Kaptan
Mecra Yazarı
Geleneksel İslam, yalnızca beş şartı kalmış, rejime, yönetime karışmayan, kıyameti bekleyen, günlük hayatını içe dönük yaşayan ve dışa taşıracak dininden birşeyi bulunmayan İslam’dır.
Bu tür İslam zaman içinde o hâle getirilmiştir ki böylesi halkın üzerine marksist hükümlerle hükmedilmiş lâkin halk yine müslüman kalmıştır. Üzerine laik demokratik rejim uygulanmış halk yine müslüman kalmıştır. Yani başka rejimlere, kendi bünyesinde her zaman yer bulunan bir İslamdır bu İslam. Böylesi bir İslam’ın Kur’an’daki İslam’la uzaktan yakından alakası bulunmamaktadır...
Kur’an’daki İslam hem dünya görüşü olarak kendine özgü bir anlayışa sahiptir hem de yine kendine özgü bir yaşam tarzına işaret etmektedir. Hayattan koparılmış bir İslam ölü bir İslam’dır. Tıpkı dalından koparılan çiçeğin artık ölü bir çiçek olması gibi. Hayata uygulanmayan, kişi ve toplum hayatını düzene koymayan bir İslam, hayatla bağları koparılmış bir İslam’dır ki buna ancak ölü İslam demek mümkündür. Ölü İslam’ın ise kimseyi diriltmeyeceği kesindir...
Bu tür İslam zaman içinde o hâle getirilmiştir ki böylesi halkın üzerine marksist hükümlerle hükmedilmiş lâkin halk yine müslüman kalmıştır. Üzerine laik demokratik rejim uygulanmış halk yine müslüman kalmıştır. Yani başka rejimlere, kendi bünyesinde her zaman yer bulunan bir İslamdır bu İslam. Böylesi bir İslam’ın Kur’an’daki İslam’la uzaktan yakından alakası bulunmamaktadır...
Kur’an’daki İslam hem dünya görüşü olarak kendine özgü bir anlayışa sahiptir hem de yine kendine özgü bir yaşam tarzına işaret etmektedir. Hayattan koparılmış bir İslam ölü bir İslam’dır. Tıpkı dalından koparılan çiçeğin artık ölü bir çiçek olması gibi. Hayata uygulanmayan, kişi ve toplum hayatını düzene koymayan bir İslam, hayatla bağları koparılmış bir İslam’dır ki buna ancak ölü İslam demek mümkündür. Ölü İslam’ın ise kimseyi diriltmeyeceği kesindir...