ENGİN ARDIÇEşekler üzülmesin şeker de yiyebilsinler
Ankara'nın ünlü Tandoğan Meydanı'nın ismi Anadolu Meydanı olarak değiştirilmiş.
Postalcı yazarlar buruldular. Ne de olsa kendi adamlarıydı!
Ankara Mimarlar Odası da burulmuş, bunun başkanı "[FONT=pt_sansbold]memleketi sıfırlayanlar şimdi de belleğimizi sıfırlıyorlar[/FONT]" demiş.
Belleklerini tazeleyelim: Nevzat Tandoğan, "[FONT=pt_sansbold]Ulan öküz Anadolulu! Bu memlekete komünizm lazımsa onu da biz getiririz, size ne oluyor?[/FONT]" demiş olan adamdır.
Arslanım CHP bürokrasisi, komünizmin komünistlere bırakılamayacak kadar ciddi bir konu olduğuna inanıyordu...
Ankara Valisi Tandoğan, aynı zamanda Atatürk Bulvarı'na kötü giyimli kişileri (örneğin kravat takmayanları) sokmayan adamdır.
Tandoğan, "[FONT=pt_sansbold]Anadolulu'nun iki vazifesi vardır, birincisi çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek, ikincisi askere çağırdığımızda askere gelmek[/FONT]" diyordu. Mahmut Esat Bozkurt da azınlıklara "[FONT=pt_sansbold]hizmetçilik ve uşaklık[/FONT]" görevini uygun görmemiş miydi? (CHP'den milletvekili adayı olan Ermeni bayana saygılarımızla arz ederiz.)
Hem vali, hem belediye başkanıydı. Tek parti döneminde bütün bu görevler tek kişide birleşiyordu, o kişi aynı zamanda partinin de il başkanıydı.
Literatürde buna "[FONT=pt_sansbold]faşizm[/FONT]" diyorlar ama birbirinizi fortlayarak öğrenemezsiniz.
CHP'nin ona sahip çıkmasını pek iyi anlarız. Lakin solcu geçinenlerin, solu iki posta, önce 1925 sonra da 1946 yılında silindir gibi ezip geçmiş İnönü'yü "[FONT=pt_sansbold]solun doğal lideri[/FONT]" olarak kabul etmeleri gibi, solun anasını ağlatmış bu adamın ismi o meydandan kaldırıldı diye ağlaşmalarının bir tek tercümesi vardır:
"[FONT=pt_sansbold]Biz aslında solcu değil, eşeğiz![/FONT]"
Demek ki "[FONT=pt_sansbold]Tayyip yapıyor[/FONT]" değilmiş
İstanbul sermayesinin basın sözcüleri bakın ne diyorlar:
"[FONT=pt_sansbold]Türkiye'de dolar fiyatının artmasının ana nedeni, dünyada doların değer kazanmasıdır.[/FONT]"
Şunu da demişler: "[FONT=pt_sansbold]Dolar fiyatındaki artışa rağmen mart ayında Türk Lirası gene de 4 puan değerli durumdaydı, dolar fiyatının daha da fazla artması gerekiyordu![/FONT]"
Başkaca şunları söylüyorlar: "[FONT=pt_sansbold]İhracatta yavaşlama var ama ekonominin çarkları dönüyor. Bu çok önemli. Yabancı girişi yavaşlasa da ülkeden ciddi boyutta yabancı çıkışı olmadı. Türk halkının güveni sağlam. Dolara hücum etmiyor. Önemli olan, bugüne kadarki gelişmelerin ekonomide bir krize, yıkıntıya yol açacak güçte olmamasıdır. Biz bugüne kadar ne krizler gördük, ne devalüasyonlar yaşadık... Yıkılmadık, ayaktayız... Bundan sonrası ise Allah kerim![/FONT]"
Aman ha, adamı kapının önüne koyuverirler. Kırk yılda bir doğruları yazayım derken işinden olma.
Ankara'nın ünlü Tandoğan Meydanı'nın ismi Anadolu Meydanı olarak değiştirilmiş.
Postalcı yazarlar buruldular. Ne de olsa kendi adamlarıydı!
Ankara Mimarlar Odası da burulmuş, bunun başkanı "[FONT=pt_sansbold]memleketi sıfırlayanlar şimdi de belleğimizi sıfırlıyorlar[/FONT]" demiş.
Belleklerini tazeleyelim: Nevzat Tandoğan, "[FONT=pt_sansbold]Ulan öküz Anadolulu! Bu memlekete komünizm lazımsa onu da biz getiririz, size ne oluyor?[/FONT]" demiş olan adamdır.
Arslanım CHP bürokrasisi, komünizmin komünistlere bırakılamayacak kadar ciddi bir konu olduğuna inanıyordu...
Ankara Valisi Tandoğan, aynı zamanda Atatürk Bulvarı'na kötü giyimli kişileri (örneğin kravat takmayanları) sokmayan adamdır.
Tandoğan, "[FONT=pt_sansbold]Anadolulu'nun iki vazifesi vardır, birincisi çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek, ikincisi askere çağırdığımızda askere gelmek[/FONT]" diyordu. Mahmut Esat Bozkurt da azınlıklara "[FONT=pt_sansbold]hizmetçilik ve uşaklık[/FONT]" görevini uygun görmemiş miydi? (CHP'den milletvekili adayı olan Ermeni bayana saygılarımızla arz ederiz.)
Hem vali, hem belediye başkanıydı. Tek parti döneminde bütün bu görevler tek kişide birleşiyordu, o kişi aynı zamanda partinin de il başkanıydı.
Literatürde buna "[FONT=pt_sansbold]faşizm[/FONT]" diyorlar ama birbirinizi fortlayarak öğrenemezsiniz.
CHP'nin ona sahip çıkmasını pek iyi anlarız. Lakin solcu geçinenlerin, solu iki posta, önce 1925 sonra da 1946 yılında silindir gibi ezip geçmiş İnönü'yü "[FONT=pt_sansbold]solun doğal lideri[/FONT]" olarak kabul etmeleri gibi, solun anasını ağlatmış bu adamın ismi o meydandan kaldırıldı diye ağlaşmalarının bir tek tercümesi vardır:
"[FONT=pt_sansbold]Biz aslında solcu değil, eşeğiz![/FONT]"
Demek ki "[FONT=pt_sansbold]Tayyip yapıyor[/FONT]" değilmiş
İstanbul sermayesinin basın sözcüleri bakın ne diyorlar:
"[FONT=pt_sansbold]Türkiye'de dolar fiyatının artmasının ana nedeni, dünyada doların değer kazanmasıdır.[/FONT]"
Şunu da demişler: "[FONT=pt_sansbold]Dolar fiyatındaki artışa rağmen mart ayında Türk Lirası gene de 4 puan değerli durumdaydı, dolar fiyatının daha da fazla artması gerekiyordu![/FONT]"
Başkaca şunları söylüyorlar: "[FONT=pt_sansbold]İhracatta yavaşlama var ama ekonominin çarkları dönüyor. Bu çok önemli. Yabancı girişi yavaşlasa da ülkeden ciddi boyutta yabancı çıkışı olmadı. Türk halkının güveni sağlam. Dolara hücum etmiyor. Önemli olan, bugüne kadarki gelişmelerin ekonomide bir krize, yıkıntıya yol açacak güçte olmamasıdır. Biz bugüne kadar ne krizler gördük, ne devalüasyonlar yaşadık... Yıkılmadık, ayaktayız... Bundan sonrası ise Allah kerim![/FONT]"
Aman ha, adamı kapının önüne koyuverirler. Kırk yılda bir doğruları yazayım derken işinden olma.