girdap
Ordinaryus
- Katılım
- 8 Şub 2007
- Mesajlar
- 2,541
- Tepkime puanı
- 252
- Puanları
- 0
Şefkatli Amcacığım Şerafettin MOLLAOĞLU.
Allahın selamı, rahmeti, bereketi üzerine olsun. Allah seni bütün kötülüklerden korusun. Bu mektubumu size Yetim Gazze’den yazıyorum.
Ben Mine Dalal EL SAMUNİ, 1998 Yılında bir gece yarısı İsrail’in bomba sesleri eşliğinde doğurmuş annem beni…
Babam bir atölyede işçi olarak çalışıyordu ve yedi kardeşim vardı. Babamın aldığı maaş bize yetmiyordu ama annem vardı, babam vardı, kardeşlerim vardı, mutlu bir aile hayatımız vardı. Gazze’ye uygulanan ambargo, İsrail’in ani baskıları, ani saldırıları olsa da bir nebze alışmıştık bu hayata; hayat her şeye rağmen devam ediyordu.
2009 yılına kadar bütün olumsuzluklara rağmen yaşıyorduk ne kadar da fakir olsak sıkıntılı bir hayat yaşasak da bu hayata alışmıştık.
2009 yılında İsrail askerleri evimize girdiler evi boşatmamızı istediler. Evde dedemler ve amcamlar da vardı. Evimizi terk ettik. Mahallemizdeki bir okula yerleştik. Komşularımız da vardı, okulda 95 kişiydik. Bir gece İsrail askerleri okulu bombalamaya başladılar; karanlıktı, elektrikler yoktu. Biz 25 kişi, aynı aileden okulun bir sınıfında okuyorduk; okul bombalanmaya başladığında uykudaydık. Bomba sesleriyle uyandık. Babam, annem, dedem, amcalarım bizi korumaya çalışıyorlardı. Uyandığımda hastanedeydim. Bir ayağımı kesmişler vücudum da sarılıydı. Bu saldırıda 25 kişilik akrabalarımızdan geride sadece ben sağ olarak kurtulmuşum. Annem, babam dedem, amcalarım altı kardeşim, kuzenlerim, yengelerim hepsi şehit olmuş. Onların şehit olduğunu saldırıdan bir ay sonra öğrendim. Ne annemin ne de babamın ne de kardeşlerimin cenazesini gördüm. Ben hastaneden iyileşip taburcu olduğumda saldırı olalı üç ay geçmişti.
Şimdi 12 yaşındayım ve hayata tek başıma tutunmaya çalışıyorum. Bir ayağım yok, bastonla yürüyorum. Gazze’de bir yetimhanede kalıyorum, nasip olursa bu yıl ilkokulu bitireceğim.
Sevgili Amcacığım Şerafettin.
Sizi gecen yıl tanıdım -Allah sizden razı olsun- burada bize sahip çıkan ağabeylerimiz ablalarımız var, sizi ve Cansuyu Derneğini geçen yıl tanıdım. Her ay yardımlarınızı alıyorum. Bu yardımlarla okul ihtiyaçlarımı ve özel ihtiyaçlarımı karşılıyorum.
Geçen Kurban Bayramı’nda beni aradığınızda çok sevindim, sizi tanımıyorum, sadece sizin ve derneğinizin adını biliyorum. Her namazdan sonra anneme, babama, kardeşlerime, şehit olan diğer akrabalarıma ve size dua ediyorum. Siz bana sahip çıkana kadar kendimi çok yalnız hissediyordum. Babam şehit olsa da artık bana sahip çıkan, beni unutmayan, beni arayan soran manevi bir babam olduğunuz için çok mutluyum. Allah sizi korusun, cennette peygamberimize sizi komşu kılsın.
Bu yetimhanede 125 yetim kalıyoruz. Bazı arkadaşlarımızın anneleri yaşıyor ama maddi durumları iyi olmadığı için bu yetimhanede kalıyorlar. Büyüyünce doktor olmak istiyorum. Türkiye’yi çok seviyorum, bazen Türkiye’yi televizyondan izliyorum.
Yetim olmak zor ama Gazze’de Yetim olmak daha zor…
Sabahları annelerimizin sesiyle değil, İsrail uçaklarının bomba sesleriyle uyanıyoruz.
Babalarımız okula giderken cebimize harçlık koymuyor.
Hastalandığımızda annelerimizin sıcak çorbalarını içemiyoruz.
Oynayacak parklarımız da yok.
Yetim Gazze’nin kalbinden tüm dünyaya sesleniyorum:
Tüm vicdan sahiplerine!
Batıya!
Doğuya!
Tüm İslam ülkelerine!
Ve Müslüman kardeşlerime!
Bizi yalnız bıraktınız !!
Feryadımızı duymadınız !!
Siz ey batının ve doğunun çocukları !!!
Annesizliğin ve babasızlığın ne olduğunu bilir misiniz?
Siz ey insan haklarından bahseden batı!
Bizden hiç bahsettiniz mi?
Sizin insan hakları Gazze için çalışmaz mı? Gazze’de insan yok mu?
Ve siz ey Müslümanlar!
Ey Allaha ve Kuran’a inanan Müslümanlar!
Feryadımızı duymadınız, gözyaşlarımızı silmediniz!
Bizi zalim İsrail’in acımazsız saldırılarında yalnız bıraktınız.
Size hakkımı helal etmiyorum!
Size hakkımı helal etmiyorum!
Size hakkımı helal etmiyorum!
Yetim Mine Dalal ELSAMUNİ
10-12-2010
Gazze
Kaynak
Allahın selamı, rahmeti, bereketi üzerine olsun. Allah seni bütün kötülüklerden korusun. Bu mektubumu size Yetim Gazze’den yazıyorum.
Ben Mine Dalal EL SAMUNİ, 1998 Yılında bir gece yarısı İsrail’in bomba sesleri eşliğinde doğurmuş annem beni…
Babam bir atölyede işçi olarak çalışıyordu ve yedi kardeşim vardı. Babamın aldığı maaş bize yetmiyordu ama annem vardı, babam vardı, kardeşlerim vardı, mutlu bir aile hayatımız vardı. Gazze’ye uygulanan ambargo, İsrail’in ani baskıları, ani saldırıları olsa da bir nebze alışmıştık bu hayata; hayat her şeye rağmen devam ediyordu.
2009 yılına kadar bütün olumsuzluklara rağmen yaşıyorduk ne kadar da fakir olsak sıkıntılı bir hayat yaşasak da bu hayata alışmıştık.
2009 yılında İsrail askerleri evimize girdiler evi boşatmamızı istediler. Evde dedemler ve amcamlar da vardı. Evimizi terk ettik. Mahallemizdeki bir okula yerleştik. Komşularımız da vardı, okulda 95 kişiydik. Bir gece İsrail askerleri okulu bombalamaya başladılar; karanlıktı, elektrikler yoktu. Biz 25 kişi, aynı aileden okulun bir sınıfında okuyorduk; okul bombalanmaya başladığında uykudaydık. Bomba sesleriyle uyandık. Babam, annem, dedem, amcalarım bizi korumaya çalışıyorlardı. Uyandığımda hastanedeydim. Bir ayağımı kesmişler vücudum da sarılıydı. Bu saldırıda 25 kişilik akrabalarımızdan geride sadece ben sağ olarak kurtulmuşum. Annem, babam dedem, amcalarım altı kardeşim, kuzenlerim, yengelerim hepsi şehit olmuş. Onların şehit olduğunu saldırıdan bir ay sonra öğrendim. Ne annemin ne de babamın ne de kardeşlerimin cenazesini gördüm. Ben hastaneden iyileşip taburcu olduğumda saldırı olalı üç ay geçmişti.
Şimdi 12 yaşındayım ve hayata tek başıma tutunmaya çalışıyorum. Bir ayağım yok, bastonla yürüyorum. Gazze’de bir yetimhanede kalıyorum, nasip olursa bu yıl ilkokulu bitireceğim.
Sevgili Amcacığım Şerafettin.
Sizi gecen yıl tanıdım -Allah sizden razı olsun- burada bize sahip çıkan ağabeylerimiz ablalarımız var, sizi ve Cansuyu Derneğini geçen yıl tanıdım. Her ay yardımlarınızı alıyorum. Bu yardımlarla okul ihtiyaçlarımı ve özel ihtiyaçlarımı karşılıyorum.
Geçen Kurban Bayramı’nda beni aradığınızda çok sevindim, sizi tanımıyorum, sadece sizin ve derneğinizin adını biliyorum. Her namazdan sonra anneme, babama, kardeşlerime, şehit olan diğer akrabalarıma ve size dua ediyorum. Siz bana sahip çıkana kadar kendimi çok yalnız hissediyordum. Babam şehit olsa da artık bana sahip çıkan, beni unutmayan, beni arayan soran manevi bir babam olduğunuz için çok mutluyum. Allah sizi korusun, cennette peygamberimize sizi komşu kılsın.
Bu yetimhanede 125 yetim kalıyoruz. Bazı arkadaşlarımızın anneleri yaşıyor ama maddi durumları iyi olmadığı için bu yetimhanede kalıyorlar. Büyüyünce doktor olmak istiyorum. Türkiye’yi çok seviyorum, bazen Türkiye’yi televizyondan izliyorum.
Yetim olmak zor ama Gazze’de Yetim olmak daha zor…
Sabahları annelerimizin sesiyle değil, İsrail uçaklarının bomba sesleriyle uyanıyoruz.
Babalarımız okula giderken cebimize harçlık koymuyor.
Hastalandığımızda annelerimizin sıcak çorbalarını içemiyoruz.
Oynayacak parklarımız da yok.
Yetim Gazze’nin kalbinden tüm dünyaya sesleniyorum:
Tüm vicdan sahiplerine!
Batıya!
Doğuya!
Tüm İslam ülkelerine!
Ve Müslüman kardeşlerime!
Bizi yalnız bıraktınız !!
Feryadımızı duymadınız !!
Siz ey batının ve doğunun çocukları !!!
Annesizliğin ve babasızlığın ne olduğunu bilir misiniz?
Siz ey insan haklarından bahseden batı!
Bizden hiç bahsettiniz mi?
Sizin insan hakları Gazze için çalışmaz mı? Gazze’de insan yok mu?
Ve siz ey Müslümanlar!
Ey Allaha ve Kuran’a inanan Müslümanlar!
Feryadımızı duymadınız, gözyaşlarımızı silmediniz!
Bizi zalim İsrail’in acımazsız saldırılarında yalnız bıraktınız.
Size hakkımı helal etmiyorum!
Size hakkımı helal etmiyorum!
Size hakkımı helal etmiyorum!
Yetim Mine Dalal ELSAMUNİ
10-12-2010
Gazze
Kaynak