Erdoğan: Ergenekon'u Çökerttik Dava Açıldı

inkişaf_

Doçent
Katılım
3 Eyl 2006
Mesajlar
1,124
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Başbakan Erdoğan'ın, partisinin basına kapalı yapılan grup toplantısında kapatma davasıyla ilgili konuştuğu öğrenildi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bugün yoğun görüşme trafiği yaşadı. Önce Bakanlar Kurulu'nu toplayan Erdoğan, daha sonra partisinin milletvekilleriyle basına kapalı gurup toplantısı yaptı.

İşte Erdoğan'ın basına kapalı gurup toplantısında milletvekillerine yaptığı konuşmasından satırbaşları:

-Ergenekon'u çökerttik ya bu dava o yüzden açıldı. Ama kimse bizi korkutamaz. Sonuna kadar gidilecek.

-Bunlar bizim tarlamızı daha da bereketlendiriyor. Oyumuz artacak

-Hiç kimse bizi yolumuzdan geri çeviremez. Durmak yok yola devam.

-Millet arkamızda bölgede bunu gördüm

-Siz işinizi yapmaya devam edin, en büyük hedefimiz yerel seçimler olsun bir nefer gibi çalışın

-En güzel cevabı yerel seçimlerde verelim

-Açıklama yapmayın, sabırlı olun. Haklı pozisyonumuzdan zemin kaybetmeyelim.

-Sizi manipüle etmeye çalışarak tuzağa düşürmeye çalışanların tuzağına düşmeyin

-Korkacak bir şey yok hukukçu arkadaşlarla konuyu en ince detayına kadar çalışıyoruz.

-Hiçbir arkadaşımızdan bizi bu süreçte zor duruma düşürecek bir açıklama yapmasını istemiyorum.

-Bu açılan dava hiçbirinizde moral çöküntüsüne yol açmasın biz ne yaptığımızı biliyoruz

ZAMAN
 

girdap

Ordinaryus
Katılım
8 Şub 2007
Mesajlar
2,541
Tepkime puanı
252
Puanları
0
Bunlar AK PARTİ genel merkezi tarafından yalanlandı...

Fakat tahminimce birçoğu söylenmiştir.

Çünkü hemen hepsi mantıklı açıklamalar,fakat dışarı çıkmaması gereken açıklamalar..
 

rota

Doçent
Katılım
15 Nis 2007
Mesajlar
551
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Bakan günayda dile getirdi ergenekonla çok ilgisi var bu antidemokratik girişimlerin.
 

Mihenk

Asistan
Katılım
7 Ara 2006
Mesajlar
338
Tepkime puanı
0
Puanları
0
ERGENEKON’DAKİ O SORU

Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın AK Parti’nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne açtığı davanın hiçbir hukuki değeri yoktur ve tamamen siyasi mülahazalarla hazırlanmıştır. Başsavcının ‘görevini kötüye kullandığı’ gerekçesiyle meslekten ihracı düşünülebilir.

‘Bir savcı hazırladığı iddianame yüzünden meslekten atılabilir mi?’ diye düşünmeyin, önünüzde Şemdinli iddianamesini hazırlayan Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya var. İddianamede Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın adına yer verdiği için görevini kötüye kullandığı öne sürülerek meslekten ihraç edilen Sarıkaya’ya nasıl bir muamele uygulandıysa, Yalçınkaya da aynı prosedüre tabi tutulabilir.

Yağlı ilmiği hatırlattılar

İddianamedeki garabet, kimileri görmek ve anlamak istemese de birkaç gündür sağduyulu medyada ayrıntılı olarak yer alıyor. Çok gerilere gitmeden, sadece geçen haftaki yoğun trafikteki izdüşümlerden hareketle, hadiseye farklı bir perspektiften bakmak istiyorum.

Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan’ın sözlerini hatırlayın. Kanlı 27 Mayıs ihtilalini ‘devrim’ olarak nitelendirdi, siyasilerin idamlarını alkışladı ve halkın bu idamları büyük coşkuyla karşıladığını iddia etti. Bu cümlelerin tercümesi şuydu: Karşı devrim için kan dökmek meşrudur ve gerekirse yapılmalıdır.

Başbakanın, bakanların boyunlarına yağlı ilmik geçirilmesini meşru gören bu ifadeleri tartışırken, Genelkurmay eski Başkanı emekli orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun halefi emekli orgeneral Hilmi Özkök’le ilgili açıklamaları geldi. Emekli olduğu tarihten bu yana 6 yıldır susmayı tercih eden Kıvrıkoğlu’nun bu açıklaması son derece önemliydi. Çünkü, O, sıradan ‘biri’ değildi. O nedenle, ifadelerindeki asıl muhatabın Özkök’ten çok, Büyükanıt olduğu iddiası gündeme geldi.

Ergenekon sahne aldı

Gündemde güme giden başka önemli bir açıklama vardı. İP Genel Başkanı Doğu Perinçek, Perşembe günü düzenlediği basın toplantısında, Kıvrıkoğlu ile ilgili müthiş bir iddiayı gündeme taşıdı. Perinçek, Ergenekon operasyonu kapsamında tutuklanan emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün Kıvrıkoğlu tarafından Kuzey Irak’ta ‘özel kuvvet’ kurmak için görevlendirildiğini söyledi.

Ergenekon ismini ilk kez 2001 yılında tutuklandığı sırada telaffuz eden gazeteci Tuncay Güney’in basına sızan açıklamalarında da benzer nitelikte vahim iddialar vardı. Güney, Veli Küçük ve kimi JİTEM yöneticilerinin Kuzey Irak’ta PKK’ya silah sevkıyatı yaptığını söylüyordu. Bu iddianın, Perinçek’in dile getirdiği ‘özel kuvvet’ projesiyle bir bağlantısı var mı, onu şimdilik bilmiyoruz.

Güdümlü katil piyasada

Zihnimiz dağılmışken bir de baktık, AK Parti hakkında kapatma davası açıldı. Kapatma gerekçelerinden biri, Danıştay Sanığı Alpaslan Aslan’ın ‘Ben Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan’dan şeriatın ilan edilmesini istiyorum. Genelkurmayı tehdit ediyorum, şeriatın ilan edilmesini engellemesinler, yoksa kan dökülür’ sözleri.

Aslan’ı anlatmaya gerek var mı? Veli Küçük’le samimi pozları ortada. Avukatlığını yaptığı Doğuş Factoring şirketinin ortaklarından biri, Ergenekon soruşturmasında gözaltında bulunan emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin.

Bir de babası İdris Aslan’ın Ankara Terörle Mücadele Şubesi’nde verdiği ifade var. Baba, kızlarının başının açık olduğunu, Alpaslan’ın bir defa bile kardeşlerine başlarını örtmesi yönünde bırakın baskıyı telkini bile olmadığını söyledi.

Şu sözler daha da önemli: ‘Teoman’la (oğlunun avukat arkadaşı) telefonla konuşurken bana oğlumun 4-5 aydır Ulusal Haber ve Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi ile irtibatı olduğunu, hatta Adana, Mersin ve İstanbul illerinde adı geçen derneğin toplantılarına birlikte gittiklerini, bu derneğin genel başkanı Taner Ünal ile tanıştıklarını, Ayrıca Veli Küçük, Muzaffer Tekin isimli şahıslarla bu dernek vasıtasıyla tanıştıklarını bana anlattı. Bu da benim kafamda bir takım şüphelere neden oldu?’

Sonra ne oldu? Tekin ve Ünal, dava kapsamına alınmadı, Küçük’ün ifadesine bile başvurulmadı. Baba İdris Aslan, ifadesinin tersi konuşmaya başladı, karar duruşmasında kızlarının başını örttü! Katilin lafları da AK Parti’nin kapatma gerekçesi sayıldı.

Kritik soru

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, kapatma davası haberinin duyulduğu saatlerde AK Parti Genel Merkezi’ne girerken şöyle dedi: ‘Ama öyle anlıyorum ve üzülüyorum ki, Türkiye’nin iyiye ve ileriye gitmesiniistemeyen çevreler çok önemli yerlere sızmışlar.’

ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras da kapatma davasını şöyle yorumladı: ‘Davanın Ergenekon operasyonundan sonraya denk gelmesi manidar. Demokrasi dışı güçler başsavcıya bel bağlamışlar.’

Bakan Günay’dan sözlerini geri almasını isteyen Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök’ün dünkü yazısını okuyunca iddianamedeki başka bir ayrıntıya takıldım. Erdoğan’ın Doğan Grubu’na yönelik şu sözleri, iddianameye eklenmişti: ‘Bunların derdi laiklik değil menfaat hesabı. Bunlar köşeye sıkıştırma metotları. Tehditle bizden bir şey alamazsınız. Bunların istediği düzen demokrasi değil diktatöryal düzen.’

Son olarak İP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Cengiz, Ulusal TV’nin web sitesine yaptığı açıklamada, kapatma davası gerekçeleriyle parti söylemlerinin örtüştüğünü, davanın açılmasında geç kalındığını öne sürdü.

Son bir bilgi ulaştı bana. Geçen ay Ergenekon soruşturması kapsamında ‘tanık’ sıfatıyla dinlenen birine şu soru yöneltilmiş: ‘Aydın Doğan bu işlerin neresinde?’

Haydaaa, gel de çık işin içinden. Zihnimi toparlamakta güçlük çekiyorum. Eminim, okuyucularımız daha zeki ve pazılın parçalarını birleştirirler.


samanyoluhaber​
 

şifa_

Doçent
Katılım
14 Nis 2007
Mesajlar
551
Tepkime puanı
0
Puanları
0
VELİ KÜÇÜĞÜN ÖTESİNE GEÇİLMESİNE AZ KALMIŞTIKİ DAVA AÇILDI.
 

real.ist

Doçent
Katılım
13 Ara 2006
Mesajlar
500
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Başbakan: Çeteler rahatsız oldu !

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Çanakkale'de gündemi değerlendirdi. Erdoğan "çeteler çökertiliyor bundan rahatsız olanlar var" dedi.

"Türk milletinin bahtının kararmasına müsaade etmeyeceğiz" diyen Erdoğan "demokrasiden de hukuk devletinden de, laiklikten de vazgeçmeyeceğiz" dedi. Erdoğan kimseye kızgın olmadığının da altını çizdi.

"Bize iftiralar atılıyor" diyen Erdoğan "şu anda çeteler çökertiliyor bundan rahatsız olanlar var" dedi.


samanyoluhaber
 

Özduygu

Doçent
Katılım
13 Ara 2006
Mesajlar
652
Tepkime puanı
2
Puanları
0
AK parti Doğulusu ile, batılısı ile, güneylisi ile, kuzeylisi ile Türkiyenin merkez partisidir. Türk Halkı Demokrasi konusunda sonuna kadar AK PARTİNİN yanında. Ergenekon terör örgütünün üzerine sonuna kadar gidin bilinmeyen çok müthiş yolsuzluklar, kanunsuzluklar, bölücü darbeci eylemler ortaya çıkacaktır. Türk Halkı mangalda kül bırakmayanların kimin ne olduğunu sonuçda anlayacaktır.
 

AynAlı

Kıdemli Üye
Katılım
16 May 2007
Mesajlar
8,728
Tepkime puanı
1,378
Puanları
0
başbakan doğru tespitte bulunmuş..ergenekon nerelere sızmamışki..
 

oguz

Yeni
Katılım
29 Eki 2006
Mesajlar
1,560
Tepkime puanı
36
Puanları
0
Erdoğan'ı vuracakmış!

“Ergenekon Örgütünün” dışarıdaki uzantıları, tutuklanan ‘zanlılara’ yönelik suçlamaları düşürmek ve hedef saptırmak için suikast planları yapmış.
Bugün gazetesinden Kamil Elibol’un haberine göre, bunlardan V. B. isimli şahıs Ankara’ya gelerek bir inşaat şantiyesinde “göstermelik” olarak çalışmaya başlamış. Hedefi önce Başbakan Erdoğan, ardından da gazeteci Mehmet Ali Birand ve Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’e suikast düzenlemek(miş).
Peki sonra ne olmuş?
Efendim, bu kişi MSN’de yazışarak Ramazan Akyürek’in adresini bulmaya ve yine MSN’de yazışarak silah temin etmeye çalışmış! Ne Akyürek’in adresine, ne eylemlerde kullanmayı düşündüğü silaha bir türlü ulaşamamış.
Ve tabii yakalanmış!
Şimdi soralım:
“- Allah korusun böyle bir suikast olsa, bu, Ergenekon zanlılarına yönelik suçlamaları düşürmenin mi yoksa kuvvetlendirmenin mi gerekçesi olur?”
Elbette ki zanlılara yönelik iddiaları kuvvetlendirir.
Amma suikast teşebbüsünün “Zanlılara yönelik suçlamaları düşürmek ve hedef saptırmak için” yapıldığı iddia ediliyor.
Siz istediğiniz görüşe katılın, biz yazımıza devam edelim.
Farkındaysanız Türkiye aylardır kod adı Ergenekon olan bir “çete” ile çalkalanıyor.
Sürekli tekrarlanan iddialara göre Ergenekon Çetesi aslında “derin devlet” in ta kendisi.
Bu nasıl bir derin devlet ise, haberde de görüldüğü gibi, Emniyet Genel Müdürü İstihbarat Dairesi Başkanı’nın adresini bilmiyor. Bunu bilmediği gibi yapacağı suikastlar için bir türlü silah bulamıyor. Sonra bir kişi “derin devlet” elemanı olur da, nasıl internete girip silah ve suikast yapacağı insanların adresini aramaya koyulur, yani nasıl olur da, internetin, “gel beni yakala” yeri olduğunu bilmez!
Demem şu ki, bir kişi (V.B) böyle abukluklar yapmıştır, doğrudur, amma bunun adı asla “Devlet” değildir, “Derin” değildir, hele, “Derin devlet” hiç değildir.
Belki bu, Türkiye elden avuçtan kayarken, dikkatleri dağıtmak için, başka bir derin devletin, devlet yahut iktidar veya her ikisi arasındaki ortak ‘derin uzantılarının’ 1980 öncesinde olduğu gibi saf Anadolu çocuğunu tuzağa düşürdüğü organize bir kümelenmedir.
Yahut belki de “hiçbir şey”dir.
Çünkü ortada “kesinleşmiş bir yargı kararı” yoktur!
Lakin öyle bir rüzgâr estiriliyor ki, AKP için açılan kapatma davası bile döndürülüp dolaştırılıp Ergenekon’la irtibatlandırılıyor. Başbakan Grupta, “Ergenekon’u çökerttik. Bundan mı rahatsız oluyorlar?” diye soruyor, Bakan Ertuğrul Günay canlı yayında, “Ergenekon’un üzerine gittiğimiz için böyle şeyler oluyor” mealinde laflar ediyor.
İnsan kulaklarına inanamıyor.
Bir Başbakan ve bir Bakan kendilerini savcı ve hakim yerine koyarak “zanlıları” milletin gözleri önünde mahkûm ediyor, edebiliyorlar. Yani, henüz savcının iddianame bile hazırlamadığı bir konuda, mahkeme sonucunu ilan ediyor, “çete” diyorlar, “çökerttik” diyorlar ve “Bize dava açan savcı da bunların etkisinde kalmış” rüzgârı estiriyor, yani, kendileri hukukun bütün kademelerinin yerine geçerken, bizzat hukukun ete kemiğe bürünmüş hali olan Yargıtay Başsavcısını hukuksuzlukla suçluyorlar.
Şimdi Başbakan’ın “çökerttik” diyerek suçladığı “Ergenekon” denilen operasyon sürecinde cezaevine konan Vedat Yenerer hakkındaki iddialara birlikte bir göz atalım:
“Veli Küçük ve Sevgi Erenerol’a ödül vermek!”
“Evinde bulunan 135 yıllık çakar almaz tüfek.”
Vedat’ın dosyasındaki bütün suç bunlar.
135 yıllık tüfeği denemek için İstanbul kazan, görevliler kepçe mermi aramış bir tane bile bulamamışlar. Amma, iddianameye mermisiz tüfek için “Vahim!” notu düşmüşler. Sayın Erdoğan’ın “çökerttik” dediği, “Derin devlet” elemanı diye haftalardır basında üzerlerine çullanılanlardan ‘Ergenekon zanlısı’ Vedat Yenerer’in durumu işte bu.
Ötekilerin durumunun Vedat kardeşten farklı olduğunu nereden biliyoruz!
Suçu ispat edilene kadar insanlar masum değil midir!
Hâlâ gülüyorum, yani adam Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanını, Emniyet Müdürünü vurmak için internetten adres ve silah alıyor ve bu kişi “derin devlet” oluyor, ha.
Hasan Demir
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

164780.jpg
!!!!!!!!??????
 

Kenz_ül_Arş

Paylaşımcı
Katılım
20 May 2007
Mesajlar
167
Tepkime puanı
0
Puanları
0
İddianameyi Ergenekon mu hazırlattı?

AK Parti’ye açılan kapatma davasının delilleri arasında gösterilen Danıştay Saldırısı ile hükümeti devirmek için darbe bile planlayan Ergenekon arasındaki bağlantı bulundu

AK Parti hükümetini devirmek için darbe kışkırtıcılığı da dahil yasadışı yollara başvurduğu öne sürülen Ergenekon terör örgütünün, AK Parti’ye açılan kapatma davasında delil olarak gösterilen Danıştay Saldırısı’yla bir bağlantısı daha ortaya çıktı. Ümraniye Bombaları ile ilgili tutuklanan emekli yüzbaşı Zekeriya Öztürk’ün not defterinde bir türlü aydınlatılamayan suikast ve olayların peşpeşe yazıldığı görüldü.

Öztürk’ün defterindeki ‘Danıştay-Şemdinli-Cem-Bitlis-Hablemit’ şeklinde kodlu notu, bu cinayetlerle, Gladio benzeri bir terör örgütü olduğu belirlenen Engenekon arasında bağlantı olduğu iddialarını güçlendirdi.

O KODLARIN AÇILIMLARI
NOT defterindeki Danıştay kelimesinin, Alparslan Arslan adındaki bir avukatın 2. Daire’ye yaptığı silahlı saldırıyı, Şemdinli’nin Hakkari’nin Şemdinli İlçesi’nde iki askerin bir kitapevine bomba atmaları ve çıkan olaylarda iki kişinin öldüğü patlamayı, Cem isminin ise Jandarma İstahbarat örgütü JİTEM’in kurucularından olan ve faili meçhul bir suikaste giden emekli binbaşı Ahmet Cem Ersever’i, Bitlis kelimesinin de uçağı Ankara üzerinde şüpheli bir şekilde düşen ve şehit olan Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis’i ve Hablemit notunun da faili meçhul bir saldırıya kurban giden Doçent Doktor Necip Hablemitoğlu’nu ifade ettiği belirtildi. Öztürk’ün bu isimlerin internet ortamında gündeme gelen bir dizge olduğunu ve oradan aldığını söylediği kaydedildi.

6 EMEKLİ ALBAY VE MİT
ZEKERİYA Öztürk’ün şifreli çantasında yapılan aramada bulunan not defterinde ayrıca emekli olmuş 6 albayın adının da yer aldığı ve bunların her birinin altında ‘Gizli Türk’, ‘İçimizdeki Türk’ ibarelerin yazıldığı ortaya çıktı. Öztürk’ün notları arasında öldürülen bir çok kişinin isminin yer aldığı şemanın da bulunduğu öğrenildi. Bu şemada ‘MİT’i ele geçirmek için Tolga A.’nın MİT’e sokulduğu’ ve eylemleri olarak da Mehmet Urhan, Askar Simitko, Lazım Esmaeli, Behçet Cantürk, Tarık Ümit, Yusuf Ekinci, Savaş Buldan, Hacı Koray, Tevfik Ağansoy, Adnan Yıldırım, Medet Serhat, Ahmet Cem Ersever, Neval Boz, Mustafa Deniz’in adlarının yer aldığı kaydedildi. Öztürk listesiyle ilgili ‘Ben yazmadım. Şematik bir nottur. Susurluk davası sonrasında olaylarla ilişkilendirilen şahıslardır. Muhtelif internet sitelerinden herkes ulaşabilir’ dedi.

DANIŞTAY
Alparslan Arslan 17 Mayıs 2006’da Danıştay’a saldırdı bir üyeyi öldürdü. Eylemi başörtüsü için yaptığını söyledi ama ulusalcı bağlantısı ortaya çıktı.

ŞEMDİNLİ
9 Kasım 2005’te astsubaylar Ali Kaya ile Özcan İldeniz Umut Kitapevi’ne bomba attıkları iddiasıyla tutuklandı. Daha sonra ise serbest kaldılar.

ERSEVER
JİTEM kurucusu emekli binbaşı Ahmet Cem Ersever. 4 Kasım 1993’te Ankara’nın jandarma bölgesinde cesedi bulundu.

BİTLİS PAŞA
Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis. 17 Ocak 1993’te uçağının bilinmeyen bir nedenle düşmesi üzerine şehit oldu.

Tüm deliller gösteriyor ama...
DANIŞTAY Saldırısı ile Ergenekon arasındaki bağlantı, saldırgan Alparslan Aslan’ın emekli general Veli Küçük’le birlikte fotoğrafının bulunması, Arslan’ın üzerinden Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Hareketi Derneği kartı çıkması ve Arslan’ın Ümraniye bombaları sanığı Muzaffer Tekin’in de avukatı olduğunun ortaya çıkmasıyla belirlenmişti. Ancak yargılama sürecinde Danıştay olayı ile Ergenekon’un somut ilişkileri ortaya çıkmasına rağmen birleştirilmemiş ve dava sanık Arslan’ın başörtüsü yasağını protesto etmek için saldırıyı gerçekleştirdiği için ağırlaştırılmış müebbete çarptırılmasıyla sona ermişti.

HABLEMİTOĞLU
Alman vakıflarına açılan davaya dayanak olan çalışmalarıyla tanınan Doç. Necip Hablemitoğlu. 18 Aralık 2002’de öldürüldü.

Kadınların ‘kamusal alanda kolkola’ eylemi
KADIN hak ve özgürlükleri için internette imza kampanyası başlatan bir grup kadın dün İstanbul’da Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelerek ‘birbirlerine sahip çıkma’ eylemi yaptı. ‘Kolkola yürüyemediğimiz bir kamusal alan, bizim kamusal alanımız değildir’ diyen kadınlar başörtüsü yasağına karşı çıktı. Başörtülü ve başı açık kadınlardan oluşan grup, ‘Birbirimizden kuşku duymuyor, birbirimize sahip çıkıyoruz’ derken, toplanan imzaların yer aldığı listeler de mandalla çamaşır ipine asıldı. Grup adına basın açıklaması yapan Nilgün Yurdalan ‘Biz kadınlar birbirimizden kuşku duymuyor; birbirimize sahip çıkıyoruz! Çünkü biz kadınlar, farkında olduklarımızla yan yanayız’ dedi.

REMZİ KOPAR İSTANBUL
Özcan ‘tek başına’ emir veremez Gürüz ise verir!

DANIŞTAY, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın, üniversitelere başörtülü öğrencilerin alınmasıyla ilgili yazısını ‘Tek başına düzenleyemez’ gerekçesiyle yürürlükten kaldırırken eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz’ün tek imzayla gönderdiği başörtüsünü yasaklayan talimatı sekiz yıldır uygulanıyor. Gürüz’ün imzasıyla 15 Eylül 2000 tarihinde rektörlere ‘Hizmete özel’ gönderilen B.30.O.HKM.06.01.001-3699/ 20644 sayılı yazıyla, başörtülülerin kampüslere alınmaması talimatı veriliyor. Bunun ardından başörtülü öğrenciler 8 yıldır üniversitelere alınmadı. Gürüz yazısında ‘kılık kıyafetle ilgili mevzuata aykırı davrananlarla ilgili konunun titizlikle izlenmesini ve gereken işlemlerin yapılmasını’ istemiş ve Gürüz, ‘...türbanlı olarak üniversiteye gelmek üniversitenin huzur ve sükunetini bozan siyasi ve ideolojik bir eylem ve yükseköğretim kurumundan çıkarılmayı gerektiren bir fiil olarak kabul edilmektedir’ demişti.
Gürüz, rektörlere gönderdiği yazısında Disiplin yönetmeliğinin bu maddesine dikkat çekerek, başörtülü olarak üniversiteye gelenlere yönetmeliğin 10/b maddesine göre işlem yapılmasını istedi.

STAR
 

Türkay

Doçent
Katılım
2 Ocak 2007
Mesajlar
542
Tepkime puanı
2
Puanları
0
HÜRRİYET, ERGENEKON, İDDİANAME…

Kültür Bakanı Günay, kapatma davası gündeminin can damarını işaretleyen son derece kıymetli bir çıkış yaptı:

"İddianame ile Ergenekon soruşturmasının, devlet içindeki çeteleşme ile mücadelenin önü kesilmek isteniyor" diye konuştu…

AK Parti'ye kapatma davası açılmasının iki güncel nedeni var:

İlki, Anayasa Mahkemesi'nin türban kararını etkilemek, yani başörtüsü aleyhinde bir karar çıkmasını sağlamak…

Diğeri ise "Darbeci ve Ulusalcı" Ergenekon çetesi ile mücadeleyi sekteye uğratmak…

Yargıtay Başsavcısı, iddianamede akla ziyan bir hayal gücü ile Başbakan'ı Danıştay saldırısı ile irtibatlı göstermeye çabalarken…

Danıştay saldırganı Alparslan Arslan'ın "dinci" değil, "ulusalcı" olduğunun; yani Ergenekon çetesinin "saksıda özenle yetiştirdiği bir katil olduğunun" ispatlanmasıyla hiç ilgilenmiyor…

Başsavcının, Danıştay saldırısı ile Ergenekon çetesi arasındaki bağlantının kanıtlanmış olduğu gerçeğini yok sayması son derece dikkat çekicidir.

Eski Statüko'nun medyadaki Amiral Gemisi'nin de son dönemde dikkat çeken bir özelliği var…

Hürriyet, başından beri Ergenekon gündemini özenle hasıraltı ediyor.

Sürekli türban gündemini öne çıkarmak suretiyle…

"411 el kaosa kalktı" manşetinden itibaren "kaosa oynayan" bir çizginin takipçisi oldu, Hürriyet yönetimi…

Ertuğrul Günay'ın iddianame ile Ergenekon arasında bağlantı kurması, gazetenin kaptan köşkünde oturan zatı fena halde rahatsız etti…

Hürriyet'in kaptanı E.Ö. bugüne kadar Ergenekon konusunda yani Türkiye'nin bu denli hayati bir sorunu karşında hiç mi hiç topa girmemişti…

Günay'ın sözkonusu konuşması ve Erdoğan'ın AK Parti Grubu'nda sarf ettiği söylenen "Ergenekon çetesini çökerttik, AKP davası ondan açıldı" şeklindeki sözleri, E.Ö.'nün Ergenekon konusunda gardını almasına neden olmuş durumda!

E.Ö.'ye "Günaydın!" demiyorum…

Ya? Ergenekon'u "inceden" savunmaya başlamasını, daha doğrusu savunma ihtiyacı duymasını; baba şifreleri çözmemize yardımcı olacak hayırlı bir gelişme olarak görüyorum…

E.Ö. Erdoğan'ın parti grubundaki sözlerinin AKP tarafından yalanlanmış olması nedeniyle "Neticede bu hezeyanın müellifi başbakan değil, sadece bakandır" diyerek Erdoğan'ı dışarıda bırakmış gibi yapıyor, Ertuğrul Günay'a yükleniyor…

Bu arada, "Ergenekon'un daha iddianamesi bile yok. Siz böyle bir olay için 'Çeteyi çökerttik' derseniz, bir başkasının da, Cumhuriyet Başsavcısı anti-laik çeteyi çökertti deme hakkı doğmaz mı?" diye yazarak Başbakan'a alttan alta laf vuruyor...

Hürriyet'in kaptanı "Bütün bunları Ergenekon'u savunmak için yazmıyorum" dese de…

E.Ö.'nün Ergenekon'u dolaylı olarak savunmaya çalıştığı ortadadır!

Hürriyet'in kaptanı, aynen Yargıtay Başsavcısı gibi Danıştay saldırganının "ulusalcı" çıkmış olmasıyla su ana kadar hiç ilgilenmedi…

Başsavcı, iddianamesinde Arslan'ın son duruşmada "Şeriatı getirin" diye seslenmesini AKP'ye fatura etmişti!

Hürriyet, duruşmanın haberini manşetinden "Danıştay katilinin son sözü: Şeriat istiyorum" patlağı ile okuyucusuna takdim etmişti!

E.Ö.'nün gazetesi, bugüne kadar katilin Danıştay cinayetini türban için işlediği iddiasına canı gönülden inanan bir doğrultuda yayın yaptı…

Buna mukabil, Cumhuriyet'i bombalayanlar arasında yer alan Arslan'ın Ergenekoncuların adamı olduğu gerçeğini mütemadiyen örtbas etti, Hürriyet…

E.Ö. Ergenekon gerçeğinden kaçamaz…

Ümraniye cephaneliğindeki bombalarla Cumhuriyet'e atılan bombaların tek yumurta ikizi olduğu hakikatinden hareketle Danıştay-Ergenekon bağlantısı inkar edilemeyecek durumdadır…

Hal böyle iken, Hürriyet'in kaptanı, bu gerçeği neden hâlâ ısrarla hasıraltı ettiklerini izah etmek zorundadır!

Finalde bir sorum var…

Türban gündemini "kaosa oynayan" yayınları ile öne çıkaran Amiral Gemisi Hürriyet, Yargıtay Başsavcısı'nın iddianamesinden haberdar edilmiş olabilir mi?

Kendilerinden destek istenmiş midir, mesela?


TAMER KORKMAZ
 

şifa_

Doçent
Katılım
14 Nis 2007
Mesajlar
551
Tepkime puanı
0
Puanları
0
son tutuklaqmalardan sonra ergenekonla bağlantı iyice anlaşıldı.
 
Üst