Genelkurmay'ın Yalanı [Ahmet Altan]

KFK

İhvan Forum Üye
Katılım
2 Ocak 2010
Mesajlar
481
Tepkime puanı
51
Puanları
0
Bizim Genelkurmay’ın “Balyoz Darbe Planı”yla ilgili yaptığı açıklamayı okudum.

Bu açıklamayı yapan Genelkurmay, bizim belgelerini yayımladığımız “seminerin” varlığını kabul ediyor.

Ve bu seminerde hazırlanan planları sahipleniyor.

“Balyoz Darbe Planı yoktur” demiyor, “öyle planlar yapılmadı” da demiyor ama “öyle planlar yokmuş” izlenimi yaratacak bir üslup kullanıyor.

Şöyle diyor:

“Bu plan seminerine ilişkin olarak ortaya atılan iddiaları, aklı ve vicdanı olan hiçbir kimsenin kabul etmesi mümkün değildir.”

Kilit kelime “iddialar” kelimesi.

Yani ortada bizim yayımladığımız belgeler, krokiler, timler, planlar yok sadece “iddialar” var.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, böyle bir açıklama yayınlayıp bizim yazdıklarımıza “iddialar” dediğine göre demek ki binlerce sayfalık bu metinleri okudu.

Okuduktan sonra da orada gördüklerine “ordu” adına sahip çıkması gerektiğine karar verdi.

Şimdi Başbuğ’a sormak istiyorum o binlerce sayfalık seminer belgelerini okudunuz mu?

Okuduktan sonra mı savunmaya karar verdiniz?

Savunduğunuz o belgeleri sahiplenerek, o seminerde işlenen suçları da sahiplendiğinizin farkında mısınız?

Farkında olmalısınız.

Bu açıklamanızla birlikte artık sizi de “kapsayan” bu “iddiaları” bir konuşalım o zaman.

Birinci Ordu’da “dış tehditler” konulu seminerde bir “darbe planı” hazırlandı, bunun belgelerini yayımlıyoruz.

Bu belgeleri bize o dönemde Birinci Ordu’da görev yapmış bir subay ulaştırdı.

Bizim yayımladığımız belgelerin orijinal metinlerinin hazırlandığı “bilgisayarların” kimlere ait olduğunu gösteren bilgisayar bilgileri de o CD’lerde kayıtlı.

Biz bu belgeleri ve CD’leri savcılığa da teslim ettik.

Emirlerin üstünde “tarihleri, numaraları, emri verenlerin imzaları” var.

Sizin “aklı ve vicdanı olan kimsenin kabul edemeyeceğini” söylediğiniz o hazırlıklar gerçekten de akla ve vicdana aykırı işler.

Zaten soru da bu.

Akla ve vicdana aykırı işleri planlayan insanları neden orgeneralliğe kadar yükseltiyor ve bu eylemlere daha sonra sahip çıkabiliyorsunuz?

Neden bu belgelerin varlığını kesin bir şekilde yalanlamadan, “yalanmış izlenimi” yaratacak ifadeler kullanıyorsunuz?

Neden gerçekleri saklıyorsunuz?

Halkınıza yalan söyleme hakkını nereden buluyorsunuz?

Bu kadar ciddi bir olayı “hemen soruşturmak” için harekete geçeceğinize, bunlara “iddia” deyip üstünü örtmeye nasıl cüret edebiliyorsunuz?

Ordunun işlediği bütün suçların üstünün örtülmesine alışkın olduğunuzdan, karşılaştığınız bu “yeni” durumu algılamakta zorlanıyorsunuz sanırım.

Durumu daha “net ve açık” olarak anlamanıza yardımcı olabilmek için “camileri bombalamak” görevini alan “timleri” bugün isim isim açıklıyoruz.

“Camileri bombalama” görevini veren, görevi tarif eden, timleri oluşturan subayların adları emirlerin altında yer alıyor, emirler de onların “bilgisayarlarında” yazılmış zaten.

Buna ne diyeceksiniz?

Cami bombalamak, bizim ordunun “dış tehdide” karşı aldığı bir önlem mi?

Sizin göreviniz, halkı “düşmana” karşı korumak mı yoksa düşmana hiç ihtiyaç bırakmadan kendi halkınızın gittiği camileri bombalamak mı?

Yönettiğiniz orduda hazırlanan böyle bir emir hiç mi yüzünüzü kızartmıyor?

Neye sahip çıkıyor, neyi savunuyorsunuz?

Neden bunları araştırmak yerine, bu hazırlıklara “iddia” deyip geçiştirmeye uğraşıyorsunuz?

“Ordunun işlediği suçlar, suç sayılmaz” anlayışından kurtulamayacak mısınız?

“Kendi jetimizi düşürmeyi” öngören planın, o “seminer” kapsamında Hava Harp Akademisi’nde hazırlandığını, bu planın hazırlandığı “bilgisayarın” kaydının bulunduğunu gerçekten bilmiyor musunuz?

Bir ordu kendi jetini düşürmeyi planlar mı?

Böyle ordu olur mu?

Bakın general, sizinle anlaştığımız tek nokta var, o da, bunların “akla ve vicdana” aykırı olduğu.

Size tavsiyem, akılsız ve vicdansız planları sahiplenmeyin.

Bu belgeleri kendiniz inceleyin, suçluları ortaya çıkartın.

Böylesi, utanç verici yalanlar söylemekten daha iyidir.


Taraf 22.01.2010
 

Muminaga

Yeni
Katılım
19 Ara 2006
Mesajlar
8,208
Tepkime puanı
989
Puanları
0
Sizleri hep yalanların söylendiği mekanlarda görüyoruz.
sizleri akla ve vijdana sığmayan çalışmaların merkezinde görüyoruz.
görüyoruz duyuyoruz tanık oluyoruz.
planlarınız uygulamalarınız milletin içini daraltıyor.
ordunun hali milleti korkutuyor, dizindeki takatı kesiyor
milletin damarlarındaki ordu sevgisine uygulamaya çalıştığınız
laik aşınız ölümcül yan etki yapıyor
darbe operasyonlarınız acıtıyor
yalanlardan oluşan bandajınız irin oluyor tümor oluyor
toplum mühendisliği reçeteleriniz fazlaca yük olmaya başladı
yettiniz artık
 

ANTİdepresan

"Ansiklopedi"
Katılım
18 Kas 2009
Mesajlar
432
Tepkime puanı
27
Puanları
0
Yaş
40
Orduya karşı yapılan bu söylemleri her ne kadar orduyu zayıflattığına inansam da, destekliyorum. Gizli kapaklı işlerin altından her türlü pislik çıkabilir. Şeffaflıktan zarar gelmez...
 

KFK

İhvan Forum Üye
Katılım
2 Ocak 2010
Mesajlar
481
Tepkime puanı
51
Puanları
0
Yanlış olan, ordu içerisindeki yanlış kişileri ordunun afişe etmemesi,cezalandırmaması.Bir kurumun her bireyi kusursuz olacak diye bir kaide yok.Dediğin gibi hata varsa cezası verilmeli,bu tarz konularda şeffaf olunmalı...Kamuoyu bilgilendirilmeli.Adam yerine konmalı!
 

ZorLu

Üye
Katılım
19 Ağu 2009
Mesajlar
62
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
40
Değerlendirme

Bu köşe yazısını yazan nasıl bir ideolojiye veya mantığa sahip olursa olsun her kim bu ve benzeri yazıları korkusuzca ve cesurca yazıyorsa ancak tebrik edilir, teşekkür edelir...

Ordu içerisinde hepsi için diyemeyiz ama büyük bir çoğunluk "askerlik" harici herşeyi yapmış. Fatih Camii'ne bile..... Yazıklar olsun. Bir ordu halkına böyle bir plan hazırlıyorsa!!! SÖZÜN BİTTİĞİ YER...........

Onlar (inanmayanlar) bir düzen kurdular. Allah da (buna karşılık) bir düzen kurdu. Allah, düzen kurucuların en hayırlısıdır. (Ali İmran Suresi, 54)

Şu günler düşündüğüm tek şey; Bu kadar askerlikten yozlaşmış, kendi halkına bile en kanlı planlar yapan bir ordu acaba nasıl dezenfekte edilebilir?
 
Üst