Esra Erol günlük 50 bin TL'ye el sıkıştı

Piyangodan çıkan para helal mi?

Günde 50 bin TL ne demek yaw...

Valla isteyen istiyor da veren de veriyor. O parayı kim almaz ki? Aldı diye kınayamam. Ama o parayı veren niye veriyor onu bir türlü anlamadım. Aynı programı bir devlet memuruna sundursalar daha iyi kar ederler.

O parayı veren ya sayı saymayı bilmiyor, ya da hayatında hiç dayak yememiş...

Boş işler..

Güzel yorumdu neden sildiniz?

Bir yeri hariç, yani eksik; internette sosyal medyanın özellikle gençler üzerindeki yıkımı, televizyonlara göre yadsınamaz derece yüksek.

Günümüzde her şey algı üzerine oynanıyor. Algı değiştirerek bir toplumu kültüründen uzaklaştırabiliyorsunuz. İnsanların tüm değerlerini algıda kötüyü, ayıbı iyi göstererek yok ediyorlar. Niyet de zaten bu.

Yoksa o proğramlarda evlenmek akıl karı değil. Bizim kültürümüzde böyle bir basitlik, böyle bir evlilik yok.

Serare' Alıntı:

Yoksa o proğramlarda evlenmek akıl karı değil. Bizim kültürümüzde böyle bir basitlik, böyle bir evlilik yok.

Genişletmek için tıkla ...

Çeşit çeşit insan geliyor.

aldığı para hayır getirir mi bilmem toplumsal ahlaki eğresyona yardım ediyorlar yaptığı iş pezeveklik forumdakilere soruyorum kızınızı akrabanızı kız kardeşinizi böyle bir programa çıkarırmısınız 

Ebu Computer' Alıntı:

Çeşit çeşit insan geliyor.

Genişletmek için tıkla ...

Bu program, evlilik programı mı? Bunu bilmiyordum.. Niye baştan söylemiyorsunuz arkadaşlar.. Eve Tv almak şart oldu..

Serare' Alıntı:

Güzel yorumdu neden sildiniz?

Bir yeri hariç, yani eksik; internette sosyal medyanın özellikle gençler üzerindeki yıkımı, televizyonlara göre yadsınamaz derece yüksek.

Günümüzde her şey algı üzerine oynanıyor. Algı değiştirerek bir toplumu kültüründen uzaklaştırabiliyorsunuz. İnsanların tüm değerlerini algıda kötüyü, ayıbı iyi göstererek yok ediyorlar. Niyet de zaten bu.

Yoksa o proğramlarda evlenmek akıl karı değil. Bizim kültürümüzde böyle bir basitlik, böyle bir evlilik yok.

Genişletmek için tıkla ...

Bazen çok ciddi olduğum duygusuna kapılıyorum. Uzun uzadıya yazıyorum, sonra gereksiz olduğunu düşünüp siliyorum..

Algı.. Müthiş bir şey bu.. Yazmaya başlarsam sonunu getiremem diye korkuyorum.. Bu su çok derin! Semboller, yazı, resim, imaj, renk, insan beyni, göz, nefis, ruh, kalp, sır, hafi, ahfa, ... hava su toprak ateşle olan diyalektiği... Müthiş pencereler var burada.. Madde ve mana ilişkisi, iç içe örülmüş etkiler-tepkiler.. Sebep sonuç ilişkileri. Üstüste binen ilişkiler.. Yansımalar.. Yansımanın yansıması (bir de böyle bir şey var. Luna parklarda ki aynalı odalar gibi kendi kendinden irite olan toplum)...

Bir de işin müdahele boyutu var.. Göle yoğurt çalmak marifet değil.. Isısını ve zamanlamasını ayarlamak.. Toplumun neresinden hangi mayayı çalarsan tutar.. Her şeyin vakti zamanı var..

Bütün bu hikmetlerin kare kökü şu hadisi şerifin içinde gizli: Nasılsanız öyle yönetilirsiniz... Bu hadiste ki NASILSANIZ olayı var ya! İşte sosyoloji bilimi o NASIL'ı kovalar.. Yakaladığı yerden çıkarım yapar, ona göre yönetir..

Avrupa, dünyada ne kadar ırk ve karekter varsa bunların NASIL'ını 300 senedir analiz ediyor. Elde ettikeri veri tabanı üzerinden her toplumun içine kendi kendine işleyen MEKANİZMALAR kuruyorlar.. Müthiş bir şey bu...

Dikkat ederseniz bütün kültürlerin kelime lügatini çoğunlukla Avrupalılar çıkarmışlar. İş oradan başlıyor. Bir kültürü anlamanın yolu, o kültürün kullandığı kelimelere yükleldiği anlamla iç içedir.. Mesela Almancada Vatandaş kelimesi BÜRGER demektir.. Bürger=Emanetçi.. Neyi emanet alıyor veya veriyor bu adam? Biz ise üzerinde yaşadığımız toprak parçası üzerinden bir tarif getirmişiz.. Bakın anlamlar nereden nerelere kayıyor.. Bunun yansımaları da ilginçtir: Vatan, eğer uğrunda ölen varsa vatandır, diyoruz... Başka kültürde bu kavram: vatan, eğer uğrunda çalışan varsa vatandır, şeklinde dışa vurabilir.. Örneğin: Kim ki bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda... Başka kültürde: Kim ki bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda, feda, sen cehennem olsanda cennet yapabilmek için seni calışmak...

Bu böyle gider.. Kültür kültüre uymaz.. Onun için başkasının sistemi asla başka kültürlere uymaz.. Anında diktatörlük veya istismar alanları açacaktır.. Olmaz bu.. Örnekler çoğaltılabilir..

Bu ümmete dışarıdan biçilen elbiseler hep yırtılacaktır.. Ta ki kendi elbisemizi kendimiz dikene kadar.. Veri tabanı oluşturmaya başlamak gerekiyor.. Rüyalarımız nedir, ne değildir.. Tepkilerimiz nedir falan işte.. Bu iş için felsefe bilmek gerekir. Felsefe bizde var mı? Yok, sıfır.. Başta kullandığımız dil buna müsait değil..

Zor, çok zor süreçler var önümüzde... 13 yıl geçti, hâlâ bu alanlara el atılmıyor..

Benim öyle uzun uzadıya yazacak, her iletiye cevap yetiştirecek vaktim yok ama bu 13 sene ve ''hâlâ'' laflarını gördükçe (çok ender de olsa arada bir gezinirken forumda) diğer konular altında başka kimseler tarafından da sadece şaşkınlıkla baktığımı ve içimden insaf diye geçirdiğimi bilmenizi istedim. İnsanoğlunun hafızası zayıf ya da hiç halden anlamıyor bunun başka açıklaması yok. Öncelikle devletin ne şekilde ele alındığına ve bugüne bu şekli ile getirebilmek için nasıl bir çaba harcandığını bilmeniz gerekir bunun için.

Devlet nasıl çalıştı biliyor musunuz? O kadar sosyal yardım ve gelişmelerin varlığından bihaber misiniz bilmiyorum ama şu şekilde çalıştı; Şimdi şöyle düşünün iş yerine gidiyorsunuz işinizi yapacaksınız; bugün yol yapılacak diyorsunuz; hepbirden önünüze dikiliyorlar yoook yapamazsın biri elinizden çekiştiriyor biri kolunuzdan biri bacağınızdan, biri kafanıza vuruyor, akşama kadar tutuyorlar sizi ve paydos oluyor onlar evlerine gidiyor siz kalıyor ve uyumadan çalışarak yolu kazıyorsunuz onlar geliyor yine yapamazsın, nasıl yaparsın diye sizi tutmakla kalmıyor bir de kazdığınız yolu kapatıyor siz böyle böyle ilerlemeye devam ediyorsunuz...

Azıcık insaf edin adamlar devleti ne halde aldılar adamların ellerini kollarını bağladılar onlar gecesini de gündüzüne katıp devleti sosyal bir devlet haline getirmeye çalıştılar. Belki haberiniz yok yada farkedemiyorsunuz ya da hafızanız zayıf ama değişim o kadar büyük ki ben nasıl görmediğinize şaşıyorum. Tüm düşündüklerimi kaleme alamıyorum ama azıcık düşünün hala anlamıyorsanız kısa kısa zamanım oldukça belki yazarım.

Ben baktığımda bir mucize değişim görüyorum birileriyse ''hâlâ'' diyor. Sizler son 13 senenizde ne yaptınız acaba? 13 sene böyle bir bataklığın içinde çalışabilmek için nedir ki? Devlet olabilmek kolay iş mi?

Keşke milletimiz azıcık akıllı olabilseydi, bu hükümetin tırnaklarıyla kazıyarak geldiği noktada henüz devlet olma yolu açılmışken azıcık insaf etseydi de devletimiz devlet olabilseydi. Devleti kilitlemekten başka şey bilmeyen insafsızları, vicdansızları, kitapsızları göremeyecek kadar körse bir toplum elden ne gelir.

Vah ki ne vah!

Alacağı parayı bilmem ama bu kadının bir müslümana göre çıplak sayılabilecek resmini yayınlamak yanlış hocam.
Ensonhaber sitesi bu açık kadın resimleri paylaşmak da önde olan bir site zaten.