- Katılım
- 30 Eyl 2013
- Mesajlar
- 6,183
- Tepkime puanı
- 473
- Puanları
- 83
Büyük çerçeveye bakarak yazmaya çalışacağım!..
Batı emperyalizminin (demokrasi değil, emperyalizm!) savaş mekanizması nasıl çalışıyor önce bunu idrak etmek gerek. Bunu anlarsak zalimlerin perspektifinden bakabilir ve ona göre tavır alabiliriz!..
Emperyalizm, önce kendi alicenap(!) menfaati için lazım olan stratejik noktaları tespit eder. Buraları işgal etmesi gerekiyorsa ilk önce ajanlarını ve sermayesini kullanarak algı operasyonuna başlar. Bununla iç çatışma çıkartır. Bu çatışma olunca zayıflayan taraf otomatikmen emperyalistlerden yardım isteyecektir. Oraya önce silah yardımı yapar, bununla para kasaya girmeye başlar. Savaşı o derece sürdürür ki her yer yakılıp yıkılsın. Popülasyon kontrol edilir seviyeye düşsün. Sonra askerini oraya sokar.. Artık oranın bekçisi ve garantörü odur. Fakaaat bu yardımın(!) bir maliyeti olmuştur. Kabarık bir fatura çıkartılır. İşgal eden askerin maaşı, ölen askerin geride kalan dul maaşlarından tut harcadığı silahlara kadar her şey bu faturanın içindedir. O yardım(!) ettiği ülkenin parası yoktru tabi. Peki, neyle ödeyecek? Gayet basit. Uzun süreli bir anlaşma yapacak, yer altı kaynakları, insan kaynaklarıyla bunu taksit taksit geri ödetecektir. Bu tip anlaşmalar yerine göre 100 yıllık dahi olabilir. Gizlidir bu anlaşmalar. Eğitim sistemini falan belirlerler bu anlaşmalarda. Bu eğitim sistemleri genelde ideolojiktir. Öyle olmak zorunda ki kendi aykırılığını kendi üretisn. Çünkü bu oluşan aykırılığı ileride tekrar karışıklık çıkartmak için kullanacaktır!.. Peki, 100 yıl dolunca veya dolumu yaklaşınca ne olur? Kolayı var, yeni bir kriz, yeni bir sebep oluşturulur ve bu anlaşma tekrar tazelenir. Böylece bu durum devam eder gider... Kürt olsun Türk olsun, sanmasın ki kara kaşımız kara gözümüz emperyalizmin umurundadır?! Böyle bir dünya yok beyler, kafanızdan silin bunu.. Eğer samimi olarak özgürlüklerin ve hakların mücadelesi verilecekse bunun tek yolu silahsız olmak zorundadır. Unutmayın, böyle bir savaş mekanizmasını işleten emperyalistlerin olduğu bir dünyada, silahlı mücadele yolunu seçmek dangozluktur.. Şu an iyi kötü bir ülkede yaşıyoruz. Birlikte herkesin insan hakları için gelin hep beraber mücadele verelim. Tartışa tartışa, kendimizi ifade ederek olmak zorunda bu..
Ekleme yapayım: Bizim bildiğimiz petrol fiyatları ABD için geçerli değildir. Bu fiyatlar, savaşa katılmayan ülkeler için geçerli. Onlar bu fiyata petrolü alırlar, ABD faturadan kendi payını çıkartır. Bölge halkına verdiği cüzzi miktarı ise, imar faliyetleri için gene kendisi alır. Böylece kendi kasasına her halükarda sermaye akar.. Sizin anlıyacağınız hantallaşmamak için kendi kendine iş çıkartır. Bizler de ideojik aptallığımızla bu büyük resme hizmet ederiz. Malesef ortadoğu halkları, gözünün önünde cereyan eden bu basit olayları göremeyecek kadar kör oldular. Basitetimiz sıfır. Sorgulamak, zaten yok. Öylece öküz gibi nereye çekiliyorsak oraya gidiyoruz.
Türkiye bütün sınırlarını kapatıp en az 5 sene bütün bireylere zorunlu olarak felsefe okutsa yeridir. Millet öküz olmuş abi, akledemiyor, soyut düşünemiyor. Resmen ahırda etinden sütünden istifade edilen inekler gibiyiz. Rahat oluşumuz bizi aldatmasın. Hepimiz sıramızı bekliyoruz aslında. Ölmemiz ve öldürülmemiz gerekiyorsa ölüp öldürüyor, sağılmamız ve kırkılmamız gerekiyorsa sağılıyoruz. Hem de çok kolay, hiç zorlanmadan oluyor bu. Bunun nasıl olduğunu merak edenler ideolojilerini sorgulasın yeter. Sokağa niçin çıkıyor ve ne yapıyor? İdeolojik bir düşünce kalıbı başlı başına bu sisteme hizmet etmeye eli kolu mahkumdur. Akletmek yoksa bu sisteme dahliniz kaçınılmazdır..
Gidişatımız felakete!.. Sanal platformda yapılan tüm yorumlara bir bakın!.. Hepisi bir yerlerden kapılmış algıların yansımasıdır. İçlerinde zerre kadar sorgulama, zerre kadar akıl emaresi yok. Beni kahreden, aklı selim söylemlerin hiç karşılık bulayamışıdır. Buna karşın fitneci ve bölücü söylemler müthiş karşılık buluyor.. Bu toplumu bu seviyeye getiren üst akıldan (intelligence) her şey beklenir.. 80'lerde kardeşi kardeşe vurduran üst akıl Kürd-Türk mukatelesi mi çıkartamıyacak? Bu zalim emperyalistler istesin, Japonya'da bile iç savaş çıkartırlar. Medya, sermaye, cemaatler; içte ve dışta işletilen dinamikleri hafife alıyoruz. Sanmayın ki bizi biz yapan düşünce ve eylemler kendi hür sorgulamamızın eseri olsun!.. İnsan öyle bir varlıktır ki açken farklı, tokken farklı düşünür, hareket eder. Bu iki başka halde alışverişe çıksanız dahi farlkı sonuçlar elde edersiniz. Bu sadece bir misal, varın gerisini siz düşünün!.. Onun için İslam, nefis teribyesine ve akletmeye çok büyük önem verir. Nefsini terbiye edememiş ve akletme melekesi edinememiş bir müslümanın elini kolunu oynatması dahi bu sisteme hizmet mahiyetindedir.
DostunDostu
Batı emperyalizminin (demokrasi değil, emperyalizm!) savaş mekanizması nasıl çalışıyor önce bunu idrak etmek gerek. Bunu anlarsak zalimlerin perspektifinden bakabilir ve ona göre tavır alabiliriz!..
Emperyalizm, önce kendi alicenap(!) menfaati için lazım olan stratejik noktaları tespit eder. Buraları işgal etmesi gerekiyorsa ilk önce ajanlarını ve sermayesini kullanarak algı operasyonuna başlar. Bununla iç çatışma çıkartır. Bu çatışma olunca zayıflayan taraf otomatikmen emperyalistlerden yardım isteyecektir. Oraya önce silah yardımı yapar, bununla para kasaya girmeye başlar. Savaşı o derece sürdürür ki her yer yakılıp yıkılsın. Popülasyon kontrol edilir seviyeye düşsün. Sonra askerini oraya sokar.. Artık oranın bekçisi ve garantörü odur. Fakaaat bu yardımın(!) bir maliyeti olmuştur. Kabarık bir fatura çıkartılır. İşgal eden askerin maaşı, ölen askerin geride kalan dul maaşlarından tut harcadığı silahlara kadar her şey bu faturanın içindedir. O yardım(!) ettiği ülkenin parası yoktru tabi. Peki, neyle ödeyecek? Gayet basit. Uzun süreli bir anlaşma yapacak, yer altı kaynakları, insan kaynaklarıyla bunu taksit taksit geri ödetecektir. Bu tip anlaşmalar yerine göre 100 yıllık dahi olabilir. Gizlidir bu anlaşmalar. Eğitim sistemini falan belirlerler bu anlaşmalarda. Bu eğitim sistemleri genelde ideolojiktir. Öyle olmak zorunda ki kendi aykırılığını kendi üretisn. Çünkü bu oluşan aykırılığı ileride tekrar karışıklık çıkartmak için kullanacaktır!.. Peki, 100 yıl dolunca veya dolumu yaklaşınca ne olur? Kolayı var, yeni bir kriz, yeni bir sebep oluşturulur ve bu anlaşma tekrar tazelenir. Böylece bu durum devam eder gider... Kürt olsun Türk olsun, sanmasın ki kara kaşımız kara gözümüz emperyalizmin umurundadır?! Böyle bir dünya yok beyler, kafanızdan silin bunu.. Eğer samimi olarak özgürlüklerin ve hakların mücadelesi verilecekse bunun tek yolu silahsız olmak zorundadır. Unutmayın, böyle bir savaş mekanizmasını işleten emperyalistlerin olduğu bir dünyada, silahlı mücadele yolunu seçmek dangozluktur.. Şu an iyi kötü bir ülkede yaşıyoruz. Birlikte herkesin insan hakları için gelin hep beraber mücadele verelim. Tartışa tartışa, kendimizi ifade ederek olmak zorunda bu..
Ekleme yapayım: Bizim bildiğimiz petrol fiyatları ABD için geçerli değildir. Bu fiyatlar, savaşa katılmayan ülkeler için geçerli. Onlar bu fiyata petrolü alırlar, ABD faturadan kendi payını çıkartır. Bölge halkına verdiği cüzzi miktarı ise, imar faliyetleri için gene kendisi alır. Böylece kendi kasasına her halükarda sermaye akar.. Sizin anlıyacağınız hantallaşmamak için kendi kendine iş çıkartır. Bizler de ideojik aptallığımızla bu büyük resme hizmet ederiz. Malesef ortadoğu halkları, gözünün önünde cereyan eden bu basit olayları göremeyecek kadar kör oldular. Basitetimiz sıfır. Sorgulamak, zaten yok. Öylece öküz gibi nereye çekiliyorsak oraya gidiyoruz.
Türkiye bütün sınırlarını kapatıp en az 5 sene bütün bireylere zorunlu olarak felsefe okutsa yeridir. Millet öküz olmuş abi, akledemiyor, soyut düşünemiyor. Resmen ahırda etinden sütünden istifade edilen inekler gibiyiz. Rahat oluşumuz bizi aldatmasın. Hepimiz sıramızı bekliyoruz aslında. Ölmemiz ve öldürülmemiz gerekiyorsa ölüp öldürüyor, sağılmamız ve kırkılmamız gerekiyorsa sağılıyoruz. Hem de çok kolay, hiç zorlanmadan oluyor bu. Bunun nasıl olduğunu merak edenler ideolojilerini sorgulasın yeter. Sokağa niçin çıkıyor ve ne yapıyor? İdeolojik bir düşünce kalıbı başlı başına bu sisteme hizmet etmeye eli kolu mahkumdur. Akletmek yoksa bu sisteme dahliniz kaçınılmazdır..
Gidişatımız felakete!.. Sanal platformda yapılan tüm yorumlara bir bakın!.. Hepisi bir yerlerden kapılmış algıların yansımasıdır. İçlerinde zerre kadar sorgulama, zerre kadar akıl emaresi yok. Beni kahreden, aklı selim söylemlerin hiç karşılık bulayamışıdır. Buna karşın fitneci ve bölücü söylemler müthiş karşılık buluyor.. Bu toplumu bu seviyeye getiren üst akıldan (intelligence) her şey beklenir.. 80'lerde kardeşi kardeşe vurduran üst akıl Kürd-Türk mukatelesi mi çıkartamıyacak? Bu zalim emperyalistler istesin, Japonya'da bile iç savaş çıkartırlar. Medya, sermaye, cemaatler; içte ve dışta işletilen dinamikleri hafife alıyoruz. Sanmayın ki bizi biz yapan düşünce ve eylemler kendi hür sorgulamamızın eseri olsun!.. İnsan öyle bir varlıktır ki açken farklı, tokken farklı düşünür, hareket eder. Bu iki başka halde alışverişe çıksanız dahi farlkı sonuçlar elde edersiniz. Bu sadece bir misal, varın gerisini siz düşünün!.. Onun için İslam, nefis teribyesine ve akletmeye çok büyük önem verir. Nefsini terbiye edememiş ve akletme melekesi edinememiş bir müslümanın elini kolunu oynatması dahi bu sisteme hizmet mahiyetindedir.
DostunDostu