Yılmaz Mete Er
Dergiye emeği geçenlerin görüşlerine yer verilen derginin on yılını özetleyen Ali Adakoğlu "Gerçek Hayat 'Ümmet Açılımı'nı savunuyor ve refahın bu açılım ruhuyla yakalanabileceğini haykırıyor" diyor. Sibel Eraslan Gerçek Hayat'ı "Son Cemaat Mahalli" diyerek özetliyor.
Haftalık haber dergisi Gerçek Hayat, 500. sayısını okurla buluşturdu. 30 Ekim 2000 tarihinde "Filistin'de şafak söküyor" diyerek başlangıç yapan Gerçek Hayat'ın ilk sayıdan bugüne gelişimini ele alan Genel Yayın Yönetmeni Ali Adakoğlu, "Gerçek Hayat prensibine göre "Türkiye bizim değil, hepimizin." Yani bu ülkedeki bütün farklılıkları, zenginliğimiz olarak kabul ediyor ve çatışma ortamının beraber yaşama arzumuzu, dolayısıyla da can damarlarımızı keseceğini hiçbir zaman unutmuyoruz. Aslına bakarsanız Gerçek Hayat 10 yıldır "Ümmet Açılımı"nı savunuyor ve refahın bu açılım ruhuyla yakalanabileceğini haykırıyor" değerlendirmesinde bulunuyor. 500. sayının mutfağından seslenen dergi editörü Ali Ayçil, "başından beri insanları gerçeklerle yüzleştirmeyi görev bilen, bağımsızlığından ödün vermeyen ve muhalifliğinde hiçbir tereddüde kapılmayan Gerçek Hayat, bu duruşunu mutfağındaki insanların fedakârlığına olduğu kadar, fedakâr okuruna da borçludur" diyor.
Yazısını 'Gerçek Hayat dergisinin editörü olarak değil, Gerçek Hayat mutfağının bir sözcüsü' olarak kaleme aldığını dile getiren Ayçil, rahmetli Faruk Yücel'i de unutmuyor: "Burada oturduğum koltuk, on bir ay önce bu dünyadan göç etmiş genç bir adama, Faruk Yücel'e ait. Gerçek Hayat'ta yazı yazdığım sayfayı da, Gerçek Hayat'taki şimdiki görevimi de ona borçluyum. Yaşarken beni ustalarından biri bellemiş olan genç bir adamın çırağı oldum burada."
Gerçek Hayat'ın temellerini atan Levent Gültekin ise derginin başlangıcını şöyle özetliyor: "Gerçek Hayat'ı çıkarmaya Hakan Albayrak'ı ve Gökhan Özcan'ı, Selahattin Yusuf'un düğünü için Ankara'dan İstanbul'a geldikleri Haydarpaşa Garı'nda karşılamaya gittiğimde, düğünün başlamasını beklerken oturduğumuz çay bahçesinde karar verdik. (...) Evet, paramız yoktu ama heyecanımız ve hedefimiz vardı. Memlekette 28 Şubat travması hâkimdi ve biz bunun yarattığı umutsuzluk havasını dağıtacak şık bir iş yapmak istiyorduk." İşin özeti ise yine Gültekin'den: "Gerçek Hayat projesi benim gurur kaynağımdır"
Merve Akbaş, derginin on yılını özet görüntülerle okura sunarken Gökhan Özcan "iyi ki o ilk adımı atıp, bu çılgınlığa kalkışmışız" diyor, ki öncesi şöyle: "Belki bu 500 sayı boyunca ideal bir dergi tanımına hiç ulaşamamıştır Gerçek Hayat. Ama şu kesin ki, geride kalan 500 sayının tekinde bile samimiyetsiz olmamıştır. Doğruyu aramıştır, bulmaya çalışmıştır."
Ali Adakoğlu'nun yaptığı 'deli' işi
Ümmühan Atak adeta onunla özdeşleşen ironik dilini bu kez "Gerçek Hayat"laştırıyor: "Meşhur, "Nerede o eski Gerçek Hayat'lar?" sorusuyla birebir muhatap olmadım hiç, yüzüme doğrudan söylenmedi. Fakat böyle bir arayıştan- beklentiden haberim elbette vardı. Direkt bana sorulsa, "İşte burada!" deyip, onlara derginin arşivini gösterirdim, hepsi bu!" Çizgi diliyle dergi mutfağından görüntülerin de yer aldığı dergiye İsmail Kılıçarslan anlamlı bir yazıyla katkıda bulunuyor.
"Ali Adakoğlu'nun yaptığı 'deli' işi" diyen Kılıçarslan sebebini de açıklıyor: "Benim Gerçek Hayat'la ilgim rahmetli Faruk Yücel'le başladı. Faruk'u kaybedeli neredeyse bir yıl oluyor. Genç ölmenin bütün ağırlığını arkasında bırakıp, bizi de yetim bırakıp gitti. Gerçek Hayat'ta yazmayı hep sevdim. Yusuf Armağan'la, İbrahim Paşalı'yla, Nihat Nasır'la, Sibel Eraslan'la, Ali Ayçil'le aynı sayfalarda olmak hep hoşuma gitti. Gerçek Hayat 'genç, entelektüel, İslamcı' kesimin sözcüsü, temsilcisi, hem öğreteni hem öğreneni oldu. (...) 500. sayı vesilesiyle özel olarak kutlamak istediğim bir adam var: Ali Adakoğlu. Hangi ağır ticari şartlarla o dergiyi çıkartmaya çalıştığını biliyorum. Bence Ali Adakoğlu'nun yaptığı biraz 'deli' işi. Bu ağır yükü sırtlanıp, bu ülkenin 'düşünen, düşünmeye çalışan' insanları için bu mecrayı açık tutması, bence bir çeşit kahramanlık."
"Gerçek Hayat ciddi işler yaptı, 500 kere maşallah" diyen kişi Bekir Fuat. Özlemişiz üstadı. Kendisi son sayılarda pek görünmedi ama dileriz, sonunu bulamadığımız bu yazısı başlangıç olur! "Türkiye ve dünya gündemini çok yakından takip etti, gençlerle birlikte yürüdü; hazırladığı dosyalarla, yaptığı analizlerle gündeme damgasını vurdu Gerçek Hayat. Bunları yaparken de liberal kafirlerin, başörtüsüne saygılı eşcinsel bir Türkiye özlemi duyanların rüzgarına kapılmadı. 'One minute'e giden yolu bana göre bizim dergi açtı. "Tayyip'i dinlemeyin, tezkereye hayır deyin" başlıklı dergiyi, tek tek milletvekillerinin masalarına bıraktığımı buradan itiraf ediyorum." Bekir Fuat 118'den telefonunu bularak söyleştiği Yıldırım Akbulut'la fıkra gibi konuşmasının arka planını da anlatıyor. Siz dergide bu bölümü okurken ben gülmeye devam ediyorum...
Son cemaat mahalli
Sibel Eraslan, "Son Cemaat Mahalli"dir benim için "Gerçek Hayat" der, yazısında bir de sır verir. İbrahim Kiras, "Gerçek Hayat önce benim şiir kitabımın adıydı; sonra en yakın arkadaşlarımın, şu hayatta karşılaştığımız andan beri hep yan yana olageldiğimiz bir avuç insanın bir araya gelerek çıkardıkları ve benim de bir süre yazdığım derginin adı oldu" diyor. Kiras, Gerçek Hayat'ın on yılı için bir de şiir mırıldanıyor. Suavi Kemal, derginin okul olma vasıflarından söz açıyor yazısında. "Faruk Yücel, Gerçek Hayat'ı çok sevmişti, vefatından sonra bir kez daha anladım ki Gerçek Hayat camiası da Faruk'u çok seviyor" diyen, Faruk Yücel'in eşi Hande Yücel. Murat Menteş gençliğinin en önemli 6.5 yılını geçirdiği dergisi için "Gerçek Hayat barışçı, özgürlükçü, stil sahibi bir dergi" değerlendirmesini yapıyor.
Gerçek Hayat'ın bu sayısında, ümmetin kalbini dinleyen yazı ve söyleşilere yer veren Adem Özköse'nin Rıdvan Kaya ile bir söyleşisi var. Ak Parti'nin İslamcıları dönüştürdüğünü söyleyen Kaya, unutulmaması gerekenleri de özetliyor: "Cumhuriyetle birlikte bu topraklarda ciddi anlamda bir kırılma yaşandı. İskilipli Atıf Efendi, Şeyh Said, Şeyhül İslam Mustafa Sabri Efendi, Mehmet Akif gibi İslami kimlikleriyle ön plana çıkan şahsiyetler ya şehid edildiler ya da bu toprakları terk etmeye zorlandılar." Ak Parti'yi 28 Şubat sürecinde ortaya çıkan zaafların bir sonucu olarak gören Kaya'nın değerlendirmesi şöyle: "İslâmî talepler açısından Ak Parti ile birlikte İslamcılar ciddi anlamda bir dönüşüm geçirdiler. İslamcılık şu üç şeyi çok önemser: Küresel güçlere karşı güçlü bir karşı koyuş; İslam'ın sadece bireysel planda değil, toplumsal alanda da yaşanması ve etnik, bölgesel kimliklerin geri plana çekilip, ümmet kimliğinin öne çıkartılması."
Hüsrev Hatemi, Çanakkale'de iken Prof. Dr. Jean Paul Roux'un ölüm haberini alan Prof. Dr. Aykut Kazancıgil'in onun ruhu için lokma dağıttığını haber verdiği yazısında "özge temaşa" üzere ilerliyor. M. Zübeyir Koçulu, Türkiye'nin OECD'de 'One Minute' diyemediğini belirtiyor ve sessizliğin sebebini arıyor. Nihat Nasır darbe ve anayasa üzerinden ülkenin durumunu netleştiriyor. En son Züleyha'sı çıkan Zeki Bulduk'u merak eden okurlar için iyi bir Suavi Kemal yazısı Gerçek Hayat'ta yer alıyor.
Gülcan Tezcan'ın Takva, Takiye ve Büşra üzerinden 'bizim söyleyemediklerimiz'i ele aldığı yazısını bir yere not etmekte yarar var. A. Zeki Gayberi gündemle tatlı tatlı dalgasını geçerken bize de tebessüm etmek düşüyor. AB'liler için pratik Türkçe bölümünde bu kez "Bir kasetle yağız oğlanın siyasi geleceğini bitirdiler ya!"nın İngilizcesi var! Gerçek Hayat dergisi abone olan okurlara 22 kupon karşılığı Peygamberimizin Hayatı'nı ele alan resimli, sorulu ve bulmacalı kitabın yanı sıra Fihristli Yasin ve Elif Cüzü hediye ediyor.
Milli Gazete