Gazi sucuklarının aslan yürekli savaşçısı Daum

cemaliii

Kıdemli Üye
Katılım
24 Ağu 2009
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
982
Puanları
113
Gazi sucuklarının aslan yürekli savaşçısı Daum[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]

Yeryüzünde hiçbir futbol adamına böyle zulüm yapılmadı.. Baskının her türlüsü uygulandı.. Ezildi, aşağılandı.. İtilip kakıldı.. Ama içindeki Fenerbahçe sevgisi sayesinde Christoph Daum’un yüzündeki sarı kılların bir teki bile oynamadı.. Yakasında Gazi sucukları amblemi, dilinde İstiklâl Marşı, aslanlar gibi direniyor..



Acılar ülkesi Türkiye’m, bir başka türden acıyı da İstanbul’un Fenerbahçe yakasında yaşıyor..

Acıyı yaşatan Fenerbahçe yönetimi..

Acıyı iliklerinde bile hisseden ise takımın üç yıl mukaveleli teknik direktörü Christoph Daum..

Adama “çek git, seni istemiyoruz..” dediler..

O da “Paramı verin gideyim..” dedi..

Öyle ya! Teknik direktörlük makamını askeri darbeyle ele geçirmedi.. Almanya’da senede 2.2 milyon Euro kazandıran bir işi vardı.. Diller dökerek getirdiler.. Bir milyon Euro da fazladan para verdiler..

Şimdi “git ama bizden para isteme..” diyorlar..

***

Bizde “patron kısmının hobisi” işten attığı adama kazanılmış hakkını vermemektir..

Bu bir işveren sporudur..

Eski çalışanına on bin lira vermemek için mahkemede yirmi bin lira harcar ama yine de yüce patronluk makamının ek yerini göstermez..

Aziz Bey de böyle azimli bir patron.. Üstelik sadece takımın değil, Fenerli patronların bile patronu..

Onu görünce önünü ilikleyenler arasında milyar dolarlara sahip patronlar, omuzu dört yıldızlı paşalar, koca koca siyasetçiler, belediye başkanları var..

Şimdi tutup da Christoph Daum gibi gömleğinin yakasında “sucuk logosu” taşıyan birine tazminat mı ödeyecek? İstanbul’un diğer patronlarını kendine mi güldürecek?

ANLAŞAMADILAR

Aziz Bey önce anlaşma yoluna gitti..

Christoph Daum Alman alfabesindeki otuz harfin tamamını kullanıyor, ayrıca Türklerin İstiklâl Marşı’nı detone olmadan söyleyebiliyordu..

Aziz Bey ise bizim yirmi dokuz harflik alfabemizin ancak yirmi sekiz harfini kullanabiliyordu.. (R) harfini atlıyordu..

Karşılıklı pazarlık “alfabe uyuşmazlığı” yüzünden sonuç vermedi.. Çünkü Daum ne zaman sıkışsa ayağa kalkıp “Korkmaaa sönmeeez bu şafaaak..” diye marşa başlıyordu..

Dil döktüler, olmadı.. “Can güvenliğini garanti edemeyiz..” deyip tehdit ettiler, olmadı..

Daum “Ya paramı verin ya çalışayım..” diyordu..

Peki, dediler.. Git işbaşı yap!

İşbaşı yapacak da kiminle.. Futbolcular tatilde.. Kimi Çeşme’de, kimi Bodrum’da denize girip çimiyorlar.. Suda birbirleri ile deve güreşi yapıyorlardı..

Yöneticiler mi çalışacaktı? Koca Samandra’da personelden başkası yoktu..

Daum hiç itiraz etmedi.. Ertesi gün saat dokuzda Samandra’ya gidip işbaşı yaptı..

Tabii Aziz Bey onu cırtım cırtım takip ettiriyordu.. Daum’un binadan hiç ayrılmadığını, yemeğini bile orada yediğini öğrendi..

Çünkü Alman teknik direktör, tesislerin dışına çıktığı takdirde “İşten kaytardı..” şeklinde bir zabıt tutturup; mukavelesini feshedeceklerini düşünüyordu..

Yemeklerini tesiste yemesi bundandı..

Tesislere gizli bir talimat gitti.. Birdenbire işleyen kafeterya “tadilata” girdi.. Daum artık kafeteryada oturamayacaktı..


***

Christoph Daum pes etmedi.. Kafeterya badana boya işlemi görebilirdi lakin mutfak çalışıyordu.. Yemeğini odasına getirtip, orada yedi..

Alman çalıştırıcı, aleyhine kullanılacak en küçük bir açık bile vermiyordu.. Boru değil işin ucunda altı milyon euro vardı.. Bunun banka faizi bile ayda yetmiş beş bin liralık maaş demekti..

Bizde cin fikirli yönetici çoktur..

Biri “Sağlık raporu isteyelim.. Bakalım bu sene takımı çalıştırabilecek kadar sağlam mı?” fikrini ortaya attı..

Futbolcu sağlık kontrolünden geçer de teknik direktör niye geçmez?

“Harika..” dediler..

Çaktırmadan tahlillerine bakarız.. Saçının telinden, kanının renginden kokain içip içmediği çıkar.. Eğer içiyorsa yaşadık..

DAUM YUTMADI

Sağlık muayenesi için kulüp yönetimince gösterilen adrese Alman çalıştırıcı gitmedi..

Uçan kuşun kanat çırpışındaki hileyi sezen Daum “Bunlar beni oyuna getirecek.. Doktorları ayarlamış olabilirler..” diye düşünüp sağlık kontrolü için başka bir kurumu seçti..

Böylece bu manevra da boş çıktı.. Geriye kala kala işten kaytarıp kaytarmayacağı kalmıştı..

Yazarınız, Christoph Daum’un mecburi hizmet yaptığı Samandra Tesisleri’ndeki çalışma programını ele geçirdi.. Alman Hoca işi çok sıkı tutuyordu..

Sabah yedi buçukta kalkıp, duşunu alıyor.. Giyinip kahvaltı için aşağıya iniyordu..

Aşçı ve garsonları başına topluyor, hep birlikte İstiklâl Marşı söyleniyor, daha sonra kahvaltıya geçiliyordu..

Kahvaltıdan sonra garsonlara ve tesis güvenlik elemanlarına kendi eliyle yaptığı “günlük antrenman programını” verip uygulamalarını istiyordu..

Öğle yemeğinden sonra yine personelle toplantı yapılıyor ve Daum onlara taktik çalışmalar hakkında teorik bilgiler veriyordu..

Temsil dünkü taktik çalışmada sahaya “4-2-3-1”0 yayılışının özellikleri üzerine konuşuldu..

Daha sonra televizyondan Dünya Kupası maçları topluca seyredildi.. Garsonların her birine birer futbolcu verilerek, pas isabet oranları tutturuldu..


***

Akşam yemeğinden sonra da boş durulmuyor, teorik çalışmalar yapılıyor..

Temsil dün akşam spor yazarı Ömer Üründül tarafından kaleme alınan “Futbolda bloklar arası iyi ilişkiler ve getirilen kanat toplarının rakip defans oyuncuları üzerindeki psikolojik etkileri..” adlı eser okunup incelendi..

Bilgi zehirlenmesi yaşayan iki garsona yatma izni verildi..

Gördüğüm kadarı ile ne tür baskı yapılırsa yapılsın Daum pes etmeyecek..

Bu olay yıllar sonra bile, tıpkı bir “Dreyfüs Davası..” gibi veya “Kievli Yakov’un Mahpusluğu..” gibi dünyanın her yerinde konuşulacak..

Efsanevi futbolcu Beckenbauer’in benzetmesiyle “Fenerbahçe Sirki’nde işkence gören Alman futbol adamı” için kim bilir ne destanlar yazılacak?

Biz sadece tarihin tanığıyız..

Selahattin Duman -vatan gazetesi



[/FONT]
 

agbi

Yasaklı
Katılım
2 Kas 2006
Mesajlar
25
Tepkime puanı
382
Puanları
0
Konum
İzmir
CEMALİİ

Siz galiba

Vatan & Hürriyet ve Akşam gazetelerinin devamlı okuyucusumusunuz ?
 
Üst