İzmir Milletvekili Zeynep Altıok'un soru önergesini yanıtlayan Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, AİHM'e yapılan başvurular ve kararlara ilişkin bilgi verdi. Buna göre Türkiye aleyhine AİHM'e; 2006'da 2328, 2007'de 2828, 2008'de 3706, 2009'da 4474, 2010'da 5821, 2011'de 8668, 2012'de 9098, 2013'te 3505, 2014'te 1584, 2015'te 2212, 2016 yılında ise 8308 başvuru oldu. AİHM Türkiye aleyhine açılan davalarda 2012'de 117, 2013'te 118, 2014'te 94, 2015'te 79 ve 2016'da 77 ihlal kararı verdi.
Adalet Bakanı Gül'ün yanıtına göre; Türkiye; 2004'te 22 milyon 227 bin 431.00 TL, 2005'te 16 milyon 218 bin 875.48 TL, 2006'da 13 milyon 847 bin 145.88 TL, 2007'de 26 milyon 221 bin 833.85 TL, 2008'de 10 milyon 391 bin 440.84 TL, 2009'da 11 milyon 662 bin 799.72 TL, 2010'da 33 milyon 99 bin 333.12 TL, 2011'de 37 milyon 137 bin 69.80 TL, 2012'de 14 milyon TL, 2013'te 18 milyon TL, 2014'te 20 milyon TL, 2015'te 7.5 milyon TL ve 2016'da 28 milyon TL tazminata mahkum oldu. Bu verilere göre 2004-2016 yılları arasında Türkiye 258 milyon lira tazminat ödemeye mahkum edildi.
Haber bu, bendenize göre bunlar iyi gün rakamları, yarın elebaşılarına özellıkle dokunulmayan fetö yargılamaları bağlamında belki bu rakamı üçe beşe, ona katlayan tazminatlar ödenmek durumunda kalınacak. Bylok kararlarının hepsi AİHM’ne taşınabilir nitelik arz ediyor. Bu gariban milletin parasına yazıktır. Tazminatları yargılamaları yönlendirenler ödesinler.
Mesela sanık diyor ki ben evet bylok yükledim haberleşmek için, hatta bağış da yaptım, ama ben bir terör örgütü mensubu değilim. Bunların hak yolda oldukları kanaati ile bunları yaptım. Siz bu kişiyi bylokla, kurban parası ile yargılar cezalandırırsanız bu karar bir yerden illa ki döner ve AİHM’ni beklemeye gerek yok, somut anlamda terör şebekesinin içinde olduğu tespit edilemeyenlere dair bizim kendi hukukumuzda, vicdanlarımızda bir karar vermemiz daha önemli. Sadece haberleşme programı yüklemek ve kurban parası vs. vermekle insanları terörist, vatan haini ilan etmek vicdanlarınızı sızlatmıyorsa, diyecek söz yok demektir ki en tepedekilere kandırılabilme hakkı tanınıp, bu insanların kandırılmış olmalarını reddetmek de ayrı bir garabetlik olarak kaydedilmeli tabii ki.
Adalet Bakanı Gül'ün yanıtına göre; Türkiye; 2004'te 22 milyon 227 bin 431.00 TL, 2005'te 16 milyon 218 bin 875.48 TL, 2006'da 13 milyon 847 bin 145.88 TL, 2007'de 26 milyon 221 bin 833.85 TL, 2008'de 10 milyon 391 bin 440.84 TL, 2009'da 11 milyon 662 bin 799.72 TL, 2010'da 33 milyon 99 bin 333.12 TL, 2011'de 37 milyon 137 bin 69.80 TL, 2012'de 14 milyon TL, 2013'te 18 milyon TL, 2014'te 20 milyon TL, 2015'te 7.5 milyon TL ve 2016'da 28 milyon TL tazminata mahkum oldu. Bu verilere göre 2004-2016 yılları arasında Türkiye 258 milyon lira tazminat ödemeye mahkum edildi.
Haber bu, bendenize göre bunlar iyi gün rakamları, yarın elebaşılarına özellıkle dokunulmayan fetö yargılamaları bağlamında belki bu rakamı üçe beşe, ona katlayan tazminatlar ödenmek durumunda kalınacak. Bylok kararlarının hepsi AİHM’ne taşınabilir nitelik arz ediyor. Bu gariban milletin parasına yazıktır. Tazminatları yargılamaları yönlendirenler ödesinler.
Mesela sanık diyor ki ben evet bylok yükledim haberleşmek için, hatta bağış da yaptım, ama ben bir terör örgütü mensubu değilim. Bunların hak yolda oldukları kanaati ile bunları yaptım. Siz bu kişiyi bylokla, kurban parası ile yargılar cezalandırırsanız bu karar bir yerden illa ki döner ve AİHM’ni beklemeye gerek yok, somut anlamda terör şebekesinin içinde olduğu tespit edilemeyenlere dair bizim kendi hukukumuzda, vicdanlarımızda bir karar vermemiz daha önemli. Sadece haberleşme programı yüklemek ve kurban parası vs. vermekle insanları terörist, vatan haini ilan etmek vicdanlarınızı sızlatmıyorsa, diyecek söz yok demektir ki en tepedekilere kandırılabilme hakkı tanınıp, bu insanların kandırılmış olmalarını reddetmek de ayrı bir garabetlik olarak kaydedilmeli tabii ki.