Emniyet’te cemaat savaşını başlattı - FİKRET KARAGÖZ/ANKARA - Istanbul - 21.08.2010 / Taraf
Ünlü polis şefi Avcı, Ergenekon’dan Danıştay saldırısına ve Balyoz’dan Baykal’a kamera tuzağına kadar her olayda Gülen cemaatini suçladı
javascript:decreaseFontSize(); javascript:increaseFontSize();
Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın, Emniyet, TSK ve yargı içinde cemaat yapılanması olduğunu öne süren “Haliç’te yaşayan Simonlar, Dün Devlet Bugün Cemaat” başlıklı kitabı, gündeme bomba gibi düştü. İçişleri Bakanlığı soruşturma başlatırken, Avcı, “Soruşturma açılabilir, zaten bekliyordum” dedi.
Susurluk olaylarında devlet içindeki çeteleri açıklayan isim olan Hanefi Avcı, 600 sayfadan oluşan kitabında Fethullah Gülen cemaatiyle ilgili çarpıcı iddialarda bulundu. Cemaatin “devlet içinde devlet” olduğunu öne süren Avcı, kitabında grubun kendine özel bir istihbarat servisi kurduğunu; Ergenekon, Balyoz ve Deniz Baykal’ın istifasına neden olan ‘kaset’ olayında cemaatin parmağı olduğu iddiasında bulundu. Kendisinin de bu cemaat tarafından dinlenildiğini belirten Avcı, konuyu Başbakan ve İçişleri Bakanlığı’na bildirmesine rağmen önlem alınmadığını kaydetti. Avcı’nın kitabındaki iddialar şöyle:
Darbe planları servis edilmiş
Ergenekon-Balyoz: Ergenekon veya benzeri davaların tüm belgelerini cemaat tarafından daha önceden temin ediliyor, cemaat planları polis ve savcılarla birlikte hazırlıyor ve hukuki bir nitelik kazanması için kasıtlı olarak çeşitli gazeteciler üzerinden servis edilip, yayımlatarak savcılara ulaştırılıyor.
Kozmik oda aramaları: İstihbarat Dairesi’nde cemaatin özel cihazları, elde ettikleri her türlü kanunsuz dinleme materyalleri mevcuttur, buralar neden aranmaz? Kozmik odanın aranmasında kimliği belli olmayan bir ihbarcı vardı, burada da ben açıkça ihbar ediyorum. İstihbarat Daire Başkanlığı’nda arama yapılsa, demirbaşa kayıtlı olmayan cemaatin kendine ait özel dinleme ve izleme aletleri bulunacağından hiç tereddüdüm yoktur.
Saklanan iddia ve deliller var
Erzincan olayı: Ortada yazılmayan dosyada olmayan iddialar ve deliller var, bu saklanan iddia ve deliller uğruna görülen dava akıllara ziyan bir şekilde hukuk tanınmaksızın devam ediyor. İlhan Cihaner, Albay Recep Gençoğlu ve Orgeneral Saldıray Berk hakkında yazılı olmayan iddiaları anlatsalar, sonra bu iddialara maruz kalan kişiler kendilerini savunsalar dedikoduların muhtelif yerlere sızmış cemaat elemanlarının olayların nerelere taşındığını cemaat varsayımlarının sonucunun nerelere vardığını net olarak görürüz.
Baykal kasetini cemaat servis etti
Baykal kaset olayı: Deniz Baykal’ın gizli kamerayla çekilen görüntülerini içeren kaset olayını kim yaptı, niçin yaptı? Baykal bu ülkede muhtemel Başbakan adaylarından biriydi, ülkenin ikinci büyük partisinin genel başkanı olarak konjonktürün değişimine göre her zaman başbakan olması ihtimal dahilindeydi. Bu video görüntüleri daha önce çekilmiş. Baykal Başbakan olsaydı ve ülke için kritik bir karar arefesinde birileri çıkıp ‘elimizde bu görüntüler var, eğer şöyle davranmazsanız bunları kamuoyu ile paylaşacağız’ deseydi acaba durum ne olurdu. Acaba kaç bakan, kaç genel müdür, kaç komutan veya onların eşleri ve çocukları hakında da bu veya benzeri görüntüler mevcuttur? Bu olayın ilk benzeri Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcısı Nuh Mete Yüksel’e yönelik hazırlanmıştır. Bugün bu olayı cemaatin yaptığından en ufak bir şüphem yok.
javascript:decreaseFontSize(); javascript:increaseFontSize();
Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın, Emniyet, TSK ve yargı içinde cemaat yapılanması olduğunu öne süren “Haliç’te yaşayan Simonlar, Dün Devlet Bugün Cemaat” başlıklı kitabı, gündeme bomba gibi düştü. İçişleri Bakanlığı soruşturma başlatırken, Avcı, “Soruşturma açılabilir, zaten bekliyordum” dedi.
Susurluk olaylarında devlet içindeki çeteleri açıklayan isim olan Hanefi Avcı, 600 sayfadan oluşan kitabında Fethullah Gülen cemaatiyle ilgili çarpıcı iddialarda bulundu. Cemaatin “devlet içinde devlet” olduğunu öne süren Avcı, kitabında grubun kendine özel bir istihbarat servisi kurduğunu; Ergenekon, Balyoz ve Deniz Baykal’ın istifasına neden olan ‘kaset’ olayında cemaatin parmağı olduğu iddiasında bulundu. Kendisinin de bu cemaat tarafından dinlenildiğini belirten Avcı, konuyu Başbakan ve İçişleri Bakanlığı’na bildirmesine rağmen önlem alınmadığını kaydetti. Avcı’nın kitabındaki iddialar şöyle:
Darbe planları servis edilmiş
Ergenekon-Balyoz: Ergenekon veya benzeri davaların tüm belgelerini cemaat tarafından daha önceden temin ediliyor, cemaat planları polis ve savcılarla birlikte hazırlıyor ve hukuki bir nitelik kazanması için kasıtlı olarak çeşitli gazeteciler üzerinden servis edilip, yayımlatarak savcılara ulaştırılıyor.
Kozmik oda aramaları: İstihbarat Dairesi’nde cemaatin özel cihazları, elde ettikleri her türlü kanunsuz dinleme materyalleri mevcuttur, buralar neden aranmaz? Kozmik odanın aranmasında kimliği belli olmayan bir ihbarcı vardı, burada da ben açıkça ihbar ediyorum. İstihbarat Daire Başkanlığı’nda arama yapılsa, demirbaşa kayıtlı olmayan cemaatin kendine ait özel dinleme ve izleme aletleri bulunacağından hiç tereddüdüm yoktur.
Saklanan iddia ve deliller var
Erzincan olayı: Ortada yazılmayan dosyada olmayan iddialar ve deliller var, bu saklanan iddia ve deliller uğruna görülen dava akıllara ziyan bir şekilde hukuk tanınmaksızın devam ediyor. İlhan Cihaner, Albay Recep Gençoğlu ve Orgeneral Saldıray Berk hakkında yazılı olmayan iddiaları anlatsalar, sonra bu iddialara maruz kalan kişiler kendilerini savunsalar dedikoduların muhtelif yerlere sızmış cemaat elemanlarının olayların nerelere taşındığını cemaat varsayımlarının sonucunun nerelere vardığını net olarak görürüz.
Baykal kasetini cemaat servis etti
Baykal kaset olayı: Deniz Baykal’ın gizli kamerayla çekilen görüntülerini içeren kaset olayını kim yaptı, niçin yaptı? Baykal bu ülkede muhtemel Başbakan adaylarından biriydi, ülkenin ikinci büyük partisinin genel başkanı olarak konjonktürün değişimine göre her zaman başbakan olması ihtimal dahilindeydi. Bu video görüntüleri daha önce çekilmiş. Baykal Başbakan olsaydı ve ülke için kritik bir karar arefesinde birileri çıkıp ‘elimizde bu görüntüler var, eğer şöyle davranmazsanız bunları kamuoyu ile paylaşacağız’ deseydi acaba durum ne olurdu. Acaba kaç bakan, kaç genel müdür, kaç komutan veya onların eşleri ve çocukları hakında da bu veya benzeri görüntüler mevcuttur? Bu olayın ilk benzeri Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcısı Nuh Mete Yüksel’e yönelik hazırlanmıştır. Bugün bu olayı cemaatin yaptığından en ufak bir şüphem yok.