Erkek olmak yetmez!

oguz

Yeni
Katılım
29 Eki 2006
Mesajlar
1,560
Tepkime puanı
36
Puanları
0
13_b.jpg


Erkek olmak yetmez! HAKKINI VERMEK LAZIM!
03 Mayıs 2010 Pazartesi 01:41

Şikayetimiz var!

Bu yazı Milli Gazete yazarı İsmail Müftüoğlu’nun “ÖRTÜNMEK YETMEZ! HAKKINI VERMEK LAZIM” başlıklı yazısından ilham alınarak kaleme alınmıştır..

Sayın İsmail Müftüoğlu e-mail kutuma okurlarım tarafından gönderilen bir yazısında başörtüsü takan bazı bayanların bir takım davranışlarından hicap duyduğunu dile getirerek, bu bayanları Allah’a şikayet ediyor.. Müftüoğlu’nun yazdığı her satıra katılmakla birlikte, bakış açısının bir yönüyle empatiden uzak olduğu kanaatindeyim..

Zira kadınlar olarak bizim de şikayetlerimiz var!

Heva ve heveslerinin esiri olmuş, ‘Birgün Hak’ka hesap vereceğim’ korkusu taşımadan fütursuzca hakka giren, Allah’ın rızasını unutmuş erkeklerden şikayetimiz var!

Başörtüsü takan bayanları nefis taşımayan, hatadan beri, İslamın temsilcisi gibi gören anlayıştan ve bu anlayıştaki erkeklerden şikayetimiz var..

Erkeklerin günümüzdeki kıyafetlerinden hangi düşünceye sahip olduğu anlaşılmıyor diye başörtüsü takan bir bayanın sürekli eleştirilmesinden; “Müslümanım” diyen erkeklerin yaptığı hiçbir hatanın görülmemesinden ve dillendirilmemesinden de şikayetimiz var!

Şikayet etmekse maksat başörtülüleri, eşini çarşafa sokan ama kendileri yanlarında rengarenk gömlekleri, albenili ceketleri ve mevsime uygun seçilmiş pantolonları ile salına salına yürüyen erkeklerden de bizim şikayetimiz var..

Şikayetlerimiz yalnız giyim kuşamla ilgili değil üstelik bizim!

“Bir eşinizin hakkını diğerine yedirecekseniz evlenmeyin” hadisini hafife alıp, “4’e kadar yolu var” diyen, imkanlarını kullanarak, sırf daha genç diye, sırf eşinden daha güzel diye, “Allah’ın belirli şartlarda yapılmasına cevaz” verdiği bu hükmü suistimal eden erkeklerden de şikayetimiz var..

Alnı secde tanımayan erkeklerin eşleri ya da kız kardeşleri üzerinde kurduğu hegemonyadan ve hatta şiddetten, bilgiye değil sövgüye dayalı baskılarından da şikayetimiz var!

Bin bir türlü vaatle gencecik kızları kandıran, körpecik ruhlarında onulmaz yaralar açan, ve onları bir daha hiçbir erkeğe güvenmeme derecesinde bunalıma sokan erkeklerden de şikayetimiz var..

Kadına hakettiği değeri vermeden sürekli beklenti içinde olan, bir bakışa bir gülüşe aldanıp, başta Allah’ın kendilerine verdiği emaneti unutup ( eşini), mükellefiyetlerini bir kalemde silen erkeklerden de şikayetimiz var!

Evdeki hanımının hiçbir şekilde makyaj yapmasına ya da bakımlı olmasına müsaade etmeyen, ama dışarıda bu tarz kadınlara sulanan, iş yerindeki bayanlarla kırıştıran erkeklerden de şikayetimiz var..

Peygamber Efendimiz (SAV) ibadet için dahi eşlerinden izin alacak kadar bayanlara nazik iken, eşlerini rencide etmeyi marifet sayan, kadınlara hakarette sınır tanımayan; kendi yetersizliklerini kadınları küçük düşürerek örtmeye çalışan egosu yüksek erkeklerden de şikayetimiz var..

Yine yüce dinimiz evini bakmakla yükümlü erkeği görevli kılmış iken, utanmadan pısırık pısırık oturan, çocuklarını çalıştıran, eşini çalışmaya mecbur eden, daha da ileri gidip eşini pazarlayan erkeklerden de şikayetimiz var!

Eş dost arkadaş arasında evli diye geçinen, evde karısına racon kesen ama dışarıda her türlü haltı karıştıran erkeklerden de şikayetimiz var..

Daracık pantolonları ve gösterişli kıyafetleriyle sere serpe oturan; bakışlarıyla sözleriyle taciz sınırlarını aşan; evli olsun bekar olsun kadınları sonuna kadar kesmeyi mübah sayan erkeklerden de şikayetimiz var..

Erkeğin serkeşliğini "çapkınlık", kadınınkini “namussuzluk” sayan -kadınların bile beyinlerine nüfus etmiş- gerçeklikten ve bu gerçekliğe sığınarak her türlü ahlaksızlığı yapma hakkını kendinde bulan erkeklerden de şikayetimiz var!

Sevgiden, nezaketten, incelikten yoksun, öfkesinin esiri olmuş, sürekli kızan, bağıran; sevdiği insanın beklentilerini algılamaktan ve bu çabayı sarfetmekten uzak erkeklerden de şikayetimiz var!

Doyumsuz, gözü aç, mutluluğu maneviyatta değil maddede arayan, aldatan, sözünde durmayan, kaçan, kaytaran, sorumsuzlukta çığırından çıkan erkeklerden de şikayetimiz var!

Ve bu saydığım nitelikleri taşıyan erkeklerin en sonunda “Elhamdülillah Müslümanım” demesinden çok ama çok şikayetimiz var!

Erkek olmak yetmez! HAKKINI VERMEK LAZIM! - Nergis Kavalc? / Haber Form
 

bakış

Kıdemli Üye
Katılım
22 Kas 2009
Mesajlar
4,717
Tepkime puanı
251
Puanları
0
Konum
İstanbul-Pendik
Bu bayan katıksız bir feministtir.

erkek ve kadını yaratılış bakımından aynı sayarak bir takım şeyler saçmalamış.Buna batı aleminde femizim derler.

insanlar değerli şeylerin üstlerini örterler veya saklarlar.Bir kadına güzel örtün demek,erkeklerin yaptığı haylazlıkları haklı çıkartmaz.Eminimki ismail müftüoğlu bu bayanın yazısını okusa NE ALAKA diyecektir.
 

Serare

Profesör
Katılım
13 Şub 2010
Mesajlar
813
Tepkime puanı
80
Puanları
0
Yaş
14
Aynı düşüncelerdeyiz; kaleme alınanlar benim de düşündüklerim dememek mümkün değil. Aklı başında olan, vicdan sahibi her insanın düşünmesi, düşünmüş olması gereken çarpıklıklar bunlar.

Dinin yalnızca kadına ve kadının kıyafetine indirgenmiş olması, din denilince akla gelen tek şeyin kadın olması, İslam denilince tek algıladıklarının kadın ve kadının kıyafeti olması... Oysa neydi İslam'ın ilk emri? Bakınız o emre gelince; İslam'ın o ilk emrine gelince o yasaktır, bir umursamazlık vardır, hatta değil umursamazlık, bir inkar vardır, resmen inkar ederler; karşıdırlar okula, okumaya, en fazla kız çocukları açısından olsa da, gerek kız, gerek erkek çocuklarının okumasına, okutulmasına; kendi uydurdukları dindir işte bu, kendi uydurdukları İslam, işte bu çarpıklıklar bir sürü insanın hayatına mal olan, bir sürü insanın hayatını mahveden, gencecik bir sürü cevherin. Ailemden, tanıdık çevremden bir çok genç kızın intihar girişimine sebeptir tüm bunlar, oysa İslamiyet indikten seneler sonra gelen, gerekliliği değil ilk sırada, yıllar sonra varolan, hissedilen bir emrin üzerinde durur kalırlar, neden gerektiğini bile düşünmeden.

Din bu değil, en azından benim inandığım din bu değil. Kadın bu durumdan şikayetçi ise erkeğe dar etmeli dünyayı, o kadar dar etmeli ki ''o erkeği; erkek olamayan o erkeği'' hiçbir durumda hayatına almadan, kendini ona satılık mal gibi sunmadan, kendini eğiterek, kendi ayakları üzerinde kendi durarak, hayatını kendi kurarak.

Sevgiler.
 
K

Kaçak

Guest
Öncelikle Sayın Oğuza teşekkür ederiz ..
Güzel bir yazı, benim için en azından ..
Ablanın üslubu çok güzel herşeyden önce ..
Direk bir profili , kitleyi, sınıfı ele almadan toplumdaki genel şeylere deginmiş ki ..
Hoşdu bence ..
Bir kaç şey de ben eklemek istiyorum ...
Bende şikayetciyim ..
Tesettürün faziletini , güzelliğini , adabını topluma anlatmadan , anlatıp yerleştirmeden ve öncelikli konunun topluma yerleşmesi oldugunu düşünmeden ( aslında düşünemeden ), direk toplumun çogunlugunu ezici , yıpratıcı , ötekileştirici , hedef alıcı yazılar yazarak İslami mücadele verdigini sananlardan bende şikayetciyim ....
Tesettürün 72 millet ve grup tarafından hedef tahtasına otutturuldugu, tesettürlünün ( gerçi onlara göre tesettür bile degilde ) görüldügü yerde linç edilmesi kampanyalarının başlatıldıgı dönem ve zamanda ...
Vurun abalıya tarzı yazılar yazıp/yayıp , tesettürlünün önünde duran dik yokuşu tırmanma mücadelesine degil destek olmayı ( bedel isteyen yolu seçmeyip ) , kenarda oturup söz ile taciz edenlerden bende şikayetciyim ....
Müslümanlar arasında tesettür zaafiyetinden çok ( onların koydugu teşhis ), ahlaki çöküntünün oldugu, toplum nezdinde müslüman imajının ayaklar altına alındıgı ....
Artık müslümanın "hacı hocaya güvenmeyeceksin" diye anılır duruma düştügü , ve bunun asıl müsebbiplerinin erkekler oldugu gerçegi ortadayken , kolay lokma kadınlara yüklenenlerden de şikayetciyim ...
 
Üst