Erkeğin Giyinimi Nasil Olmalidir?

aHuZaR

Can kayıp can firarda
Katılım
27 Kas 2006
Mesajlar
6,438
Tepkime puanı
23
Puanları
0
Konum
Gönülistan
ERKEĞİN GİYİNİMİ NASIL OLMALIDIR?

Kadın giyimini en azından ana hatlarıyla belirten nasların bulunmasına karşılık, erkeğin elbise şeklinden bahseden pek o kadar nas mevcut değildir. Kur`an-ı Kerim bu mesele üzeride durmaz. Sünnet`te de bir kaç ana esasa temas edilmekle, mesele gayrımüslimlere benzememe şartıyla örfe bırakılmıştır. Mamafih, fukaha mevcut naslardan hareketle, yine de bazı genel hükümler çıkarmışlardır. Buna göre elbisenin:

1- Avreti örtecek ve insanı sıcak ve soğuğa karşı koruyacak kadarı farzdır. Tıpkı yeme ve içmenin ihtiyaç miktarının farz olduğu gibi.

2- Zarûret miktarını aşarak, zineti temin edecek ölçüde izâr, ridâ, sarık ve gömlek giyerek takımı tamamlamak müstehaptır. Zira Allah, nimetinin eserini kulu üzerinde görmekten hoşlanır. (Fetâvâ-yi Ankaravî, I/167.)

3- Bayramlarda, cum`alarda muhtaçları rahatsız eder görünümler olmaması kaydıyla, güzel ve kaliteli elbiseler giymek mübahtır.

4- Kırmızı ve bazılarına göre sarı renkte elbiseler giymek mekruhtur. Dürrü`l-Müntekâ`da sünnetin hilâfına giyilen her türlü elbisenin mekruh olduğu da ilâve edilmiştir, (Dürrü`l-Müntekâ, (Dâmâd kenarında) N/532.)

5- Kibirlenmek amacıyla giyilen elbise, erkeğin saf ipekten dokunmuş olarak giydiği elbise ve gayri müslimlerin özel elbiselerine benzeyen elbise haramdır.

(Başkalarına benzeme konusu, psiko-soyal ve itikâdî yönlerden incelenmeye değer bir konudur. 1920`li yıllarda Şeriatın yürürlükten kaldırılması çalışmaları arasında, Islam`a has kiyâfet şekillerinin de buna parelel olarak değişmesi gereği kaçınılmaz görülüp, bunların yerine başkaları arandığı sıralarda, Mısır Din Işleri Riyâseti bir bildiri yayınlayarak, başkalarına benzeme açısından "Kubbe`a, ya da Bernita" (fötr Sapka) denen giysinin câiz olamyacağı neticesine varmış, Allâme Muhammed Bahit aynı gayeyle hazırladığı ve 1926`da neşredilen risâlesinde; sarık giymenin bir sünnet ve müslümanları başkalarından ayıran bir şiar olduğu, kubbe`a`nın ise, gayr-i müslimlerin şiari olduğundan giyilmesinin câiz olamayacağı, fes de bir hususiyet ifade etmeyip, müştereken giyilen bir elbise çesidi olduğundan, giyilmesinde mahzur olmayacağını tasrih etmiş ve meseleye sosyolojik açıdan da bakarak, Endülüs`ün inkiraz bulmasını, bu şiarların muhafaza etmediklerine bağlamıştır. Aynı yıllarda Tanta Ensitüsü Uleması, hazırladıkları ortak beyannamede, gayr-i müslimlere benzeme konusunu, Kitap, Sünnet ve Hulefâ-i Râşidin devrindeki uygulamalar nokta-i nazarından ele alarak "kubbe`a" giymenin haram olduğu neticesine varmışlardır. Yine aynı yıllarda, içlerinde Muhammed Ebû Zehrâ`nın da bulunduğu on beş kişilik tahassus uleması, meseleyi son derece etraflı bir şekilde ele almış, âdetlerin akidenin emâreleri olduğunu vurgulayarak, Hz. Ebû Bekr`in saç şekillerini gayr-i müslimlere benzetenlerin -bu işin gayr-i müslimlere has bir iş olması halinde- akidelerini sormaksızın öldürülmelerini emretmesine dikkat çekmiş, fukahanın "teşebbüh" konusundaki görüşlerini sıralamış ve son bölümde meselenin yine sosyolojik yönünü ele alarak, milletlerin Şahsiyeti konusunda sosyal varlığa en tehlikeli ve en zararlı olan şey`in, başkalarını taklid olduğunu anlamış ve Ibn Haldun`un şu sözleriyle meseleyi bağlamıştır:

"Bu yüzdendir ki, mağlubun; giymesinde, içmesinde, selamlaşmasında, bunları benimsemede ve şekillerinde ve diğer durumlarında gâlibe benzemeye çalıştığını görürsün. Bu noktadan meseleyi, sebep ve illet tesirini göz önünde bulundurarak inceleyen, bütün bunların istilâ belirtileri olduğunu görecektir."

Bütün bunlardan ötürü "teşebbüh"ün sınırlarını tesbit etmek önemlidir. Zira Allah Rasülü, çevre memleketlerden gelen bazı elbiseleri giymiş; (Meselâ, "Yemen`den gelen bir izar ve mülebbede dedikleri bir kisâ içerisinde iken kabzedildi." rivayeti mevcuttur. Ebû Davûd, N/368) bazılarının da yırtılıp başka elbiselere çevrilmesini emretmiştir. (Bk. Ebû Davûd, N/385 Fetâvâ-yi Hindiyye`de Ebû Yusufun: "Allah Rasûlü, ruhbanların giydiği tüylü ayakkabı giydi" sözü ile, kulların salahına olan konularda teşebbüh`ün zarar vermediğine işaret ettiği kayıtlıdır. (Fetâvâ-yi Hindiyye V/293)
Erkek elbisesi konusunda söylenebileceklerin bazıları da şunlardır:

Erkek elbisesinin darlığı konusundaki nehiyler, kadın elbesisinde olanlar kadar sarih değildir. Hatta Imam Şa`rânî`nin nakline göre Ebû Zerr`in: "Allah Resulü, sert ve dar giy ki, iftihar sende mesağ bulamasın, buyurdu" dediği vakidir. Ancak kadınların giymelerinin yasaklanışını gerektiren illetin erkeğin dar giymesi halinde de mevcut olması, erkek elbisesinin de dar olmasını mekruh kılar. Fakat bunun erkekte de avret sınırı için gerekli olduğu, bedenin avret olmayan yerlerini örten elbiselerin dar olmasının ancak sahih örfe muhalefeti halinde mekruh olacağı açıktır. Başaçık gezmenin kerâhati da keza örfle sabit olabilir. Çünkü bu konuda hükme mesned olacak bir nas yoktur. Hatta Imam Şa`r-ânî`nin nakline göre Abdullah b.`Ayf, yaz-kış başı açık gezerdi. Sarığı da, takkesi de yoktu. Bir yığın saçı vardı. (Imâm Sa`rânî, Kesfu`l-Gumme, I/l98.)

Bu konuda Imam Sâtibî şunları söyler:

"Meselâ erkeklerin başlarının açık olması, yerine göre değişir. Bu haraket doğudaki memleketlerde mürüvvet sahipleri hakkında çirkin bir hareket sayıldığı halde, batıdaki (Islam) memleketleride çirkin sayılmaz. Bu değişiklige göre, şer`î hükümde değişiklik arzeder. Onun içindir ki doğuda erkeğin başının açıklığı, adâlet vasfını lekelediği halde, batı (Islâm) memleketlerinde adâletini lekelemez. (es-Sâtibî, el-Muvâfâkât. )

Altın yüzük ve altın süs eşyası, erkekler için haramdır. Kibri için olmamak kaydıyla sümkürmek, ya da abdest ıslaklığını silmek gayesiyle, üzerinde mendil taşımakta bir mahzur yoktur. (Dâmâd, N/537.) Avreti örten kadarı kîfâyet etmekle beraber, erkeğin kamis (gömlek), izâr ve sarık olmak üzere üç parça elbise içerisinde namaz kılması müstehaptır. Bunlara gücü yeterken, sadece izârla namaz kılması mekruhtur. (Tahtâvî, Ala Merâki`l-Felâh,170. ) Kadının da kamîs, izâr ve başörtü olmak üzere yine üç parça içerisinde namaz kılması müstehaptır. Altını gösterecek kadar ince elbiseyle kılınan namaz câiz değildir. (Fetâvâ-yi Hindiyye, I/45, 46. ) Es-Sübkî, Şafiî fukahâsından Ahmed b. Isâ`nın kadınların cilbâb örtünmelerini emreden ayetteki hükme gösterilen, "Hür ve namuslu oldukları tanınıp, fâsıkların onlara eziyet etmemesi" illetinden, âlimlerin ve sâdâtın uyguladıkları değişik elbise ve sarık giyme işinin (ilmiyye kisvesinin) -her ne kadar selef bunu yapmamışsa da- güzel bir şey olduğu hükmünü istinbat etmiştir. Çünkü bunda onların tanınmaları, böylece de söyledikleriyle amel edilmesi için belirlenmeleri sözkonusudur. Bu güzel bir istinbattır" der. (Alûsî, XXN/90. )Sirvâl (bacağın yarısına kadar uzanan donlar) sünnettir. (Fetâvâyi Hindiyye, V/293. )Kalensuve (takke, terlik) giymekte bir beis yoktur. Bunun tilki gibi hayvanların kürkünden olması da uygundur. Yabani hayvanların derilerinden kürk yapmak câizdir. (Fetâvâ-yi. Hindiyye, V/291-293.)


Kadın giyimini en azından ana hatlarıyla belirten
nasların bulunmasına karşılık erkeğin elbise şeklinden bahseden
pek o kadar nas mevcut değildir.
Kuranı Kerim bu mesele üzeride durmaz.
Sünnette de bir kaç ana esasa temas edilmekle
mesele gayrımüslimlere benzememe şartıyla örfe bırakılmıştır.
Mamafih, fukaha mevcut naslardan hareketle,
yine de bazı genel hükümler çıkarmışlardır.
Buna göre elbisenin

1 Avreti örtecek ve insanı sıcak ve soğuğa karşı koruyacak kadarı farzdır.
Tıpkı yeme ve içmenin ihtiyaç miktarının farz olduğu gibi.

2 Zarûret miktarını aşarak, zineti temin edecek ölçüde izâr,
ridâ, sarık ve gömlek giyerek takımı tamamlamak müstehaptır.

3 Bayramlarda, cum`alarda muhtaçları rahatsız eder görünümler olmaması kaydıyla, güzel ve kaliteli elbiseler giymek mübahtır.

4- Kırmızı ve bazılarına göre sarı renkte elbiseler giymek mekruhtur.
Dürrül Müntekâda sünnetin hilâfına giyilen her türlü elbisenin
mekruh olduğu da ilâve edilmiştir,

5- Kibirlenmek amacıyla giyilen elbise, erkeğin saf ipekten dokunmuş olarak giydiği elbise ve gayri müslimlerin özel elbiselerine benzeyen elbise haramdır.

(Başkalarına benzeme konusu, psiko-soyal ve itikâdî yönlerden incelenmeye değer bir konudur. 1920`li yıllarda Şeriatın yürürlükten kaldırılması çalışmaları arasında, Islam`a has kiyâfet şekillerinin de buna parelel olarak değişmesi gereği kaçınılmaz görülüp, bunların yerine başkaları arandığı sıralarda, Mısır Din Işleri Riyâseti bir bildiri yayınlayarak, başkalarına benzeme açısından "Kubbe`a, ya da Bernita" (fötr Sapka) denen giysinin câiz olamyacağı neticesine varmış, Allâme Muhammed Bahit aynı gayeyle hazırladığı ve 1926`da neşredilen risâlesinde; sarık giymenin bir sünnet ve müslümanları başkalarından ayıran bir şiar olduğu, kubbe`a`nın ise, gayr-i müslimlerin şiari olduğundan giyilmesinin câiz olamayacağı, fes de bir hususiyet ifade etmeyip, müştereken giyilen bir elbise çesidi olduğundan, giyilmesinde mahzur olmayacağını tasrih etmiş ve meseleye sosyolojik açıdan da bakarak, Endülüs`ün inkiraz bulmasını, bu şiarların muhafaza etmediklerine bağlamıştır. Aynı yıllarda Tanta Ensitüsü Uleması, hazırladıkları ortak beyannamede, gayr-i müslimlere benzeme konusunu, Kitap, Sünnet ve Hulefâ-i Râşidin devrindeki uygulamalar nokta-i nazarından ele alarak "kubbe`a" giymenin haram olduğu neticesine varmışlardır. Yine aynı yıllarda, içlerinde Muhammed Ebû Zehrâ`nın da bulunduğu on beş kişilik tahassus uleması, meseleyi son derece etraflı bir şekilde ele almış, âdetlerin akidenin emâreleri olduğunu vurgulayarak, Hz. Ebû Bekr`in saç şekillerini gayr-i müslimlere benzetenlerin -bu işin gayr-i müslimlere has bir iş olması halinde- akidelerini sormaksızın öldürülmelerini emretmesine dikkat çekmiş, fukahanın "teşebbüh" konusundaki görüşlerini sıralamış ve son bölümde meselenin yine sosyolojik yönünü ele alarak, milletlerin Şahsiyeti konusunda sosyal varlığa en tehlikeli ve en zararlı olan şey`in, başkalarını taklid olduğunu anlamış ve Ibn Haldun`un şu sözleriyle meseleyi bağlamıştır:

"Bu yüzdendir ki, mağlubun; giymesinde, içmesinde, selamlaşmasında, bunları benimsemede ve şekillerinde ve diğer durumlarında gâlibe benzemeye çalıştığını görürsün. Bu noktadan meseleyi, sebep ve illet tesirini göz önünde bulundurarak inceleyen, bütün bunların istilâ belirtileri olduğunu görecektir."

Bütün bunlardan ötürü "teşebbüh"ün sınırlarını tesbit etmek önemlidir. Zira Allah Rasülü, çevre memleketlerden gelen bazı elbiseleri giymiş; (Meselâ, "Yemen`den gelen bir izar ve mülebbede dedikleri bir kisâ içerisinde iken kabzedildi." rivayeti mevcuttur. Ebû Davûd, N/368) bazılarının da yırtılıp başka elbiselere çevrilmesini emretmiştir. (Bk. Ebû Davûd, N/385 Fetâvâ-yi Hindiyye`de Ebû Yusufun: "Allah Rasûlü, ruhbanların giydiği tüylü ayakkabı giydi" sözü ile, kulların salahına olan konularda teşebbüh`ün zarar vermediğine işaret ettiği kayıtlıdır. (Fetâvâ-yi Hindiyye V/293)
Erkek elbisesi konusunda söylenebileceklerin bazıları da şunlardır:

Erkek elbisesinin darlığı konusundaki nehiyler, kadın elbesisinde olanlar kadar sarih değildir. Hatta Imam Şa`rânî`nin nakline göre Ebû Zerr`in: "Allah Resulü, sert ve dar giy ki, iftihar sende mesağ bulamasın, buyurdu" dediği vakidir. Ancak kadınların giymelerinin yasaklanışını gerektiren illetin erkeğin dar giymesi halinde de mevcut olması, erkek elbisesinin de dar olmasını mekruh kılar. Fakat bunun erkekte de avret sınırı için gerekli olduğu, bedenin avret olmayan yerlerini örten elbiselerin dar olmasının ancak sahih örfe muhalefeti halinde mekruh olacağı açıktır. Başaçık gezmenin kerâhati da keza örfle sabit olabilir. Çünkü bu konuda hükme mesned olacak bir nas yoktur. Hatta Imam Şa`r-ânî`nin nakline göre Abdullah b.`Ayf, yaz-kış başı açık gezerdi. Sarığı da, takkesi de yoktu. Bir yığın saçı vardı. (Imâm Sa`rânî, Kesfu`l-Gumme, I/l98.)

Bu konuda Imam Sâtibî şunları söyler:

"Meselâ erkeklerin başlarının açık olması, yerine göre değişir. Bu haraket doğudaki memleketlerde mürüvvet sahipleri hakkında çirkin bir hareket sayıldığı halde, batıdaki (Islam) memleketleride çirkin sayılmaz. Bu değişiklige göre, şer`î hükümde değişiklik arzeder. Onun içindir ki doğuda erkeğin başının açıklığı, adâlet vasfını lekelediği halde, batı (Islâm) memleketlerinde adâletini lekelemez. (es-Sâtibî, el-Muvâfâkât. )

Altın yüzük ve altın süs eşyası, erkekler için haramdır. Kibri için olmamak kaydıyla sümkürmek, ya da abdest ıslaklığını silmek gayesiyle, üzerinde mendil taşımakta bir mahzur yoktur. (Dâmâd, N/537.) Avreti örten kadarı kîfâyet etmekle beraber, erkeğin kamis (gömlek), izâr ve sarık olmak üzere üç parça elbise içerisinde namaz kılması müstehaptır. Bunlara gücü yeterken, sadece izârla namaz kılması mekruhtur. (Tahtâvî, Ala Merâki`l-Felâh,170. ) Kadının da kamîs, izâr ve başörtü olmak üzere yine üç parça içerisinde namaz kılması müstehaptır. Altını gösterecek kadar ince elbiseyle kılınan namaz câiz değildir. (Fetâvâ-yi Hindiyye, I/45, 46. ) Es-Sübkî, Şafiî fukahâsından Ahmed b. Isâ`nın kadınların cilbâb örtünmelerini emreden ayetteki hükme gösterilen, "Hür ve namuslu oldukları tanınıp, fâsıkların onlara eziyet etmemesi" illetinden, âlimlerin ve sâdâtın uyguladıkları değişik elbise ve sarık giyme işinin (ilmiyye kisvesinin) -her ne kadar selef bunu yapmamışsa da- güzel bir şey olduğu hükmünü istinbat etmiştir. Çünkü bunda onların tanınmaları, böylece de söyledikleriyle amel edilmesi için belirlenmeleri sözkonusudur. Bu güzel bir istinbattır" der. (Alûsî, XXN/90. )Sirvâl (bacağın yarısına kadar uzanan donlar) sünnettir. (Fetâvâyi Hindiyye, V/293. )Kalensuve (takke, terlik) giymekte bir beis yoktur. Bunun tilki gibi hayvanların kürkünden olması da uygundur. Yabani hayvanların derilerinden kürk yapmak câizdir. (Fetâvâ-yi. Hindiyye, V/291-293.)​
 

nefahtü

Kıdemli Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
5,117
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Konum
istanbul
Kadına benzemesin öncelikle fazla renkli olmasın
Takım elbise olmasın
Adam gibi bir pantolon hafif bol olabilir
kışın kazak bol rahat giysiler nedense kısa kollu gömlek hiç yakıştırmam ..
oduncu gömleği fena değil...
ayakkabı rahat yürüyüş tarzı olabilir yada bot..
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,114
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Kadına benzemesin öncelikle fazla renkli olmasın
Takım elbise olmasın
Adam gibi bir pantolon hafif bol olabilir
kışın kazak bol rahat giysiler nedense kısa kollu gömlek hiç yakıştırmam ..
oduncu gömleği fena değil...
ayakkabı rahat yürüyüş tarzı olabilir yada bot..
Ne kaldı ki geriye
Düğünler de ya da toplantılar da takım elbise iyi gider
Renk severiz biz özellikle yeşil ve tonları ))
Gömlek kısa kollu da olabilir neden ki ?
Biz yeterince örtülüyüz eriller rahat tabi

Dar olmadıktan sonra istedikleri renk ve tarz giyebilirler
ölçü dar şeffaf ve sınır hatları geçmemek olmalı diye düşünüyoruz
 

nefahtü

Kıdemli Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
5,117
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Konum
istanbul
Ne kaldı ki geriye
Düğünler de ya da toplantılar da takım elbise iyi gider
Renk severiz biz özellikle yeşil ve tonları ))
Gömlek kısa kollu da olabilir neden ki ?
Biz yeterince örtülüyüz eriller rahat tabi

Dar olmadıktan sonra istedikleri renk ve tarz giyebilirler
ölçü dar şeffaf ve sınır hatları geçmemek olmalı diye düşünüyoruz

Düğüne her gün gidilmiyor sene de bir iki..o zaman giysinlerde kendi zevkimce takım elbise ve kravat pek beğenmem..
derviş gömleği mesela erkek olsam dolabımda mutlaka olurdu.
yeşil renk tabi ki güzel benim kastettiğim pembe sarı vs...
 

Kaçak

Yeni
Katılım
21 Ara 2012
Mesajlar
8,416
Tepkime puanı
896
Puanları
0
Biz neden pembe giyemiyoruz ki ?
Oysa pek Bi severim pembeyi ...
yakaya da taktıkmı kırmızı gülü ....
çık çarşıya at voltayı ....
len sigara bu kadarmı değiştiriyorsun sen Adamı ....
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,114
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Düğüne her gün gidilmiyor sene de bir iki..o zaman giysinlerde kendi zevkimce takım elbise ve kravat pek beğenmem..
derviş gömleği mesela erkek olsam dolabımda mutlaka olurdu.
yeşil renk tabi ki güzel benim kastettiğim pembe sarı vs...
renklerin cinsiyete indirgenmesi hoş değil
bu cümle bana birini hatırlattı doğrusu ))
yani pembe isteyen pembe giysin
biz koyu renk yahut kot giyince erkeksileşiyormuyuz yani ne alaka
 

spesifik

آزادی قید و بند
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
24,869
Tepkime puanı
4,114
Puanları
113
Konum
Hayâlistan/bul
Başları onlarıda örtülü olması fena olmaz.
Onların başları şapka ile örtülü olunca havalı oluyor yau
sarık herkes sevmez cübbe de öyle
sarık ile cübbe eş anlamlımıydı bi dk ))
ne bileyim şekilcilik kokuyor kanımca canımcım ...
 

adams77

Kanalizasyoncu
Katılım
14 Haz 2013
Mesajlar
25,874
Tepkime puanı
2,059
Puanları
113
Konum
Mars
Aikido kıyafeti :)


Sent from my iPhone using Tapatalk
 

nefahtü

Kıdemli Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
5,117
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Konum
istanbul
renklerin cinsiyete indirgenmesi hoş değil
bu cümle bana birini hatırlattı doğrusu ))
yani pembe isteyen pembe giysin
biz koyu renk yahut kot giyince erkeksileşiyormuyuz yani ne alaka

zevkler renkler tartışılmaz
sadece tercihimi yazdım.

kadının koyu renk giymesi ile tabi ki erkekleşmiyor ancak erkek pembe giyince ....
isteyen erkek giysin..
 

nefahtü

Kıdemli Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
5,117
Tepkime puanı
337
Puanları
0
Konum
istanbul
Aikido en zarif sporlardan biri
dövüp dövüp selam veriyorlar..
 
Üst