Eski Kafalı

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,115
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Kaynanalar ve anneler hep “eski kafalı” tabiriyle anılıyor. “Eski kafalı, anlamaz çağdaş zamanda” diye diretiliyor ve büyüklerin sözü umursanmıyor. Sırf kötü anne, kötü kaynana olmayalım diye diken üzerinde yaşıyor büyüklerimiz. Çocuklarından bir şey istemeye korkuyorlar evlerinin huzuru kaçar diye veya intihar eder evden kaçar diye çocuklarına bir şey diyemiyor annelerimiz. Çocuklarından iş isteyen iş yaptıran olursa zaten eski kafalı diye yaftalanıyor hemen. Oysa eskiye dönüp baktığımız zaman eskilerin, günümüzden daha iyi olduğu fark edilebilir. Mesela, eskiden çocuk eğitimini öğreten pedagoglar yahut psikologlar yoktu; şer’î hükümler vardı ve şer’î hükümler bir aileye, mutlu, huzurlu olmalarına yetiyordu. Başka bir şeye gerek yoktu. Her türlü derde deva, şer’î hükümlerde idi. Eski dönemde insanlar, şer’î hükümlerle hareket ettiği için, ayet ve hadislerde yazanlar dikkate alındığı için büyüklere saygıda, küçüklere sevgide kusur edilmezdi. Bu yüzden psikologlara zaten gerek yoktu.
Fakat sanki eskiler kötüymüş gibi büyüklere “eski kafalı” damgası vuruluyor. Büyüklerin dalgınlıkları, unutkanlıkları ile dalga geçen “TikTok” gibi çeşitli platformlarda kısa videolar çekiliyor. Annesi ona bir şey dese “eski kafalısın, sen anlamazsın” diye savunma yapılıyor. İyi de; eski kafalı olmak kötü bir şey değil ki aksine “çağdaş olmak”, “zamana ayak uydurmak” adına kendini bozmak kötüdür, yanlıştır. Aslında eskide durmuş ve şer’î hükümleri unutmamış ebeveyn olmak eski kafalılık değil güzel Müslümanlıktır!
Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: *"Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimizin kıymetini bilmeyen bizden değildir."* (Tirmizî, Birr, 15; Ebû Dâvûd, Edeb, 58).
İnternete baktığınız zaman bulabileceğiniz bu ve bunun gibi birçok hadis var. Osmanlı döneminde, daha eski dönemde bu gibi hadisler ve ayetler dikkatte alınıyor ve ona göre hareket ediliyordu; büyüklere saygı gösteriliyor, küçüklere merhamet ediliyordu. Fakat şimdiki dönemde bu hadisler dikkate alınmadığı, önemsenmediği için aileler mutsuz oluyor ve pedagoglara, aile danışmanlarına yahut da psikologlara gerek oluyor. Bu nedenle “eski kafalı” diye insanları yargılayıp saygısızlık yapmak, büyüklerimizle dalga geçmek yerine önce; “eski kafalı olmak mı daha kötü yoksa “yeni” kafalı olup büyüklere saygısız, küçüklere merhametsiz davranmak mı daha kötü?” bir araştırmamız lazım... Lafı daha fazla uzatmadan şunu söylemek istiyorum: mübarek Ramazan ayının mağfiret zamanını kaçırmadan tefekkür edip tövbe edelim...
Son olarak da yakın zamanda duyduğum şu güzel duayla sizleri Allah'a emanet ediyorum:
☘?☘?☘?☘?☘?☘?
Hz. Aişe ibadet ettikten sonra “Ya Rasulullah bugün duamı çoğalttım” diyor. Peygamberimiz de Hz. Aişe (ranha)'ya; “Sana en kapsamlı, en geniş duayı öğreteyim mi?” diye soruyor. Hz. Aişe (ranha) “Öğret Ya Rasulullah” deyince Hz. Muhammed (sav) şu duayı öğretiyor:
“Allah’ım ben Senden bütün hayırları istiyorum. Hem şu anda istiyorum hem hayatım boyunca istiyorum hem de ahiretim için istiyorum. Bildiğim ve bilmediğim ne kadar hayır varsa Senden istiyorum. Allah’ım bütün şerlerden kötülüklerden Sana sığınıyorum, hem şu anda hem de gelecekte bildiğim bilmediğim bütün şerlerden Sana sığınıyorum. Allah’ım ben Senden Cennet istiyorum. Senden beni Cennete yaklaştıracak söz ve amel istiyorum. Allah’ım Senden beni cehennem ateşinden korumanı istiyorum. Beni cehenneme yaklaştıracak her türlü söz ve amelden uzaklaştırmanı istiyorum. Allah’ım kulun, Rasulün Muhammed Aleyhisselam Senden ne istiyorsa ben de onu istiyorum. Allah’ım Rasulün hangi kötülüklerden Sana sığınıyorsa, ben de onlardan Sana sığınıyorum. Allah’ım bizim hakkımızda verdiğin hükümleri Sen hayırlı eyle Ya Rabbi.”

Leylinur Aişe
 
Üst