Gezi provokasyonu tutmadı sıra Kobani'de

KAFKAS

Kıdemli Üye
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
6,397
Tepkime puanı
445
Puanları
83
Konum
İstanbul
Bingöl’de yolda yürüyen polislere silahlı saldırıda bulunarak Emniyet Müdür Yardımcısı Atıf Şahin veKomiser Hüseyin Hatipoğlu’nu şehit eden, Emniyet Müdürü Atalay Ürker ve polis memuru Uğur Atlı’yı yaralayan 4 terörist ve 1 kişi ölü olarak ele geçirildi. Edinilen bilgiye göre, Bingöl’ün Yenişehir Mahallesi Hükümet Caddesi üzerinde yaya olarak yürüyen İl Emniyet Müdürü Atalay Ürker ve beraberindekilere araç içerisinden uzun namlulu silahlarla saldıran teröristler, Genç ilçe girişinde pusu kuran polislerle çatışmaya girdi. Genç ilçesi Murat Nehri köprüsü kavşağında pusu kuran polisler, Bingöl’den gelerek Diyarbakıristikametine doğru seyir halinde olan teröristlerle karşılaştı. Eylemi yaptıktan sonra Genç ilçesi üzerinden kırsala kaçmaya çalışan teröristler ile güvenlik kuvvetleri arasında çıkan çatışmada 4 terörist ve teröristlerin aracında bulunan 1 kişi ölü olarak ele geçirildi. Bölgede çatışmanın devam ettiği belirtildi.
İHA
 

KAFKAS

Kıdemli Üye
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
6,397
Tepkime puanı
445
Puanları
83
Konum
İstanbul
BU HABERİN VERİLİŞ ŞEKLİ BİLE SAKAT , KELİME KULLANMA ÖZÜRLÜLER NE DEMEK O YAKA PAÇA GÖZALTINA ALMA,KIRMIZI GÜL MÜ VERECEKLERDİ VEYA TOKALAŞIP HADİ GİDELİM Mİ DİYECEKLERDİ!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
FOTOĞRAFLAR BİLE PROVOKATİF BİR GÖRÜNTÜ GÖSTERMEYİ AMAÇLAR TARZDA !!!!!MAĞDUR KİM!!!!




Atatürk Havalimanı'nda Kobani'ye destek eylemi


09 Eki 2014 21:10 Samanyolu HaberKobani'ye yönelik IŞİD kuşatmasını protesto etmek için Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Gidiş Katı'nda eylem yapmak isteyen "Savaşa Karşı Kadın İnisiyatifi" adlı gruba üye yaklaşık 50 kadın yaka paça gözaltına alındı.

94769720_09_2014.jpg














Kobani'ye yönelik IŞİD kuşatmasını protesto etmek için Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Gidiş Katı'nda eylem yapmak isteyen "Savaşa Karşı Kadın İnisiyatifi" adlı gruba üye yaklaşık 50 kadın yaka paça gözaltına alındı.


Akşam saatlerinde Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Gidiş Katı'na gelerek IŞİD'i protesto etmek için toplanan "Savaşa Karşı Kadın İnisiyatifi" üyesi kadınlar, IŞİD ve hükümet aleyhine slogan atmaya başladı. Polisler hemen gruba müdahale ederek grubu yaka paça dışarıya çıkarmaya başladı.


52089802.jpg









 

cemaliii

Kıdemli Üye
Katılım
24 Ağu 2009
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
982
Puanları
113
gezi eylemleriyle kobani eylemleri arasında hiçbir benzerlik,ortak nokta,paralellik vs yoktur. her iki olayında çıkış nedenleri birbirinden çok farklıdır.destekçileri ve karşı olanlarıda farklılık arzetmektedir.
 

cemaliii

Kıdemli Üye
Katılım
24 Ağu 2009
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
982
Puanları
113
PKK+PARALELCİLER+CHP+GEZİCİLER sandığın acısını yaşıyorlar. Genel seçimde acıdan kahrolacaklar yüzde 55 ile geliyoruz. Boşuna tepiniyorlar MİLLETİN MALINA ZARAR VERİYORLAR.

pkk-bdp ile müzakereleri chp yürütmüyor efendi, akp yürütüyor. başınıza taş yağsa chp veya paralel yapıdan bileceksiniz.
 

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0
Gezi uyduramadık Kobane verelim

Sabah gazetesi yazarı Engin Ardıç bugün “Gezi uyduramadık Kobane verelim” başlıklı yazısında Türkiye’de sahnelenen Kobani bahaneli yeni kaos planının asıl amacını yazdı.
İşte yazısı:

AMAÇ ERDOĞAN’I DEVİRMEK

Amaç Tayyip Erdoğan’ı devirmek.Fakat halkın oyuyla gelmiş ve geleli de daha iki ay olmuş bir cumhurbaşkanını devirmek nasıl mümkündür? Onu tam olarak bilemiyorlar.
Enayice de olsa bir umutları asker… Asker gelecek, Türkiye seksenli doksanlı yıllara dönecek, çatışmalar büyüyecek, akılları sıra bu rezillikten bir Kürt bağımsızlığı çıkaracaklar…
Bu böyle devam edemez” sloganı bu özlemin ifadesi.
Devam edemeyecek olan nedir? Halkın desteğiyle cumhurbaşkanı olmuş bir adamın meşru iktidarı mı, Fransa gibi bir ülkenin bile yüzde 0 büyüme çektiği bir dönemde büyüme oranı yüzde 3′te “kalmış” bir ülkenin ekonomisi mi?
Yok efendim, 17 Aralık darbe girişimini gerçekleştirmiş olan mazlum paralel çeteye (!) reva görülen zulüm…

ENTEL AYAKLANMASI TUTMADI ESKİ USUL KÜRT AYAKLANMASI

Eh, Taksim ayaklanması başarıya ulaşamadıysa, Kadıköy de dahil olmak üzere ayaklanmayı değişik yerlere yayarız…
Entel ayaklanması” tutmadı, “eski usul Kürt ayaklanmasına” çeviririz.
Mesele ağaç da değil Kobane de değil, hâlâ anlamadınız mı?” diye de sorarız Twitter camiasının saftırıklarına.
Domuz gibi biliriz: Çözüm süreci yeni bir anayasaya bağlıdır.
Fakat bu çözümde bağımsızlık olmayacaktır.
O zaman bu sürecin çıkmaza sokulması şarttır(!) Bunun da en kestirme yolu, psikoloji bilimindeki deyimiyle “projeksiyon” yapmak, yani çözümü biz istemediğimiz halde “Tayyip istemiyor” diye suçlamaktır.
HDP gibi ateşle oynayan bir aymazlar mangası da bulmuşken hazır…

HDP’NİNKİ NASIL BİR DÜZENBAZLIK?

HDP hem hükümeti Suriye’ye girmemekle, Kobane’yi “kurtarmamakla” suçlayacak, hem de bunun hukuki altyapısı olan tezkereye mecliste hayır oyu verecek! Bu nasıl bir çelişki, nasıl bir düzenbazlıktır?
Yurtta sulh, cihanda sulh diye atıp tutanlar, sonra dönüp hükümeti Suriye’ye saldırmamakla suçlayacaklar, “cüppeli Kemalist” diye karalayacaklar, bu nasıl bir sahtekârlıktır?
İsterseniz yirmi üç değil üç yüz yirmi üç çocuğu ölüme gönderin, bir yere varamazsınız.

AKILLI KÜRT İSRAİL İSTİHBARATININ ERDOĞAN’I DEVİRMESİNE ÇANAK TUTMAZ

Akıllı Kürt, tek çarenin yeni bir anayasa olduğunu görür ve bilir.
Akıllı Kürt, bunu başarabilecek olan tek gücün AKP olduğunu da görür ve bilir.
Akıllı Kürt, bu süreçte “Tayyip’i” devirmeye çalışmaz, onu destekler.
Akıllı Kürt, gidip de en olmayacak partiyle, CHP’yle işbirliği yapmaz.
Akıllı Kürt, bütün bunlar için de 2015- 2016′ya kadar sabreder.
Akıllı Kürt, İsrail istihbaratının Erdoğan’ı devirmesine çanak tutmaz.

AKILSIZ TÜRK PROFESÖRLER VE AMERİKAN AJANI TÜRK GAZETECİLER

Böylece, akılsız Türk profesörler ve Amerikan ajanı Türk gazeteciler de havalarını alırlar.
Çözüm gene sağlanacaktır ama bu arada, Atatürk’ün deyimiyle “ihtimal bazı kafalar kesilecektir“…
Umarız bu da “mecaz” düzeyinde kalır.
Kötüsü gelirse Boston’da bir ev tutar otururum” derken kendini Silivri’de bulmak da çıkabilir falda…

ARDIÇ’IN YAZISI İÇİN TIKLAYIN

http://www.medyagundem.com/gezi-uyduramadik-kobane-verelim/
 

Verda

Gales
Katılım
9 Nis 2010
Mesajlar
10,917
Tepkime puanı
1,010
Puanları
0
Davutoğlu guzel konuştu..
 

KAFKAS

Kıdemli Üye
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
6,397
Tepkime puanı
445
Puanları
83
Konum
İstanbul
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıklamaları şöyle;

Dün gece Bingöl'de alçakça bir saldırı oldu. İki kahraman görevlimiz şehit oldu. Allah'tan rahmet diliyorum. Gece boyu İçişleri Bakanımız ile bütün detayları takip ettik. Bu olayın failleri bir iki saat içinde cezalandırıldı. Emniyet müdürümüz Atalay beyin sağlık durumu şuan iyi.Eşiyle görüştük, inşallah kısa zamanda sağlığına kavuşur. Bundan sonra ne yapılması gerekiyorsa yapılacak. Bu zor şartlarda görevlerini yerine getiren tüm personele teşekkür ediyorum. Bölge halkı da bu fedakarlığı inanıyorum ki takdir ediyorum.

Kılıçdaroğlu'nu anlamak inanın çok güç. Bir yandan sükunet çağrısı yapıyor bir yandan da hükümetimizi eleştiriyor ve IŞİD'e yardım yaptığımıza yönelik itam da bulunuyor. Bu tek kelime ile sorumsuzluktur. Kobani için tezkere önerisi cidden komik. Ne yani IŞİD başka bir tarafa saldırdığında yeni bir tezkere daha mı çıkartılacak. Kılıçdaroğlu'nun amacı Esed'i korumak. Nedir bu Esed sevgisi. Eğer Kılıçdaroğlu'nun elinde bir bilgi varsa çıksın açıklasın yoksa lütfen sussun.

Kılıçdaroğlu zarar görenlere yardım edilsin diyor ama zaten biz bu yardımları yapıyoruz. Başbakanlık fonundan tüm zarar görenlerin mağduriyeti karşılanıyor. Türkiye gerekeni yapacak kudrettedir. Biz gece boyu çalışmazken Kılıçdaroğlu rüya görüyor.
 

KAFKAS

Kıdemli Üye
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
6,397
Tepkime puanı
445
Puanları
83
Konum
İstanbul
Diyarbakır'da basının karşısına çıkanSelahattin Demirtaş, 30kişinin can verdiği, okulların yakıldığı, marketlerin yağmalandığı olaylara provokatörlerin neden olduğunu açıkladı.

Demirtaş'ın "provokatör" dediği kişilerin ise HDP'nin Twitter hesabında 'Takip Edilenler' listesinde yer aldığı ortaya çıktı. YDG_HKomuta adlı hesapta, "Asayiş güçlerimiz önceliğini misilleme ve pusulama eylemlerine vermelidir. Bu yönden mücadeleye devam edeceğiz" diye çağrı yaptı. Aynı hesaptan, vatandaşlardan silah bağışı bile talep edildi.

O PROVOKATÖRLER HDP'NİN TAKİBİNDE

Dün geceden beri Ulaştırma Bakanlığı'nın girişimi ile bir çok hesabı "buzlanan" YDG-H'nın hesabı Demirtaş'ın Eş Genel Başkanlığını yaptığı HDP'nin resmi hesapları tarafından da takip ediliyor.
SİLAH LAZIM TWİTİ

Demirtaş'ın provokatör dediği kişiler ise PKK'nın sözde gençlik yapılanması YDG-H ismiyle hareket eden örgüt. YDG-H, twitter hesaplarında yaptığı çağrılar ile olayları adeta organize ediyor. Halktan silah toplama çağrılarının bile yapıldığı hesaptan, Hüda Par üyelerinin görüldükleri yerde öldürüleceği de duyuruluyor. (Vatan)

--1085031.Jpeg

--1085032.Jpeg

--1085033.Jpeg
 

Dua Nur

Kıdemli Üye
Katılım
29 Nis 2007
Mesajlar
37,459
Tepkime puanı
247
Puanları
0
Gezi ve 17-25 Aralık operasyonları boşa çıkan karanlık güçlerin elinde tek atımlık IŞİD kurşunu kaldı.

Kobani'yi bahane ederek 5 gündür sokakları ateş çemberine dönüştüren ve şimdiye kadar da 30'un üstünde insanın hayatını kaybetmesine sebep olan sokak eylemlerine değinen Star Gazetesi Yazarı Ekonomist Cemil Ertem yaşanan gerilimin perde arkasını araladı ve çok ilginç bir sonuca vardı...

Bölgesinde güçlenen ve bir çok alanda oyun kuran ülke konumuna dönüşen
Türkiye üzerinde karanlık güçlerin Gezi ve 17-25 Aralık operasyonlarını denendiğini ancak bunların boşa çıkartıldığını ifade eden Ertem, Kobani eylemlerinin perde arkasında İsrail cephesine işaret ederek, kanlı tüfeklerin son bir kurşunu kaldığını bunun da IŞİD olduğunu söyledi.

Cemil Ertem'in konuyla ilgili köşe yazısı şöyle;

Hemen sonuçlardan başlayalım; Kobani’ye IŞİD saldırısı ve Kobani nedeniyle Türkiye’de sokakların ateşe verilmesinin nedeni aynıdır; ama bu nedenin ürettiği bir sonuç daha var şu günlerde; Kıbrıs Rum Kesimi, bir süredir devam eden müzakerelerden çekildi.

Rum Yönetimi’nin müzekereleri askıya alması nedeni de çok şeyi açıklıyor:

“Güney Kıbrıs Rum yönetimi lideri Nikos Anastasiadis, Türkiye'nin doğalgaz araması yapılan bölgeye savaş gemilerini göndermesi nedeniyle müzakere sürecinden çekildiğini açıkladı.”

Türk tarafından gelen açıklama-özetle- ise şöyle;
Rum tarafının, Türk tarafının açıklamalarını ve Türk Deniz Kuvvetleri'ne ait gemilerin 9'uncu parselde yürütülen sondaj çalışmalarını izlemesini bahane ederek gerginlik yaratmaya çalışmasının ve görüşme sürecinin ortadan kalkacağı tehdidinde bulunması doğru değildir” Zaten işin doğrusu yanlışı yok artık; Rum tarafı “yukarıdan” gelen emirle görüşmelerden çekildi.

Şimdi, Türkiye’nin daha Gezi’yi,17 Aralığı ve Gazze’nin de son İsrail katliamını görmediği, ancak Türkiye’de “çözüm süreci”nin başladığı, Azerbaycan’la, Hazar enerji kaynaklarını, TANAP’la Batı’ya götürme projelerinin pişmeye başladığı ve Irak Kürt Bölgesi’ndeki kaynakların ne olacağının dünyada tartışıldığı 2012 yılına geri dönelim; tam 6 Ağustos 2012’ye…
Peres’in Yunanistan ziyareti…

İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres üç günlük Yunanistan ziyaretine başlıyor bu tarihte. Yunanistan bu tarihlerde borç batağı içinde ve çırpınıyor. İsrail’le girilecek bir enerji ilişkisi ve Kıbrıs kozu, Yunanistan için bulunmaz fırsat ve bu fırsatın onları, ABD dolayımıyla AB nezdinde de güçlendireceğini düşünüyorlar. İsrail ise, hem Gazze açıklarındaki kaynakların hem de Kıbrıs kaynaklarının Türkiye olmadan dünyalaşması için herşeyi yapmaya hazır. Şimon Peres onuruna verilen yemekte Yunanistan Başbakanı Papulyas şunları söylüyor: “ Doğu Akdeniz’de çıkarların örtüşmesi, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin de kopmaz bir parçası olduğu, stratejik ilişki yapılandırılmasına olanak tanıyor.

Önemli miktarda doğalgaz yatağı bulunması, İsrail ve Kıbrıs doğalgazlarının Yunanistan üzerinden Avrupa’ya sevkiyatı olanakları bölgemizdeki jeoekonomik ve dolayısıyla jeopolitik çerçeveyi tamamen değiştiriyor.”

Peki sonra ne oluyor; bakın çok ilginç. Peres İsrail’e döndükten sonra, İsrail’in stratejik enerji kararlarını alan ve teknokratlardan oluşan ‘Cemah Komitesi’ aldığı kararla, İsrail münhasır ekonomik bölgesinde olan ancak kıyıya uzakta bulunan doğalgaz yataklarının borularla Güney Kıbrıs’a bağlanmasına onay veriyor. Böylelikle İsrail’in kıyı şeridine uzak olan, “Leviathan” ve “Tamar” parsellerinden çıkarılacak doğalgazın Güney Kıbrıs’a getirilmesinin önü açılıyor.

Bu karardan sonra Rum Sanayi Ticaret ve Turizm Bakanı Neoklis Silikiotis konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Güney Kıbrıs’ın sözde münhasır ekonomik bölgesinde başlaması planlanan yeni doğalgaz arama çalışmalarına başvuracak şirketlerle 2013 yılında imzalanacak sözleşmelerden 300 milyon euro gelir beklediklerini söylüyor.

Bazı ‘ufak’ sorunlar…
Ama tabii bunun gerçekleşmesi için bazı ‘ufak’(!) sorunlar var; Türkiye, tam o tarihlerde, Erdoğan’la tarihindeki en güçlü istikarı ve demokratik siyasi iradeyi çözüm süreci katkısı ile de yakalamak üzere, Türkiye, ekonomik olarak güçlenirken Kafkasya enerji kaynaklarına (Azerbaycan, Türkmenistan) ulaşıyor ve çok önemli anlaşmalar yapıyor. Ancak daha da önemlisi Türkiye’nin çözüm süreci katkısı ile de Irak coğrafyasında artan ekonomik ve siyasi etkinliği… Kürtler tarihsel bir tercih yapıyorlar ve kendi kaynaklarına, zenginliklerine Türkiye ile birlikte sahip çıkıyorlar. Tam burada ilginç şeyler olmaya başlıyor; Erdoğan’a rağmen ekonomide Türkiye ‘U’ dönüşü yapıyor; Türkiye, 2012’de frene basıyor. (Otobanda 180 ile giden otomobilin frenine basmak gibi) Takla atmıyoruz ama KOBİ’ler-özellikle Anadolu’da bulunanlar- küçük bir kriz yaşıyor. Ama, 2013 başında Erdoğan müdahale ediyor ve araba tekrar yola giriyor.

Türkiye’nin Güney Gaz Koridoru’nu (GGK)devreye sokacak olması ve buna bağlı olarak Enerji Borsası’nı kurması, üstelik de İstanbul’un İslami fonları çekecek ve Londra, Frankfurt’un yerini alacak yeni bir küresel finans başkenti olma ihtimali bütün dengeleri değiştirecek bir gelişme olarak tespit ediliyor küresel finans oligarşisinin en tepesinde, tam da 2013 yılında… Türkiye, GGK’nu ve Kürt kaynaklarını devreye sokarsa İsrail ve Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Türkiye ile anlaşmaktan başka çareleri yok. Zeten “özürle” işe başlıyorlar. Ama bir yandan da başka ‘uğursuz’ bir seçeneği de örüyorlar

Nitekim Haziran’da Gezi geliyor, sonra 17 Aralık… Sonra da İsrail Gazze’ye saldırıyor; yok etmek ve Doğu Akdeniz’e Kıbrıs Rum Yönetimi ile birlikte tamamen hakim olmak için. Ama her şeye rağmen Türkiye’de yerel seçimler aşılıyor; TANAP imzaları atılıyor, Erdoğan’da Cumhurbaşkanı oluyor, üstelik bütün bu denklemi çok iyi bilen ve Erdoğan’ı her bakımdan tamamlayacak Davutoğlu’da Başbakan oluyor.

Hedef Türkiye ve çözüm süreci, son kurşun IŞİD
Tabii bu arada Türkiye’nin elini güçlendirecek Rusya’nın Kırım’ı ilhaki devreye giriyor. Avrupa ve ABD, AB’nin 2030’da enerji açısından Rusya’ya yüzde seksen bağımlı olmasını bu şartlar da kabul edilmez buluyorlar ve Türkiye’nin denetimindeki Güney Gaz Projesi ayrıca Kürt kaynaklarını Türkiye’nin dünyalaştırması –mecburen- kabul görüyor. İsrail, hem Gazze’de ummadığı bir direnişle karşılaştığı için hem de Güney Enerji hattı Türkiye’ye teslim edileceği için fazla ısrar etmiyor ve istemediği ateşkesi kabul ediyor. Almanya-Frankfurt- merkezli gerici Avrupa finans oligarşisi, İsrail ve ABD’deki Cheney gibilerin yönettiği silah, kirli finans ve bunlara bağlı 20. yüzyıldan kalma demir-çelik (inşaat, otomotiv) gibi sektörleri temsil eden askeri-sinai yapı, tam da Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçildiği tarihte yenilgiye uğramış gözüküyordu.

Ama son bir kurşunları kalmıştı kanlı tüfeklerinde: IŞİD… IŞİD, bu yapının son kurşunudur, hedefi İsrail’in hedefi ile aynıdır. 17 Aralık’la aynıdır. Çözüm süreci ve Ortadoğu halklarının kaynakları, Türkiye hedeftir. Kıbrıs Rum Yönetimi neden çekilmiş müzakerelerden; anladınız mı dertlerini, IŞİD, onlara ve İsrail’e yeni bir fırsat verdi çünkü…

http://www.haber7.com/guncel/haber/1209150-karanlik-guclerin-son-kursunu-isid
 

KAFKAS

Kıdemli Üye
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
6,397
Tepkime puanı
445
Puanları
83
Konum
İstanbul
ABD medya kuruluşlarının ipiyle pazara çıkan ,onların ağzıyla Türkiye yi eleştiren,haberlerini kendi medya kuruluşları vasıtasıyla manşetleştirenlere,Türkiye ye demokrasi dersi verenlere,iktidarı ışidleştirenlere!!!!!!!!!


CNN International kanalında IŞİD'in bölgedeki katliamlarının ve ilerleyişinin anlatıldığı haberde kullanılan haritada Türkiye'nin doğu ve güney doğu bölgelerinin de sözde Kürdistan sınırları içinde gösterilmesi kanala karşı tepkileri artırdı.
Buna tepki gösteren ABD'deki Türk toplumu, bazı sivil toplum kuruluşlarının öncülüğünde CNN'e harita ve yayın politikasından duyulan hayal kırıklıklarını ve tepkilerini göstermek için mektup ve elektronik posta yollama kampanyası başlattı.
Sivil toplum kuruluşları ve Türkler tarafından kanal yöneticilerine gönderilen bazı mektuplarda Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırlarının 1923 yılında Lozan Anlaşmasıyla belirlendiği belirtilerek, bu sınırların bir bölümünü sözde Kürdistan olarak göstermenin bölgedeki sınırları bilmemekle açıklanamayacağı ve bu durumun hem ABD hem de AB tarafından terörist örgüt olarak kabul edilen PKK'ya hizmet edeceği uyarısı yer aldı.
Öte yandan IŞİD'in Kobani'de ilerlemesinin ardından ABD medyasında yoğun bir şekilde, Türkiye'nin bir an önce Kobani'ye müdahale etmesi gerektiği ve eylemsizliğin ABD yönetimi tarafından hoş karşılanmadığına yönelik haber ve yorumlar yer alıyor.
ABD yönetiminin benzer açıklamaları da Türkiye'nin IŞİD'e karşı kara harekatına sürüklenmek istendiği yorumlarına neden oldu.
 

KAFKAS

Kıdemli Üye
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
6,397
Tepkime puanı
445
Puanları
83
Konum
İstanbul
ALİ KARAHASANOĞLU



Cengiz Çandar
’ı bilirsiniz..

TESEV için hazırlanan raporda, “PKK olgusunu terörizm, PKK’nın kendisini ‘terör örgütü’ ve mensuplarını ‘teröristler’ olarak tanımlamak yerine, durumu bir ‘Kürt isyanı’ olarak tanımlamak gerekiyor. Hükümetin PKK’yı bir Kürt isyanı olarak değerlendirmesi, çözüm için ilk ve en önemli adımdır” ifadeleri ile, dağdaki teröristin medyadaki uzantısı olduğunu ispatlamıştı.
Dolayısı ile, kendisinin benim nazarımda hiçbir kıymeti harbiyesi yok..
Ama, PKK için “terörist örgüt değildir” diyen bu ahlâksız adama, cemaat yayın organlarının gösterdiği ilgi, verdiği destek dikkat çekici.
Cemaatin gayri resmi yayın organı Taraf gazetesi, o adamla röportaj yapmış..
“Kobani düşerse, Kürt isyanı bitmemiş olur” demiş!.
Bunu, 22 insanın ölümünden sonra söylemiş..
Dikkat buyrun..
Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışındaki bir olay üzerinden, Türkiye Cumhuriyeti içinde terörist eylemlerin organize edilmesine.. (Allah korusun) Karakolların baskına uğraması, askerlerimizin şehid edilmesine gerekçe oluşturuyor, o kafa..
Ve o kafanın bu ahlâksız ifadeleri, ateist gazete tarafından tam sayfa yayınlanıyor..
Haydi, cemaatin gayrı resmi yayın organını da bir kenara bırakalım..
Ya cemaatin resmi yayın organı ne yapıyor?
Zaman gazetesi, röportajdaki ifadeleri çok beğenmiş olmalı ki, aynı gün internet sitesine alıyor.
Büyük ihtimalle, bugün de gazete sayfalarına koyarlar..

İyi de, bu arkadaşlar değil miydi, 30 Mart seçimleri öncesinde, “Bölündük, PKK’lılara büyük tavizler verildi.. Güneydoğu’da özerklik ilan edildi.. Yandık bittik mahvolduk” diyenler..
Bunlardı..
Sadece 30 Mart seçimleri öncesinde değil..
“Hocaefendi’nin bir gülümsemesine tüm servetimi veririm” diyen altın patronu İpek’in Bugün gazetesi de dünkü nüshasında, Kobani gerekçe gösterilerek 22 kişinin (dün itibari ile 26’ya çıktı) ölümüne sebeb olan olaylardaki kışkırtıcıların KCK’lılar olduğunu yazıyordu..
Şimdi buyrun, cemaati temsil eden bu medya organlarına bakarak, cemaatin Allah rızası için çalışan bir grup olduğuna inanın..
İnanabilirseniz.
Bir yandan teröristleri masum gösteriyorlar..
Kışkırtıyorlar. Teröre, Kürt isyanı diyorlar.
Bir yandan, sokaktaki terörist eylemlerin, KCK’lılar tarafından organize edildiğini, KCK’lıların da hükümet tarafından serbest bırakıldıklarını söylüyorlar..

Cemaatin diğer yayın organı Samanyolu ise tam bir yüzkarası..
Taraf’daki röportajı bıraktık.. PKK’ya “terörist örgüt” diyemeyen Cengiz Çandar’ın dünkü Radikal’de çıkan yazısını haberleştirmişler..
“Çandar eğip bükmeden açık açık söyledi” diye de başlık atmışlar..
Neyi söylemiş, eğip bükmeden Cengiz Çandar?
“IŞİD ile PKK arasında hiçbir fark olmadığını bir kez daha kuvvetle vurguladığı sıralarda, Türkiye’nin Kürtleri ülkenin birçok yerinde ayağa kalktılar.”
Adamın bakış açısı bu..
Cumhurbaşkanı, “IŞİD ile PKK terörist örgüt olma noktasında, aynıdır” dediği sıralarda..
“Kürtler ayağa kalkmışlar..”
Ayağa kalkıp ne yapmışlar?
22 kişiyi öldürmüşler..
Çandar 22 kişinin öldüğü olayları, Kürtlerin ayağa kalkması olarak gösterdiğine göre, kimse kusura bakmasın, isterse buyursun dava açsın, 22 kişinin ölümünden sorumlu olanlardan birisi de, Cengiz Çandar’dır.
Sadece 22 kişinin değil..
O sözlerden sonra ölecek insanların da sorumlularından birisidir bu kişi..
Çünkü, Kürt vatandaşlarımıza, “Sokağa çıkın” çağrısıdır bu..
Sadece Çandar mı sorumlu?
Onun bu yazısını, “eğip bükmeden, açık açık yazdı” diye başlık atıp destekleyerek verenler de, o ölen insanların katilleri arasındadırlar.
Aynı Çandar, Samanyolu’nun “eğip bükmeden” diye tanıttığı yazısında diyor ki: “Kürt kitlelerini sokağa dökme başarısını başarır başarmaz...”
Denilmek istenen şu: 22 kişinin ölümü ile sonuçlanan olaylar, aslında haklı olaylar!.
Sorumlusu sokağa dökülenler değil. Sokakta tabanca ile insan öldürenler sorumlu değil.. Sorumlusu, Cumhurbaşkanı’nın “Kobani düştü düşecek” sözleri...
Dolayısı ile, Cumhurbaşkanı “Kobani düştü düşecek” deyince.
Kürtlerin de, evinde sakladığı ruhsatsız tabancasını alıp, sokağa çıkıp, gördüğü sakallıları öldürme hakkı doğuyormuş!.
Bunu diyor Cengiz Çandar..
Tekrar hatırlatayım. Onun demesi önemli değil. Zaman’ın, Samanyolu’nun tavrı önemli..
Teheccüde kalkanların tavrı önemli..
Mavi Marmara’ya “9 insanımız öldü, otoriteden izin alınmalı idi” diyerek karşı çıkanların, 22 kişinin ölümüne onay vermeleri önemli..
Samanyolu’nun büyük bir beğeni ile takdim ettiği yazıda şu ifadeler de var: “Kobani’dekilerin katliam tehdidi altında bulunmalarını, Türkiye’nin Kürtleri kendi gelecekleri açısından tehdit olarak hissediyorlar. Kobani’dekilerin direnişini, kendi başkaldırıları ve başarıları olarak sahiplenip,“özgüven aşısı” ile ayağa kalkıyorlar.
Terminolojiyi görüyorsunuz değil mi..
Bu cemaat, 160 ülkede Türk okulu açıp, Türkçeyi oralarda öğreteceğine, şu Cengiz Çandar’ı halka “eğip bükmeden yazdı” diye tanıtmasaydı, yine büyük iş yapmış olurdu..
Eyyy alnı secdeli kardeşler..
160 ülkedeki okullarınızı kapatın.. Türkçe derslerine son verin..
Van’daki Bediüzzaman Külliyesi inşaatını da, Çandar’ın “Kürt isyancıları” yakmış..
160 ülkede olsanız ne olur, olmasanız ne olur? Türkiye’de Bediüzzaman’ın külliyesini yakanları masum gösterenlere, siz destek çıktıktan sonra!
 

KAFKAS

Kıdemli Üye
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
6,397
Tepkime puanı
445
Puanları
83
Konum
İstanbul
ALİ KARAHASANOĞLU


Hocası son sohbetinde diyor ki:
“İttihatçıların koskocaman bir Devlet-i Aliye’yi, hislerine mağlub olarak, bir maceraya kurban ettikleri gibi, şurada burada savaşa girmek suretiyle bu millete bir kere daha birinci cihan harbi yaşatmasınlar. Onlar Osmanlı’yı bitirdiler, devletler muvazenesinde muazzam bir devleti, dümende oturan bir devleti bitirdiler.”
Türk hükümetine söylüyor bunu..
Türkiye’nin; Ortadoğu’daki savaşa çekilerek, güçsüzleşmesini isteyen ABD’li kan emicilere dikkat edilmesi için söyleniyor, bu sözler..
Hocası bunları söylerken..
Dış devletlerin boyunduruğuna girmenin, çok büyük felaketlere sebebiyet vereceği ihtarında bulunurken..
Talebesi Ali Aslan Zaman’da yazıyor:
“ABD’yi atlatmak kolay mı?”
Dersiniz ki, dolaylı falan değil.. Direkt ABD’den alıyor maaşı..
Onun için de, “ABD’yi atlatmak kolay mı?” diye başlık atıyor, yazısına..
O Hoca’nın bir başka talebesi Ali Ünal, tezkerenin geçtiğinden bile habersiz olmalı ki, “Erdoğan,‘IŞİD’i görüyorsunuz da PKK’yı niye görmüyorsunuz?’ diye gürlediğinde NATO, ‘Haydi müttefikler olarak PKK üzerine de gidelim!’ deyiverseydi Erdoğan buna evet diyebilir miydi?”diye yazıyor.
Yani PKK’yı koruyan kollayan, ona silah veren NATO üyesi ülkeler değil de..
Türkiye, kimseden yardım almayan PKK ile bire bir mücadele ediyormuş da.. Türkiye buna rağmen PKK ile savaşmadan, sorunları çözme girişiminde bulunuyormuş gibi, hava estiriyor.. 15 yıldır ABD’de oturan, ülkesini unutan Hoca’nın, NATO’cu talebesi....

ABD Başkan Yardımcısı Biden, bir konuşması sırasında, Tayyip Erdoğan’ın kendisine “Siz haklıydınız” dediğini, “tezkereyi önceden haber verdiği”ni söylüyor.. Türkiye’nin, IŞİD’e silah yardımı yaptığını iddia ediyor.
Zaman gazetesi, Samanyolu televizyonu ve cemaatin diğer kalemşörleri sanki Haçlı ordusuna karşı büyük bir başarı kazanmışlar gibi, Biden’ın sözlerini sevinçle haberleştiriyorlar.
“Biden’dan şok açıklamalar” diyerek, sanki o açıklamalar doğruymuş gibi haber yapıyorlar..
İçlerinden, “MİT TIR’larında silah var algısını boşuna oluşturmadık. Dışişleri dinlemelerini tüm dünyaya boşuna servis etmedik” diyor ve ellerini ovuşturuyorlar..
Tayyip Erdoğan “O sözler doğru ise, benim için Biden tarih olmuştur” diyor, restini çekiyor..
Paralelin adamları hemen karşı saldırıya geçiyorlar: “Kasımpaşalılık yapıyor yine!”
“Dünyanın 160 ülkesinde Türkiye’yi tanıtıyoruz” diyen cemaatçiler, tercihlerini ABD’li Biden’dan yana koyuyorlar..
Türkiye Cumhurbaşkanı yerine, ABD Başkan Yardımcısı’nın yanında saf tutuyorlar..
Ardından, Biden’ın Tayyip Erdoğan’dan özür dilediği haberi geliyor.
CIA’in Türkiye’ye gelmesine izin vermediği Hoca’nın talebeleri, hemen bu özürü de yalanlıyorlar.
Kendilerine yakın internet sitelerinde, gazetelerde “Hayır, Biden özür dilemedi..” haberleri yaptırıyorlar.
Bir günlüğüne de olsa, Türkiye Cumhurbaşkanı’nı “ezik bir kişi” gibi göstermiş olmaktan gurur duyuyorlar!
ABD’li hokkabazın, Türkiye Cumhurbaşkanı’ndan özür dilemesinden rahatsız oluyorlar..
Ertesi günü gerçek ortaya çıkıyor.
Biden’ın özür dilediği doğru imiş!
Hatta Biden’ın özrü de yetmemiş, Beyaz Saray da “özür dilendiği”ni, bir açıklama ile teyit etmiş..
Beyaz Saray’ın bu açıklaması da, paralelcilerin “Özür dilemedi” palavralarına karşılık olsa gerek..
Böylesi bir rezaletin ortasında, paralelcilerin birazcık düşünüp, “Bizim yaptığımız vatan hainliğidir” demeleri gerekmez mi?
Gerekir..
De..
Diyemiyorlar işte!

Daha bayramın birinci günü, Türkiye’nin 1. Dünya Savaşı’na sokularak bir avuç toprağa sahip ülke haline getirildiğini hatırlatan Hoca’nın talebeleri, kendi ülkelerinin Cumhurbaşkanı’na karşı yaptıkları bu fitneciliklerden birazcık utanıp, köşelerine çekilip “Biz ne haltlar karıştırıyoruz”diyeceklerine..
Tekrar farklı bir sahnede rol alıyorlar:
30 Mart’tan sonra Amerika’ya kaçan Adem Yavuz Arslan hemen döktürüyor: “Biden’in özür dilemesinin arka planı”
Neymiş, “arka plan”?
Amerika’ya kaçmakla, kurtulacağını sanan altıncının yamağı şöyle yazıyor:
“Türkiye ‘taşeron ordu’ olmayı kabul edecek mi?.. Biden evvel Türkiye’yi suçlayıcı ifadeler kullandı. Fakat Türkiye’den sert reaksion görünce de hem kendisi hem de Beyaz Saray özür dileyerek Başkent Ankara’nın gönlünü aldı.”
Yapın şimdi yorumunuzu..
Elinizi vicdanınıza koyup söyleyin..
Bu paralel ekipte, bir miligram şeref, haysiyet, onur, devlet ve millet sevgisi var mı?
ABD’li adam Türkiye’ye posta koyar..
Ayakta alkışlarlar..
“ABD’yi atlatmak öyle kolay mı?” diye ABD tarafına yalakalık yaparlar..
Türk Cumhurbaşkanı resti çeker..
“Kasımpaşalılık geçmez” diye, yine ABD’den yana tavır alırlar..
Kasımpaşalının restini ABD’li Başkan Yardımcısı görür, özür diler..
Önce “Yalan, özür dilemedi” derler.
Beyaz Saray da özre eklenince..
“Özrün arka planı” diyerek, Türk ordusunu üç tane gavurun taşeronu gibi göstermeye kalkışırlar..
Tuu sizin suratınıza, ahlaksız herifler!
 

KAFKAS

Kıdemli Üye
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
6,397
Tepkime puanı
445
Puanları
83
Konum
İstanbul
Gezi provokatörleri yeniden sahnede




AMAÇ ERDOĞAN'I DEVİRMEK

Amaç Tayyip Erdoğan'ı devirmek.Fakat halkın oyuyla gelmiş ve geleli de daha iki ay olmuş bir cumhurbaşkanını devirmek nasıl mümkündür? Onu tam olarak bilemiyorlar.
Enayice de olsa bir umutları asker… Asker gelecek, Türkiye seksenli doksanlı yıllara dönecek, çatışmalar büyüyecek, akılları sıra bu rezillikten bir Kürt bağımsızlığı çıkaracaklar…
"Bu böyle devam edemez" sloganı bu özlemin ifadesi.
Devam edemeyecek olan nedir? Halkın desteğiyle cumhurbaşkanı olmuş bir adamın meşru iktidarı mı, Fransa gibi bir ülkenin bile yüzde 0 büyüme çektiği bir dönemde büyüme oranı yüzde 3′te "kalmış" bir ülkenin ekonomisi mi?
Yok efendim, 17 Aralık darbe girişimini gerçekleştirmiş olan mazlum paralel çeteye (!) reva görülen zulüm…

ENTEL AYAKLANMASI TUTMADI ESKİ USUL KÜRT AYAKLANMASI


Eh, Taksim ayaklanması başarıya ulaşamadıysa, Kadıköy de dahil olmak üzere ayaklanmayı değişik yerlere yayarız…
"Entel ayaklanması" tutmadı, "eski usul Kürt ayaklanmasına" çeviririz.
"Mesele ağaç da değil Kobane de değil, hâlâ anlamadınız mı?" diye de sorarız Twitter camiasının saftırıklarına.
Domuz gibi biliriz: Çözüm süreci yeni bir anayasaya bağlıdır.
Fakat bu çözümde bağımsızlık olmayacaktır.
O zaman bu sürecin çıkmaza sokulması şarttır(!) Bunun da en kestirme yolu, psikoloji bilimindeki deyimiyle "projeksiyon" yapmak, yani çözümü biz istemediğimiz halde "Tayyip istemiyor" diye suçlamaktır.
HDP gibi ateşle oynayan bir aymazlar mangası da bulmuşken hazır…

HDP'NİNKİ NASIL BİR DÜZENBAZLIK?


HDP hem hükümeti Suriye'ye girmemekle, Kobane'yi "kurtarmamakla" suçlayacak, hem de bunun hukuki altyapısı olan tezkereye mecliste hayır oyu verecek! Bu nasıl bir çelişki, nasıl bir düzenbazlıktır?
Yurtta sulh, cihanda sulh diye atıp tutanlar, sonra dönüp hükümeti Suriye'ye saldırmamakla suçlayacaklar, "cüppeli Kemalist" diye karalayacaklar, bu nasıl bir sahtekârlıktır?
İsterseniz yirmi üç değil üç yüz yirmi üç çocuğu ölüme gönderin, bir yere varamazsınız.

AKILLI KÜRT İSRAİL İSTİHBARATININ ERDOĞAN'I DEVİRMESİNE ÇANAK TUTMAZ

Akıllı Kürt, tek çarenin yeni bir anayasa olduğunu görür ve bilir.
Akıllı Kürt, bunu başarabilecek olan tek gücün AKP olduğunu da görür ve bilir.
Akıllı Kürt, bu süreçte "Tayyip'i" devirmeye çalışmaz, onu destekler.
Akıllı Kürt, gidip de en olmayacak partiyle, CHP'yle işbirliği yapmaz.
Akıllı Kürt, bütün bunlar için de 2015- 2016′ya kadar sabreder.
Akıllı Kürt, İsrail istihbaratının Erdoğan'ı devirmesine çanak tutmaz.

AKILSIZ TÜRK PROFESÖRLER VE AMERİKAN AJANI TÜRK GAZETECİLER


Böylece, akılsız Türk profesörler ve Amerikan ajanı Türk gazeteciler de havalarını alırlar.
Çözüm gene sağlanacaktır ama bu arada, Atatürk'ün deyimiyle "ihtimal bazı kafalar kesilecektir"…
Umarız bu da "mecaz" düzeyinde kalır.
"Kötüsü gelirse Boston'da bir ev tutar otururum" derken kendini Silivri'de bulmak da çıkabilir falda…



Engin Ardıç
 

KAFKAS

Kıdemli Üye
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
6,397
Tepkime puanı
445
Puanları
83
Konum
İstanbul
provakosyonda sınır tanımayan ismi lazım olmayan medya




1334394_YURT.jpg
 

KAFKAS

Kıdemli Üye
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
6,397
Tepkime puanı
445
Puanları
83
Konum
İstanbul
74129839_10102014.jpg




birgün ayman güler in deniz kabuğu benzetmesine aylar geçsede cevap veremeyen ancak o partinin genel müdürünün açıklamalarını sür manşetlere çeken ismi lazım olmayan medya,ne de olsa hükümete yükleniyor ,
 

KAFKAS

Kıdemli Üye
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
6,397
Tepkime puanı
445
Puanları
83
Konum
İstanbul
İRAN:Esed'den vazgeçmeyiz!ABD:Hedefimiz Esed değil!CHP:Esed'e Dokunmayın!DAVUTOĞLU:Esed de IŞİD de katildir! Bitirilmelidir!

 
Üst