Filistin Perspektifinde Lübnan Savaşı

cahid

Kıdemli Üye
Katılım
18 Ağu 2009
Mesajlar
6,069
Tepkime puanı
1,417
Puanları
113
Konum
Muamma...!
4146.jpg


Siyonistler dehşet, telaş ve şaşkınlık içersindeler… Fareler ve tavşanlar gibi saklanıyorlar


Lübnan'daki İsrail-Hizbullah savaşı esnasında Filistin toplumu, savaş karşısında tekrar eden üç reaksiyonda bulundu:

A. Hizbullah ile derin bir özdeşlik

B. Hizbullah'ın zaferinin ve İsrail'in küçük düşüşünün aynı anda kutlanması

C. Hizbullah'ın taktiklerinin Filistinliler için model alınması

Bu etraflıca rapor işte bu fenomeni belgelendiriyor ve Filistinli yetkililerin-Filistin medyasının toplumlarının Hizbullah'ın İsrail ile savaşındaki atmosferini yansıtan örnek ifadelerini içeriyor.

A. Süpermen Olarak Nasrallah: Hizbullah'ın Kimliği ile Derinden Özleşme

Savaşın başlangıcından itibaren Filistinliler sadece Lübnan halkıyla değil, özellikle Hizbullah ile de tam bir özdeşlik izhar ettiler. Hasan Nasrallah, Arap halkının ve İslam dininin onurunu ihya eden bir kahraman olarak görüldü. Filistin Özerk Yönetimi'nin günlük gazetesi El Eyyam'da yayınlanan bir karikatürde Nasrallah'ın cübbesini çıkararak, tıpkı Clark Kent gibi Süpermen giysisini gösterirkenki hali resmedilmişti.

Filistinlilerin Hizbullah'a duydukları saygının derecesini gösteren başka bir çarpıcı veri daha vardı: Filistinlilerin %66,3'ü esir alınan 3 İsrail askeri ile ilgili yürütülen müzakerelerin sadece Hizbullah tarafından sürdürülmesini istiyordu (üstelik bu askerlerden biri Filistinliler tarafından esir alınmış olmasına rağmen). Filistinliler görüşmelerin sürdürülmesinde Nasrallah'a kendi liderlerinden daha çok güveniyorlardı.

B. Hizbullah'ın Zaferinin ve İsrail'in Küçük Düşürülmesinin Kutlanması

Filistin açısından savaş Hizbullah için parlak bir zafer ve İsrail için de küçük düşürücü bir hezimetle neticelenmişti. “Sizlere Siyonistlerin korku, dehşet ve şaşkınlık içersinde olduklarını ve politik-askeri liderlerinin ihtilafa düştüklerini söylüyorum… Korku içersinde sığınaklarda yaşıyorlar. Fareler ve tavşanlar gibi buralara doluşmuşlar ve dışarı çıkamıyorlar. Halkları çığlık atıyor, binlercesi ve ülkeden çıkmak, Amerika, Avrupa ve İngiltere'ye gitmek istiyorlar…” Resmi Filistin televizyonunda bir dini lider böyle sevinç çığlıkları atıyordu (4 Ağustos 2006).

Filistinliler savaşı İsrail karşısındaki direnişte bir dönüm noktası olarak görüyorlar. Hizbullah İsrail'i yenebildiğini göstermişti ve şimdi öğrenme sırası Filistinlilerde idi.

C. Filistinliler için Model Olarak Hizbullah Taktikleri

Hizbullah'ın başarıları neticesinde Filistin medyasında Hizbullah'ın savaş metotlarını da içeren ve Filistinliler tarafından uygulanması gerektiği söylenen taktik ve stratejiler ayrıntılı bir şekilde yer almaya başladı.

Bütün bunları daha ayrıntılı olarak ele alalım:

A. Hizbullah ile Özdeşleşme

Üst düzey yetkililerden sokak gösterilerine katılan çocuklara dek Filistin toplumunun bütün parçaları savaş süresince Hizbullah için tam bir hayranlık ve duygudaşlık sergiledi, onları İsrail karşısında silah elde savaşan kardeşleri olarak gördü. Filistinliler ciddi bir ekonomik kriz içersinde olmalarına rağmen “Lübnan halkını desteklemek için milli bir kampanya” yürüterek Lübnan için para topladılar. (El Hayat el Cedide, 31 Temmuz 2006)

Kamuoyu araştırmaları Filistinlilerin %96'sının Hizbullah hakkında iyi bir kanıda olduklarını ve %91'inin de Hizbullah'ın esir değişimi talebini desteklediklerini gösterdi. Filistinlilerin %66,3'ü esir alınan 3 İsrail askeri üzerinden yürütülen görüşmelerin sadece Hizbullah tarafından gerçekleştirilmesini tercih ediyor. (Al Najah kamuoyu araştırması; Al-Ayyam, 27 Temmuz 2006)

Savaş esnasında Filistin medyası Hizbullah'a verdiği bu desteği sürekli olarak tekrar etti. Filistin televizyonunda Filistinlilerin ve Lübnanlıların kaderlerinin bir olduğunu deklare eden ve saatler süren klipler yayınlandı. Bunlar arasında Lübnanlılara mali destek çağrısını içeren özel yayınlar da vardı ve bir klip “Sizin yaranız bizim yaramızdır” sözü ile iki saatte bir ekranlarda yer alıyordu.

Filistin otoritesi medyası aktif olarak Hizbullah ile dayanışma ilanında ve yürüyüş çağrılarında bulundu. El Eyyam gazetesi Nasrallah'ın dini kıyafetini çıkararak altında “Süpermen” giysisini gösterdiği bir karikatüre yer verdi. Bu, Filistin toplumunun, savaş esnasında ve hemen sonrasında Nasrallah'a olan tam takdir ve hayranlığını, onu süper bir kahraman görecek kadar ilerlettiğini gösteriyor.

Aşağıdaki ifadeler medyadan alıntılandı. Burada da Hizbullah'ın İsrailli siviller ve askerler karşısındaki saldırılarının Filistinlilerce de tıpkı Hizbullah gibi direniş olarak tanımlandığını not edelim.

“Dün Lübnan halkı ile dayanışmalarını göstermek için Ramallah sokaklarında yüzlerce kişi gösteri yaptı. Katılımcılar iki İsrail askerini esir alan Lübnan Hizbullah savaşçılarının kahramanlığını övdüler ve direnişin İsrail şehirleri ve yerleşimcileri üzerine füze yağdırmasının devam etmesinden dolayı duydukları sevinci ifade ettiler.”

(El Eyyam, 17 Temmuz 2006)

El Aksa Şehitleri Tugayı Komutanı İmad Ebu Hamad: “Hizbullah ile aramızdaki ilişkileri göz önüne alırsak, onlarla iyi ilişkiler sürdürmemizden dolayı gurur duymaktayız… Zafer ister burada ister orada kazanılsın sonuçta iki halkın ortak düşmanı karşısında elde edilmiş bir galibiyettir. Seyyid Hasan Nasrallah'a, direnişin önderine şöyle sesleniyoruz: Ve sen, ey direnişin öğretmeni! Ey Ebu Hadi, bizler, El Aksa Şehitleri Tugayındaki herkes senin kardeşlerin ve evlatlarınız, bizler senin komuta ettiğin savaşın askerleriyiz!” (El Hayat el Cedide, 14 Ağustos 2006)

Şair ve gazeteci Ahmed Dahbor: “Filistin, Lübnan ile dayanışmasını ortaya koyarken aslında kendisi ile dayanışma içersine girmiş oluyor, zira Lübnan direnişi bütün Arap halkını korumak için de boy gösteriyor…” (El Hayat el Cedide, 11 Ağustos 2006)

Abbas Zeki, Fetih Merkez Komitesi üyesi ve Lübnan'daki Filistin büyükelçisi Gazze'de düzenlenen bir toplantıda: “Filistinliler için kardeşleri Lübnan'ın muzaffer olması bir onurdur, zira Lübnan her zaman Filistin'i desteklemiştir…” (El Hayat el Cedide, 11 Ağustos 2006)

“Ulusal ve İslami güçler dün Cenin şehrinde İsrail'in Gazze Şeridi ve Lübnan karşısında düzenlediği saldırıları kınamak, Filistin ve Lübnan direnişine verdikleri desteği göstermek için büyük bir yürüyüş gerçekleştirdiler. Çocukların ellerinde 'Direnişe evet, teslim olmaya hayır' yazılı pankartlar taşıdıkları gözlendi. İslami Cihad'ın Cenin bölgesi politik kanat başkanı Şeyh Mahmud Sadi 'direnişin Filistin ve Lübnan halklarının meşru hakkı olduğunu söyledi ve tüm direniş fraksiyonlarının askeri kanatlarının genel bir seferberlik başlatması çağrısında bulundu…” (El Eyyam, 17 Temmuz 2006)

Hamas'ın Gazze ve Nablus'ta yaptığı Hizbullah'a destek mitingleri de medyada geniş yer buldu. El Menar Televizyonu 13 Ağustos'tan itibaren Filistinli çocuklar tarafından yapılan gösterileri izletmeye başladı. Programların birinde sekiz yaşındaki bir çocuğun Filistinli akranlarıyla konuştuğu ve onlara Lübnanlı çocukların dertlerinden bahsettiği görülüyordu. Sonrasında da Gazze halkının ellerinde Hamas ve Hizbullah bayrakları ile sokaklara çıktığı ve Filistinli çocukların İsrail, ABD ve İngiltere'nin yanan bayraklarını çiğnedikleri sahnelere yer verildi.

Bu görüntülerin hemen ardından “İşgal Edilmiş Filistin” programda görevli El Menar muhabiri Ramallah'ta düzenlenen bir yaz kampına bağlandı. Kendisi ile röportaj yapılan bir kız çocuğu Lübnan çocuklarına, aynı saldırılara defalarca uğrayan Filistinli çocuklar gibi sıkı durmaları tavsiyesinde bulundu ve “Hepimiz sizinleyiz ve sizin için kanımızı, ailelerimizi ve evlerimizi bile vermek zorunda kalsak bunu yapmaya hazırız” dedi.

B. İsrail'in Küçük Düşüşü Karşısında Hizbullah Zaferi

Filistin toplumu için savaş Hizbullah açısından tam ve hayranlık uyandıran bir zafer, İsrail için de ezici ve küçük düşürücü bir yenilgi idi. Aşağıda bunu yansıtan medya ifadeleri var:

Bağımsız haber ajansı “Maan”ın genel koordinatörü Nasır el Laham: “Hizbullah 120 İsrailliyi öldürdü, İntifada esnasında Filistinliler 1000'den fazla İsrailliyi öldürmüş olmalarına rağmen aradaki fark Hizbullah'ın İsrail'e yenilgiyi tattırmış olması.”

“Filistin Halk Kurtuluş Cephesi genel sekreteri, halk kitlelerine işgal ordusunun Lübnan direnişinin elinden tattığı gerçek ve utanç verici mağlubiyetin ardından ulusal birliği korumaları çağrısı yaptı…” (El Hayat el Cedide, 22 Ağustos 2006)

“Eğer İsrail o meşum Altı Gün Savaşı'nda 3 Arap ordusunu yenilgiye uğratabilmiş ve savaşı 6 gün içersinde bitirebilmişse, işte şimdi de Lübnan'da 4 hafta savaşı başladı ve hala bunu bitiremiyorlar… Yahudiler 5 savaş yaşadılar. Hiçbirinde, kendi safları arasında bu savaşta olduğu gibi bir rezalet, utanç ve korku yaşadıklarını görmemiştik.” (Filistin Yasama Meclisinin Hamas'a mensup üyesi Şeyh Dr. Ahmed Bahar'ın bir vaazından, Filistin TV, 4 Ağustos 2006)

“Gazze'deki 'Filistin Din Dersi Öğretmenleri Derneği' başkanı düzenlenen basın konferansında şöyle konuştu: 'Kardeş Lübnan halkı karşısında tam bir aydır düzenlenen vahşi ve barbar İsrail saldırısının sonrasında Siyonist rejim korkusuz cihad savaşçıları önünde yenilgiye uğratılarak dışarıya atıldı ve bu durum 'yenilmez ordu' efsanesini darmadağın ederek işgalci liderlere savaş ve çatışma sanatında unutulmaz dersler verdi.” (El Hayat el Cedide, 20 Ağustos 2006)

“Dün Salfit kasabasında Filistin Kurtuluşu için Demokratik Cephe üçüncü parti kongresini gerçekleştirdi. Katılımcılar Lübnan ve Filistin direnişinin kahramanlarını kutlayarak dayanışma mesajları gönderdiler, direniş ve Lübnan halkı için desteklerini sunarak Hizbullah savaşçılarının İsrail'in askeri yıkım makinesi karşısında gösterdiği sağlam duruş ve büyük zaferlerini takdir ettiler…” (El Hayat el Cedide, 20 Ağustos 2006)

“İsrail her şeyi yakıp yıkabilir ama direniş karşısında zafer elde edemez… Çünkü direniş bölge halkları için kültürel, zihni ve ideolojik bir mevzidir. Bugün burada bir aydan fazla bir zaman sonra tanık olduğumuz şey İsrail işgal ordusunun yenilgisi…” (Dr. Hasan Ebu Haşhiş, Enformasyon Bakan Yardımcısı, El Hayat Cedide, 20 Ağustos, 2006)

“Sevgili kardeşlerim, bizler insanlığın ve dinin düşmanlarının, Siyonist canilerin uğursuz saldırıları altındayız. Siyonist askeri altyapının yenildiğinin vurguluyoruz. Ne Filistin ne de Lübnan'da askeri çatışmayı kazanmaları mümkün değil. Fakat yenilgilerini örtmek için çocukları öldürüp, evleri viraneye çeviriyor, elektriği keserek hastaneleri ve kurumları bombalıyorlar, fakat tüm bunlar gerçekte yenilmiş olduklarını gösteriyor. Onlar yenilgiye uğrayan taraflar ve bizler de Allah'ın izniyle galip geliyoruz; çünkü İslam'ın bayrağı bütün öfkelerine rağmen Filistin ve Lübnan'da dalgalanmaya devam edecek…” (Filistin Yasama Konseyi'nin Hamaslı üyesi Şeyh Dr. Ahmed Bahar'ın Cuma hutbesinden, 4 Ağustos 2006)

C. Filistinliler İçin Model Olarak Hizbullah Taktikleri

Filistin medyası aktif olarak Hizbullah'ın Lübnan savaşından edinilen dersleri masaya yatırıyor. Bu mesaj hem resmi, hem de gayri resmi çevrelerde sıklıkla dillendiriliyor ve köşe yazarları giderek artan bir sıklıkla Hizbullah'ın başarılarını ele alan analizler yazıyorlar. Üstelik bu zaferi, İsrail karşısında sadece direnmekle muzaffer olunacağı, sonunda da İsrail'in ortadan kalkacağını ispatlayan bir olgu olarak görenler de var.

“Filistinlileri krizle yüzleşmede Lübnan modelini azami ölçüde kullanmaya çağırıyorum… “

(Dr. Hasan Ebu Haşiş, Enformasyon bakan Yardımcısı, El hayat el Cedide, 20 Ağustos 2006)

Aksa Şehitleri Tugayı'nın Gazze komutanı İmad Ebu Hamad: “… Hizbullah'ın cesur direnişi ile eşgüdümlülük içersinde, Gazze Şeridi etrafındaki Siyonist yerleşimciler üzerindeki bombardımanımızı arttırdık, aynı şekilde Batı Şeria'daki askeri eylemliliğimizi de. Böylece düşman hem güneyden hem de kuzeyden direnişin kuşatması altına girebilecek. İşgal dün güney Lübnan'dan, ardından da Gazze Şeridi'nden geri çekildi. Yarın da, Allah'ın izniyle Batı Şeria'dan çekilecekler ve böylece kendi ırkçı duvarlarının arkasında hapsolacaklar…” (El Hayat el Cedide, 14 Ağustos 2006)

Kültür Bakanı Dr. Ataullah Ebu Subuh: “Lübnan ve Filistin tecrübesi iyi incelenmeli ve bunlardan istifade edilmeli. İsrail ordusunun irade ve iyi planlama karşısında yenildiği ispatlanmış oldu. Hizbullah şehirleri vurduğunda kuzeyin tahliye edilmesi ve buralardan kaçmaları, bunların İsrail değil Filistin şehirleri olduğunu ispatlıyor…” (El Hayat el Cedide, 31 Ağustos 2006)

Gazze'deki Filistin Din Dersi Öğretmenleri Derneği Başkanı Mervan Ebu Ras: “İşgal ordusunun Lübnan'da aldığı ağır yenilgi topraklarımız üzerindeki işgalin ortadan kaldırılmasının ilk adımıdır. Direniş yolu Filistin toprakları üzerindeki tüm İsrail işgali ortadan kaldırılıncaya dek sürdürülmelidir…” (El Hayat el Cedide, 20 Ağustos 2006)

Filistinli analist Hani el Mısri, Filistin televizyonunda Hizbullah'ın başarıları hakkında:

“Hizbullah'ın İsrail'in elit 'Golan 51' birliği karşısındaki cesur mücadelesi İsrail'in inisiyatif alarak erken sonuç alma şeklindeki savaş konseptini yok etti… Nispeten küçük bir teşkilat İsrail'i yenmeyi başardı… Eğer Hizbullah devlet olsaydı çok daha muazzam neticeler alınabilirdi… Hizbullah ağır sıklet boksör karşısında 15. Raunda kadar kalmayı başaran bir tüy sıklet boksörü gibi…”(2 Ağustos 2006)

“Din ve Toplum” adlı TV programından:

Şeyh Hian İdrisi: “İçersinde yaşadığımız şartlardan dolayı Siyonist projenin düşüşte olduğunu görüyoruz. Tamamen Yahudi olan bir devlet umuyorlardı, fakat bugün boğazlarındaki kemik haline geldik. Gazze'den tek taraflı çekilmeleriyle füze saldırılarının duracağını umdular. Fakat bu geri çekilişten beri muhasara altında olan Gazzeli kardeşlerimiz silahlarını bırakmadılar ve savaşmaya devam ettiler.”

Filistin Yasama Konseyinin Hamaslı uzvu Şeyh Dr. Ahmed Bahar'ın vaazından:

“Savaşan kardeşlerim… Canavar devlete Allah'ın izniyle hedeflerine ulaşamayacağını söylüyoruz… Sizlere Siyonistlerin korku, telaş ve şaşkınlık içersinde olduklarını ve politik ve askeri liderlerinin ihtilafa düştüklerini söylüyorum. 2 milyondan fazla Siyonist sığınaklarından dışarı adım atamıyorlar. Fareler ve tavşanlar gibiler orda. İsrail'i terk etmek, Amerika, Avrupa ve İngiltere'ye gitmek istiyorlar. Negatif göç başladı… Ceffa, Hayfa ve inşallah yakında Tel Aviv'in yıkılışını bu beşinci savaşın dışında bir yerde görmedik…”

(Filistin TV, 4 Ağustos 2006)

El Şaab Partisi genel sekreteri ve milletvekili Bessam el Salihi direnişe devam çağrısı yaptı ve iktidardaki insanları birliğe ve Hizbullah'ın Lübnan tecrübesinden ders almaya davet etti. (El Hayat el Cedide, 13 Ağustos 2006)

Parlamento üyesi Dr. Mervan Ebu Ras direnişin, İsrail işgali bütün Filistin topraklarında sonlandırılıncaya dek sürdürülmesi çağrısında bulundu ve “İşgalciler ellerindeki askeri cephaneye, ABD yardımına ve uluslararası sessizliğe rağmen kardeş Lübnan halkının güçlü duruşu ve İslami direnişin cesareti sayesinde hiçbir amaçlarına ulaşamadılar” dedi. Dr. Ebu Ras “Hizbullah ve İsrail arasındaki çatışmadan ders alınması ve bunlardan işgal güçlerine verdirilecek kaybın arttırılması için Filistin potansiyelinin güçlendirilmesinde istifade edilmesini” istedi. (El Hayat el Cedide, 20 Ağustos 2006)


velfecr
 
Üst