KURTULMUŞ DÖNEMİNDE SP MİLLİ GÖRÜŞ EKSENİNDEN KAYDIRILMAK İSTENDİ
Liste krizinin yaşandığı Saadet Partisi (SP) kongresinin ardından sessizliğini bozan Milli Görüş Lideri ve eski Başbakanlardan Prof.Dr.Necmettin Erbakan, SP kongresi ile ilgili "Partimizi gaye ve temel esaslarından uzaklaştırmaya yönelik bir takım arzular yürürlüğe konulmak istenmiştir" açıklamasında bulundu. Acaba Kurtulmuş döneminde SP Milli Görüş ekseninden kaydırıldı mı?
Kurtulmuş döneminde SP Milli Görüş ekseninden kaydırılmadı ama kaydırılmak istendi. Erbakan Hoca'nın açıklaması da buna işaret ediyor. Kurtulmuş, Saadet Partisi'ni Milli Görüş'ten kaydırmak istedi, (sözde) bu şekilde Saadet Partisi'ni daha da popülerleştireceğini düşündü. Akademi ve medya çevrelerinin sizi beğenmesi, halkın sizi beğendiği anlamına gelmez. Akademi ve medya çevreleri sizin kullandığınız jargonu anlayabilir ancak halk bunları anlamaz. Kaldı ki, Milli Görüş temellerinden ayrıldığınızda sizin varlık sebebiniz ortadan kalkar. Çünkü Milli Görüş, bir medeniyet projesi sunuyor 70 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına, 1,5 milyarlık İslam alemine ve 6 milyarlık dünyaya. Milli Görüş dışındakiler bir şekilde mevcut Batı medeniyetiyle entegre olmuş durumdalar. Batı medeniyetinin hali ortada. Dünyanın her yerinde açlık ve sefalet, savaşlar mevcut ve bunun sorumlusu da bugünkü ekonomik ve siyasi gücü elinde bulunduran Batı medeniyeti. Milli Görüş ise, güçlü bir Türkiye'yle adil bir dünya düzeni ideali taşıyor. Dolayısıyla Milli Görüş'ten ayrıldığınızda siz ne kadar 'Ben Batı Medeniyeti'nin karşısındayım' deseniz de entegre oluyorsunuz. Numan Kurtulmuş da, 'Milli Görüş'e karşı duran kesimlerle, ki bu kesimler Batı medeniyetinin üstünlüğünü seve seve kabul etmiş, iyi geçinirse, 'Adil Düzen' söylemini terk ederse, Saadet Partisi'ni iktidar yapacağını düşünüyor. Ama o zaman da adil bir dünya düşüncesinden çıkmış, mevcut adil olmayan düzeni kabul etmiş oluyorsunuz ve bu düzen üzerine politika yapmak zorundasınız. Eğer bu şekilde iktidar olunacaksa, o zaman Saadet Partisi'ne ihtiyaç yok. Hali hazırda sağda ve solda zaten partiler mevcut.
NUMAN BEY, ÇEVRESİNDEKİLERİN BASKISI ALTINDA KALDI
11 Temmuz kongresinde Sayın Numan Kurtulmuş yeşil listeden istifa etmiş ve bizim listemiz beyaz liste demişti. Sonraki günlerde Prof. Dr. Necmettin Erbakan açıklamasında yeşil listenin Numan Beyle birlikte mutabakata vardıkları liste olduğunu beyaz listenin sonradan hazırlandığını belirtmişti. Numan Bey'in bu tavrı siyaseten etik midir?
Numan Bey'in neden böyle birşey yaptığını bilmiyoruz. Zaten yeşil listede genel başkan olarak onun ismi geçiyor. Kaldı ki Erbakan Hoca ile birlikte istişare ile hazırlanmış bir liste var ve kendisi sonradan bu listeden ayrılarak beyaz liste oluşturuyor. Numan Bey'in burada çevresindekilerin baskısı altında kaldığını düşünüyoruz. Çünkü Numan Bey'e 'Erbakan'ı terk et' diye akıl verenler bulunduğunu biliyoruz. Bu tip kişilerin Milli Görüş, Adil Dünya Düzeni idealleri yok zaten. “Eğer Numan Bey Milli Görüş'ten ayrılırsa, belki iktidar olur ve bizler de bir yerlere geliriz” düşüncesi taşıyorlar. Keşke Numan Bey, bu kadar nifaka sebebiyet veren beyaz listeye girişmeseydi. Çünkü bu girişim fiili olarak Milli Görüş'ün doğal lideri Erbakan Hoca'ya itaatsizlik anlamı taşıyor. Milli Görüşçülerin Numan Bey'e en büyük kızgınlıkları da buradan geliyor. Eğer Numan Bey Erbakan Hoca'dan özür diler ve helallik isterse, bu sorun da ortadan kalkar. Milli Görüşçüler yine Numan ağabeylerini gereken saygıyı gösterirler.
NUMAN BEY'E BAZILARI 'ERBAKAN'DAN KURTUL' AKLI VERİYOR
Son Saadet Partisi (SP) kongresinde Genel Başkanlığa Getirilen Numan Kurtulmuş, Parti tabanının ve Erbakan Hoca taraflarının yeni kongre talebine karşılık Milli Görüş karşıtı medya organlarında " Kendilerine guveniyorlarsa buyursunlar pazar gunu kongre yapalım " diğerek meydan okudu. Ama öte yandan idaalara göre geçtiğimiz günlerde Nevşehir'de yapılan il başkanları toplantısında Kurtulmuş, il başkanlarına yeni bir kongre partiye zarar verir gerek yok vs.. gibi baskı yaptığı öne sürülüyor. Burda bir çelişki var mı ?
Eğer kongre yapılmasaydı, bugün bu krizi konuşmamış olurduk ve Saadet teşkilatları da görev bilinciyle tabanda çalışmalarını sürdürecekti. Ama kongre yapılmasında Numan Bey'in ısrarı ve isteği etkili oldu. Kongre yapıldı ve kriz ortaya çıktı. Daha önce de dediğim gibi Numan Bey'e bazıları 'Erbakan'dan kurtul' aklı veriyor ama tabanın Erbakan Hoca'ya ne kadar bağlı olduğunu hesaba katmıyorlar. Numan Bey de yanındakilerin baskısıyla bu tür sözleri söyledi ama tabandan ve teşkilatlardan gelen tepkiyi görünce “Yeni bir kongre partiye zarar verir” dedi. Aslında şu anki mevcut durum partiye de Milli Görüş'e de zarar veriyor. Çünkü bir bölünmüşlük havası hakim. Ve bu bölünmüş havası etrafta dedikodu ve nifakların artmasına sebebiyet veriyor. Ne kadar baskı yapılırsa yapılsın, Milli Görüş'e bağlı olan Saadet Partisi teşkilatlarının Erbakan Hoca'nın sözünden çıkıp, medyanın sözüne ve etkisine gireceği düşünülemez. Medyanın etkisine girerlerse o zaman Milli Görüşçü değil "medya görüşçü" olmuş olurlar.
Süleyman KAYA (Habervaktim.com)