Federalizm

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
Federalizm


18 Aralık 2010 Cumartesi 02:30

Batı'da herkes işini gücünü bırakmış Sudan'la ilgileniyor. Türkiye'de ise bu konuyla ilgili olarak bir tek haber bile yok. Oysa Sudan'da olup bitenler Türkiye'yi yakından ilgilendiriyor. Merkezi hükümetle güneydeki ayrılıkçı Halk Cephesi arasında Ocak 2005'te imzalanan anlaşma gereği ülkede federal bir yapı kurulmuş ve 9 Ocak 2010'da ülkenin güneyinde referandum yapılması kararlaştırılmıştı. ABD, İsrail ve tüm Batılılar referandumda 'bağımsızlık' kararı çıksın diye 5 yıldır tüm güçleriyle çalışıyorlar.

Anlayacağınız Güney Sudan ayrılacak ve Afrika'da İsrail ile ABD'nin etkin olduğu yeni bir ülke doğacak. Sudan ya da Afrika deyip geçmeyin çünkü bu yeni devlet petrol zengini ve Mısır'ı besleyen Nil Nehri buralardan geçiyor. Yani 50 yılı aşkın bir süredir Sudan'ı parçalamayı kafasına koyan Batılılar sonunda muratlarına erecek.
Tıpkı Irak'ta erdikleri gibi.

İlk günlerden itibaren Kürt ayaklanmasını farklı formatlarla destekleyen Batılılar 1991'de Irak'ın kuzeyini yasak bölge ilan ederek Kürtleri koruma altına almıştı. Türkiye'ye yerleştirilen Çekiç Güç ile Kürtleri koruyan Batılılar Irak'ın kuzeyinde bugün var olan yarı-bağımsız Kürdistan'ın oluşmasına zemin hazırladılar. 2003'teki işgal ise bu oluşuma 'anayasal' bir çerçeve sağladı ve Irak, Amerikalıların yazdığı anayasayla federal bir ülke oldu.

Yine anayasaya göre Federal Kürt Bölgesi istediğinde Irak'tan ayrılıp bağımsızlığını ilan edebilecek. Irak'ta Kürtlere her koşulda destek verdiklerini bildiğimiz Batılılar, böylesi bir Kürt devletine henüz sıcak bakmıyorlar. Belki de bölgesel koşullar onların istediği yönde henüz olgunlaşmadı. Belki de başka öncelikleri var.

Tıpkı Sudan'da olduğu gibi.
Sırada Yemen hatta Mısır bile olabilir.
İran ise hep yedekte bekletilmektedir.

Türkiye'nin güneydoğusundaki gelişmelere bu çerçevede bakmak gerek.
Yani İspanya, İrlanda, Korsika gibi örneklerle karşılaştırılan güneydoğu gün gelir Sudan ya da Irak benzeri ''bağımsızlık alternatifi olan federal bir yapıyı'' tartışmak durumunda bırakılabilir. Çünkü güneydoğu ya da diğer adı ile Türkiye'deki Kürt sorunu sebep-sonuç ilişkisiyle Kuzey Irak'taki durumla çok yakından ilgilidir. Aynı sorun Suriye ve İran'ı da ilgilendirdiği için İspanya, İrlanda ya da Korsika'dan farklı olarak bölgesel ama aynı zamanda emperyalist-sömürgeci geçmişi nedeniyle oldukça karmaşık bir sorundur. O nedenle Batılılar bu konuda acele etmiyor ve etmeyecektir. Belki de Batılılar, Sevr Antlaşması'nın 100. yıldönümünde yani 2020 için yeni senaryolar hazırlıyordur.

Yani Batı'nın acelesi yok. Acelesi olsaydı Kıbrıs gibi çok kolay bir sorunu bir gecede çözerdi. Yani Sudan'ı parçalayan, Irak'ı parçalama sürecine sokan ve Türkiye'deki Kürt sorununu kendi planları doğrultusunda gündemde tutarak kullanmak isteyen Batılılar, bir milyon nüfusu olan adanın 'federal' bir çözüme kavuşturulması yönünde hiçbir çaba harcamıyor. Çünkü tarihsel ve dinsel yanlarını bir yana bırakırsak Kıbrıs'ın Batılılar için artık hiçbir önemi yok. Tersi olsaydı Batılılar, Rumlara baskı yaparak Türklerle ortak ve federal bir devlette yaşamalarını aksi takdirde kuzeydeki Türklerin Sudan örneğinde olduğu gibi 'bağımsızlık' kararını destekler ya da o yönde etkilerdi.

Ama nerede? Batılılar hep ikiyüzlü ve pis çıkarlarına göre davranır. Ne çabuk unuttuk uygar Batılıların gözü önünde işlenen Bosna katliamlarını! Ne çabuk unuttuk Batılıların Çeçenistan'daki Rus katliamlarını görmezden gelişini. Ya da Rusya destekli Abhazya ve Kuzey Osetya'nın Gürcistan'dan ayrılmalarını.

Bunlar ideolojik, ekonomik ve sosyal iflasın eşiğine gelmiş ve yine de bizimle uğraşmaktan geri kalmayan Batı'nın çelişkileri.

Bu çelişkilerin ne anlama geldiğini anlamak ve gereğini yapmak gerek. Yoksa biz Batı'nın oyunlarında hep malzeme olarak kalırız.

Bu oyunları bozacak tek ülke Türkiye.
İçte ve dışta Türkiye ile ilgili tüm tartışmaların gerçek nedeni de budur.
 
Üst