Evlâdım Hâfız Olsun

ukubat

Profesör
Katılım
9 May 2007
Mesajlar
1,942
Tepkime puanı
103
Puanları
0
Konum
istanbul,fatih
Web sitesi
www.ismailaga.org.tr
evladim-hafiz-olsun.jpeg



Tüm hamdler, topraktan yarattığı beşerî muhatap alarak aziz kılan ve ona kelamların en güzeli ile hitap eden Mevla’ya olsun…
Takdirine ve tekdirine pazarlıksız boyun eğilen yegâne hikmet sahibi odur…
Tefrişi kusursuz tek sanatkâr, kahretse de kâr, lütfetse de kâr olan odur…
Salat-ü selam, ikram ve ihtiram, cümle kâinat kendine ram olan, şu mecazi alemde tek meram olan Muhammet Mustafa’ya, sevdiklerine ve onu sevenlere olsun.
O Kur’ân ehli Hafızları severdi…
O Kur’ân ehli Hafızları överdi…
Şu eti zehir, yağı zehir, balı zehir dünyada, eşyayı hakikati ile gören, fani zevklere meyletmeden menzile ilerleyen, her dem Kuran-ı mübin’in lahuti sedasına bir makes, cemiyet içerisinde meclisi, tüm müşküllerin halli için bir merkez olan Ehl-i Kur’ân’ı överdi…
Dilinde Kuranî bir efsun, kelimeleri bal tadında, her harfi en kıymetli bir mücevher ve her beyti, nur saçan bir yelpazenin felek takdirinde gönül sahifelerine kondurduğu katreler misali gazeller terennüm eden, hemdemi uşşak olan Hafızları överdi…
Efendiler Efendisi, Ehl-i Kur’ân tabirinin en zarif tecessümü, ayet-ayet beyan-ı mucizin ruh ve bedendeki en veciz aks-i sedası idi. O güzel ahlakı tamamlamak için gönderilmişti. Onu istemeyen cahiller oldu. Ona zulmettiler. Onu evinden kovdular. Sabretti. Ve bir gün geldi, düşmanlarına karşı muzaffer bir kumandan olarak girdiği Mekke’de kendine düşmanlık edenleri affetti. Zira o yüceydi. Hilmi ile nice Ebubekirlere, adaleti ile nice Ömerlere, hayâsı ile nice Osmanlara, hikmeti ile nice Alilere örneklik, önderlik etmişti.
Cenab-ı Aişe validemize Ashab-ı kiram gelip Efendiler Efendisinin ahlakından sual ederler, Hazret-i Aişe annemiz şöyle mukabelede bulunur: Siz Kur’ân okumuyor musunuz? Onun ahlakı Kur’ân’dı.
Ehl-i Kur’ân’ın ahlâkı da Kelâmullâh’ın kendisine inzal buyrulduğu Muhammet Mustafa’nın ahlakı gibi olmalıdır…
Kur’ân ehli gece ehlidir. Bir Hafız ibadeti mizaç, secdeyi miraç, ila-i kelimetullahı hayatına minhac edinir…
Rabbine mahrem bir kul, huzur-u Mevla’da pür zühul, boynu bükük ama zalimin karşısında büyüktür Kur’ân ehli
Omuzlarında yetimin yükü, tertemiz anlında iffetin akı… Bal dağıtan minberden, mihraptan… Fuyuzatı kutsi bir mihraktan… vasıta vasıta süzülerek saf ve berrak… Suladığı nice kurak toprak, nice susuz kalmış bağ ve bahçeyi yeşerten bir bahardır Hafız
Allah için çıktığı yolda nasır tutmuş elleri, ayakları, daimî hamd ile meşgul dudakları, yüce dine hizmeti nimet bilen bir muazzam şahsiyettir hakiki Kur’ân ehli
Teheccüte kalkan minik Hafızların
Küçük avuçlarını semaya kaldırıp
Göğün perdelerini araladıkları
Geceleri hatırlarım…
Nice pehlivandan daha iradeli
O küçük kahramanları hatırlarım medresemde…

Diyen şairin hatırladığı Hafızları yeniden yetiştirmek, hayal ettiği medreseleri ihya ve idame etmek ümmet olarak boynumuzun borcudur. Bu mukaddes vazifeye birinci derecede evlatlarımızla bizler talip olmalıyız. “Evladım hafız olsun” temennisini en içten bir şekilde biz terennüm etmeliyiz.
Rabbimizin sevgisini ancak böyle kazanabilir ve şu gurbette en kıymetli sermaye olan “Rızayı Bârî”yi ancak böyle elde edebiliriz…
Rabbim cümlemizi rızasına muvafık amellere muvaffak eylesin… Âmin…
 
Üst