ukubat
Profesör
- Katılım
- 9 May 2007
- Mesajlar
- 1,942
- Tepkime puanı
- 103
- Puanları
- 0
- Konum
- istanbul,fatih
- Web sitesi
- www.ismailaga.org.tr
Bundan tam 34 yıl önce de Meclis'te Peygamber kavgası çıkmıştı. Tarafları ise...
Meclis'te yaşanan MHP- yumruklaşmasının çıkış sebebi olan Peygamber benzetmesi, bundan tam 34 yıl önce yine büyük bir siyasi kriz yaratmış.
KISAKÜREK ERBAKAN'I BIRAKIP TÜRKEŞ'E GİTTİ
1976 yılında hükümet ortağı Milli Selamet Partisi'nin lideri , partisinin düzenlediği bir toplantıda kendisinden 'Peygamber' diye bahseden bir partiliye tepki göstermediği için ağır bir dille eleştirilmiş. En büyük eleştiriyi ise o dönemde sağ kesim üzerinde büyük etkiye sahip olan Necip Fazıl Kısakürek'ten gelmiş. MSP'ye verdiği desteği çeken Kısakürek, Alparslan Türkeş safına geçmiş.
Ve işte Necip Fazıl bu mevzuyu kendi ağzından anlatıyor...
Her hâli kendisini üstünlük rütbelerinin en tepesinde gördüğünü belli eden Erbakan, bana, her şeye rağmen, "sen bir Peygambersin!" gibi bir hitaba asla tahammül etmeyeceği ve böyle bir hitaptan cehennem azabı ateşine eş, bir acı duyacağı hissini aşılamaktaydı.
Böyle bir hitaba şiddet ve nefretle mukabele edeceğinden ve hitap sahibini hakerete boğacağından emindim. Nitekim bir devirde, hikâyeci Sait Faik başta olarak bana da böyle hitaplar yöneltilmiş ve tarafımdan bir yazı yazılarak "vücudumu cımbızla zerre zerre koparıp her zerremi ayrı ayrı cenderede sıksalar böyle bir hitabın acısına yetişemezler!" diye karşılık vermiştim. "Ben, gerçek Peygamberin ümmeti içinde en hakîr fert olmaktan üstün bir rütbe tanıyamam ve bu türlü hudut tecavüzünü zerre miktarı benimseyecek olsam kendimi ebedî cehennemlik sayarım!" diye ilâve etmiştim.
Erbakan'ın böyle bir hitap karşısında alsa ürpermediğini, onun küfür alâyişlerine karşı tebessüm ve sükût ile cevap verdiğini ve bu gibi tezahürlerin birkaç kere vâki olduğunu haber aldığım zaman ise kulaklarıma inanamamıştım.
Şimdi soruyorum:
- 29 Mayıs fetih gününden önce Spor - Sergi Sarayında tertiplediğiniz gecede, size "Peygamber" diye hitab eden serseriye niçin mukabele etmediniz ve onu sille tokat salondan attırmadınız? İşitmedim diyebilir misiniz? Ya işitenler niye şahlanmadı?..
Vâkıayı bize gözyaşları içinde bir M.S.P.'li anlatmış ve demiştir ki:
- Hemen salonu terkettim ve bu adama bütün sıtkımı yitirdim.
Her tavrı bu tıyneti ihtar eden adamın ruh haleti üzerinde işte korkunç bir vesika...

Meclis'te yaşanan MHP- yumruklaşmasının çıkış sebebi olan Peygamber benzetmesi, bundan tam 34 yıl önce yine büyük bir siyasi kriz yaratmış.
KISAKÜREK ERBAKAN'I BIRAKIP TÜRKEŞ'E GİTTİ
1976 yılında hükümet ortağı Milli Selamet Partisi'nin lideri , partisinin düzenlediği bir toplantıda kendisinden 'Peygamber' diye bahseden bir partiliye tepki göstermediği için ağır bir dille eleştirilmiş. En büyük eleştiriyi ise o dönemde sağ kesim üzerinde büyük etkiye sahip olan Necip Fazıl Kısakürek'ten gelmiş. MSP'ye verdiği desteği çeken Kısakürek, Alparslan Türkeş safına geçmiş.
Ve işte Necip Fazıl bu mevzuyu kendi ağzından anlatıyor...
Her hâli kendisini üstünlük rütbelerinin en tepesinde gördüğünü belli eden Erbakan, bana, her şeye rağmen, "sen bir Peygambersin!" gibi bir hitaba asla tahammül etmeyeceği ve böyle bir hitaptan cehennem azabı ateşine eş, bir acı duyacağı hissini aşılamaktaydı.
Böyle bir hitaba şiddet ve nefretle mukabele edeceğinden ve hitap sahibini hakerete boğacağından emindim. Nitekim bir devirde, hikâyeci Sait Faik başta olarak bana da böyle hitaplar yöneltilmiş ve tarafımdan bir yazı yazılarak "vücudumu cımbızla zerre zerre koparıp her zerremi ayrı ayrı cenderede sıksalar böyle bir hitabın acısına yetişemezler!" diye karşılık vermiştim. "Ben, gerçek Peygamberin ümmeti içinde en hakîr fert olmaktan üstün bir rütbe tanıyamam ve bu türlü hudut tecavüzünü zerre miktarı benimseyecek olsam kendimi ebedî cehennemlik sayarım!" diye ilâve etmiştim.
Erbakan'ın böyle bir hitap karşısında alsa ürpermediğini, onun küfür alâyişlerine karşı tebessüm ve sükût ile cevap verdiğini ve bu gibi tezahürlerin birkaç kere vâki olduğunu haber aldığım zaman ise kulaklarıma inanamamıştım.
Şimdi soruyorum:
- 29 Mayıs fetih gününden önce Spor - Sergi Sarayında tertiplediğiniz gecede, size "Peygamber" diye hitab eden serseriye niçin mukabele etmediniz ve onu sille tokat salondan attırmadınız? İşitmedim diyebilir misiniz? Ya işitenler niye şahlanmadı?..
Vâkıayı bize gözyaşları içinde bir M.S.P.'li anlatmış ve demiştir ki:
- Hemen salonu terkettim ve bu adama bütün sıtkımı yitirdim.
Her tavrı bu tıyneti ihtar eden adamın ruh haleti üzerinde işte korkunç bir vesika...