Gerçek Hayat Dergisi

BU ÇOCUKLAR BAYRAMLIK DEĞİL / Merve Akbaş
Burada işler böyle yürür. 23 Nisan gelmeden hazırlıklar başlar. Okulları süsler, çocuklara tatil veririz. Şiirler okuturuz onlara, stadlarda perişan etmeyi de biliriz. Güneş veya yağmur altında hastalıktan kırılana dek bekletiriz gerekirse. Güzel oynayıp, gülsünler diye bir şaplak yapıştırırız aksi durumlarda


MES QUE UN CLUB; VE KARŞINIZDA LIONELL MESSI / Murat K.
Barselona şuan dünyanın en iyi takımı. Şahane oynuyorlar. Hızlı pasların, saniyelik üçgenlerin, seri verkaçların yapıldığı; açılıp kapanan, ortaya gelip geriye çekilen koordineli, yumuşak vücut hareketleri ile bir halk oyunu ekibi gibi; çalanın, söyleyenin, izleyenin en çok da oynayanın zevk aldığı kocaman bir festival ekibi. Kimi zaman bir büyüye benziyor oynadıkları oyun. Sadece çıplak gözle değil ekranda izleyenlerin de hipnotize olduğu bu oyunun kahramanlarının çoğu alt yapıdan geliyor. Ama bir tanesi var ki o kahramandan da öte başlı başına bir futbol dehası; Lionel Messi.


AFRİKADA NE ARIYORUZ? / Zübeyir Koçulu
Son yıllarda Afrika’ya Başbakan ve Cumhurbaşkanı düzeyinde yapılan ziyaretler, imzalanan iş anlaşmaları, ticari projelerin hayata geçirilmesi, kalıcı ve pratik bir ekonomik ilişki ağı kurma çabası Türkiye’nin Afrika politikasında devrim yaptığının açık bir göstergesi. Peki, Türkiye Afrika’da ne arıyor?


NEPAL MÜSLÜMANLARI / Adem Özköse
Nepal denince insanların aklına esrarlı, büyülü doğu dinleri gelse de Nepal’de ciddi sayıda Müslüman nüfusu var. Bugün nüfusları bir milyonu aşan ve daha çok ülkenin güney sınır boylarında yaşayan Nepalli Müslümanlar; Hindu ve Budistlere karşı İslam kültürünü korumak için büyük bir mücadele veriyor.


BİR HEVES
BİR HASAN NAİL CANAT / Suavi Kemal
“Hasan Nail Canat, en başından beri neyi, niçin ve nasıl yapacağını bilen bir sanatçıydı. Hayatı boyunca hiç bocalamadı, eğilmedi, bükülmedi. Sıkıntı çekti, zorlandı, fakat pişman olacağı hiçbir şey yapmadı. Herkes için örnek bir gönül insanı oldu. Hesap gününü hiç aklından çıkarmadı.


SEMİH KAPLANOĞLU: SURET YASAĞINI DÜŞÜNMEDEN KAMERAYI İNSANIN SURATINA TUTAMAZSINIZ / Gülcan Tezcan – Hacer Betül Yıldırım
‘Bal’ı her seyreden övgü dolu cümleler kuruyor. Haksız da değiller. Filmin başarısı en çok da Semih Kaplanoğlu’nun halisane bir dille film yapmasından kaynaklanıyor. Çok küçük ama aslında çok büyük bir hikaye anlatmayı başarıyor. Film üzerine uzun uzun konuştuktan sonra ‘Aranan kan bulundu’ hissiyle ayrıldık Kaplanoğlu’nun yanından. Sinemamızda uzun yıllar eksikliği hissedilen bakış açısı Kaplanoğlu’nun ‘manevi gerçekçilik’ şeklinde adlandırdığı sinema diliyle vücud buluyor. “Sadece Allah rızası için film yapıyorum” diyebilen usta yönetmenle Bal’ı, sinemasını, şiiri ve taşrayı konuştuk.

Fethullah Gülen’den Cemaat Açılımı / Haber Merkezi
Pek ortaya dökülmese de, Türkiye’deki cemaatlerin birbirlerine karşı mesafeli oldukları, yer yer birbirlerini eleştirmekten çekinmedikleri bilinir. Her cemaat varlığını biraz da öteki cemaatlerle arasına koyduğu sınırla tefrik ediyor doğal olarak. Fethullah Gülen’in Nisan ayının başında bir sohbet çerçevesinde çevresindekilere söylediği sözler, cemaatler arasındaki bu mesafeli yaklaşımlar göz önüne alındığında önem arz ediyor. Bu sohbetin Zaman Gazetesi tarafından yayınlanmış olması da, meselenin başka bir cephesi! Gülen’in sözlerinden hem cemaatinin, hem farklı cemaatlerden olanların, hem de Türkiye kamuoyunun haberdar olması isteniyor belli ki. Gülen, çevresine özetle şunu söylüyor: Siz, sizin dışınızdaki cemaatleri, müspet bir davası olan fikri hareketleri ve bu hareketlerin önderlerini görmezden gelemezsiniz. Dahası, çemberinizin dışındaki cemaatlerin büyüklerine hürmet göstermeli, adlarını anarken “hazretleri” diye başlamalısınız…


Tahsin Ertuğruloğlu:
Eroğlu, Kıbrıs sorununu yıllarca Denktaş’a havale etti / M. Zübeyir Koçulu
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 18 Nisan’da yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini yüzde 50 oy alan Derviş Eroğlu kazandı. Eroğlu bu sonuçla Denktaş ve Talat’tan sonra KKTC’nin 3. Cumhurbaşkanı seçilmiş oldu. Daha önce, uzun yıllar Başbakanlık yapan Derviş Eroğlu’nun seçimleri kazanması ‘Kıbrıs’ta statükoya geri mi dönülüyor’ kuşkusunu doğurdu. Kuşkunun sebebi yalnızca AK Parti’nin Kıbrıs politikasına paralel düşünen Talat’ın seçimleri kaybetmiş olmasının değil, yeni cumhurbaşkanın da açılıma mesafeli bir kişiliğe sahip olmasıydı. Kıbrıs seçimlerinin etrafında oluşan soruları Kıbrıslı bir politikacı olan Tahsin Ertuğruloğlu’yla konuştuk…
Converse Gençliği İş Başında! / Merve Akbaş
Gençlik, ‘takılmak’tır. Bir müzik türü, bir ideoloji, bir futbol takımı ya da bir oyunun müptelası olmaktır. Arzuların, hayallerin, sorunların üstüne gitmektir. Yüzyıllar değişse de gençliğin derdi hiç değişmez. Hafif yön değişikliklerini saymazsak tabii ki. Mesela 2000’lerin Converse gençliği gibi. Onlar kim, ya da ne mi yapıyorlar? Hayallerini o ayakkabının içinde kuruyorlar sadece. Onunla yatıp, kalkıyorlar. O ayakkabıyı giyerken isyan ediyorlar, spor yapıyorlar, alışveriş merkezlerinde boş turlar atıyorlar. Gerçekten abartmıyoruz, ‘Converse’ günümüz gençliği için tam da böyle bir şey. 10 yıl önce iflasın eşiğinden dönen Converse’in kauçuk ayakkabıları artık genç nesille birlikte yaşıyor. Hatta onunla Cumhurbaşkanını ziyarete bile gidiyorlar!


Cennetin Çocukları / Adem Özköse
Size bu hafta yürek coğrafyamızda yaşayan üç çocuğu ve onların hikâyelerini anlatacağım. Çocuklardan biri Güney Lübnan’daki Kana’da 27 çocukla birlikte hayatını kaybeden bir kız çocuğu, diğeri fotoğraf makinemi silah sandığı için korku krizleri geçiren Gazzeli Hena ve Filistinli çocuklara gönderilmek üzere kapı kapı dolaşıp şeker, çikolata ve bisküvi toplayan köylü çocuğu Adıyamanlı küçük Ahmet.
Anayasa Mahkemesi Referandumu İptal Edemez! / Reşat Petek
Türk Milleti adına yargı yetkisini kullanan Anayasa Mahkemesi’nin asıl irade sahibinin onayladığı bir değişikliği denetleme yetkisi söz konusu olamaz. Anayasa koyucu irade, halkın iradesidir. Referandumda halkın iradesiyle kabul edilen bir anayasa değişikliğini Anayasa Mahkemesi’nin denetlemesi, demokratik hukuk devletlerinde mümkün değildir.


Çakmakçılar Yokuşunda Bir Veli / Elif Dolanbay
Birçoğu söyleşi talebimi geri çevirdi… Hemen hemen bir saat bekleyişin ardından nihayet Veli Amca, kendi deyişiyle, bana acıdığından, konuşmayı kabul etti. Mustafa paşa hanının girişinde ters çevirdiği kasanın üzerinde bana ikram ettiği çayı içerken, onun, heyecanla dönüp durduğunu, arkadaşı Demir’e yanımda dur, gitme” dediğini duyuyorum. Beklediğime değdi doğrusu. Bir hamaldan neler öğrenilebileceğini gördüm mesela. Hamal Veli Amca, sırtında koca bir dünyayı taşırken hep memnun, hep gülümsüyor…

Yılmaz Mete Er
Dergiye emeği geçenlerin görüşlerine yer verilen derginin on yılını özetleyen Ali Adakoğlu "Gerçek Hayat 'Ümmet Açılımı'nı savunuyor ve refahın bu açılım ruhuyla yakalanabileceğini haykırıyor" diyor. Sibel Eraslan Gerçek Hayat'ı "Son Cemaat Mahalli" diyerek özetliyor.
Haftalık haber dergisi Gerçek Hayat, 500. sayısını okurla buluşturdu. 30 Ekim 2000 tarihinde "Filistin'de şafak söküyor" diyerek başlangıç yapan Gerçek Hayat'ın ilk sayıdan bugüne gelişimini ele alan Genel Yayın Yönetmeni Ali Adakoğlu, "Gerçek Hayat prensibine göre "Türkiye bizim değil, hepimizin." Yani bu ülkedeki bütün farklılıkları, zenginliğimiz olarak kabul ediyor ve çatışma ortamının beraber yaşama arzumuzu, dolayısıyla da can damarlarımızı keseceğini hiçbir zaman unutmuyoruz. Aslına bakarsanız Gerçek Hayat 10 yıldır "Ümmet Açılımı"nı savunuyor ve refahın bu açılım ruhuyla yakalanabileceğini haykırıyor" değerlendirmesinde bulunuyor. 500. sayının mutfağından seslenen dergi editörü Ali Ayçil, "başından beri insanları gerçeklerle yüzleştirmeyi görev bilen, bağımsızlığından ödün vermeyen ve muhalifliğinde hiçbir tereddüde kapılmayan Gerçek Hayat, bu duruşunu mutfağındaki insanların fedakârlığına olduğu kadar, fedakâr okuruna da borçludur" diyor.

Yazısını 'Gerçek Hayat dergisinin editörü olarak değil, Gerçek Hayat mutfağının bir sözcüsü' olarak kaleme aldığını dile getiren Ayçil, rahmetli Faruk Yücel'i de unutmuyor: "Burada oturduğum koltuk, on bir ay önce bu dünyadan göç etmiş genç bir adama, Faruk Yücel'e ait. Gerçek Hayat'ta yazı yazdığım sayfayı da, Gerçek Hayat'taki şimdiki görevimi de ona borçluyum. Yaşarken beni ustalarından biri bellemiş olan genç bir adamın çırağı oldum burada."
Gerçek Hayat'ın temellerini atan Levent Gültekin ise derginin başlangıcını şöyle özetliyor: "Gerçek Hayat'ı çıkarmaya Hakan Albayrak'ı ve Gökhan Özcan'ı, Selahattin Yusuf'un düğünü için Ankara'dan İstanbul'a geldikleri Haydarpaşa Garı'nda karşılamaya gittiğimde, düğünün başlamasını beklerken oturduğumuz çay bahçesinde karar verdik. (...) Evet, paramız yoktu ama heyecanımız ve hedefimiz vardı. Memlekette 28 Şubat travması hâkimdi ve biz bunun yarattığı umutsuzluk havasını dağıtacak şık bir iş yapmak istiyorduk." İşin özeti ise yine Gültekin'den: "Gerçek Hayat projesi benim gurur kaynağımdır"
Merve Akbaş, derginin on yılını özet görüntülerle okura sunarken Gökhan Özcan "iyi ki o ilk adımı atıp, bu çılgınlığa kalkışmışız" diyor, ki öncesi şöyle: "Belki bu 500 sayı boyunca ideal bir dergi tanımına hiç ulaşamamıştır Gerçek Hayat. Ama şu kesin ki, geride kalan 500 sayının tekinde bile samimiyetsiz olmamıştır. Doğruyu aramıştır, bulmaya çalışmıştır."

Ali Adakoğlu'nun yaptığı 'deli' işi
Ümmühan Atak adeta onunla özdeşleşen ironik dilini bu kez "Gerçek Hayat"laştırıyor: "Meşhur, "Nerede o eski Gerçek Hayat'lar?" sorusuyla birebir muhatap olmadım hiç, yüzüme doğrudan söylenmedi. Fakat böyle bir arayıştan- beklentiden haberim elbette vardı. Direkt bana sorulsa, "İşte burada!" deyip, onlara derginin arşivini gösterirdim, hepsi bu!" Çizgi diliyle dergi mutfağından görüntülerin de yer aldığı dergiye İsmail Kılıçarslan anlamlı bir yazıyla katkıda bulunuyor.

"Ali Adakoğlu'nun yaptığı 'deli' işi" diyen Kılıçarslan sebebini de açıklıyor: "Benim Gerçek Hayat'la ilgim rahmetli Faruk Yücel'le başladı. Faruk'u kaybedeli neredeyse bir yıl oluyor. Genç ölmenin bütün ağırlığını arkasında bırakıp, bizi de yetim bırakıp gitti. Gerçek Hayat'ta yazmayı hep sevdim. Yusuf Armağan'la, İbrahim Paşalı'yla, Nihat Nasır'la, Sibel Eraslan'la, Ali Ayçil'le aynı sayfalarda olmak hep hoşuma gitti. Gerçek Hayat 'genç, entelektüel, İslamcı' kesimin sözcüsü, temsilcisi, hem öğreteni hem öğreneni oldu. (...) 500. sayı vesilesiyle özel olarak kutlamak istediğim bir adam var: Ali Adakoğlu. Hangi ağır ticari şartlarla o dergiyi çıkartmaya çalıştığını biliyorum. Bence Ali Adakoğlu'nun yaptığı biraz 'deli' işi. Bu ağır yükü sırtlanıp, bu ülkenin 'düşünen, düşünmeye çalışan' insanları için bu mecrayı açık tutması, bence bir çeşit kahramanlık."
"Gerçek Hayat ciddi işler yaptı, 500 kere maşallah" diyen kişi Bekir Fuat. Özlemişiz üstadı. Kendisi son sayılarda pek görünmedi ama dileriz, sonunu bulamadığımız bu yazısı başlangıç olur! "Türkiye ve dünya gündemini çok yakından takip etti, gençlerle birlikte yürüdü; hazırladığı dosyalarla, yaptığı analizlerle gündeme damgasını vurdu Gerçek Hayat. Bunları yaparken de liberal kafirlerin, başörtüsüne saygılı eşcinsel bir Türkiye özlemi duyanların rüzgarına kapılmadı. 'One minute'e giden yolu bana göre bizim dergi açtı. "Tayyip'i dinlemeyin, tezkereye hayır deyin" başlıklı dergiyi, tek tek milletvekillerinin masalarına bıraktığımı buradan itiraf ediyorum." Bekir Fuat 118'den telefonunu bularak söyleştiği Yıldırım Akbulut'la fıkra gibi konuşmasının arka planını da anlatıyor. Siz dergide bu bölümü okurken ben gülmeye devam ediyorum...

Son cemaat mahalli
Sibel Eraslan, "Son Cemaat Mahalli"dir benim için "Gerçek Hayat" der, yazısında bir de sır verir. İbrahim Kiras, "Gerçek Hayat önce benim şiir kitabımın adıydı; sonra en yakın arkadaşlarımın, şu hayatta karşılaştığımız andan beri hep yan yana olageldiğimiz bir avuç insanın bir araya gelerek çıkardıkları ve benim de bir süre yazdığım derginin adı oldu" diyor. Kiras, Gerçek Hayat'ın on yılı için bir de şiir mırıldanıyor. Suavi Kemal, derginin okul olma vasıflarından söz açıyor yazısında. "Faruk Yücel, Gerçek Hayat'ı çok sevmişti, vefatından sonra bir kez daha anladım ki Gerçek Hayat camiası da Faruk'u çok seviyor" diyen, Faruk Yücel'in eşi Hande Yücel. Murat Menteş gençliğinin en önemli 6.5 yılını geçirdiği dergisi için "Gerçek Hayat barışçı, özgürlükçü, stil sahibi bir dergi" değerlendirmesini yapıyor.
Gerçek Hayat'ın bu sayısında, ümmetin kalbini dinleyen yazı ve söyleşilere yer veren Adem Özköse'nin Rıdvan Kaya ile bir söyleşisi var. Ak Parti'nin İslamcıları dönüştürdüğünü söyleyen Kaya, unutulmaması gerekenleri de özetliyor: "Cumhuriyetle birlikte bu topraklarda ciddi anlamda bir kırılma yaşandı. İskilipli Atıf Efendi, Şeyh Said, Şeyhül İslam Mustafa Sabri Efendi, Mehmet Akif gibi İslami kimlikleriyle ön plana çıkan şahsiyetler ya şehid edildiler ya da bu toprakları terk etmeye zorlandılar." Ak Parti'yi 28 Şubat sürecinde ortaya çıkan zaafların bir sonucu olarak gören Kaya'nın değerlendirmesi şöyle: "İslâmî talepler açısından Ak Parti ile birlikte İslamcılar ciddi anlamda bir dönüşüm geçirdiler. İslamcılık şu üç şeyi çok önemser: Küresel güçlere karşı güçlü bir karşı koyuş; İslam'ın sadece bireysel planda değil, toplumsal alanda da yaşanması ve etnik, bölgesel kimliklerin geri plana çekilip, ümmet kimliğinin öne çıkartılması."

Hüsrev Hatemi, Çanakkale'de iken Prof. Dr. Jean Paul Roux'un ölüm haberini alan Prof. Dr. Aykut Kazancıgil'in onun ruhu için lokma dağıttığını haber verdiği yazısında "özge temaşa" üzere ilerliyor. M. Zübeyir Koçulu, Türkiye'nin OECD'de 'One Minute' diyemediğini belirtiyor ve sessizliğin sebebini arıyor. Nihat Nasır darbe ve anayasa üzerinden ülkenin durumunu netleştiriyor. En son Züleyha'sı çıkan Zeki Bulduk'u merak eden okurlar için iyi bir Suavi Kemal yazısı Gerçek Hayat'ta yer alıyor.

Gülcan Tezcan'ın Takva, Takiye ve Büşra üzerinden 'bizim söyleyemediklerimiz'i ele aldığı yazısını bir yere not etmekte yarar var. A. Zeki Gayberi gündemle tatlı tatlı dalgasını geçerken bize de tebessüm etmek düşüyor. AB'liler için pratik Türkçe bölümünde bu kez "Bir kasetle yağız oğlanın siyasi geleceğini bitirdiler ya!"nın İngilizcesi var! Gerçek Hayat dergisi abone olan okurlara 22 kupon karşılığı Peygamberimizin Hayatı'nı ele alan resimli, sorulu ve bulmacalı kitabın yanı sıra Fihristli Yasin ve Elif Cüzü hediye ediyor.
Milli Gazete

Gerçek Hayat’ta Bu Hafta

Akdeniz, İsrail’i yutmaya başladı / Ali Talip
Dergimiz Gerçek Hayat ilk çıktığında, kapağında şöyle yazıyordu: Filistin’de Şafak Söküyor. Şimdi artık gönül rahatlığıyla başlığımızı değiştirebiliriz: Filistin’de Şafak Söktü. Çünkü sadece kuşatılmış Gazze’yle değil, bütün Filistin ve bütün Ortadoğu’yla kan kardeşi olduk bundan böyle. Biz kanı yerde bırakmayanlarız…

İNSANLIK GEMİSİNİN SEYİR DEFTERİ/ GÜLCAN TEZCAN
İsrail, yardım filosunun varlığından haberdar olduğu andan itibaren gemilerin ablukayı delmesine izin vermeyeceği yönünde açıklamalarda bulundu. Geminin siyasi hedefi olduğu gerekçesiyle İsrail’in ‘Yediler’ denilen ve ‘savaş kabinesi’ olarak bilinen ‘çekirdek kabine’si hiç vakit kaybetmeden“güç kullanılarak gemilerin Aşdod limanına getirilmesi, İsrailli ve Filistinli eylemcilerin tutuklanması, diğer ülke vatandaşlarının da geri gönderilmesi” kararını aldı.

KALP TAŞIYAN GEMİLER / GÖKHAN ÖZCAN
O kalp taşıyan gemiler ki, insanlığın kocaman cüssesiyle taşıyamadığı bir yükü taşımak üzere çıktılar yola. Onlar sadece o gazi şehrin değil, kötülükle tıka basa doldurulmuş bir dünyaya neredeyse alışmak üzere olan sağır vicdanların da umudu olmak için çıktılar yola. Merak bile etmediler nereye kadar ulaşabileceklerini vira Bismillah derken. Daha yola çıkarken varmadılar mı zaten varacakları yere?

KORSAN, GEMİDEYDİ İNSANLIK HER YERDE! /M. ZÜBEYİR KOÇULU
Orta doğunun kalbini on yıllardır bir terör yuvasına çeviren İsrail, Akdeniz de korsanlığa da başladı. İsrail’in, 31 Mayıs’ta sabaha karşı, Gazze’ye insani yardım götüren ‘özgürlük filosu’na ‘Uluslar arası Sularda’ saldırı düzenlemesi, dünyanın pek çok yerinde tepkiyle karşılandı. Silahsız, savunmasız, tek amacı abluka altındaki Gazze’ye insani yardım götürmek olan insanlara tarafsız karasularda silahlı müdahalede bulunan İsrail’in bu barbarlığına karşı yeryüzünün pek çok yerinde protesto gösterileri yapıldı. İsrail’in haberleri karartmasına ve tek yanlı bilgi akışına rağmen yapıldı bu gösteriler. Korsan Devlet İsrail işbaşındaydı evet; ama insanlığın vicdanı da iş başındaydı. Viyana’dan Kahire’ye, Stockholm’den Beyrut’a kadar dünyanın birçok yerinde İsrail’i kınayan gösteriler düzenlendi, pek çok ülke, resmi ağızlardan saldırılara tepkisini dile getirdi:

BELALI SULARDA / GÜLCAN TEZCAN
Gazze için sadece Türkiye’den değil, Avrupa’dan da yardım gemileri yola çıktı. İsrail’in barbarca tavrına rağmen, vicdanı olan tüm dünya insanları bu yardım gemilerinin yanında yer alıyor. İsveç’ten yola çıkan Ship to Gaza’da, Gazze kıyılarında mazlumdan yana olduğunu gösterdi. Ship to Gaza’nın yola çıkış hikayesinin yakın tanıklarından biri de İsveç’te yaşayan ve yaptığı gerilla sanat işleriyle tanınan Hakan Akçura. Gemilerin yola çıkışıyla eş zamanlı olarak, İsveç’te “Belalı Sularda” adıyla açılan sergide bir eseri bulunan Akçura’ya, Ship to Gaza’yı ve Avrupa’da Gazze konusunda gelişen duyarlılığı sorduk.

“FARUK’SUZ HAYAT SÜRGÜN GİBİ” / MERVE AKBAŞ
Geçen yıl 8 Haziran’da dostumuz, mesai arkadaşımız Faruk Yücel’i kaybetmiştik. Aradan bir yıl geçti. Geride bıraktıklarıyla birlikte ona olan özlemiz hiç bitmedi. Eşi Hande Yücel’le Faruk Yücel üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.

Bülent Parlak:
“Huzursuzluğumuza değer vermeliyiz…” / YAKUP ÖZTÜRK
İzdiham Dergisi ve internet sitesinin editörü Bülent Parlak uzunca bir süredir başta Dergâh olmak üzere dergilerde farklı yerlerde şiirlerini yayımlıyordu. Daha kitabı çıkmadan yazdıkları, söyledikleri, ortaya koyduğu eylemleriyle çevresinde küçük çaplı bir okur kitlesi oluşturmuştu. Kitabını merakla bekliyorduk. Selis Yayınları, Bülent Parlak’ın şiir kitabını yayımlayarak hem yayın çizgisine yenilik kattı hem de Türk şiir külliyatına Sevgili Huzursuzluğum’u armağan etti. Biz de şair Bülent Parlak’la şiirini konuştuk.

Haftalık olarak yayınlanan Gerçek Hayat Dergisi bu hafta ilginç bir kapakla piyasaya çıktı.

“Türkiye çok değişti, İslamcılar da” sloganıyla bayide bugün bayideki yerini alan yeni sayıda, İslamcılığın 1980 sonrasındaki gelişimi sorgulanıyor. “Gelenekle mesafeli duran İslamcılık, giyimden düşünceye pek çok konuda takındığı modern tavırla, paradoksal bir biçimde hem düzene karşı olmuş hem de düzenin dönüşümünü istemeden de olsa kolaylaştırmıştı.” iddiasında bulunan dergide ayrıca şu konulara yer veriliyor;

TR Genel Yayın Yönetmeni Kerim Balcı:
“Batıda basının iflas ettiği bir dönemde dergi çıkarıyoruz” / Zübeyir Koçulu
Geçtiğimiz günlerde Türk matbuatına yeni bir dergi katıldı. İngilizce olarak 2 ayda bir yayınlanan Turkish Review’ın ilk sayısını elimize alıp, soluğu derginin Genel Yayın Yönetmeni Kerim Balcı’nın yanında aldık. Kerim bey, Turkish Review’i (TR) Gerçek Hayat’a anlattı:

22 Bin Subay, Başından, Tek Kurşunla, Katyn Ormanı'nda / Merve Akbaş

Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma, kasım ayının son haftasında yani olaydan 70 yıl sonra, katliam emrini Sovyetler Birliği liderlerinden Josef Stalin'in verdiğini kabul etti. Sovyet askerlerinin savaşın bitmesi için ellerinden gelen özveriyi gösterdiklerini vurgulamayı da ihmal etmeden!

PKK’nın tehdidindeki Miroğlu konuştu:
“Kürt siyaseti silahlı mücadeleyle yol alamaz” / Salih Bilici
“PKK artık yola dağdaki gerillaların askeri eylemlerine güvenerek devam etmek yerine, otuz yıllık mücadelenin yarattığı siyasallaşma olgusuna ve hareketine güven duymalıdır.”

PKK dağda kaldı! / İhsan Sancar
Yıllardır dağda olanlar, toplumdaki değişimi göremiyor. Ama Kürt siyasetçiler, bu değişimle her an yüzleşecek bir konumdalar. PKK, Kürt halkının gerisinde kalmaya başladı. Baydemir’in çıkışını da, buna bağlamak gerekiyor.

Polonya’nın Müslüman Tatarları / Osman Atalay
Polonya’daki Tatar Müslümanlarını geçtiğimiz ay Kurban Bayramı vesilesiyle ziyaret ettik. Misafirperver tavırlarıyla bizi ağırlayan din kardeşlerimizin orada yaşadıkları sorunları, onların ağzından dinleme fırsatı bulduk.

Gerçek Hayat pazartesi bayide!

Gerçek Hayat Dergisi yayın günün cumadan pazartesiye aldı.

11 yıldır yayın hayatına devam eden, birçok ismin kalem oynattığı, birçok yazısıyla gündem oluşturan severek takip ettiğimiz haftalık Gerçek Hayat dergisi Ocak ayından itibaren pazartesi günleri bayilerde yerini almaya başladı.
Dergi editörlerinden Merve Akbaş, bu değişikliğin kendilerinden kaynaklanmadığını, bunun dağıtım şirketiyle alakalı bir gelişme olduğunu söylüyor. Ama okuyucu bundan gayet memnun. “Pazartesi günleri geçmiş haftayı yorumlamak oldukça kolay. Eksik haber nerdeyse kalmıyor, tüm haftaya hâkim olabiliyoruz” diyen Akbaş, değişiklikle birlikte çok olumlu tepkilerin geldiğini vurguluyor.


Dergi daha da güzelleşecek!
Dergide özellikle son zamanlarda güzel değişiklikler dikkat çekiyor. Sayfa tasarımı açısından da daha iyileşen Gerçek Hayat’ta bilindiği üzere Hayrettin Karaman, Hüsrev Hatemi, Ali Ayçil, Gökhan Özcan, Sibel Eraslan, Ümmühan Atak, Yusuf Armağan, Suavi Kemal Yazgıç, Nihat Nasır, Ahmet Zeki Gayberi, Osman Özbahçe, Reşat Petek, Atakan Yavuz ve Mavi Marmara gazilerimizden Adem Özköse gibi önemli isimler kalem oynatıyor.
Özellikle dergi içeriğinde önemli değişiklikler olacağını ve Gerçek Hayat’ın Müslümanların gündemini belirlemede daha aktif rol oynayacağını belirten Merve Akbaş’a ve tüm Gerçek Hayat ekibine başarılar, kolaylıklar…

Yavuz Selim Güneş bildirdi.

Halkların Yüzyılı Başlıyor


Haftalık olarak yayımlanan Gerçek Hayat bu hafta da bir gazetecilik başarısı ile karşınızda. “Halkların Yüzyılı Başlıyor” isimli kapağıyla okuyucusuyla buluşan Gerçek Hayat Dergisi, bu sayısında İslami Cihad Örgütü’nin liderlerinden Ziyad Nahhale ile yapılan söyleşiye yer veriyor.

ARAPLAR ‘KRAL ÇIPLAK’ DEDİ.- ADEM ÖZKÖSE
İslami Cihad Örgütü’nün liderlerinden Ziyad Nahhale Gerçek Hayat’a konuştu. Nahhale, Mısır devrimiyle birlikte Filistin özgürlük mücadelesinin yeni bir safhaya girdiğini, devrimin bölgede çıkacak büyük bir savaşı engellediğini ifade etti.
539.sayıda dikkat çeken diğer başlıklar ise şunlar:

ERGENEKON YAYINCILIK İFTİHARLA SUNAR!- MERVE AKBAŞ
‘Ergenekon’ dı verilen derin devlet örgütlenmesi 1997′de yayınlanan bir belgesel ile ortaya çıktı. O zaman gazeteci fantezisi olarak rafa kaldırılan iddianın, 10 yıl sonra bir fantezi olmadığını hep beraber gördük. Bu davanın, bir sektöre dönüştüğünü görmek zor değil. ’son çıkanlar’ ve ‘en çok satanlar’ raflarından düşmeyen Ergenekon yayınlarından, ne yayıncılar, ne yazarlar, ne de okurlar rahatsız.

CANAN ARITMAN İÇİN ARAP KADINLAR ALBÜMÜ- ZEYNEP T. KESİMLİ
Geçtiğimiz günlerde CHP Genel Başkanı Kemal Kııçdaroğlu ile CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman arasında enteresan bir diyalog geçti. Arap Kadınların hala Orta çağda yaşadığını sanan Canan Arıtman’a durumun sandığı gibi olmadığını anlatmak için numunelik bir Arap kadınlar albümü hazırladık.
SAYIN BAŞBAKAN, BİZİ HEP KATİLLERDEN DİNLEDİNİZ!- GÜLCAN TEZCAN
Cumartesi Anneleri devletin yeni gündemine geldi. Ama 15 yıl boyunca ellerinde, eşlerinin, kardeşlerinin, evlatlarının fotoğraflarıyla umudun nöbetini tuttular Galatasaray Meydanın’nda. Cumartesi Anneleri sabırla beklediler yakınlarından gelecek bir haberi…

ELEKTRONİK MUSKA- ALİ AYÇİL
Kimdi o bakışın sahibi? O çavdarları yeşerten ırmak; kırıkları onaran platin; budandıkça yeşeren ağaç, bunaldıkça insanlara kaçan haylazlık! İnsan dönüp bir çözülmüş bir yumruğa bakınca hemen anlardı, parmak uçlarında hala şeritlerin, apoletlerin, kravatların nabzının attığını.

TOKİ’nin Bir Mahallesi Yok!

Haftalık olarak yayımlanan Gerçek Hayat dergisinin 542.sayısı ilgi çekici konu ve başlıklarıyla bayilerde yerini aldı. Dergi bu haftaki kapağını TOKİ mevzunu ayırmış ve slogan şöyle: TOKİ’nin 500 bin evi var bir mahallesi yok!

TOPLU KONUTLAR HAYATIMIZDAN ÇALIYOR- GÜLCAN TEZCAN
Türk toplumunda mahalle kültürünün pekiştirdiği komşuluk ilişkileri, yardımseverlik, paylaşımcılık, dayanışma ve diğergamlık gibi değerler site hayatında çok da fazla yer bulamıyor kendine. Dahası topyekûn bir yaşam biçimi ortadan kalkıyor.
Derginin bu sayısında yer alan diğer başlıklar ise şöyle:

HANÇERLİLERİN İSYANI- M.ZÜBEYİR KOÇULU
Şimdilerde, diktaların kalın duvarlarının arksındaki toplumların tarihlerini, geleneklerini, değişim arzularını dillendirmek moda. Bu modanın merceğini tuttuğu ülkelerden biri de Yemen… Bu günlerde, erkeklerin hançer taşımasının bir gelenek olduğu ülkede, isyanın yak sesleri duyuluyor. Hançerlilerin isyanı bu…
İKTİDAR ‘MEYDAN’ I SEVER İSYAN DA…- ZEYNEP TUBA KESİMLİ
Meydanlar tarihin en yakın tanıklarıdır. Savaşa, baskıya, acıya, zulme, yok oluşa, dirilişe, özgürlüğe, uyanışa, ayaklanmalara ve yeniden var oluşa şahitlik ederler. Dünyanın bazı meydanları şu günlerde hafızasına yeni isyankârların sloganlarını kaydediyor. Dünyanın kimi meydanları, adını isyan koyduğumuz bir ailenin fertlerine benziyor. Kimileri de yıkılmış bir iktidarın içi boş günlüğüne.

İSRAİL’İ İNANÇLA YENDİM- ADEM ÖZKÖSE
Efsane esir Semir Kuntar Gerçek Hayat’a konuştu. Dünyanın en önemli medya kuruluşlarının ve en ünlü gazetecilerinin röportaj yapmak için peşinden koştuğu Semir Kuntar’la Adem Özköse konuştu.

Başörtülü Vekil, Hemen Şimdi!

Haftalık olarak yayımlanan Gerçek Hayat dergisi 543. sayısında, başörtülü milletvekili adayı gösterilip gösterilmeyeceği konusuna dikkat çekiyor ve kapağında “Başörtülü vekil, Hemen şimdi!” diyor.
“15 MİLYON BAŞÖRTÜLÜ YASAKLI”- GÜLCAN TEZCAN
Aday adayları, 12 Haziran seçimlerinde Meclis’e girebilmek için bir bir başvuruda bulundu. Ancak, kimlerin aday olacağından çok, başörtülü aday gösterilip gösterilemeyeceği merak ediliyor.
Gerçek Hayat’a konuşan Ak Partili aday adayı Fatma Ünsal Bostan, “15 milyon kadının bir nevi siyasi yasaklı” olduğubu söylüyor. Bir diğer başörtülü aday adayı Ayşe Köseoğlu da, “öğrenilmiş çaresizlik sendromu”ndan kurtulmamız gerektiğinden bahsederek “Başörtülüler, şimdi değilse ne zaman Meclis’e girecek?” diye soruyor.
DERVİŞ ZAİM: GÖLGELER VE SURETLER KIBRIS’TA TARAFLARI YAKLAŞTIRABİLİR- MERVE AKBAŞ
Tabutta Rövaşata, Çamur, Cenneti Beklerken ve Nokta gibi başarılı filmleriyle adından sıkça söz edilen yönetmen Derviş Zaim’in son filmi Gölgeler ve Suretler nihayet vizyona girdi. “1963’te Kıbrıs’ta neler olmuştu?” alt başlığıyla Kıbrıs’ta 1960’lı yıllarda yaşananları anlatan film, kendisi de Kıbrıslı olan Derviş Zaim’in 14 yıldır çekmek istediği ama beklettiği bir projeydi. “Sinemanın dervişi” olarak da anılan Derviş Zaim’le ‘Gölgeler ve Suretler’i konuştuk.
İNCİ MEYDANI AMERİKA’YA DİRENİYOR- M.ZÜBEYİR KOÇULU
Arap diktatörler, bin Ali’nin devrilmesinden, Mübarek’in ülkeyi terk etmek zorunda kalmasından ve Kaddafi’nin bir anda köşeye sıkışmasından ötürü hem büyük bir şaşkınlığa hem de gizleyemedikleri bir tedirginliğe kapıldılar. Belli ki, bir gün halkların kendilerini ülkelerinde istemeyeceğini hiç hesap etmemişlerdi. Şimdi, özgürlük istemiyle meydanlara inen Bahreyn halkı, tek bir rejimin acımasızca işleyen mekanizmasıyla değil, aynı zamanda bölgenin diğer diktatörlerinin silahlı güçleriyle de karşı karşıya gelmiş durumda…
KAYIP ŞEHİR: PETRA- ADEM ÖZKÖSE
Uzun zaman kayıp şehir olarak bilindikten sonra İsviçreli bir gezgin tarafından keşfedilen Petra, Doğu’nun en güzel antik şehirlerinden biri. Ürdün sınırları içindeki Petra, ayrıca dünyanın yedi harikasından biri olarak da kabul ediliyor. Petra’nın hemen girişinde sizi develer, eşekler, atlar ve katırlar karşılıyor. Şehir bir hayli büyük olduğu için çevredeki Arap köylerinde yaşayan Bedevi gençler Petra’yı bu binek hayvanlarının üzerinde gezmeniz için sizi ikna etmeye çalışıyorlar. Tabi ki belli bir ücret karşılığında…

Bütün Mesele Libya’yı Akbabalardan Korumak



Haftalık olarak yayımlanan Gerçek Hayat dergisi 544. sayısıyla bayilerde! Sömürgecilerin odağı haline gelen Libya’da yaşananları kapağa çeken dergi, “Bütün mesele Libya’yı akbabalardan korumak” diyor.


TÜRK DIŞ POLİTİKASI KADDAFİ İLE BATI ARASINDA SIKIŞTI- M.ZÜBEYİR KOÇULU
Sömürgeci güçler, Libya’da insani durumu bahane ederek, Kuzey Afrika’nın bu petrol zengini ülkesini işgal etme derdinde. Türkiye, bir İslam ülkesi olan Libya’nın işgale uğramaması için sağlıklı bir politika belirlemeye çalışıyor. Bütün mesele, Libya’yı akbabalardan korumak…
Derginin bu sayısında yer alan diğer başlıklar ise şöyle:
UZMANLARA GÖRE NÜKLEERDEN BAŞKA ŞANS YOK- MERVE AKBAŞ
11 Mart’ta deprem ve tsunaminin Japonya’da sebep olduğu felaketi televizyon ekranlarından hep birlikte izledik. Bu iki felaketi bir üçüncüsü takip etti, nükleer felaket. Fukushima Nükleer Santrali’nin soğutulamaması “nükleer felaket” riskini de her geçen gün arttırıyor. En azından medya bize bunları söylüyor. Tüm bu gelişmelerin Türkiye’yi ilgilendiren boyutu ise, Akkuyu’da yapılacak olan nükleer enerji santrali için son dönemece girmiş olmamız.


İSTANBUL’UN ÖTEKİ OKULLARI- ZEYNEP TUBA KESİMLİ
İstanbul’un fethinden sonra, şehrin nüfus yapısı peyderpey değişmiş, doğal olarak Müslüman nüfus ana ahali haline gelmişti. Ancak bu durum, şehirdeki gayrimüslimlerin aleyhine işleyen bir değişimin sonucu olarak ortaya çıkmadı. Devlet, cemaat halinde yaşayan azınlıklara kiliselerini, hastanelerini yönetme hakkının yanında, kültür ve eğitim kurumlarını yönetme hakkı da vermişti. . Çoğunluğu Rum, Ermeni ve Yahudilerden meydana gelen azınlıkların İstanbul’da bugün okulları var, dilerlerse çocuklarına bu okullarda eğitim aldırabiliyorlar.
KAZANANI BELLİ BİR SEÇİME GİRİYORUZ- GÜLCAN TEZCAN
Seçim takvimi hızla işlerken siyasi partilerin önlerine konulan seçim anketleri de büyük önem kazanmaya başladı. GENAR bu anlamda 1997’den bu yana yaptığı sosyal ve siyasal araştırmalar ve anketlerle toplumun nabzını tutan kurumlardan biri. GENAR Başkanı Mustafa Şen ile seçim sürecinde siyasi partilerin durumunu, yapılan son araştırmaları ve seçim sonrası iktidarı bekleyen tabloyu konuştuk.

Suriye Hakkında Her Şey

Haftalık olarak yayımlanan Gerçek Hayat dergisi 546. sayısında “Derin bir devlet, Özgürlük isteyen bir halk, Ve çaresiz bir başkan SURİYE” manşetli kapağıyla, karışık günler yaşayan Suriye’yi irdeliyor.

ESED’İN DERİN SURİYE’YLE İMTİHANI!- M.ZÜBEYİR KOÇULU
Suriye halkının Mübarek ya da Kaddafi gibi kişisel olarak ‘düşman’ gördüğü bir isim değil Esed. Özellikle Filistin konusundaki tavrı olmak üzere uyguladığı dış politika, halkın neredeyse tamamı tarafından destekleniyor. Bir anlamda Esed, Suriye halkıyla Suriye derin devleti arasında sıkışmış durumda.
Bu haftaki sayıda dikkat çeken diğer başlıklar ise şöyle:
ÇOKÇA FEODAL, BİRAZ SİVİL İTAATSİZ- MERVE AKBAŞ
Bir ay önce BDP’nin başını çektiği bir “sivil itaatsizlik” eylemi başlatıldı. Bu maksatla pek çok ilde Barış ve Demokratik Çözüm Çadırları kuruldu. Çadırlarda toplanan insanlar çeşitli eylemlerde ana dilde eğitim, siyasi tutukluların serbest bırakılması operasyonların durması ve seçim barajının kalkması gibi isteklerini dile getiriyor.
UMBERTO ECO: “GENÇLER İÇİN GOOGLE BİR TRAJEDİDİR” – ATAKAN YAVUZ
Dünyanın en önemli düşünürlerinden, İtalyan yazar ve göstergebilimci Umbertı Eco’nun Alman Der Spiegel dergisine verdiği röportajdan bölümün çevirisini sunuyoruz.
VAAT EDİLMİŞ BİR ÜLKE- ZEYNEP TUBA KESİMLİ
Genel seçimler bir Türkiye klasiğidir. Bu klasiğin içi, milletvekili adaylığına aday olunacak tarihten, seçim gününe kadar yaşanan olaylar tarafından doldurulur. Dışarıdan bir göz, bu iki tarih arasındaki Türkiye’yi, bir “karnaval ülke”ye benzetebilir. Genç olanlar ya da unutkan mizaçlılar geçmişte ne vaatler verildiğini hatırlamayabilir. E biz ne güne duruyoruz! İşte, yakın siyasi tarihimizden hatırlayıp size de hatırlatmakta fayda gördüğümüz vaatler müzesinden birkaç nadide vaat…

ALEVİLER LAİKLİĞİ DİN OLARAK BENİMSEDİ- GÜLCAN TEZCAN
Cemevlerinin ibadethane sayılması taleplerine karşılık 1990’lara kadar Alevilik’te mekan olarak cemevlerinin varlığından söz edilmediğine dikkat çeken eski adıyla Su, yeni adıyla Barış TV’nin Genel Yayın Yönetmeni Yalçın Özdemir’le Anadolu Aleviliğinin inşa sürecini ve neye hizmet ettiğini konuştuk.

Nakşi Dergahında Altın Varak!


Haftalık olarak yayımlanan Gerçek Hayat dergisi 547. sayısında Yahya Efendi Dergâhı’nda yaşanan restorasyon usulsüzlüğünü ortaya çıkardı. Dergahın restorasyonu için hazırlanan ihale şartnamesinde restorasyon için belirlenen iş kalemlerinden özellikle dördünde ciddi bir usulsüzlük olduğuna dikkat çeken Gerçek Hayat dergisi “Nakşi Dergahı’nda altın varak” kapağıyla bayilerde yerini aldı. “Nakşi Dergahı’nda altın varak” dosyasıyla gündemi sarsacak bir habere imza atan Gerçek Hayat, ihale şartnamesinde olmayan iş kalemleri üzerinden ciddi bir bütçelendirme yapıldığını ortaya çıkardı.
NAKŞİ DERGÂHINDA ALTIN VARAK OLUR MU?- ZEYNEP BETÜL ERHUN
Kanuni Sultan Süleyman’ı yanlış bir şekilde resmettiğinden dolayı Muhteşem Yüzyıl dizisi için on binlerce insan RTÜK’e şikâyette bulundu. Oysa halkımız aynı günlerde, İstanbul’un orta yerinde Kanuni’nin süt kardeşi Yahya Efendi’nin medfun bulunduğu Yahya Efendi Dergâhı’nın restorasyonunda yaşanan skandallardan bihaberdi. Tarihin hamaset olarak yüceltildiği ama tarihi eserlerin akıbetiyle kimsenin ilgilenmediği bir ülkede yaşıyoruz. Yahya Efendi Dergâhı’nın restorasyonunda yaşananlar, bu durumu gözler önüne seriyor.
Bu haftaki sayıda dikkat çeken diğer başlıklar ise şöyle:
BİZ BİLMEYİZ, LİBERALLER BİLİR- SİBEL ERASLAN
Bir kadının çocuk doğurmasını, onu emzirirken ninni söylemesini, ona yürümeyi öğretip, ninesinden işittiği masalları aktarmasını, kirlenince çamaşırlarını yıkamasını, parmak uçlarından delinmiş çoraplarını dikmesini, örgü örmesini, çeyiz işlemesini, abdest alıp namaz kılmasını, düğünlerde eline kına yakıp ölümlerde yas tutmasını, asgari ücretle çalışan yorgun kocasına akşam eve geldiğinde çorba kaynatıp sofra kurmasını, fatura ödemek için girdiği kuyrukları, içinden tuttuğu dilekleri, gittiği kırk bir yasinleri ve İsmek kurslarını, hasta ve komşu ziyaretlerini, fabrikada – atelyede çalışmasını, üniversite bitirememiş olmasını, “ben bilemem kocam bilir” repliği ile değersizleştirmeye senin hakkın yok, kimsenin de yok…
EBU HALİL: DEVRİM SURİYE’Yİ BİRLEŞTİRİYOR- ADEM ÖZKÖSE
Suriye gün geçtikçe gerginleşiyor. Ülkedeki ölü sayısı daha şimdiden iki yüzü aştı. Der’a şehrinde başlayan isyan Şam, Humus, Halep, Lazkiye, Banyas, Kamışlı, Deynozar gibi şehirlere de sıçradı. İlk başlarda sadece reform talebiyle sokağa çıkan Suriyeliler, yönetimin kullandığı aşırı şiddet nedeniyle artık Esed rejiminin devrilmesi yönünde sloganlar atmaya başladı. Yönetim ise halkı tehdit etmeye devam ediyor. Haftalardır kuşatma altında olan Der’alılar ilk kez Gerçek Hayat’a konuştu.
SÜLEYMAN GÜNDÜZ: AB’NİN SINAV TAHTASI BOSNADIR- M.ZÜBEYİR KOÇULU
Uluslararası güçlerin Libya’ya müdahalenin konuşulduğu günlerde örnek olarak gösterdikleri Bosna-Hersek, Avrupa’nın taraflı duruşu, ayrılıkçı Sırplar ve Hırvatların yangını körüklemesiyle, büyük bir siyasi bunalıma sahne oluyor. Aliya’nın mirası kardeş ülke Bosna’da hükümet krizi ülkeyi parçalamak isteyen taraflara fırsat sunmuş görünüyor. Bosna Hersek sorununu, bir önceki dönem başarılı bir şekilde Meclis gündemine taşıyan, rahmetli Aliya’nın dostu, 22. Dönem Sakarya Milletvekili Süleyman Gündüz’le Bosna’daki siyasi krizi konuştuk.
KÖTÜ HABER BERFO ANA’YA ULAŞTI- MERVER AKBAŞ
Berfo Ana’nın oğlu Cemil Kırbayır, 12 Eylül askeri cuntası tarafından gözaltına alındı, ağır işkencelere maruz kaldı. Ailesine “firar etti” denildi. Oysa hayali olarak yargılanmış ve beraat etmişti. Kırbayır, 12 Eylül rejiminden geriye kalan faili meçhullerden sadece biriydi.