Evliliğin Gâyesi

aHuZaR

Can kayıp can firarda
Katılım
27 Kas 2006
Mesajlar
6,438
Tepkime puanı
23
Puanları
0
Konum
Gönülistan
load47889.jpg


Evliliğin Gâyesi

İslâmda evliliğin en başta gelen gâyesi,
îmânlı bir neslin yetiştirilmesi ve İslâm ümmetinin sayısının çoğaltılmasıdır.
Bu hususda Peygamber (s.a.v.) Efendimiz: "Evlenin ve çoğalın! Çünkü ben (kıyâmet gününde) diğer ümmetlere karşı sizin (çokluğunuzla) iftihar edeceğim!" (1) buyurmuşlardır.

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, evliliğin gözü haramdan koruduğuna ve namuslu yaşamaya vesile olduğuna işaretle şöyle buyurur:

"Ey gençler topluluğu! İçinizden kimin evlenmeye gücü yeterse evlensin! Çünkü bu, gözü (haramdan) koruyan, namuslu kalmaya yardımcı olan çaredir. Kimin de evlenmeye gücü yetmezse, (farz oruçlarından başka nafile) oruca (da) sarılsın. Çünkü o (oruç), kendisinin şehvetine ve nefsine hâkim olmasını sağlar." (2)

Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz, evleneceklerin, dindarlığı ve ahlâk güzelliğini diğer meziyetlere tercih etmelerini tavsiye etmişlerdir:

"Kadınları yalnız güzellikleri için nikah etmeyin!. Muhtemeldir ki, güzellikleri onları ahlâken alçaltır. Onlarla mallarının hatırı için de evlenmeyin! Belki malları kendilerini azdırır. Kadınlarla dindarlıkları yüzünden evlenin! Muhakkak ki yırtık elbiseli, siyah, fakat dindar bir kadın daha kıymetlidir." (3)

İslâm Dîni, evliliğin uzun ömürlü olması için iyi bir eş seçimi yapılmasını esas alır. Yuvanın huzur, uyum, mutluluk ve karşılıklı güveni sağlayacak sağlam bir temel üzerine binâ edilmesi gerekmektedir. Bu temel, dîn ve ahlâktır. Dindarlık yaşlandıkça daha da artar. Ahlâk, zaman ve tecrübelerle daha olgunlaşır. Ahlâk güzelliği, insan için en kıymetli servettir. Asıl güzellik, ahlâk güzelliğidir. Çünkü ahlâkı güzel insan, her yaşta güzeldir.

Zenginlik, güzellik, soy-sop gibi insanların çoğunun peşinde koştuğu şeyler geçici olup, evlilik bağının devamını sağlamaz. Üstelik bu özellikler, kibri, ucbu (kendini beğenmeyi), övünmeyi ve ilgi çekmeyi getirmektedir. (4)

İşte bu yüzden Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz:

"Kadın dört şey için nikâh edilir; malı, güzelliği, soyu ve dindarlığı... Sen bunlardan dindar olanını araştır, bul. Mes’ûd olursun.." (5) buyurmuşlardır. Zîrâ erkekler evlenirken umûmiyetle bu dört hususu gözönünde bulundururlar, dindârlığı ise en sona bırakırlar.
 

doğuhan

Profesör
Katılım
13 Ara 2006
Mesajlar
1,425
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
37
Konum
orta dünyalar
Zîrâ erkekler evlenirken umûmiyetle bu dört hususu gözönünde bulundururlar, dindârlığı ise en sona bırakırlar.
burada da istisnalar var Ahuzar:)
güzel konu açmışsın tebrikler.
 

yosun

Asistan
Katılım
17 Ara 2006
Mesajlar
278
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Allah Hayirlisini Versİn İnŞallah.
 

dilhuba

Profesör
Katılım
27 Eki 2006
Mesajlar
2,630
Tepkime puanı
20
Puanları
0
Konum
Manisa
Web sitesi
mustafababuroglu.sitemynet.com
ülkemizde evlilik mühessesini çok ciddi şekilde yıkma cabası sürüyor bu tv larda dizi ve filmlerde sanki evlilik gereksizmiş gibi gösteriliyor

allah cc sonumuzu hayr eylesin
 

MiHRiMaH

Son gülen... :/
Katılım
6 Ara 2006
Mesajlar
2,752
Tepkime puanı
769
Puanları
0
Konum
İstanbul...
Başları da çevirdiler aç-kapaya... Evlilikleri çevirdiler evlen-boşana... Nerdeyse nikah daireleri promosyonla evlendirecek, evlenene, boşanma bedava diye... Doğan çocuklarda cabası... Gayr-i meşru çocuk kaynıyor ortalık ki bu da ayrıca bir kıyamet alametidir... Okullarda neredeyse boşanmış ailelerin çocukları dolu... Bu işte herşeyin yanı sıra birde hep şu söylediğim, "aman kızım okuda kolunda altın bileziğin olsun" zihniyeti de büyük rol oynuyor... "Aşşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık" işi... Elinde mesleği olmayanda (maalesef o kadar körleşmişiz ve doyumsuzuz ki) kayınvalidesi veya eşi tarafından eziliyor çoğu zaman... Mecbur bırakılma bizlerden başlıyor yani... Kadın çalışmaya başlayınca da etraftan görüyor, hani şu göstermelik sevgilileri, "ayyyy çiçek getirmiş bana, ayyyy beni şuraya götürdü, ayy bu akşamda şuraya gidecez, ayyy şöyle, ayy böyle......." Kadın da diyor ki "yahu bizim adam oturuyor yerine, kalkmıyor bir daha, beni de gezdiren olsun", başlıyormu sana "benlen ilgilenmiyorsun, beni sevmiyorsun, bana çiçek getirmiyorsun, ben SIKILDIM" Çocukken, oyunlarda dahi bu sözü söylemezdik!!!... İki çocuktan seç birini, biri sende biri bende... Tek çocuksa kolay direk annane ya da babanne... Bu kadar basit görüyoruz demek artık... Ama o bizim hayatımız! Demek ki biz basitiz?!?!?!? Geçenlerde eski bir komşumuz geldi... Oğlu, kızı çalışıyor, kendi de evveliyatında çalışmış, moderen bir hanım!... Gelinine de hemencecik iş buluşturmuş tanıdıklar vasıtasıyla.!... Bir de demez mi "eee bir elin nesi, iki elin bak şak şak sesi var" diye... Hiçbirşey diyemedim... Devamında da "mal, mülk yapmak için böyle canım bu zamanda, iki kişi çalışmayınca olmuyor!"... Benim için de "hala iş bulamadın mı sen" diyor... Bir reklam vardı... "Zihniyet forkliii, amaç forkliii, yaşayış forkliii........ " Böylemiydi o :O ...
 

aHuZaR

Can kayıp can firarda
Katılım
27 Kas 2006
Mesajlar
6,438
Tepkime puanı
23
Puanları
0
Konum
Gönülistan
•´¯`•.¸¸.•´¯`((((Bir tebessüm et ))))¸.•´¯`•.¸¸.•.•´¯
•´¯`•.¸¸.•´(((( Bir Tesekkür et ))))¸.•´¯`•.¸¸.•.•´¯`•.¸
•´¯`•.¸¸.•´¯ (((( Bin sadaka olsun ))))¸.•´¯`•.¸¸.•.•´¯`•.¸
•´¯`•.¸¸.•´¯ (((( ALLAH razi olsun ))))¸.•´¯`•.¸¸.•.•´¯`•.¸
 

Sabr-el-Hayat

Profesör
Katılım
19 Eyl 2006
Mesajlar
3,776
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Eksiğimiz İslam'dı

Doktor Kai Raşid Lühr, eşi dansçı Katrin ile avukat Nils Bergner gibi kariyer sahibi kişilerin İslam'a geçiş serüvenini aktaran Der Spigel dergisi, “Almanlar artık evlilik sonucu değil, özgür iradeleriyle din değiştiriyor” diye yazdı

DIŞ HABERLER
Geçen hafta, “Almanya'nın eğitimli, orta ve üst sınıfları İslamı tercih ediyor' haberiyle Almanya'nın ve Avrupa'nın gündemini belirleyen dünyaca ünlü heber dergisi Der Spigel, bu haftaki sayısında ise, İslamı tercih eden doktor Kai Raşid Lühr, eşi dansçı Katrin Ayşe, eski papaz Muhammed Herzog ve avukat Nils Bergner'in müslümanlığa geçiş serüvenini yazdı. İlk olarak Berlin Camisi'nde cemaat arasında blu jeani, ceketi ve sakalsız haliyle dikkat çeken doktor Kai Lühr'ün hiyakesine yer veren dergi, “ 2,5 yıl önce eşi ile baraber müslüman olan Kai Lühr, ismini Kai Ali Raşid olarak değiştirdi. Profesyonel bir dansçı olan eşi Katrin ise Aşye adını aldı. 43 yaşındaki Raşid Lühr, Cuma namazlarını Cologne'deki Frechen camisinde Faslılar ve Filistinlilerle beraber kılıyor” ifadelerini kullandı.

HERŞEY İYİYDİ AMA...

Hıristiyan olarak yetiştirildiğini ve üniversiteyi bitirdikten sonra bir tıbbi merkez açtığını belirten Kai Lühr, İslam'a yönelik arayışını şöyle dile getridi: “Bir kaç yıl sonra evlendim. Evliliğim gayet iyi gidiyordu. Maddi durumum da giderek düzeliyordu. Ancak hayatımda bir şeyler eksikti. Büyük bir arayış içine girdim. Hıristiyanlığı, Budizmi araştırdım. Dalay Lama ile ilgilendim. Ancak aradığım cevabı bir türlü bulamadım.”

Kai Raşid Lühr'ün yaşadıklarına benzer bir arayış içine kendisinin de girdiğini belirten ve Müslüman olduğu 1979 yılına kadar Protestan Kilisesi'nde resmi görevli olarak çalışan Mohammed Herzog ise, “10 yıl önce din değiştirenlerin sayısı yılda 50 kişiyi geçmezdi. Şimdi bu sayı inanılmayacak kadar arttı. Eskiden ateist olanlar değil de genellikle dindar Hıristiyanlar İslam'ı tercih ediyor” diye konuştu.

EVLİLİK DEĞİL ÖZGÜR İRADE

Daha önce genellikle Müslümanlarla evlenenlerin İslam'ı tercih ettiklerini, son yıllarda ise bu eğilimin değiştiğini belirten Almanya İslam Arşivi Kurumu yetkilillerinden Muhammed Salim Abdullah, “İş ve profesyonel kariyer sahibi Almanlar artık evlilikle değil kendi özgür iradeleri ile müslüman oluyor. Bunlar arasında üniversite mezunları ile orta sınıftan olan Almanlar -Lühr ailesi gibi- büyük bir yer tutuyor” diye konuştu.

Almanya ile Amerika'da din değiştirenler üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan sosyolog Monika Wohlrab-Sahr, İslam'ı seçen orta sınıftan ALmanlar için, “Din değiştirmede temel etken kişisel bir kizinin üstesinden gelmedir. Bu motiv kişiyi öteki olana yöneltir. Kişi kendini farklı olma hissine kaptırır. İslam kişisel arayış içine giren ve farklı olmak isteyenler için büyük bir alternatif olarak görünüyor” değerlendirmesinde bulundu.

20.01.2007
 
Üst