Erdoğan bizim aklımızla oynuyor.

Kaptan

Mecra Yazarı
Katılım
9 Ocak 2012
Mesajlar
15,445
Tepkime puanı
1,111
Puanları
0
Konum
Giresun
ERDOĞAN BİZİM AKLIMIZLA OYNUYOR.

Gürleyerek diyor ki: Ne sınırlarımızda, ne de ülkemizde Kürt devletine izin vermeyiz...
Geçmiş olsun! Çoktan sınırlarında ve ülke içinde kuruldu bile...
Kobani'yi kendi elinde teslim ettin. Kobani'yi IŞID'ın elinden kurtarıp, kendi elinle PEŞMERGEYE, PKK'ya Türkiye üzerinden koridor açıp, YPG'ye Kobani'yi kim teslim etti?

YPG Kobani'ye ne gözle bakıyor? YPG Kobani'den Suriye'deki Kürdistanı yönetiyor.

Kerkük Peşmergelerin elinde oradan Irak'taki Kürdistanı yönetiyor.
Türkiye'de PKK dolaylı dolaysız Diyarbakır'dan Henüz sınırları tam çizilmemiş Kürdistan'ı yönetiyor. Kendi aralarında, toplumdaki konuşmalarında doğuya Kürdistan diyor.

Erdoğan tutturmuş ben izin vermem diyor. Sanki ona soruyorlar.. Sanki bu işlere Erdoğan karar veriyor.
Hala toplumdan gizliyorlar. Hala topluma yalan söylüyorlar. Bu işlere ne Erdoğan, ne Kürtler karar veriyor. Bu karar Washington'da karara bağlanıyor. Siz atın tutun.

Ne oldu?


Mısırda Mursi dendi.. İnadım inat Amerika Mursi'yi yıktı, Sisi'yi getirdi...

Suriye'de Esed gidecek dendi... İnadım inat Amerika YPG ile Esed'i aynı safa aldı.
İran için Amerika'ya kafa tutuldu... İnadım inat Amerika İran ile anlaştı. İran, Esed, YPG birleşti.

Bana öyle geliyor ki; Erdoğan ne söylerse, Amerika tersini gerçekleştiriyor.

Bu nedenle iki düşünce aklıma geliyor.

Ya Erdoğan bütün olacakları biliyor. Topluma bende günah yok diye önceden karşı çıkıyor. Elimden gelen her şeyi yaptım. Görüyorsunuz işte... Herkes bana karşı mağduriyetine oynuyor.

Ya da Erdoğan hiç bir şey bilmiyor. Her şeyi bildiğini, Ortadoğu politikasına hakim olduğunu zannediyor. Ama kazın ayağı O'nun bildiği gibi değil...
Bakalım netice ne olacak? Eğer Erdoğan'a inat, Mısır'da Sisi, Suriye'de Esed, Ortadoğu'da İran, dibinde YPG, PKK devlet olduğu gibi, yarın doğuda da, Kürtler devletlerini açıkça ilan edip sınırlarına hakim olmaya kalkarlarsa....
Söyleyecek sözümüz yok... Erdoğan iyi lades demiş olacak. Ve ülkede insanlar iyi kandırılmış olacak. Tarihe en büyük kazık atılmış olacak.

Halbuki yapılacak neydi?

Ortadoğu'da; Türkler, Araplar, Kürtler, Farslar birleşerek, Amerika'ya, Avrupa'ya güle güle diyecekler. Topraklarda yerel otonom devletlerini kurup, tepede ORTADOĞU İMPARATORLUĞUNU ilan edeceklerdi.
Ama olmuyor işte... Hep söylenilenlerin tersi oluyor..

Kürt toplumları özgürlük adına; Amerikan emperyalizmine kulluk ediyor.

Arap toplumları zaten Amerikan emperyalizminin kulluğundaki doruğu yaşıyor.
İran dünya ile barışmak için; başından beri kendine dostluk gösteren Erdoğan'ı satıyor.
Ve Türkler henüz ne yapacağını bilmiyor....

Peki; Irkları bir kenara bırakın.... Müslümanlar; gerçekten ideali, kavgası İslam olanlar... Öyle dandik değil.. Müslüman'ım deyip, laik, solcu, muhafazakar, dindar, kapitalist, hümanist, ateist, demokrasi havarisi olanlar değil. Baya, baya İslam'ın hayat düzeni olarak gerçekleşmesini isteyenler ne diyor?
Henüz dünyayı sarsacak sesleri çıkmadı.

IŞID yani Irak Şam İslam Devleti var.. O da Kur'an-ı değil, sünneti uyguluyoruz diye, putperest Arapların, Yahudi şeriatının hükümlerini uyguluyor.
Gerçekten Kur'an-ı uygulamak isteyenlerin arasına fitne sokulmuş....
Kimi; nasıl resul oluruz diye ayetler üzerinde oynamalar yapıyor. Yeni sözlükler icat ediyor.
Kimi; Amerikan güdümünde 19 dini üretmiş, İslam'la, Müslümanlarla dalga geçiyor.
Kimi; nasıl mehdi oluruz diye ayetler üzerinde zıplıyor.
Kimi; hala daha Kur'an-ı anlama çalışmalarına devam ediyor.

Yani; Kur'an-a göre devlet nasıl olur? Hayat nizamı nasıl olur? Konularında henüz, bütün bu oluşumlara alternatif bir anlayış dünyaya sunulmadı.

Mehmet COBAN
 

Veyselcan

Kısıtlı Erişim
Katılım
5 Haz 2015
Mesajlar
460
Tepkime puanı
3
Puanları
0
ERDOĞAN BİZİM AKLIMIZLA OYNUYOR.

Gürleyerek diyor ki: Ne sınırlarımızda, ne de ülkemizde Kürt devletine izin vermeyiz...
Geçmiş olsun! Çoktan sınırlarında ve ülke içinde kuruldu bile...
Kobani'yi kendi elinde teslim ettin. Kobani'yi IŞID'ın elinden kurtarıp, kendi elinle PEŞMERGEYE, PKK'ya Türkiye üzerinden koridor açıp, YPG'ye Kobani'yi kim teslim etti?

YPG Kobani'ye ne gözle bakıyor? YPG Kobani'den Suriye'deki Kürdistanı yönetiyor.

Kerkük Peşmergelerin elinde oradan Irak'taki Kürdistanı yönetiyor.
Türkiye'de PKK dolaylı dolaysız Diyarbakır'dan Henüz sınırları tam çizilmemiş Kürdistan'ı yönetiyor. Kendi aralarında, toplumdaki konuşmalarında doğuya Kürdistan diyor.

Erdoğan tutturmuş ben izin vermem diyor. Sanki ona soruyorlar.. Sanki bu işlere Erdoğan karar veriyor.
Hala toplumdan gizliyorlar. Hala topluma yalan söylüyorlar. Bu işlere ne Erdoğan, ne Kürtler karar veriyor. Bu karar Washington'da karara bağlanıyor. Siz atın tutun.

Ne oldu?


Mısırda Mursi dendi.. İnadım inat Amerika Mursi'yi yıktı, Sisi'yi getirdi...

Suriye'de Esed gidecek dendi... İnadım inat Amerika YPG ile Esed'i aynı safa aldı.
İran için Amerika'ya kafa tutuldu... İnadım inat Amerika İran ile anlaştı. İran, Esed, YPG birleşti.

Bana öyle geliyor ki; Erdoğan ne söylerse, Amerika tersini gerçekleştiriyor.

Bu nedenle iki düşünce aklıma geliyor.

Ya Erdoğan bütün olacakları biliyor. Topluma bende günah yok diye önceden karşı çıkıyor. Elimden gelen her şeyi yaptım. Görüyorsunuz işte... Herkes bana karşı mağduriyetine oynuyor.

Ya da Erdoğan hiç bir şey bilmiyor. Her şeyi bildiğini, Ortadoğu politikasına hakim olduğunu zannediyor. Ama kazın ayağı O'nun bildiği gibi değil...
Bakalım netice ne olacak? Eğer Erdoğan'a inat, Mısır'da Sisi, Suriye'de Esed, Ortadoğu'da İran, dibinde YPG, PKK devlet olduğu gibi, yarın doğuda da, Kürtler devletlerini açıkça ilan edip sınırlarına hakim olmaya kalkarlarsa....
Söyleyecek sözümüz yok... Erdoğan iyi lades demiş olacak. Ve ülkede insanlar iyi kandırılmış olacak. Tarihe en büyük kazık atılmış olacak.

Halbuki yapılacak neydi?

Ortadoğu'da; Türkler, Araplar, Kürtler, Farslar birleşerek, Amerika'ya, Avrupa'ya güle güle diyecekler. Topraklarda yerel otonom devletlerini kurup, tepede ORTADOĞU İMPARATORLUĞUNU ilan edeceklerdi.
Ama olmuyor işte... Hep söylenilenlerin tersi oluyor..

Kürt toplumları özgürlük adına; Amerikan emperyalizmine kulluk ediyor.

Arap toplumları zaten Amerikan emperyalizminin kulluğundaki doruğu yaşıyor.
İran dünya ile barışmak için; başından beri kendine dostluk gösteren Erdoğan'ı satıyor.
Ve Türkler henüz ne yapacağını bilmiyor....

Peki; Irkları bir kenara bırakın.... Müslümanlar; gerçekten ideali, kavgası İslam olanlar... Öyle dandik değil.. Müslüman'ım deyip, laik, solcu, muhafazakar, dindar, kapitalist, hümanist, ateist, demokrasi havarisi olanlar değil. Baya, baya İslam'ın hayat düzeni olarak gerçekleşmesini isteyenler ne diyor?
Henüz dünyayı sarsacak sesleri çıkmadı.

IŞID yani Irak Şam İslam Devleti var.. O da Kur'an-ı değil, sünneti uyguluyoruz diye, putperest Arapların, Yahudi şeriatının hükümlerini uyguluyor.
Gerçekten Kur'an-ı uygulamak isteyenlerin arasına fitne sokulmuş....
Kimi; nasıl resul oluruz diye ayetler üzerinde oynamalar yapıyor. Yeni sözlükler icat ediyor.
Kimi; Amerikan güdümünde 19 dini üretmiş, İslam'la, Müslümanlarla dalga geçiyor.
Kimi; nasıl mehdi oluruz diye ayetler üzerinde zıplıyor.
Kimi; hala daha Kur'an-ı anlama çalışmalarına devam ediyor.

Yani; Kur'an-a göre devlet nasıl olur? Hayat nizamı nasıl olur? Konularında henüz, bütün bu oluşumlara alternatif bir anlayış dünyaya sunulmadı.

Mehmet COBAN


Çok yerinde ve gerçek tesbitlerin yapıldığı bir yazı...

Erdoğan tutturmuş ben izin vermem diyor. Sanki ona soruyorlar.. Sanki bu işlere Erdoğan karar veriyor.


Erdoğanın yaptığı en iyi iş eline bir mikrofon geçirip , esip gürlemek, gerisi boş...!!!
 

OSMAM11

Kısıtlı Erişim
Katılım
23 Haz 2015
Mesajlar
169
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
Konum
İSTANBUL
çok yerinde ve gerçek tesbitlerin yapıldığı bir yazı...



erdoğanın yaptığı en iyi iş eline bir mikrofon geçirip , esip gürlemek, gerisi boş...!!![/font][/color][/b][/size]
burada doğru söylüyorsun ama siyasetçilerin hepsi böyle tabani çoşturmak için bağiriyorlar çağiriyorlar gizli toplantilarda kim bilir kuzu gibilerdir
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Her şey yalan.. Gücü elinde tutan devletlerin dediği oluyor. Bu bizimkilerin yaptığı, sadece milleti tutmak o kadar.. Ben artık bunu anladım..

Hani hep diyorlar ya, ''Gaz yağı, tüp sırası, ekmek sırasını gördü bu millet'' ve bunu hep CHP'ye atar olsun diye yapıyorlar ya.. Bilmiyorlar ki o günler Ecevit'in Kıbrıs Çıkartması sonrasında Türkiye'ye uygulanan ambargodan oldu.. Biz Kıbrısa çıkartma yaptık diye devler bizi cezalandırdı güzelim.. Bunu bal gibi biliyorsun.. İşte onun için de hiç bir şey yapamazsın.. Ne Suriye'ye ne başka bir yere giremezsin.. Bizi kandırma, samimi ol..
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
Türkiye'de müfredat değişmeden, nitelikli birey yetişmeden, nitelikli akademisyen, iş adamı, medya kuruluşları yetişmeden Türkiye kalkınamaz.. Bir umut Gülen hareketi görüyordum ama o da hain çıktı.. Anladım ki batı dünyası, bizim kurtulma ihtimallerimizin sahtesini ta 40 yıl öncesinden kurmuş, oyalamak için.. Böyle bir zekanın elinden ne yaparsan yap kurtulamazsın.. Tuşa gelmişsin, üstüne binmiş.. Allah'tan gelecek bir mucizeden başka hiç çıkar yol yok.. Ya büyük bir dünya savaşı olacak, sana aklını kullanma imkanı doğacak, veya bu şekilde akan selden kütük çekmekle uğraşacaksın.. 2. Dünya Savaşı yıllarında müthiş bir fırsat doğmuştu aslında.. İnsanlık tarihinin gelmiş geçmiş en geri zekalı yöneticilerinin elinde o şansımızı da kaybettik.. Açık söylüyorum tekrar bir fırsat doğsa, ilk fırsattan çok da farklı olacağını sanmıyorum.. Kalkınmış ülkelerin, böyle bir fırsat doğduğunda ne yapılabileceği hakkında her zaman alternatif porjeleri vardır.. Senin neyin var? Kocaman bir HİÇ..

Niye hâlâ üniversitelerin ve eğitim sisteminin niteliğini arttırmıyorlar? Abi alnınıza biri tabanca mı dayıyor?
 

Veyselcan

Kısıtlı Erişim
Katılım
5 Haz 2015
Mesajlar
460
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Türkiye'de müfredat değişmeden, nitelikli birey yetişmeden, nitelikli akademisyen, iş adamı, medya kuruluşları yetişmeden Türkiye kalkınamaz.. Bir umut Gülen hareketi görüyordum ama o da hain çıktı.. Anladım ki batı dünyası, bizim kurtulma ihtimallerimizin sahtesini ta 40 yıl öncesinden kurmuş, oyalamak için.. Böyle bir zekanın elinden ne yaparsan yap kurtulamazsın.. Tuşa gelmişsin, üstüne binmiş.. Allah'tan gelecek bir mucizeden başka hiç çıkar yol yok.. Ya büyük bir dünya savaşı olacak, sana aklını kullanma imkanı doğacak, veya bu şekilde akan selden kütük çekmekle uğraşacaksın.. 2. Dünya Savaşı yıllarında müthiş bir fırsat doğmuştu aslında.. İnsanlık tarihinin gelmiş geçmiş en geri zekalı yöneticilerinin elinde o şansımızı da kaybettik.. Açık söylüyorum tekrar bir fırsat doğsa, ilk fırsattan çok da farklı olacağını sanmıyorum.. Kalkınmış ülkelerin, böyle bir fırsat doğduğunda ne yapılabileceği hakkında her zaman alternatif porjeleri vardır.. Senin neyin var? Kocaman bir HİÇ..

Niye hâlâ üniversitelerin ve eğitim sisteminin niteliğini arttırmıyorlar? Abi alnınıza biri tabanca mı dayıyor?



ÜNİVERİSİTELER İLE UĞRAŞMAYA NE GEREK VAR...

Sayın cumhurbaşkabınız meydanlarda...

İnan hatipli sayısını 1 milyona çıkardık demedi mi..??

Demek ki böylece bütün sorunlarımız çözülecek..
 

DostunDostu

Süper Moderatör
Yönetici
Katılım
30 Eyl 2013
Mesajlar
6,183
Tepkime puanı
473
Puanları
83
ÜNİVERİSİTELER İLE UĞRAŞMAYA NE GEREK VAR...

Sayın cumhurbaşkabınız meydanlarda...

İnan hatipli sayısını 1 milyona çıkardık demedi mi..??

Demek ki böylece bütün sorunlarımız çözülecek..
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün sorunun ahlaksız toplum olmaktan kaynaklandığını sanıyor.. Evet, bu, en temel birkaç sorundan sadece 1 tanesidir. Oraya odaklanmış ve başka sorunları görecek geniş açıyı kaybetmiş.

Aklı işletme, stratejik aklı geliştirme, çıkarımlar yapma ve empati yeteneğini geliştirme gibi can alıcı faktörler yoksa salt Ahlak'la hiçbir ilerleme sağlayamazsın.. Buna en güzel örnek Avrupa Milli Görüş Teşkilatlarıdır.. Ahlakî temellere dayalı gençlere bir bakın! Tamam iyi, her şey güzel ama ne yapabiliyorlar? Aralarında kayda değer 1 tane eser koyabilen tek 1 kişi yok.. Çok değil yahu 1 kişi yok.. Bilim adına, icad adına, sosyolojik bir proje adına, fikir adına ne var? Ya işte, çıkartamıyorlar! ÇI-KAR-TA-MAZ-LAR.. Bunun sebebini bile sorgulamazlar! İçine kapanık, kendi halinde yaşayan bir topluluk oluşumundan başka kayda değer nitelik yok.. Çalışan ve üreten bir toplum içinde çalışanın ve üretenin tüketicisi niteliğinde bir topluluk.. Avrupa olmasın, Milli Görüş'te olmaz.. Bir şeyin ne olduğunu tespit ederken ne olmadığına da bakacaksın.. Bir hacim, başka bir hacmin içindedir.. Yarın Türkiye çapında herkes imam hatip mezunu oldu, böyle bir noktaya geldin diyelim.. Dünyaya sunacağın, insanlığa katacağın bir yenilik, bir iddia çıkarabilecek mi böyle bir gençlik? En fazla yapacakları iş, batı dünyasında çıkacak olan işleri taklit etmek olacaktır. Ötesine bir adım geçemez.. Geçemediğin noktada gene kukla olacaksın, başka çaren yok.. Bu noktayı anlamıyorlar abi..

Diyoruz, yazıyoruz ulaşmıyor.. Felsfe üretmeyen, sorgulamayan, yeniye aday olmayan bir toplum asla bir şey değiştiremez.. Her zaman felsefe üreten toplumların balkonunun dibinde çöpe atılacak yemek artıklarını bekleyen bir nesil olarak kalacaktır.. Bu balkon dibinde bekleyenin ahlaklı olması, genel vaziyeti değiştirmez.. Israrla bu noktaya gözlerini kapatıyorlar.. Atadan kalma taklidi imanın göze perde olduğu noktadayız.. Ciddi bir şamar yemeden aklı başına gelmeyecek bu ümmetin.. Her gün şamar yiyoruz ama akleden ümmet nerede? Ahlanıp vahlanmaktan, ''oooy neren acıdı bi bakiim'' münafıklığından başka bir tepki de yok..

Şu nokta çok önemli: Eskinin külleri üzerine yeniyi bina etmemiz lazım.. Eski küllerin içinde kül olmamış neler var diye eşelemekten vaz geçelim. Geçmiş medeniyetimizin yenik düştüğünü, yanıp kül olduğunu, yıkıldığını artık kabul edelim.. Bunu kabul edelim ki bu küllerin üzerine yenisini bina etmeye başlayalım. Kabul çok önemlidir.. Kabul olmadan inşaaya başlanmıyor.. İlk adım, kabul ettirmek ve bütün tabuları yıkıp tevhid ekseninde yeni bir medeniyet inşaasına başlamaktır. Yeni müctehidler, yeni fıkıh kuralları, yeni tartışmalar... Bu iş ise ancak felsefeyi kabul etmiş dimağlarla olur.. Antik Yunanın dirilişi, Romanın dirilişi, İslam medeniyetinin dirilişi ve gelinen son noktada Avrupa medeniyetinin dirilişi.... Hepisini inceleyin, temelde hep felsefe var...

Hani hep, neyi kaybettik/unuttuk, diye soruyoruz ya! Bilhassa Yusuf Kaplan'ın ağzı bu işlerin lafını iyi yapıyor. Ama eksik, çok eksik.. O da yanmış külleri eşeliyor.. Sorulması gereken soru neyi kaybettik değil.. Arama, bulamazsın, o yandı gitti.. Neyi bulmam gerekir? Bunu sor kendine.. Yoksa yerinde sayar durursun.. Kaybettiğini bulursun elbette, zira arayan bulur.. Lakin onunda artık işe yaramadığını anladıktan sonra nesiller geçmiş olur.. Hayal kırıklığına uğrarsın.. Kaybettiğin şeyi arama, o şey akıldır ve her doğan bünyede vardır. Sen neyi bulman gerektiğini sorgula, bunu sorgulamasını öğret.. Su akar yatağını bulur, SU AKAR YATAĞINI BULUR..

Kur'an'ın 4'de 3'ü kıssadır.. Niye? İbret, ibret, ibret... Bu kıssaların Yusuf'u anlatması, Süleyman'ı hikaye etmesinin ne önemi var.. Mesnevi'de de hikayeler var.. Ne diyor Hz. Mevlana: Mesnevîmiz tevhid dükkanıdır.. Evet.. Kur'an'da öyle... Sen tevhidi aşıla, bununla baksın dünyaya.. O vakit her şey ve her yer ayettir, tefsir edilmesi gereken..

Adam okumuş koskoca hoca olmuş kalkıyor İbn-i Arabî'ye, Mevlânâ'ya kafir diyor! Ya sen neyin orjinalisin, değişik herif! Kafaya bak, zaten senin kafan yüzünden kül olduk bittik.. Adam mok çukurunun içinden parlak dönemin baş mimarlarına dil uzatıyor.. Suçlu arayacaksan gerileme ve yıkılma dönemlerinde ki âlim tavırlarını analiz et.. O vakit hangi perspektifin oldurduğunu ve tersinden hangi kafanın çürütüp yok ettiğini görürsün. Bu çürümeden tarikatlarında nasip aldığı inkar edilemez elbet..
 
Üst