Güzel yorumdu
neden sildiniz?
Bir yeri hariç, yani eksik; internette sosyal medyanın özellikle gençler üzerindeki yıkımı, televizyonlara göre yadsınamaz derece yüksek.
Günümüzde her şey algı üzerine oynanıyor. Algı değiştirerek bir toplumu kültüründen uzaklaştırabiliyorsunuz. İnsanların tüm değerlerini algıda kötüyü, ayıbı iyi göstererek yok ediyorlar. Niyet de zaten bu.
Yoksa o proğramlarda evlenmek akıl karı değil. Bizim kültürümüzde böyle bir basitlik, böyle bir evlilik yok.
Bazen çok ciddi olduğum duygusuna kapılıyorum. Uzun uzadıya yazıyorum, sonra gereksiz olduğunu düşünüp siliyorum..
Algı.. Müthiş bir şey bu.. Yazmaya başlarsam sonunu getiremem diye korkuyorum.. Bu su çok derin! Semboller, yazı, resim, imaj, renk, insan beyni, göz, nefis, ruh, kalp, sır, hafi, ahfa, ... hava su toprak ateşle olan diyalektiği... Müthiş pencereler var burada.. Madde ve mana ilişkisi, iç içe örülmüş etkiler-tepkiler.. Sebep sonuç ilişkileri. Üstüste binen ilişkiler.. Yansımalar.. Yansımanın yansıması (bir de böyle bir şey var. Luna parklarda ki aynalı odalar gibi kendi kendinden irite olan toplum)...
Bir de işin müdahele boyutu var.. Göle yoğurt çalmak marifet değil.. Isısını ve zamanlamasını ayarlamak.. Toplumun neresinden hangi mayayı çalarsan tutar.. Her şeyin vakti zamanı var..
Bütün bu hikmetlerin kare kökü şu hadisi şerifin içinde gizli: Nasılsanız öyle yönetilirsiniz... Bu hadiste ki NASILSANIZ olayı var ya! İşte sosyoloji bilimi o NASIL'ı kovalar.. Yakaladığı yerden çıkarım yapar, ona göre yönetir..
Avrupa, dünyada ne kadar ırk ve karekter varsa bunların NASIL'ını 300 senedir analiz ediyor. Elde ettikeri veri tabanı üzerinden her toplumun içine kendi kendine işleyen MEKANİZMALAR kuruyorlar.. Müthiş bir şey bu...
Dikkat ederseniz bütün kültürlerin kelime lügatini çoğunlukla Avrupalılar çıkarmışlar. İş oradan başlıyor. Bir kültürü anlamanın yolu, o kültürün kullandığı kelimelere yükleldiği anlamla iç içedir.. Mesela Almancada Vatandaş kelimesi BÜRGER demektir.. Bürger=Emanetçi.. Neyi emanet alıyor veya veriyor bu adam? Biz ise üzerinde yaşadığımız toprak parçası üzerinden bir tarif getirmişiz.. Bakın anlamlar nereden nerelere kayıyor.. Bunun yansımaları da ilginçtir: Vatan, eğer uğrunda ölen varsa vatandır, diyoruz... Başka kültürde bu kavram: vatan, eğer uğrunda çalışan varsa vatandır, şeklinde dışa vurabilir.. Örneğin: Kim ki bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda... Başka kültürde: Kim ki bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda, feda, sen cehennem olsanda cennet yapabilmek için seni calışmak...
Bu böyle gider.. Kültür kültüre uymaz.. Onun için başkasının sistemi asla başka kültürlere uymaz.. Anında diktatörlük veya istismar alanları açacaktır.. Olmaz bu.. Örnekler çoğaltılabilir..
Bu ümmete dışarıdan biçilen elbiseler hep yırtılacaktır.. Ta ki kendi elbisemizi kendimiz dikene kadar.. Veri tabanı oluşturmaya başlamak gerekiyor.. Rüyalarımız nedir, ne değildir.. Tepkilerimiz nedir falan işte.. Bu iş için felsefe bilmek gerekir. Felsefe bizde var mı? Yok, sıfır.. Başta kullandığımız dil buna müsait değil..
Zor, çok zor süreçler var önümüzde... 13 yıl geçti, hâlâ bu alanlara el atılmıyor..