Soru-1: Rızık Allah'tan mı?
Cevap: Evet rızık Allah'tandır. Aşağıdaki âyetler bu konuyu ispat etmektedir:
5/MAİDE-88: Ve kulû mimmâ razakakumullâhu halâlen tayyiben vettekûllâhellezî entum bihî mu'minûn(mu'minûne).
Allah'ın size verdiği rızıklardan temiz, helâl olanları yeyin, ve O'na, îmân ettiğiniz Allah'a karşı, takva sahibi olun.
7/A'RAF-160: Ve katta'nâhumusnetey aşrete esbâtan umemâ(umemen), ve evhaynâ ilâ mûsâ izisteskâhu kavmuhu enıdrıb bi asâkel hacer(hacere), fenbeceset minhusnetâ aşrete aynâ(aynen), kad alime kullu unâsin meşrebehum, ve zallelnâ aleyhimul gamame ve enzelnâ aleyhimul menne ves selvâ, kulû min tayyibâti mâ rezaknâkum, ve mâ zâlemûnâ ve lâkin kânû enfusehum yazlimûn(yazlimûne).
Ve onları ümmet olarak on iki sıbt'a ayırdık. Kavmi ondan su istediği zaman, Musa (A.S)'a asasını taşa vurmasını vahyettik. Hemen ondan on iki pınar fışkırdı. Her grup insan, içeceği yeri bildi. Ve onların üzerini bulutla gölgeledik. Ve onlara, kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Sizi rızıklandırdığımız helâl şeylerden yeyin! Ve (onlar), bize zulmetmediler, fakat kendi nefslerine zulmettiler.
10/YUNUS-31: Kul men yerzukukum mines semâi vel ardı emmen yemlikus sem'a vel ebsâre ve men yuhricul hayye minel meyyiti ve yuhricul meyyite minel hayyi ve men yudebbirul emr(emre), fe se yekûlûnâllâh(yekûlûnâllâhu), fe kul e fe lâ tettekûn(tettekûne). De ki: “Semadan ve arzdan sizi kim rızıklandırıyor? Veya işitmenin (işitme duyusunun) ve görmenin (görme hassasının) meliki (sahibi) kimdir? Ve canlıyı (diriyi) cansızdan (ölüden) çıkaran ve cansızı (ölüyü) canlıdan (diriden) çıkaran kimdir? Ve işi (yaratıp, yöneten) düzenleyip idare eden kimdir?” O zaman: “Allah” diyecekler. Öyleyse: “Hâlâ takva sahibi olmayacak mısınız?” de.
Soru-2: İçki içmek rızık mı? İçki içmek Allah'tan mı?
Cevap: Evet içki de bir rızıktır. Ama içki içmek Allah'tan değildir. Çünkü Allahû Tealâ, Maide 88, Araf 160'da “Sizleri rızıklandırdığımız şeylerin helâl olanlarından yeyin” demektedir.
Maide Suresinin 90. âyet-i kerimesinde ise şarap, kumar, dikili taşlar ve fal oklarını yasaklıyor.
5/MAİDE-90: Yâ eyyuhellezîne âmenû innemel hamru vel meysiru vel ensâbu vel ezlâmu ricsun min ameliş şeytâni fectenibûhu leallekum tuflihûn(tuflihûne).
Ey âmenû olanlar! Muhakkak ki; şarap, kumar, (tapınmak için konulan) dikili taşlar (putlar) ve fal okları, şeytanın işlerinden pis şeylerdir. Artık bunlardan kaçının. Umulur ki; (böylece) felâha erersiniz.
Öyleyse içki içmek Allah'tan değildir. Çünkü şer fiillerde Allah'ın bir yardımı yoktur. Sadece müsaadesi vardır. Kişi serbest iradesiyle seçimini yapar. Ya Allah'ın emrini yerine getirerek içkiyi içmez, ya da Allah'ın emrini çiğneyerek içkiyi içer ve günah işler. Allah'ın bu kişinin serbest iradesine müdahalesi yoktur.
Soru-3: Herşey Allah'ın dilemesiyle mi olur? Zina yapanlar var, Allah'a sövenler var. Bunlarda mı Allah'ın dilemesiyle oldu?
Cevap: Allahû Tealâ, Tekvir Suresinin 29. âyet-i kerimesinde şöyle buyuruyor:
81 / TEKVIR 29: Ve mâ tesâûne illâ en yesâallâhu rabbul âlemîn(âlemîne).
Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe, siz dileyemezsiniz.
Acaba Allah neyi diler? Allah, bütün insanların cennet ve ahiret saadetini diler. İster ki, hepimiz Allah'ın cennetine gidelim. Ama sadece Allah'ın dilemesi bizim cennete gidebilmemiz için yeterli değildir. Allah diledikten sonra bizim de serbest irademizle hidayete ermeyi dilememiz lâzım. İşte Allahû Tealâ, hidayeti dileme noktasında hiçbirimizin serbest iradesine karışmaz. Bizlere irşad yolunu da (kurtuluşa ulaştıran yolu) gayy yolunu da (cehenneme ulaştıran yolu) gösterir, açıklar. Ama sonrasında karar bizlerin serbest iradesindedir. İşte Bakara Suresinin 256. âyet-i kerimesi bunu açıklıyor:
2/BAKARA-256: Lâ ikrâhe fîd dîni kad tebeyyener ruşdu minel gayy(gayyi), fe men yekfur bit tâgûti ve yu'min billâhi fe kadistemseke bil urvetil vuskâ, lenfisâme lehâ, vallâhu semîun alîm(alîmun)
Dînde zorlama yoktur. Andolsun ki; irşad (hidayet yolu; Allah'a ulaştıran yol), gayy (dalâlet yolu; şeytana, cehenneme ulaştıran yol)dan açıkça (ayrılıp) ortaya çıkmıştır. O zaman; kim tagutu (şeytanı ve şeytana ulaştıran yolu) inkâr edip de Allah'a îmân ederse (mü'min olursa) (Allah'a ulaştıran yolu tercih ederse), artık andolsun ki; o, (Allah'tan) kopması mümkün olmayan (sağlam bir kulba) urvetül vuskaya (mürşidin eline) (tutunup) yapışmıştır. Allah SEMÎ'un ALÎM'dir.
Âyet-i kerimede görüldüğü üzere irşad ve gayy yoları insanlara açıklanıyor. Ve daha sonra “Kim tagutu (şeytanı ve şeytana ulaştıran yolu) inkâr edip de Allah'a îmân ederse (mü'min olursa) (Allah'a ulaştıran yolu tercih ederse), artık andolsun ki; o, (Allah'tan) kopması mümkün olmayan (sağlam bir kulba) urvetül vuskaya (mürşidin eline) (tutunup) yapışmıştır.” ifadesi irşa ve gayy yolu belli olduktan sonra kişinin serbest iradesiyle yapacağı seçimin sonucunu açıklıyor.
Yukarıda da bahsettiğimiz üzere Allah'ın şerre yardımı yok. Sadece müsaadesi var. Ve bu Allah'ın dilemesiyle olmuyor, müsaadesiyle oluyor.
Allahû Tealâ, İsra Suresinin 32. âyet-i kerimesinde zinadan bahsediyor:
17/İSRA-32: Ve lâ takrebûz zinâ innehu kâne fâhışeh(fâhışeten), ve sâe sebîlâ(sebîlen).
Ve zinaya yaklaşmayın çünkü o, fuhuş (hayasızlık) ve kötü bir yoldur.
Zinaya yaklaşmamamızı Allah emrediyor. Ama kişi serbest iradesiyle zina yapıyorsa bu Allah'ın dilemesiyle gerçekleşmez, kişinin serbest iradesiyle ve Allah'ın müsaadesiyle gerçekleşir. Şimdi siz bize bu kadar soru yöneltmişsiniz. Bu yönelttiğiniz soruları şimdi siz mi bize yönelttiniz yoksa Allah mı bize yöneltti? Tabii ki serbest iradenizle ve aklınızı kullanarak siz yönelttiniz.
Soru-4: Allah günahların işlenmesini diler mi? Günahlar işleniyor mu? O halde dünyada Allah'ın dilemesinin, iradesinin dışında bir şey mi oluyor?
Cevap: Allah, günahların işlenmesini dilemez. Müsaade eder. Günahlar insanların serbest iradesiyle işlenir. Dünya da Allah'ın dilemesinin değil, bilgisinin dışında hiçbir şey olamaz. Allah'ın iradesinin olması demek, Allah'ın insanların serbest iradesine müdahale ettiği anlamına gelmez. Allah'ın iradesi bizleri sadece bizim serbest irademizin dışında gerçekleşen bir olayla etkileyebilir. Meselâ deprem hadisesi Allah'ın takdiriyle gerçekleşir ve bu bizim serbest irademizin dışında meydana gelen bir hadisedir. Bu yüzden de bizim için bir kaderdir.
Allah'ın neyi dilediğini 3. sorunun cevabında açıklamıştık.
Cevap: Evet rızık Allah'tandır. Aşağıdaki âyetler bu konuyu ispat etmektedir:
5/MAİDE-88: Ve kulû mimmâ razakakumullâhu halâlen tayyiben vettekûllâhellezî entum bihî mu'minûn(mu'minûne).
Allah'ın size verdiği rızıklardan temiz, helâl olanları yeyin, ve O'na, îmân ettiğiniz Allah'a karşı, takva sahibi olun.
7/A'RAF-160: Ve katta'nâhumusnetey aşrete esbâtan umemâ(umemen), ve evhaynâ ilâ mûsâ izisteskâhu kavmuhu enıdrıb bi asâkel hacer(hacere), fenbeceset minhusnetâ aşrete aynâ(aynen), kad alime kullu unâsin meşrebehum, ve zallelnâ aleyhimul gamame ve enzelnâ aleyhimul menne ves selvâ, kulû min tayyibâti mâ rezaknâkum, ve mâ zâlemûnâ ve lâkin kânû enfusehum yazlimûn(yazlimûne).
Ve onları ümmet olarak on iki sıbt'a ayırdık. Kavmi ondan su istediği zaman, Musa (A.S)'a asasını taşa vurmasını vahyettik. Hemen ondan on iki pınar fışkırdı. Her grup insan, içeceği yeri bildi. Ve onların üzerini bulutla gölgeledik. Ve onlara, kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Sizi rızıklandırdığımız helâl şeylerden yeyin! Ve (onlar), bize zulmetmediler, fakat kendi nefslerine zulmettiler.
10/YUNUS-31: Kul men yerzukukum mines semâi vel ardı emmen yemlikus sem'a vel ebsâre ve men yuhricul hayye minel meyyiti ve yuhricul meyyite minel hayyi ve men yudebbirul emr(emre), fe se yekûlûnâllâh(yekûlûnâllâhu), fe kul e fe lâ tettekûn(tettekûne). De ki: “Semadan ve arzdan sizi kim rızıklandırıyor? Veya işitmenin (işitme duyusunun) ve görmenin (görme hassasının) meliki (sahibi) kimdir? Ve canlıyı (diriyi) cansızdan (ölüden) çıkaran ve cansızı (ölüyü) canlıdan (diriden) çıkaran kimdir? Ve işi (yaratıp, yöneten) düzenleyip idare eden kimdir?” O zaman: “Allah” diyecekler. Öyleyse: “Hâlâ takva sahibi olmayacak mısınız?” de.
Soru-2: İçki içmek rızık mı? İçki içmek Allah'tan mı?
Cevap: Evet içki de bir rızıktır. Ama içki içmek Allah'tan değildir. Çünkü Allahû Tealâ, Maide 88, Araf 160'da “Sizleri rızıklandırdığımız şeylerin helâl olanlarından yeyin” demektedir.
Maide Suresinin 90. âyet-i kerimesinde ise şarap, kumar, dikili taşlar ve fal oklarını yasaklıyor.
5/MAİDE-90: Yâ eyyuhellezîne âmenû innemel hamru vel meysiru vel ensâbu vel ezlâmu ricsun min ameliş şeytâni fectenibûhu leallekum tuflihûn(tuflihûne).
Ey âmenû olanlar! Muhakkak ki; şarap, kumar, (tapınmak için konulan) dikili taşlar (putlar) ve fal okları, şeytanın işlerinden pis şeylerdir. Artık bunlardan kaçının. Umulur ki; (böylece) felâha erersiniz.
Öyleyse içki içmek Allah'tan değildir. Çünkü şer fiillerde Allah'ın bir yardımı yoktur. Sadece müsaadesi vardır. Kişi serbest iradesiyle seçimini yapar. Ya Allah'ın emrini yerine getirerek içkiyi içmez, ya da Allah'ın emrini çiğneyerek içkiyi içer ve günah işler. Allah'ın bu kişinin serbest iradesine müdahalesi yoktur.
Soru-3: Herşey Allah'ın dilemesiyle mi olur? Zina yapanlar var, Allah'a sövenler var. Bunlarda mı Allah'ın dilemesiyle oldu?
Cevap: Allahû Tealâ, Tekvir Suresinin 29. âyet-i kerimesinde şöyle buyuruyor:
81 / TEKVIR 29: Ve mâ tesâûne illâ en yesâallâhu rabbul âlemîn(âlemîne).
Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe, siz dileyemezsiniz.
Acaba Allah neyi diler? Allah, bütün insanların cennet ve ahiret saadetini diler. İster ki, hepimiz Allah'ın cennetine gidelim. Ama sadece Allah'ın dilemesi bizim cennete gidebilmemiz için yeterli değildir. Allah diledikten sonra bizim de serbest irademizle hidayete ermeyi dilememiz lâzım. İşte Allahû Tealâ, hidayeti dileme noktasında hiçbirimizin serbest iradesine karışmaz. Bizlere irşad yolunu da (kurtuluşa ulaştıran yolu) gayy yolunu da (cehenneme ulaştıran yolu) gösterir, açıklar. Ama sonrasında karar bizlerin serbest iradesindedir. İşte Bakara Suresinin 256. âyet-i kerimesi bunu açıklıyor:
2/BAKARA-256: Lâ ikrâhe fîd dîni kad tebeyyener ruşdu minel gayy(gayyi), fe men yekfur bit tâgûti ve yu'min billâhi fe kadistemseke bil urvetil vuskâ, lenfisâme lehâ, vallâhu semîun alîm(alîmun)
Dînde zorlama yoktur. Andolsun ki; irşad (hidayet yolu; Allah'a ulaştıran yol), gayy (dalâlet yolu; şeytana, cehenneme ulaştıran yol)dan açıkça (ayrılıp) ortaya çıkmıştır. O zaman; kim tagutu (şeytanı ve şeytana ulaştıran yolu) inkâr edip de Allah'a îmân ederse (mü'min olursa) (Allah'a ulaştıran yolu tercih ederse), artık andolsun ki; o, (Allah'tan) kopması mümkün olmayan (sağlam bir kulba) urvetül vuskaya (mürşidin eline) (tutunup) yapışmıştır. Allah SEMÎ'un ALÎM'dir.
Âyet-i kerimede görüldüğü üzere irşad ve gayy yoları insanlara açıklanıyor. Ve daha sonra “Kim tagutu (şeytanı ve şeytana ulaştıran yolu) inkâr edip de Allah'a îmân ederse (mü'min olursa) (Allah'a ulaştıran yolu tercih ederse), artık andolsun ki; o, (Allah'tan) kopması mümkün olmayan (sağlam bir kulba) urvetül vuskaya (mürşidin eline) (tutunup) yapışmıştır.” ifadesi irşa ve gayy yolu belli olduktan sonra kişinin serbest iradesiyle yapacağı seçimin sonucunu açıklıyor.
Yukarıda da bahsettiğimiz üzere Allah'ın şerre yardımı yok. Sadece müsaadesi var. Ve bu Allah'ın dilemesiyle olmuyor, müsaadesiyle oluyor.
Allahû Tealâ, İsra Suresinin 32. âyet-i kerimesinde zinadan bahsediyor:
17/İSRA-32: Ve lâ takrebûz zinâ innehu kâne fâhışeh(fâhışeten), ve sâe sebîlâ(sebîlen).
Ve zinaya yaklaşmayın çünkü o, fuhuş (hayasızlık) ve kötü bir yoldur.
Zinaya yaklaşmamamızı Allah emrediyor. Ama kişi serbest iradesiyle zina yapıyorsa bu Allah'ın dilemesiyle gerçekleşmez, kişinin serbest iradesiyle ve Allah'ın müsaadesiyle gerçekleşir. Şimdi siz bize bu kadar soru yöneltmişsiniz. Bu yönelttiğiniz soruları şimdi siz mi bize yönelttiniz yoksa Allah mı bize yöneltti? Tabii ki serbest iradenizle ve aklınızı kullanarak siz yönelttiniz.
Soru-4: Allah günahların işlenmesini diler mi? Günahlar işleniyor mu? O halde dünyada Allah'ın dilemesinin, iradesinin dışında bir şey mi oluyor?
Cevap: Allah, günahların işlenmesini dilemez. Müsaade eder. Günahlar insanların serbest iradesiyle işlenir. Dünya da Allah'ın dilemesinin değil, bilgisinin dışında hiçbir şey olamaz. Allah'ın iradesinin olması demek, Allah'ın insanların serbest iradesine müdahale ettiği anlamına gelmez. Allah'ın iradesi bizleri sadece bizim serbest irademizin dışında gerçekleşen bir olayla etkileyebilir. Meselâ deprem hadisesi Allah'ın takdiriyle gerçekleşir ve bu bizim serbest irademizin dışında meydana gelen bir hadisedir. Bu yüzden de bizim için bir kaderdir.
Allah'ın neyi dilediğini 3. sorunun cevabında açıklamıştık.