SEBA MELİKESİ
Asistan
- Katılım
- 18 Ağu 2009
- Mesajlar
- 235
- Tepkime puanı
- 8
- Puanları
- 0
- Yaş
- 74
Grip olan bir erkeğin genel durumu; gözlerde masum bir yavru kedi bakışı, burunda kızarma ve yer yer tahriş, dudaklardan dökülen ıhlamalardır. Çizdikleri bu tablonun asıl tamamlayıcısı ise gribin bir özelliği olan dayak yemişlik hissi ile can havliyle söylenen “anam anam anam” nidalarıdır.
Sonbahar, hava şartları itibariyle pek alengirli bir mevsimdir. Güneşin, yağmurun, serinliğin bir arada olduğu bu zamanlarda ne giyeceğini şaşıran insanoğlu çok değil kısa bir süre içinde grip olur. Grip ayakta atlatılacağı gibi yatak döşek de devirebilen esrarengiz bir hastalıktır. Her yıl yeni bir çeşidi çıktığından kendini güncelleyen modern de bir yapısı vardır.
Grip olan insanlar ise ikiye ayrılır: kadınlar ve erkekler… Kadınların grip olması durumunda hayat seyrinde hiçbir değişiklik olmaz. Nane limon kaynatılır, terlenir ve iyileşilir. Erkeklerde ise durum biraz daha komplike yaşanır. Bazılarının hayatında karşılaşmış olduğu tek ciddi vaka yarım yamalak hatırladığı sünnet operasyonu olduğundan hastalık lafı bile kendilerini çökertmeye yeter.
Anne babaları tarafından “aslan” sıfatıyla anılan bu ademoğulları ilginçtir ki hastalık konusunda küçük bir kedi yavrusundan farksız görünürler. Basit bir grip virüsü karşısında pek bir nazenin ve de hassastırlar. Ağrı eşikleri düşüktür, hemen yataklara düşerler. Grip olan bir erkeğin genel durumu; gözlerde masum bir yavru kedi bakışı, burunda kızarma ve yer yer tahriş, dudaklardan dökülen ıhlamalardır. Çizdikleri bu tablonun asıl tamamlayıcısı ise gribin bir özelliği olan dayak yemişlik hissi ile can havliyle söylenen “anam anam anam” nidalarıdır.
Hasta erkekler etrafındakileri de hasta eder
Hal ve gidişatları hastalığın başlarında son derece mülayim ve munistir. Hareketleri yavaşlar ve el göz koordinasyonları bozulur, eline verilen çorbayı tutamaz, tutsa kaşığı taşıyamaz, kaşığı taşısa da ağzını bulamaz. Takatsizlikleri yüzünden ıhlamurlarının içindeki balı dahi karıştıramazlar. Sağlıklı zamanlarında “Bu tavırlar erkek adamı bozar” dedikleri her şeyi hasta olduklarında yapmakta bir sakınca görmezler. Bu tavırların en başında “naz” gelir ki hastalanıp nazlanan erkekler bu tavırlarıyla karşısındakileri de hasta etme başarısına ulaşırlar.
Hasta erkekler kendilerine bakan bayanlar açısından üçe ayrılır: Nişanlıyken hastalanan erkekler, evliyken hastalanan erkekler ve annesi tarafından bakılan bekar erkekler.
Nişanlılık döneminde karşılaşılan gribal enfeksiyon akıllı kızlarımız için bulunmaz bir fırsattır. Böyle bir durumda kızımızın acilen annesine tavuk suyuna çorba yaptırarak, bir elinde limon, bir elinde çorba kavanozu ile müstakbel eşine geçmiş olsun ziyaretine gitmesi hem müstakbel kayınvalidesi hem de nişanlısı için artistik ve de teknik açıdan tam puan aldırır. Kayınvalide oğlunun ne kadar iyi bakılıp ilgilenileceğine emin olarak gelinine olan güvenini tazeler. Genç delikanlı ise turnayı gözünden vurmuş olduğuna emindir.
Hastalık bitene kadar evde olağanüstü hal ilan edilir
Bir rüya gibi geçen nişanlılık dönemi yerini evlilik griplerine bıraktığında görülen değişim pek de güllük gülistanlık değildir. Evde kocanın hasta olması demek, o hanede hastalık bitene kadar olağan üstü hal ilan edilmesi demektir. Nişanlılık dönemlerinde yapılan tedavi girişimlerine binlerce teşekkür eden erkek gitmiş, yerine mızmızlanan, istekleri bitmeyen, ekşi yüzü gülemeyen aksi bir adam gelmiştir. Bu insana amuda kalkarak çorba yapılsa da yaranılmaz, nişanlıyken ilaç içmesi için verdiğiniz suya bile milyonlarca teşekkür eden zat-ı muhterem evlilikten sonra siz ne yaparsanız tek bir şeyi sayıklayacaktır, o da annesidir. Biricik karısına hastalık kaprisleriyle kök söktüren koca, o kadar hizmet karşısında “anacığımmm” diye sayıkladığında eşi tarafından boğazlarına iyi gelir diye ıhlamuruna karabiber konularak daha etkili bir şekilde tedavi(!) edilmeye başlanır.
Üçüncü grip erkek çeşidi olan annesinin evindeki erkeğin durumu nişanlılık dönemi kadar keyiflidir. Oğlunun nasıl iyileşeceğini bilen anne yaptığı kendine has alternatif tıp yöntemleriyle nokta atışı yaparak biricik oğulcuğunu sağlığına kavuşturur. Bu grubun iyileşme süresi çok kısa olduğundan nazlanmaya fırsatları olmayan şip şak gripler yaşarlar.
Olan zavallı hanıma olur
Bir de hasta olduğunu kabul etmeyen ama hasta değilmiş gibi de davranamayan erkekler vardır. Bu beylerin çevresindeki hanımlara Allah’tan sabır diliyoruz. Zira bu beyler hem nazlanırlar hem de kendilerine hasta muamelesi yapılmasından hoşlanmazlar. Zavallı hanımı ilgilense “Ben hasta değilim” diye çıkışır, ilgilenmese “Benimle ilgilenmiyor, meğer ne kadar yalnızmışım şu dünyada” tavırlarına girer. Aşağı tükürsen sakal, yukarısı bıyık misali, olan zavallı hanıma olur. İki arada bir derede kalan kadın bir an önce sevgili eşinin iyileşmesi için adaklar adama noktasına gelir. Zira bu enteresan günlerde hiç bitmeyecekmiş gibi bir hisse kapılır.
Sevgili hanımlar, görüldüğü üzere bizlerin 2 satırda anlatılıp bitirilen grip süreci erkekler açısından bakıldığında upuzun yazı yazdıracak bir maceraya dönüşür. Onun için diyoruz ki “hasta olmasın ki erkekler, kafayı dinlesin hanımefendiler!” Hepinize sağlıklı günler dileyerek yazımıza son veriyoruz, Allah’a emanet olunuz…
Sonbahar, hava şartları itibariyle pek alengirli bir mevsimdir. Güneşin, yağmurun, serinliğin bir arada olduğu bu zamanlarda ne giyeceğini şaşıran insanoğlu çok değil kısa bir süre içinde grip olur. Grip ayakta atlatılacağı gibi yatak döşek de devirebilen esrarengiz bir hastalıktır. Her yıl yeni bir çeşidi çıktığından kendini güncelleyen modern de bir yapısı vardır.
Grip olan insanlar ise ikiye ayrılır: kadınlar ve erkekler… Kadınların grip olması durumunda hayat seyrinde hiçbir değişiklik olmaz. Nane limon kaynatılır, terlenir ve iyileşilir. Erkeklerde ise durum biraz daha komplike yaşanır. Bazılarının hayatında karşılaşmış olduğu tek ciddi vaka yarım yamalak hatırladığı sünnet operasyonu olduğundan hastalık lafı bile kendilerini çökertmeye yeter.
Anne babaları tarafından “aslan” sıfatıyla anılan bu ademoğulları ilginçtir ki hastalık konusunda küçük bir kedi yavrusundan farksız görünürler. Basit bir grip virüsü karşısında pek bir nazenin ve de hassastırlar. Ağrı eşikleri düşüktür, hemen yataklara düşerler. Grip olan bir erkeğin genel durumu; gözlerde masum bir yavru kedi bakışı, burunda kızarma ve yer yer tahriş, dudaklardan dökülen ıhlamalardır. Çizdikleri bu tablonun asıl tamamlayıcısı ise gribin bir özelliği olan dayak yemişlik hissi ile can havliyle söylenen “anam anam anam” nidalarıdır.
Hasta erkekler etrafındakileri de hasta eder
Hal ve gidişatları hastalığın başlarında son derece mülayim ve munistir. Hareketleri yavaşlar ve el göz koordinasyonları bozulur, eline verilen çorbayı tutamaz, tutsa kaşığı taşıyamaz, kaşığı taşısa da ağzını bulamaz. Takatsizlikleri yüzünden ıhlamurlarının içindeki balı dahi karıştıramazlar. Sağlıklı zamanlarında “Bu tavırlar erkek adamı bozar” dedikleri her şeyi hasta olduklarında yapmakta bir sakınca görmezler. Bu tavırların en başında “naz” gelir ki hastalanıp nazlanan erkekler bu tavırlarıyla karşısındakileri de hasta etme başarısına ulaşırlar.
Hasta erkekler kendilerine bakan bayanlar açısından üçe ayrılır: Nişanlıyken hastalanan erkekler, evliyken hastalanan erkekler ve annesi tarafından bakılan bekar erkekler.
Nişanlılık döneminde karşılaşılan gribal enfeksiyon akıllı kızlarımız için bulunmaz bir fırsattır. Böyle bir durumda kızımızın acilen annesine tavuk suyuna çorba yaptırarak, bir elinde limon, bir elinde çorba kavanozu ile müstakbel eşine geçmiş olsun ziyaretine gitmesi hem müstakbel kayınvalidesi hem de nişanlısı için artistik ve de teknik açıdan tam puan aldırır. Kayınvalide oğlunun ne kadar iyi bakılıp ilgilenileceğine emin olarak gelinine olan güvenini tazeler. Genç delikanlı ise turnayı gözünden vurmuş olduğuna emindir.
Hastalık bitene kadar evde olağanüstü hal ilan edilir
Bir rüya gibi geçen nişanlılık dönemi yerini evlilik griplerine bıraktığında görülen değişim pek de güllük gülistanlık değildir. Evde kocanın hasta olması demek, o hanede hastalık bitene kadar olağan üstü hal ilan edilmesi demektir. Nişanlılık dönemlerinde yapılan tedavi girişimlerine binlerce teşekkür eden erkek gitmiş, yerine mızmızlanan, istekleri bitmeyen, ekşi yüzü gülemeyen aksi bir adam gelmiştir. Bu insana amuda kalkarak çorba yapılsa da yaranılmaz, nişanlıyken ilaç içmesi için verdiğiniz suya bile milyonlarca teşekkür eden zat-ı muhterem evlilikten sonra siz ne yaparsanız tek bir şeyi sayıklayacaktır, o da annesidir. Biricik karısına hastalık kaprisleriyle kök söktüren koca, o kadar hizmet karşısında “anacığımmm” diye sayıkladığında eşi tarafından boğazlarına iyi gelir diye ıhlamuruna karabiber konularak daha etkili bir şekilde tedavi(!) edilmeye başlanır.
Üçüncü grip erkek çeşidi olan annesinin evindeki erkeğin durumu nişanlılık dönemi kadar keyiflidir. Oğlunun nasıl iyileşeceğini bilen anne yaptığı kendine has alternatif tıp yöntemleriyle nokta atışı yaparak biricik oğulcuğunu sağlığına kavuşturur. Bu grubun iyileşme süresi çok kısa olduğundan nazlanmaya fırsatları olmayan şip şak gripler yaşarlar.
Olan zavallı hanıma olur
Bir de hasta olduğunu kabul etmeyen ama hasta değilmiş gibi de davranamayan erkekler vardır. Bu beylerin çevresindeki hanımlara Allah’tan sabır diliyoruz. Zira bu beyler hem nazlanırlar hem de kendilerine hasta muamelesi yapılmasından hoşlanmazlar. Zavallı hanımı ilgilense “Ben hasta değilim” diye çıkışır, ilgilenmese “Benimle ilgilenmiyor, meğer ne kadar yalnızmışım şu dünyada” tavırlarına girer. Aşağı tükürsen sakal, yukarısı bıyık misali, olan zavallı hanıma olur. İki arada bir derede kalan kadın bir an önce sevgili eşinin iyileşmesi için adaklar adama noktasına gelir. Zira bu enteresan günlerde hiç bitmeyecekmiş gibi bir hisse kapılır.
Sevgili hanımlar, görüldüğü üzere bizlerin 2 satırda anlatılıp bitirilen grip süreci erkekler açısından bakıldığında upuzun yazı yazdıracak bir maceraya dönüşür. Onun için diyoruz ki “hasta olmasın ki erkekler, kafayı dinlesin hanımefendiler!” Hepinize sağlıklı günler dileyerek yazımıza son veriyoruz, Allah’a emanet olunuz…
