Milli Görüş Forum™ - Sanalda Hakkın Sesi > DÜŞÜNCE PLATFORMU > Makaleler > Erbakan hocanın geri dönüşü ve aykırı fikirler
--------------------------------------------------------------------------------
PDAOrijinalini görmek için tıklayınız : Erbakan hocanın geri dönüşü ve aykırı fikirler
--------------------------------------------------------------------------------
Adil Bir Dünya18-04-2009, 21:31
http://www.velfecr.com/yazi_detay.ph...=1771&yazar=98
Erbakan Hoca'ya siyasi hakları iade edildi, bunda çok geç kalındığı gibi büyük bir haksızlık ve zulüm de böylece önlenmiş oldu. Hoca'nın siyasi hakları iade edilir edilmez hemen "acaba hoca Saadetin başına mı geçecek?" sorusu gündeme geldi. Erbakan Hoca'yı yakından tanımayanlar böyle bir fikre kapılabilirler, ama bunun gerçekleşmesi mümükün olmadığı gibi Erbakan Hoca gibi insana çok değer veren bir kişilik böyle bir eyleme tennezzül etmez. Çünkü Saadet Partisi'nin başına gelen Numan Kurtulmuş'un yüksek istişare kurulunun istişaresi neticesinde geldiğini ve bu kurulda Erbakan Hoca'nın da olduğunu bilmeleri gerekir.
İslâm dünya'sını birbirinden kopararak bugünkü fiziki konumunu ortaya çıkarın emperyalistlerin oyununu bozmak ve İslâm dünyasını yeniden ayağa kaldırmak için yapılan çalışmaların önemli bir bölümünü Erbakan Hoca'nın gayretli çalışmaları ve İslâm dünyasındaki gayretli diplomatik münasebetleri ile olmuştu. Siyasi hakları iade edilirken bunu kendisine bir lutuf gibi sunulması zaten başlı başına bir haksızlık ve zulümdür.
54. hükümetin başbakanı olarak 11 aylık bir süre zarfında ülke insanının gelir düzeyini yükselten, dışarıdan borç almayan, D-8 projesi ile İslâm ülkelerini belli bir pakt etrafında toplayan, devletin tüm gelirlerini bir havuzda toplayarak rantiyecilerin cebine haksız paraların girmesini önleyen, denk bütçe ile Atatürk'ün ardından ikinci açık vermeyen bir bütçe hazırlaması ile emperyalist güçlerin sömürü hortumlarını kesen Erbakan'ı siyasi haklardan mahrum etmeye eğer bunlar sebep olmuşsa buna dünya'nın bütün kargaları güler. Ve gerçekten de Erbakan'ın yukarıya sıraladığımız icraatları neticesinden sonra çeşitli ayak oyunları ile siyasi hakları elinden alınmıştı.
Erbakan Hoca'nın siyasi haklarının elinden alınması için kamuoyuna hangi akli ve elle tutulur gerekçeler sunuldu acaba?. Avrupa Parlamentosundan bir diplomat Şevket Kazan'a "sizin denk bütçe yapmanızı bizler hiçbir zaman istemeyiz, çünkü denk bütçe yapmakla siz bizden kredi talebinde bulunmayacaksınız. Oysa biz sizlerin bütçe açıklarını kapatmanız için faizli kredileri sağlıyoruz. Eğer denk bütçe yaparsanız böyle bir talebiniz olmaz ve bununla birlikte bizde faiz gelirinden mahrum kalırız. Bunan dolayı sizin denk bütçe yapmanıza daima engel olmaya çalışırız" demişti.
Erbakan Hoca'nın siyasi haklarının elinden alınmasının en bariz açıklamasını tarihçi-yazar İsmail Nacar yapmıştı; "28 Şubat'ın irtica, laiklik gibi kavramlarla uzaktan yakından alakası yoktu. Laiklik gerekçeydi, bahaneydi. Erbakan'ın devre dışı bırakılması gerekiyordu. Erbakan ve kadrosu tarafından rantiyeci kesimin muslukları kesilince böyle oldu. Sebeplerinden biri bu, ikincisi, Erbakan'ın İsrail karşıtı olmasıydı. OPERASYONUN ARKASINDA, İSRAİL VARDI, uzantıları da rantiyecilerdi. 28 Şubat, dış destekle yapıldı. Erbakan'ın ekonomiye çeki düzen vermesi, şahsiyetli bir dış politikaya yönelmesi, rahatsızlık verdi."
"Türkiye'yi soyan bir takım şirketlere danışmanlık yaptılar, bazı parlak isimler. Rantiye, sömürü söz konusu olduğu zaman, daha doğrusu bu sömürü çarkına çomak sokulduğu zaman, laikliği bahane edip harekete geçerler, bu hep aynıdır. Bugün "laiklik laiklik" diye bağıranların da bazı önde gelenleri İsrail uşağıdır." (Vakit Gazetesi 28 Şubat 2008)
Erbakan Hoca'nın zamanında ciddi manada ücret artışı görenlerin şu itirafı çok önemlidir ve derler ki; "eğer o zaman hoca bize o zamları vermemiş olsaydı bugün almış olduğumuz ücretlerle bugün geçim sağlamamız mümkün olmazdı. O tarihten bu yana yapılan zamlar yıllık %10'u geçmiyor. Eğer o zaman yapılan zamlar olmasaydı bugünkü zamlarla geçinmek asla mümkün olmazdı"
Gazeteci ve araştırmacı yazar Aytunç Altındal'ın 23-24 Aralık 1993 tarihinde Erbakan Hoca ile yapmış olduğu söyleşide "Erbakan'ın Refah Partisi'nin geleceği ile ilgili endişeleri var" görüşüne Erbakan; "Refah Partisi'ni bekleyen büyük bir tehlike var" diye cevap veriyor. Erbakan, iktidara gelmekten değil, iktidara gelip "muktedir" olamamaktan korkuyor diye düşünen Aytunç Altındal'a;
Erbakan endişelerini şöyle açıklıyarak cevap veriyor; "Evet iktidara gelebiliriz. Ama sonra ne olur? İktidarda kalabilir miyiz? Yani bizi iktidara hapsederler" diyor. "Kim hapseder?" diye soruyorum, Erbakan; "Biz birşey fark ettik. Bugün Türkiye'de bizim iktidara gelmemizi engellemek isteyen güçler var. Eskiden bize ilgi göstermeyen çevreler, şimdi bize hoş görünmeye çalışıyorlar. Eskiden yolumuza engel koyanlar, şimdi engellerini çekmek ister gibi davranıyorlar. Adeta bizim iktidara gememizi ister gibi çalışıyorlar.
"Bu adamlar bizim iktidara gelmemizi hoşgörü ilekarşılıyorlarsa, bunda bir bit yeniği vadır. Anladığım kadarıyla, bu adamlar bizim iktidara gelmmize ses çıkarmama kararını aldılar. Biz iktidara geldikten sonra da bizi iktidarda perişan etmeyi düşünüyorlar"
"Anlamadım, nasıl yani? Nasıl perişan edebilirler sizi?" diye soruyorum, Erbakan; "
Böyle bir planları varmış gibi geliyor bana. Sonra da bizi iktidara hapsedip perişan etmek isteyecekler. Bize iş yaptırmayacaklar. Önümüze akıl almaz engeller çıkaracaklar. Atacağımız her adımda biz batırmayı, sabote etmeyi düşünecekler. Hangi soruna el atsak, çözümü yokuşa sürüp, çok kısa zamanda bizleri iktidarda beceriksiz davranmış olmakla suçlayacaklar. İşte Müslümanlar ne kadar başarısızlar, görün diyecekler"
"Bu adamlar bizim iktidara gelmemizi hoşgörü ilekarşılıyorlarsa, bunda bir bit yeniği vadır. Anladığım kadarıyla, bu adamlar bizim iktidara gelmmize ses çıkarmama kararını aldılar. Biz iktidara geldikten sonra da bizi iktidarda perişan etmeyi düşünüyorlar""Anlamadım, nasıl yani? Nasıl perişan edebilirler sizi?" diye soruyorum, Erbakan; "Böyle bir planları varmış gibi geliyor bana. Sonra da bizi iktidara hapsedip perişan etmek isteyecekler. Bize iş yaptırmayacaklar. Önümüze akıl almaz engeller çıkaracaklar. Atacağımız her adımda biz batırmayı, sabote etmeyi düşünecekler. Hangi soruna el atsak, çözümü yokuşa sürüp, çok kısa zamanda bizleri iktidarda beceriksiz davranmış olmakla suçlayacaklar.
İşte Müslümanlar ne kadar başarısızlar, görün diyecekler"