
doğruysa yapacak neyimiz var ?
Helal olmayan gıdalar konusunda bir güvencemiz varmı ?
Onlarda aynı ellerce üretiliyor , farklımı sanki ?
en azından bundan hesaba çekilirsek , çapımca kendimce yapabildigim helal gıda sertifikasına bakmaktı deriz ...
Ama bu konuda acizane tavsiyem , helal veya degil hazır gıda tüketmemek ...
Ve bunu bir kültür haline getirmek , ama elbetteki hazır gıdadan kaçamayacagımız bir dönemdeyiz ...
Azami dikkat gösterir isek , Allah yolumuzu açacaktır derim ...
Ha haberler doğru olmayabilir de dedik ..
Bu ihtimalde küçümsenmeyecek bir ihtimal ..
Cunku helal gıda pazarı , pek çok büyük firmaya balta vuracaktır ...
Ve bu tür haberlerle helal gıda üreticilerinin dibine dinamit koymayı en çok bu firmalar ister ..
Bu konuda izleyecegimiz yol ?
Benim yöntemim , GİMDES yıllardır bu konuya eğiliyor ve sürekli kamuoyunu aydınlatıyor ...
Bir gayret görebiliyorum ...
Eğer yatırımı ticari anlamda düşünmedi ise - bana düşen bu yönde zan etmek- benim için bu konunun otoritesi GİMDES dir ..
Onunda bu konudaki beyanatları gayet olumlu ama ...
Hayırlısı, müslümanın çıkmaza düştügü konulardan biri yani ...
 

|SEÇKiN|

Profesör
Katılım
25 May 2010
Mesajlar
812
Tepkime puanı
133
Puanları
0
Konum
İstanbuL
bu helal gıda sertifikasını veren kim?
hangi kurum, kuruluş ve bunların istihdam ettiği hangi fetva verebilecek çapta alim var?
hangi kıstaslarla kurulmuş vs.
malum dünyada bu tür belgeleri verme konusunda maalesef ki yine yahudi önplandadır hep.
sorular, sorular.... bitip tükenmiyor be mübarek!
öyle bir dünyadayız ki kimin neye, kime güveneceği bilinmez oldu!
daha düne kadar müslümanların istanbuldaki cenaze işlerini yahudiler organize edermiş... de, kimsenin ruhu bile duymamış bunu.
istanbul belediyesi islami hassasiyeti olan kişilerin eline geçip de cenaze işlerini üzerine alıncaya kadar ta ki!
valla hele de bu gıda konusu açılınca... içim bayıyor yav!
ve hemen ferdi tayfurun şarkısını mırıldanmak geliyor içimden:

"Bir başkadır Toroslar'ın yağmuru
Anam evde hazırlamış hamuru
Çok özledim havasını suyunu

Hadi gel köyümüze geri dönelim
Fadime'nin düğününde halay çekelim"
 
Üst